Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...
RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HIRS-I CAH Makam ve rütbe hırsı
HIRS (Hurs) Takdir, kıyas * Altın veya gümüşten halka
HIRS Ayı
HIRS Saklamak
HIRS-BEÇE Ayı yavrusu
HIRSEK f Ayı yavrusu
HIRSEME Ayakkabının başı
HIRSİYE Geceleyin çalınan koyun
HIRŞA' Yılan derisi * Yumurtanın üst kabuğu
HIRT Erkek keklik * Hastalıktan dolayı, kesilmiş gibi parça parça olan bulaşık süt
HIRTOPOZ (Argo) Anlayışsız, kaba, ahmak kimse
HIRTİT Kereviz
HIRVANÎ Tar: Düz yakalı önü ilikli bir çeşit elbisedir Şehzade Abdülmecid'in okumağa başlamasından dolayı yapılan törende, yakınlarının bu elbiseyi giymeleri istenmiş ve bu husus, devletin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi'de tebliğ edilmişti
HIRVAT Hırvatistan halkından veya bu halkın neslinden olan kişi
HIRVATÎ Tar: Sipahilerin başlarına giydikleri külâh tarzındaki başlık
HIRZ Melce' Sığınılacak yer * Tılsım Cenab-ı Hakk'ın muhafaza etmesine dair yazılı duâ * Fık: Bir malın âdet üzere muhafazasına mahsus yer * Muhafaza etmek
HIRZ-I CAN Bağrına basıp canı gibi korumak Canı koruyan Canını teslim ederek sığınmak
HIRZ-I BİGAYRİHÎ Aslında eşya saklamaya mahsus olmayan, izin almadan girilebilen ve konacak malların yanında muhafızı olan yer (Yol, mescid, meydan gibi)
HIRZ-I BİNEFSİHÎ İçerisinde mal ve eşya saklamak için yapılmış, hazırlanmış ve içine izinsiz girilemiyen ev, dükkân, çadır, depo vs gibi mahaller (Kasa, sandık, dolap, çuval da bu hükümdedir )
HISA (C : Ahsâ) Sığır tersi
HISA' Hayvanın hayalarını çıkarma, eneme, burma * İnsanı hadım etme
HISAL (Haslet C ) Hasletler, huylar, tabiatlar Ahlâk
HISAL-İ HAMÎDE Medhe ve övülmeğe lâyık güzel huylar, güzel hasletler (  Dost ve düşmanın ittifakı ile ahlâk-ı hasenenin, şahsında en yüksek derecede; ve bütün muamelâtının şehadetiyle secâyâ-yı sâmiye, vazifesinde ve tebligatında en âlî bir derecede ve din-i İslâmdaki mehasin-i ahlâkın şehadetiyle, şeriatında en âlî hısal-i hamîde, en mükemmel derecede bulunduğuna ehl-i insaf ve dikkat tereddüd etmez S )
HISAM Düşmanlık, çekişmek, kavga, mücâdele
HISAN Aygır, at
HISAN (Hasna C ) Güzel kadınlar veya kızlar
HISAN Mümtaz kimseler, seçkin kişiler
HISANE Berklik, sağlamlık, sertlik, muhkemlik
HISAS Hisseler Paylar Nasipler * Kıssadan alınan dersler
HISASE (HISSE) Kabahat * Alçaklık, denâet
HISB Ucuzluk, bolluk
HISB Yay avazı Ok atma sırasında yaydan çıkan ses
HISIM Soyca ve evlenme neticesinde aralarında bağ bulunanların beheri Akraba
HISN Kale Hisar Sığınmağa, korunmağa mahsus sağlam yer
HISN-I HASÎN Çok kuvvetli, en sağlam korunma
HISREM Koruk * Bahil kimse
HISREME Üst dudağın derisinin sarkık olması
HISS Noksan, eksik
HISS (C : Hısas) Nasip, hisse
HISSA (Bak: Hisse)
HISSAN Mümtaz ve belirli kimseler Tanınmış iyi kimseler Ekâbirler
HISSET (Bak: Hisset)
HISSÎS Hâslık
HISSÎSA Bir kimseye, bir şeye mahsus olan hâl
HISVE (HISYE) (C : Haseyât) İki avuç dolusu * Azeryun otu
HIŞ'A Doğum anında ölen annenin karnı yarılarak çıkarılan çocuk
HIŞAŞ Başı küçük adam * Küçük başlı yılan * Devenin burnuna geçirdikleri burunduruk * Kuşlardan, dimağı olmayan * Çuval * Cânip, taraf * Sinir
HIŞF Geyik yavrusu
HIŞIR Kavun ve karpuzun kabuk kısmı * Olgunlaşmamış kavun * Kötü bir tabaklama neticesinde, bazı kısımları sert kalan deri * Mc: Kaba, görgüsüz ve salak kimse
HIŞM f Öfke, hiddet, gazap, kızgınlık
HIŞM-ÂLUD (Hışm-gîn, Hışmîn, Hışm-nâk) Kızgın, öfkeli
HIŞM-GÎN f Dargın, öfkeli, kızgın, darılmış, gücenmiş
HIŞM-NÂK f Kızgın, öfkeli, hiddetli, hışımlı
HIŞT Küçük mızrak şeklinde, ortasında ipten örtülü bir halka olan ve orta parmağa geçirilerek atılan eski bir savaş âleti * Kerpiç * Tuğla
HIŞT-I HAM Ham kerpiç Tam pişmemiş kerpiç Güneşte kurutulan kerpiç
HIŞT-I PUHTE Fırında pişirilmiş tuğla
HIŞTEK f Küçük kerpiç
HIŞT-TABE f Tuğla ocağı
HIŞT-ZEN f Kerpiç veya tuğla yapan kimse
HIŞV Geyik buzağısı
HIT' Suç, günah Günah işlemek
HITAB Sözü âşikâre ve yüzüne söylemek * Seninle gayrin arasında olan kelâm
HITABET Hatiplik etmek
HITABİYYE Rafizî taifesinden bir bölük cemaat
HITAM (C : Hutum) Dizgin, yular
HITAN(E) Sünnet etmek
HITAR (Hatar C ) Tehlikeler, hatalar
HITAR Misli, benzer, denk, eş * Bir çevreyi ihâta edip çevresini dolaşan nesne
HITAT (Hıtta C ) Ülkeler, memleketler, diyarlar
HITBAN Ebucehil karpuzu
HITBE Huk: Bir kadının nikâhına talib olmaktır Evlenmeyi taleb eden erkeğe: "hâtıb", evlenmesi taleb edilen kadına da "mahtube" denir
HITR Az miktar vermek
HITR (C : Ahtâr) Boya otu * Çok miktar deve * Suyu çok olan süt
HITRE Azıcık vergi
HITTA Günahlardan istiğfar etmek * Başkasının üzerinden suçluluğu kaldırmak * (C : Hıtat) Diyar, ülke, memleket
HITTA-İ CESİME Büyük ülke
HIVA' (C : Ahviye) Suya yakın toplanmış evler * Kaplayıp, toplayıcı olan
HIVAN (C : Huvn) Sofra
HIVAR Cevap vermek
HIVEL Zeval * Bir yerden başka yere intikal, tahavvül etmek
HIVKAL Zayıf olmak, zayıflamak
HIYABAN f Cadde İki tarafı ağaç dikili yol Bahçe yolu İki tarafı ağaçlı muntazam yol * Ortasından su akan ağaçlık yer * Tahrân'da büyük bir caddenin adı
HIYABE Ümitsiz ve mahrum olmak
HIYAKE Dokumak
HIYAL Hayvanın kısır olması
HIYAM (Hayme C ) Çadırlar
HIYANAT (Hıyanet C ) Hıyanetler, hâinlikler, kahpelikler
HIYANET Hâinlik Vefasızlık İtimadı kötüye kullanmak Sözünde durmayıp oyun etmek
HIYANET-İ VATAN Vatan hainliği Vatana hıyanet etme
HIYANETEN Kötülükte bulunarak, hıyanet ederek
HIYANETKÂR Hıyanet eden Hâin
HIYAR Hayırlılar * (C : Hıyârât) Huk: Bir işi yapıp yapmamada serbestlik Genel olarak bir anlaşmadan vaz geçme Hususi bir sözleşmenin fesh veya tasdiki Muhayyerlik Kendisinde böyle muhayyerlik bulunan kimse, yaptığı bir akdi diğer tarafın rızasına hâcet kalmaksızın bozabilir
HIYAR-I AYB Bir şeyde mevcud olan bir kusurun akitten sonra meydana çıkmasından dolayı âkitlerden biri için sabit olan muhayyerliktir
HIYAR-I RÜ'YET Bir şey hakkında görülmeden yapılan bir akitten dolayı, âkitlerden biri için görüldüğü zaman sabit olan muhayyerliktir
HIYAR-I ŞART Âkitlerden birinin veya herbirinin akdi, muayyen bir müddet içinde fesh veya icazetle infaz edebilmek hususunda muhayyer olmasıdır
HIYAR-I TAĞRİR Âkitlerden birinin diğer taraftan aldatılarak bir malı gabn-ı fâhiş ile satmasından veya satın almasından dolayı satış muamelesini fesh hususunda muhayyer olmasıdır
HIYAR-I VASF Bir akitte vücudu şart kılınan veya örfen meşhud bulunan mergub bir vasfın mevcud olmaması sebebiyle âkitlerden biri için sabit olan muhayyerliktir (Sağılır diye satılan bir ineğin, sütten kesilmiş olması gibi )
HIYARAT (Hıyâr C ) İslâm hukukunda alışveriş meselelerine ait muhayyerlik hususları
HIYARE Otsuz, otu olmayan yer
HIYASA Kulak halkası * Dar etmek, darlaştırmak * Dikmek
HIYAT (Hâit C ) Perdeler Mânialar
HIYAT İplik İbrişim * İğne
HIYATA Hıfzetmek, korumak, muhafaza etmek
HIYATA (HIYATET) Terzilik, dikiş dikme işi * Tıb: Ameliyat esnasında kesilip yarılan yerin tekrar kaynaması için dikilmesi * Ameliyatta dikiş için kullanılan bağırsak ve benzeri şeylerden yapılan iplik
HIYATET-HANE f Dikimevi, dikişevi, terzihane
HIYAZ (El-hıyaz) Havuzlar * Kadınlarda aybaşları, hayız kanları
HIYAZ(A) Suya dalmak
HIYAZET İlâve etmek, toplamak
HIYERE Beğenme, seçme Benzerlerinden ayırma * Seçkin, seçilmiş, beğenilmiş, ayrılmış
HIYERE-İ NÂS Seçkin kimseler, mümtaz kişiler
HIYERE Küfe yakınında bir şehrin adı
HIYFET Korku Gizlilik ve havf
HIYRE f Fersiz ve donuk göz
HIYRE-BAHŞ f Göz kamaştıran, aklı durduran
HIYRE-ÇEŞM f Kamaşık ve donuk gözlü * Cesur, atılgan * İnatçı, muannid * Utanmaz, hayâsız, arsız
HIYRE-DEST f Aldığı işi bozar olan (kimse ) Eli sakar kişi
HIYRE-GÎ f Kamaşıklık, donukluk (göz hakkında) Şaşkınlık
HIYRE-KÜŞ f Sevilen, mahbub, sevgili * Haksız yere adam öldüren
HIYRE-RE'Y f Reyi zararlı olan, kötü reyli
HIYRE-SER f Sersem, alık
HIYRE-SERANE f Alıkçasına, sersemcesine
HIYRE-SERÎ f Alıklık, sersemlik
HIZ Sür'at, çabukluk * Gayret, şevk * Fiz: Alınan yolun zamana oranı
HIZAB Birşeyi boyamak için hazırlanmış terkib
HIZAC Büyük tuluk
HIZAD Dikensiz ağaç
HIZAK (Hızka C ) Yığınlar, kalabalıklar
HIZANE Bir şeyi bir şeye ilâve etmek * Fık: Hak ve salâhiyeti haiz olan kimsenin belirli müddet zarfında çocuğunu besleyip büyütmek ve terbiye etmek üzere yanında bulundurması * Bir şeyi kucağına almak
HIZAR Bahçe çevresine yapılan duvar veya çit
HIZB (C Ehzâb) Erkek yılan * Ok atarken yaydan çıkan ses
HIZC (C : Ehzâc) Devenin içtiği havuzun dibinde kalan su * Ateş yakmak
HIZECR (C : Hazâcir) Karnı büyük kişi
HIZF (Bak: Hazf)
HIZIR (A S ) İkinci tabaka-i hayat mertebesine mazhar olan ve Kur'an-ı Kerim tefsirlerinde ismi zikredilen bir zât-ı kerim (Bak: Meratib-i hayat)
HIZK (HİZAK) Zeyreklik, akıllılık * Ustalık, mahâret
HIZK Kuşun terslemesi
HIZKA Yığın, kalabalık
HIZLAN Müflis olmak İflas etmek
HIZLAN Rezil olma Rüsvaylık * Aşağı düşmek * Muâvenetini, yardımını terk etmek
HIZVE Kadının, kocası yanında hürmetli, izzetli ve mertebeli olması
HIZY Hor ve zelil olmak * Rüsvay olmak
HIZZET Mertebe, menzile, derece
HİBA Bahşiş * Kadına kocasından kalan hisse * Vergi
HİBA (C : Ahbiye) Abadan veya keçeden yapılmış göçebe çadırı, oba
HİBAB Dostluk, sevmek (Bak: Hubb) * (Habb C ) Tohumlar, taneler * Haplar
HİBAB Neşat, sevinç, sürur
HİBAK Yarpuz otu * Yelmek
HİBAL (Habl C ) Urganlar İpler, halatlar
HİBALE (C : Habâil) Maddi ve manevi şeylerde tuzak, ağ * Kement, bağ
HİBALE-İ İZDİVAC Evlilik bağı
HİBALE-İ TELBİSAT Gizli, kamufleli tuzak
HİBAS Su bendi
|