09-10-2012
|
#9
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (G Harfiosmanlıca Sözlük (G Harfi)İle İlgili Kelimeler...
RE: Osmanlıca Sözlük (G Harfi) GIRK
Çok, kesir
GIRKÎ
Yumurta kabuğu
GIRNEVK
(C: Garânik-Garânika) Su kuşlarından boynu uzun bir kuş Telli turna Kuğu kuşu
GIRR
İşten anlamayan ahmak kişi
GIRRE
Gaflet Boş bir şeye aldanan * Tevbeyi sonraya bırakıp, aldanan Övünen, gururlu Gâfil İşe yaramaz
GIRS
(C: Egrâs) Dikilmiş ağaç * Çocukla birlikte anadan çıkan ince deri
GISLÎN
Yara yıkandığında içinden çıkan irinli ve kanlı su * Cehennem ehlinin etleri ve kanlarının yıkandığı nesne
GIŞA
Örtü, perde * Zar Deri Kabuk * Üst tabaka * Zarf Mahfaza
GIŞA-YI TABLÎ
Tıb: Kulak zarı
GIŞAŞ
Az, kalil * Evmek, acele
GIŞAVET
Göz kararmak * Körlük yapan perde Kabuk * Baş örtüsü
GIŞŞ
Hıyânet etmek, hâinlik yapmak * Yaramaz olmak * Saf olmayıp karışık olmak
GIŞYAN
Bürünmek, örtünmek * Cimâdan kinâye olur
GITA
Örtü Örtünecek şey Perde
GITA-YI BASAR
Göz perdesi
GITA-YI RAKİK
İnce örtü
GITARRES
(C: Gatâris) Zâlim, mütekebbir, kibirli kimse
GITRİF
(C : Gatârif) Başkan, reis * Asil ve itibarlı kimse Soylu kişi
GITRİF
Mütekebbir, gururlu, kendini beğenmiş
GIYAB
Görünmemek Göz önünde olmamak * Hazırda bulunmamak * Bilinmeyen şeyler * Arka Arkasından
GIYABE
Derinlik, dip
GIYABEN
Bulunmadığı halde Mevcut ve hazır olmaksızın * Mahkeme veya duruşmada olmadan
GIYABÎ
Arkasından olarak Kendi hazır olmadığı halde arkasından Gayba âit Gayba mensup ve müteallik
GIYAR
Keçe * Ehl-i zimmetin nişanı
GIYAS
Medetkâr Yardımcı Nusrete yetişen * Meded Yardım
GIYAS-ÜD DİN
Dinin intişar etmesine yardımı dokunan kimse
GIYASA
Suya dalmak
GIYBET
Arkadan çekiştirmek Hazır olmayan birisinin aleyhine konuşmak Birisinin gıyabında hoşuna gitmeyen bir şeyi söylemek (Gıybet odur ki: Gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işitse idi, kerâhet edip darılacaktı Eğer doğru dese; zâten gıybettir Eğer yalan dese; hem gıybet, hem iftiradır İki katlı çirkin bir günahtır M )(Gıybet, mahsus birkaç maddede câiz olabilir:Birisi: Şekva suretinde bir vazifedar adama der, tâ yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın Birisi de: Bir adam onunla teşrik-i mesâi etmek ister Senin ile meşveret eder Sen de sırf maslahat için garazsız olarak, meşveretin hakkını edâ etmek için desen: "Onun ile teşrik-i mesâi etme Çünki zarar göreceksin "Birisi de: Maksadı, tahkir ve teşhir değil, belki maksadı, târif ve tanıttırmak için dese" "O topal ve serseri adam filân yere gitti "Birisi de: O gıybet edilen adam fâsık-ı mütecahirdir Yâni fenalıktan sıkılmıyor, belki işlediği seyyiatla iftihar ediyor; zulmü ile telezzüz ediyor; sıkılmıgirsin bir tarafına  !!! âşikâre bir surette işliyor İşte bu mahsus maddelerde garazsız ve sırf hak ve maslahat için gıybet câiz olabilir Yoksa gıybet, nasıl ateş odunu yer bitirir; gıybet dahi a'mâl-i sâlihayı yer bitirir Eğer gıybet etti veyahut istiyerek dinledi; o vakit $ demeli, sonra gıybet edilen adam ne vakit rast gelse: "Beni helâl et " demeli  M )
GIYER
Halden hale dönmek
GIZA
Gıda, besin (Bak: Gıda)
GİL
f Su ile ıslanmış toprak, balçık Lüleci çamuru, kil
GÎL
(C: Guyul) Meşelik ve çalılık yer * Arslan yatağı Arslanların bulunduğu yer
GÎLE
f İki dağ arasındaki yol, vadi * Şikâyet * Üzüm tanesi
GÎLE
Bir kimseyi aldatıp bir yere götürüp öldürmek
GİLİGER
f Duvarcı, sıvacı * Çamurcu
GİLLE-MEND
f Şikâyet eden, halinden memnun olmayan
GİL-ZAR
f Çamurlu yer
GİN
f Türkçedeki "li, lu, lı" eklerinin karşılığıdır
GÎNE
Leşten akan murdar sarı su
GÎR
f (Giriften) "Tutmak, yakalamak" mastarının emir köküdür Türkçedeki: yapan, tutan, tutucu, dağılan, yayılan gibi mânalara gelir Kelimenin sonuna eklenir
GÎRA
f Müessir, te'sir eden, tutucu
|
|
|