Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (Z Harfi) Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (Z Harfi) Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (Z Harfi) ZAK-DAN f Döl yatağı, rahim
ZA'K Çağırmak, bağırmak
ZAK Pak, arı, temiz
ZAKINE (C: Zevâkın) Enek çukuru
ZAKİ (Zâkiyye) Saf ve temiz kimse Hareket ve davranışları düzgün olan kişi
ZAKİ Güzel kokulu, keskin kokulu
ZÂKİR Zikreden, zikredici * Hafızası kuvvetli * İlâhiler okuyan Çok çok duâ ve Esmâ-i İlâhiyeyi okuyan * Tekrar eden
ZÂKİRÛN (ZÂKİRÎN) Zikredenler
ZÂKİRE Andıran, hatırlatan, hatıra getiren şey
ZAKKUM Cehennem'de bir ağacın ismi, cehennemliklerin yiyeceği * Gösterişi güzel, çiçekli ve zehirli meyvesi olan yâsemine benzeyen bir bitki ismi
ZAKM Yemek, ekl
ZAKN Yükletmek
ZAKNA' Uzun * Kaba, yoğun * Eğri
ZAKT Cima etmek
ZAKV Çağırıp bağırmak
ZAKZAK Yeynicek, hafif * Bir karınca cinsi
ZAKZAKA Çocukların oynayıp sıçramaları
ZAL İhtiyar Ak sakallı * f İranlı meşhur kuvvet ve pehlivanlık senbolü Rüstemin babasının adı
ZAL () harfinin bir ismi "Dal-i Mu'ceme ve "Zel" de denir * Horoz ibiği
ZAL' Eğilmek, meyl etmek * Dar olmak * Davarın ağır yük getirmekten dolayı yürürken iki yanına eğilmesi
ZALAL Gölge eden Gölge olan
ZALÂM Karanlık Zulmet
ZALÂM-I ZULM Zulmün karanlığı
ZALEF Kum ve taş olmayan sağlam yer
ZALEME (Zâlim C) Zâlimler
ZALF Men'etmek Nefsini bir işe rağbet ve teveccühten men etmek * Mübah şey * Bâtıl * Şiddet * Beyhude
ZALİ' (C: Zulu') Eğri, meyilli * Müttehem kimse Töhmetli * Aksak hayvan
ZALİ' Geniş, bol, vâsi
ZALİF Çok hor, çok hakir kimse
ZALİFEN Birisinin izine uyup gitmek * İzini gizlemek, belirsiz etmek
ZALİK(E) Bu, şu, o Kezâlik Böylece
ZALİK Giden, gidici
ZALİL Gölgeli
ZÂLİM(E) Zulmeden, haksızlık eden
ZÂLİMÂNE f Zâlim olana yakışır şekilde Zulmeder surette Zâlimce
ZÂLİMÎN (Zâlim C) Zâlimler, zulmedenler
ZÂLİMÛN (Zâlim C) Zulmedenler Haksızlık edenler Zâlimler
ZALİM (C: Zılem-Zılmân) Deve kuşunun erkeği * Kaymağı alınmadan içilen süt * Hiç bozulmamış yerden kazılan toprak
ZALLAM (Zalûm) Çok zulmeden Çok zâlim
ZALM Kar * Diş beyazlığı
ZALMA (C: Zulem) Karanlık
ZALÛM Çok zulmeden Çok zâlim
ZAM (Bak: Zamm)
ZAM Ayıp
ZA'M Kelâm, söz
ZAMA' Susuzluk
ZAMA Diş etinin kanının az olması
ZAMAİM (Zamime C) İlâveler, ekler Artırmalar
ZAMAİR (Zamir C) Zamirler Bir şeyin iç yüzleri * İsim yerine kullanılan kelimeler
ZAMAİR-İ ŞAHSİYYE Şahıs zamirleri " Ben, sen, o" gibi isim yerine geçen kelimeler (Bak: Şahıs zamiri)
ZAMAN (Bak: Zeman)
ZAMAN Kefil olma, kefillik Bir şeyin mislini veya değerini vermek üzere zarara karşı kefil olma, garanti
ZAMAN-I AMEL Üzerine alma Deruhde etme İltizam
ZAMAN-I RÜCU' Huk: Cayma tazminatı Vadinden dönme tazminatı
ZAMANET Kötürümlük
ZAMİH Somak ağacı ("Tadım" da denir)
ZAMİLE (C: Zevâmil) Yük hayvanı * Küçük yük
ZAMİME Ek, ilâve Artırma, katma, ekleme
ZAMİN Ödeyen Kefil Tazmine mecbur olan
ZAMİN Tazmin eden Kefil olan
ZAMİN Hasta ve kötürüm kimse
ZAMİR Düdük çalan Ney çalan Ney-zen
ZAMİR Bir şeyi gizlemek * İç * Huk: Bir şeyin iç yüzü * Niyet * Vicdan Kalb * Gaye * Gr: Mütekellim, muhatab ve gaibe delâlet eden ve bunların makamına kaim olan rumuzat harfleri ve harf terkiblerinin her biri (Ben, sen, o; ene, ente, hüve gibi) ismin yerini tutan kelime
ZAMİR-İ FİİLÎ Gr: Geçmiş zaman fiillerinin sonuna gelen -dim, -din, -Di, -dik, -diniz, -diler gibi eklerdir
ZAMİR-İ İZAFÎ Gr: Muzâfların sonuna gelen -im, -in, -i, -imiz, -iniz, -leri gibi eklerdir
ZAMİR-İ MÜTEKELLİM Mütekellim zamiri, yani konuşanın isminin yerini tutan zâmir ("Ben" gibi)
ZAMİR-İ NİSBÎ Gr: İsimlerin sonuna gelen, -im, -sin, -dir, -iz, -siniz, -dirler gibi eklerdir
ZAMİR-İ ŞAHSÎ Gr: Şahıs gösteren ve şahısların ismi yerine kullanılan zamirler; Ben, sen, o, biz, siz, onlar gibi (Bak: Şahıs zamiri)
ZAMM Bir şeye bir şeyi ekleme Artırma Katma Fazla olarak verme * Kenarlarını bitiştirme *Gr: Bir harfin zammeli (ötreli) okunuşu
ZAMME Ötre o, ö, u, ü, diye okunan harfin harekesi
ZAMME-İ MAKBUZE-İ HAFİFE (Ü) sesini veren zamme
ZAMME-İ MAKBUZE-İ SAKİLE (U) sesini veren zamme
ZAMME-İ MEBSUTA "O" sesi
ZAMME-İ MEBSUTA-İ SAKİLE (O) sesini veren zamme
ZAMMETÂN (ZAMMETEYN) İki zamme
ZAMPARA (Aslı "zenpare"dir) Kadınlar peşinde dolaşan ahlâksız erkek
ZAMYA Yufka dudaklı * Yufka kapaklı * Dişinin etleri boz olup kanı az olan kimse
ZAMYAN Palamut ağacına benzer bir ağaç (Necid bölgesinde olur)
ZAMZAM (C: Zamâzim) Büyük ve kuvvetli arslan * Gadaplı ve kızgın kimse
ZAN (Bak: Zann)
ZAN Ayıp
ZA'N Göçmek
ZANBUR (Bak: Zünbur)
ZANGOÇ (Ermenice) Kilisenin hizmetlerini gören ve çan çalan kimse
ZANİ(YE) Zina eden Meşru olmayan nikâhsız cinsî münasebette bulunan
ZANİN Cimri, bahil ve hasis olan
ZANİN Suç işlediği zannedilen kimse Töhmetli, suçlu kimse
ZANİYE (Bak: Zani)
ZANK Dar yer Dar şey * Darlık, sıkıntı
ZANKÂ' (Bak: Dankâ')
ZÂNN Zanneden Sanan Zannedici
ZANN şüphe Zannetmek, samak Sezme
ZANN-I GALİB Kuvvetli, hakikate en yakın olan zann (Bak: Su-i zan)
ZANN-I KABUL-Ü CUMHUR Bir hükmün doğruluğunu ekseri müçtehidlerin ve ehl-i reylerin zann derecesinde, yani kuvvetli ihtimal ile kabul etmeleri(Ümmeti da'vetle teşri' edemez, fehmi şeriatten olur; lâkin şeriat olamaz Müçtehid olabilir, fakat müşerri' olamazİcma' ile cumhurdur, sikke-i şer'i görür Bir fikre davet etmek zann-ı kabul-ü cumhur, şart-ı evvel oluyorYoksa, davet bid'attır; reddedilir, ağzına tıkılır; onda daha çıkamaz Lemeât)
ZANNÎ Zanna ait, zanna dâir ve müteallik
ZÂNÛ f Diz
ZÂNÛ-BE-ZÂNÛ f Diz dize
ZÂNÛ-BER-ZÂNÛ f Diz dize
ZÂNÛ-BE-ZEMİN f Diz çökerek, dizini yere koyarak
ZANÛN Düşünce ve tedbiri kıt olan adam * Suyu olup olmadığı bilinmeyen kuyu * Suyu az olan kuyu
ZÂNÛZEDE f Diz çökmüş
ZÂNÛ-ZEN f Diz çökmüş
ZAPT-Ü RABT (Bak: Zabt ü rabt)
ZAR' (C: Zuru') Meme * Süt veren hayvan memesi
ZAR f İnleyen, sesle ağlayan * Zayıf, dermansız
ZAR f Kelimenin sonuna gelerek birleşik kelimeler olur İsimlere eklenerek yer adı bildirilir Meselâ: Lâle-zar $ : Lâle bahçesi
ZA'R Bedende kılın az olması
ZA'R Meyletmek, eğilmek
ZARAAT (Derâat) Alçalma Kendini küçük görme, küçültme
ZARAFET Zariflik, incelik, kibarlık Nâzik davranış Muamelede, harekette ve giyimde hoşluk ve temizlik
ZARAFET-PERVER f Zarafete düşkün olan, zarifliği seven
ZARAGIM (Zırgam C) Arslanlar
ZARAİF Zârif, ince, hoş şeyler
ZARAR Lüzumlu ve kıymetli bir şeyin eksilmesi veya kaybolması Ziyan Kayıp(Zarar, birşeye dahil olan eksikliktir ki, hastalık veya körlük, topallık gibi sakatlık demektir Nitekim anadan doğma a'maya ve pek zayıf hastaya darir denilir Mühimmat ve levazım tedarikinden âciz olmak da bu mânadadır Binaenaleyh zararlılar; dertli, sakat, âciz, özürlülerdir Bunların gayrı olan gayr-i uli-z zarar ise, sahih, salim ve kadir olanlar demek olur ET)
ZARAR-I ÂMM Umumla ilgili zarar
ZARAR-I BEYYİN f Meydanda ve âşikâr olan zarar
ZARAR-I HASS Bir veya bir kaç şahsa âit olan zarar
ZARAR-I MAHZ Fık: Kendisinin faydası yerine zararı olan
ZARAR-I MA'NEVÎ Huk: Tazminat Manevî zarar ve ziyan
ZARAR-DİDE f Zarar görmüş olan Ziyana, kayıba, noksanlığa uğramış olan
ZARB (Bak: Darb)
ZARF Kap, kılıf Mahfaza * İçine mektup konulan kılıf kâğıt * Gr: Bir fiilin veya bir sıfatın veya başka bir zarfın mânasına "yer, zaman, mâhiyyet" (Nicelik, nitelik) gibi cihetlerden başkalık katan vasıflarını belirten kelime
ZARF-I MEKÂN Mekân gösteren kelime ("Burada, dışarda, içerde" gibi)
ZARF-I ZAMAN Gr: Zaman gösteren kelime ("Erken, geç" gibi)
ZARFİYYET Gr: Kelimenin zarf olması hâli, bir kelimenin zarf olarak kullanılması
ZARÎ Kanı durmayan damar
ZARİ' Hurma ağacının dikeni
ZARİ' (Zer' den) Ekin eken Çiftçi
ZARİ f Ağlayıp sızlama * Hakirlik ve itibarsızlık
ZARİB (C: Zırâb) Bir ucu keskin yerli taş * Küçük tepe
ZARİF(E) Zarafetli İnce ve nâzik tavırlı Güzel Şık İnce nükteli * İnce nükteli ve güzel tâbirlerle konuşan
ZARİF-ÜT TAB' İnce, zarif tabiatlı, güzel huylu
ZARİFANE f Zariflikle, incelikle, zarif olana yakışır surette
ZARİFE Fazla ve lüzumsuz söz
ZARİH (Darih) Mezar, kabir Türbe
ZARİR (C: Ezırre-Zırrân) Kaba, sert yapılı ve muhkem yer
ZARİS Taşla yapılmış kuyu
ZARİYAT Kırıp ufalayan, toz duman edip götüren kuvvetler * Velud kadınlar (Bak: Zerv)
ZARİYAT SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 51 suresidir Mekkîdir
ZARR Zarar
ZÂRR Zarar veren, zararlı
ZARR Soğuktan dolayı suyun donması
ZARRÂ' (Darrâ') Şiddet Keder, mihnet, sıkıntı
ZARURAT (Zaruret C) Zaruretler Sıkıntı ve muhtaçlıklar

Alıntı Yaparak Cevapla