Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (Z Harfi) Kelimeler...
RE: Osmanlıca Sözlük (Z Harfi) ZEVAL Zâil olma, sona erme * Gitmek Yerinden ayrılıp gitmek * Güneşin tam ortada gibi, baş ucunda bulunduğu zaman * Güneşin nısf-ı nehar dairesinden batmaya doğru dönmesi Seyrinin sonuna yaklaşması (Gafletten kurtulan evvelki adam, o şedit şefkatin elemine karşı ulvi bir tiryak bulur ki; acıdığı bütün zihayatların mevt ve zevâlinde bir Zât-ı Bâki'nin bâki esmasının daimî cilvelerini temsil eden âyine-i ervahları bâki görür; şefkatı, bir sürura inkılâb eder Hem zevâl ve fenâya mâruz bütün güzel mahlukatın arkasında bir cemâl-i münezzeh ve hüsn-ü mukaddes ihsas eden bir nakış ve tahsin ve san'at ve tezyin ve ihsan ve tenvir-i dâimîyi görür O zevâl ve fenâyı, tezyid-i hüsün ve tecdid-i lezzet ve teşhir-i san'at için bir tazelendirmek şeklinde görüp lezzetini ve şevkini ve hayretini ziyadeleştirir M )
ZEVAL-İ ELEM Elemin sona ermesi (Zeval-i elem lezzet olduğu gibi, zeval-i lezzet dahi elemdir S )
ZEVAL-İ LEZZET Lezzetin bitmesi, lezzetin sona ermesi
ZEVALÎ Zevale mensub, zevale ait ve müteallik * Çok yaşlı
ZEVALNÂPEZİR f Geçici ve muvakkat olmayan Zeval bulmayan Sona ermeyen
ZEVALPEZİR f Geçici olan Muvakkat Sona eren
ZEVAMİL (Zâmile C ) Küçük yükler * Yük hayvanları
ZEVANİ (Zâniye C ) Zâniyeler Zina yapan kadınlar
ZEVARİ' Küçük tuluklar
ZEVAT (Zât C ) Zatlar, şahıslar, kimseler * Üzüm, buğday gibi şeylerin kabuğu
ZEVAT-I KİRAM Şerefli, temiz, büyük zatlar
ZEVAT-I MA'DUDE Sayılı zevât Sayılı kimseler
ZEVATA İki zat * İki sahib * Çift
ZEVAYA (Zâviye C ) Zaviyeler Açılar Köşeler Tekyeler
ZEVB Erime
ZEVC Çift İki şeyden meydana gelen * Sınıf, cins, nev' * Karı ve kocanın herbiri * Koca, eş
ZEVCAT (Zevce C ) Zevceler Karılar Kadın eşler
ZEVCE Kadın eş Nikâhlı kadın, eş
ZEVCEYN Karı ile koca Kadın ile erkek çift
ZEVCİYYET Kocalık, karılık Eşlik Karı ve koca oluş
ZEVD Ayırmak * Uzaklaştırmka, ırak etmek * Defetmek, menetmek
ZEVD Koyunu su yerinden sürmek * Sevk
ZE'VE (C: Ze'vât) Zayıf koyun
ZEVEBAN Erime
ZEVEBAN ETMEK Fiz: Sıcaklığını artırarak bir cismin, katı hâlden sıvı hâline geçmesi Erimiş olması
ZEVEL Hafif, zeyrek, zarif kimse (Müe: Zevle)
ZEVER Meyl, eğrilik
ZEVF Adımını birbirine yakın atmak
ZEVG Bir şeyi bir tarafa eğme, bir yana meyillendirme
ZEVH şiddetle yürümek
ZEVH Develeri dağıtıp toplamak
ZEVİ (Zû C ) Sahipler
ZEVİ-L EHSAS Duygu sahibi olanlar, duyanlar, hissedenler
ZEVİ-L ERHAM Yakın akraba
ZEVİ-L ERVAH Ruh sahipleri Hayatlılar, ruhlular Can sahibi olanlar
ZEVİ-L İDRAK İdrak sahipleri Anlayış ve akıl ile kavrayışlı olan
ZEVİ-L UKUL Akıl sahipleri Aklı olanlar * Tas: Halkı zâhiren, Hakkı bâtınen görenler
ZEVK Lezzet alma, hoşa gitme, tatma * Hoş, hoşa giden Mânevi haz * Boş vakit geçirmek Eğlenmek * Alay etmek Güzeli çirkinden ayırma kabiliyeti (Hayatın zevkini ve lezzetini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve ferâizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz  S )
ZEVK-İ SELİM En temiz, nezih ve en yüksek derecedeki zevk Selâmette olan zevk Meşru dairedeki zevk * Sezme kabiliyeti
ZEVK-ÂLUD f Zevkli, zevk karışık
ZEVK-BAHŞ f Zevk veren, eğlendiren, neşelendiren * Meşhur bir cins lâle
ZEVK-CÛ (C : Zevkcuyân) f Zevkine düşkün Zevk arıyan
ZEVKİYYAT Zevk ve eğlenceye dair hususlar
ZEVKÎ Zevkle alâkalı Zevke âit
ZEVK-YÂB f Lezzet alan, zevklenen
ZEVL (C : Ezvâl) Acib nesne * Zâil olmak, geçici olmak
ZEVLAK Taraf, cânib
ZEVR Yalan, kizb * Bâtıl mâbud * Ziyaret etmek * Göğüs üstü
ZEVR Göğüs altı
ZEVRA' Bağdat * Dicle nehri * Eğri ve eğilmiş nesne Yay * Derin kuyu * Uzak yer
ZEVRAK Kayık, sandal * Mekke'de yapılan ve içine zemzem koymaya mahsus olan kap, ibrik
ZEVRAKÇE f Ufak kayık Ufak sandal
ZEVRAKSÜVÂR f Kayığa binen Sandala binmiş olan
ZEVRE Uzaklık * Ziyaret etmek
ZEVREKA (C : Zevrak-Zevârik) Ölçek * Küçük gemi
ZEVT Boğmak
ZEVV Irak diyarında bir dağın adı * Kadr, kıymet * Miktar
ZEVVAK Bir şeyi fazlasıyla deneyen * Bir şeyi çok fazla tadan
ZEVY (Zevey) Döndürmek Cem etmek, dürülmek Tutmak
ZEVY Solmak * Değişmek, mütegayyer olmak
ZEVZAT Doğurmak * Sür'atle gitmek * Reddedip uzaklaştırmak
ZEVZEK t Geveze Münasebetsiz, temkinsiz Ağzı ve eli durmayan Hoppa
ZEY' (Zeyean) Duyulma Meydana çıkıp yayılma
ZEY' Güzelce pişip erimek
ZEYB (Bak: Zîb)
ZEYBEK Hafif silâhlarla donanmış ve asâyişi muhafazaya memur olan eski bir sınıf asker
ZEYD Eski fetva metinlerinde erkeği temsil etmek için kullanılan isimlerdendir (Diğer isimler: Amr, Bekir, Beşir, Hâlid)
ZEYD (ZİYÂD) Men'etmek, reddedip gidermek
ZEYD BİN SABİT (R A ) Sahabe-i Güzinden ve Aşere-i Mübeşşeredendir Henüz on bir yaşında iken isteği ile İslâmiyet'i kabul etmiştir Kur'ân-ı Kerim'i kemiklerde yazılı ve hâfızların ezberinde iken bugünkü şeklinde ilk olarak yazan, bu hizmette en büyük hizmet kendisine nasib olandır Resul-ü Ekrem'in (A S M ) kâtipliğini yapmıştır Süryanice de öğrenmişti Hz Ebu Bekir-i Sıddık'ın (R A ) hilâfeti mes'elesinde Ensar'ı tenvir etmiş, hakikatı izah etmiştir Hz Ömer ve Hz Osman (R A ) devirlerinde büyük hizmetler görmüş ve beyt-ül mâl te'sisinde ve tesbitinde büyük hizmetleri olmuştur Hi: 45 tarihinde 56 yaşında irtihal etmiştir
ZEYEK İki uyluk arasının geniş olup birbirine uzak olması
ZEYF (C : Ziyâf - Züyuf - Ezyâf) Kalp ve silik para veya akçe
ZEYG Şübhe Doğruluktan ayrılma * Bir tarafa meyletme * Yanılma * Kamaşma
ZEYH (Zeyhân) Zulüm etmek Haktan uzaklaşmak
ZEYH Mahvolmak * Gitmek * Uzak olmak
ZEYHAN Zulüm etmek Zâlimlik yapmak
ZEYL Ayırma Tefrik
ZEYL Ek, ilâve, bir şeyin altı, devamı * Etek
ZEYLEN Ek olarak İlâve ederek
ZEYLİYÂT İlâve ve ek olarak yazılan şeyler
ZEYN Zinet, süs Süslemek
ZEYN-ÜD DİN Dinin süsü, dinin zineti
ZEYN-AB (Kürdçe) Su kaynağı, pınar
ZEYNEB Eski fetva metinlerinde kadını temsil eden isimlerden biri * Gül (Bak: Hatice)
ZEYN-ÜL ABİDİN (Zeynel âbidîn) Lügat mânası: İbadet edenlerin zineti * (Hi: 38-94) Oniki İmamın dördüncüsü olan zât (R A ) Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın torunu olan Hazret-i Hüseyin'in ortanca oğlu Asıl adı: Ali'dir Tâbiînin büyüklerindendir Medine-i Münevvere'de vefat etmiştir (Rahmetullâhi Aleyh)
ZEYR Eksilmek
ZEYT Zeytinyağı Yağ
ZEYTUN Zeytin
ZEYTUNÎ Zeytin renginde olan
ZEYY (Bak: Ziyy)
ZEYY Döndürmek * Toplamak, cem'etmek
ZEYYAL Kuyruklu * Uzun etekli
ZEYYAT Zeytin ağacı
ZE'ZEE Cem'etmek, toplamak
ZI Kur'an-ı Kerim alfabesinde onyedinci harftir Ebcedî değeri: 900'dur
ZIA İşlenir toprak Tarla
ZIAR Devenin ağzını bağlamak
ZIBA' (Zabu C ) Sırtlanlar
ZIBAB (Zabb C ) Kertenkeleler Kelerler
ZID Aksi, muhâlif, zıt * Nefret edilen, kerih şey
ZIDDÂN İki zıt
ZIDDEYN Birbirinin aksi olan iki şey İki zıt
ZIDDİYET Birbirine muhâlif, zıt olma hâli Zıtlık Birbirinden nefret etme Zıt fikir veya kanaat sahibi olanların durumu
ZI'F İki kat Bir şeyin miktarca iki katı
ZIFR Tırnak Çengel Pençe
|