Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (Z Harfi) Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (Z Harfi) Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (Z Harfi) ZIHAR İki şey arasında münasebet ve mutabakat meydana getirmek İki şeyi birbirine mutabık eylemek Arka arkaya, mukabil kılmak * Karşılıklı yardımlaşmak * Fık: Bir kocanın, karısını müebbeden mahremi olan birisinin bakması câiz olmayan bir yerine teşbih etmesiMeselâ, bir adam karısına, "Sen bana anam gibisin" demesi gibi Bu halde karısı da ona haram olurdu İslâmiyetten evvel câhiliyet âdetleri olan ve bir nevi boşanma usulü sayılan bu çeşit hareketi İslâmiyet men'etmiştir ve zecr için zıhar eden kimseye keffaret vaz' olunmuştur (OL)
ZIHARE Elbisenin dış yüzü, dış tarafı
ZIHLİL Dayanacak ve kayacak dar mekân
ZIHRIT Koyun ve deve burunlarından akan sümük
ZIHRÎ (C: Zıhârâ) Bir ihtiyaç için hazırlanıp saklanan nesne
ZIKKÎ Deriden yapılmış su tulumu
ZILAL (Zıll C) Gölgeler
ZILALE Gölgelik
ZILF Hayvanların çatal tırnağı
ZILL Gölge * Perde * Mc: Sahip çıkma, koruma, himaye etme
ZILL-I ZÂİL Geçen gölge
ZILL-I ZALİL Koyu gölgeli yer
ZILL-ÂLUD f Gölgeli
ZILLÎ Gölge ile alâkalı
ZILLÎM Zulmü çok olan kimse Zâlim insan
ZILLİYET Zâhirî sahiplik Himaye edici olma * Gölgelik
ZILLULLAH Cenab-ı Hakk'ın namına yeryüzünde tasarrufta bulunan insan, halife İlâhî kanunu tatbike çalışan halife ve pâdişahın nâmı
ZIMAD (C: Zamâid) İlâç * Merhemle yaraya sarılan sargı, bez
ZIMAN Zarar ve ziyana karşılık verilen bedel
ZIMAR Ele geçmesi mümkün olmayan kaybolmuş mal Alacak veya yeri bilinmeyen mal * Gizli kalmış hazine, iş veya şey
ZIMAR Irz, namus
ZIMN İç taraf * Maksad, gaye * Açıktan söylenmeyip dolayısıyle anlatılan
ZIMNEN Açıktan olmayarak, dolayısıyla, ima yolu ile İçinden olarak
ZIMNÎ İçinde saklı, gizli olarak * Kendiliğinden
ZINDIK (Bak: Zendeka)
ZINNE Töhmet, kabahat
ZINNET Cimrilik, pintilik
ZI'R (C: Zıâr-Zuur-Ezâr) Süt anası
ZIRA' (Bak: Zirâ')
ZIRAR Karşılıklı zarar vermek
ZIRBA' Maymuna benzer bir hayvan
ZIRBAN (C: Zerâbin) Kokarca denilen küçük, kediye benzer, çirkin kokulu bir hayvan
ZIRGAM (C: Zarâgım) Aslan, gazanfer
ZIRH Cevşen * Muharebe elbisesi, demirden örülmüş veya dökülmüş elbise
ZIRHPUŞ (C: Zırhpuşân) f Zırh giyinmiş, zırh giyen
ZIRR Gömlek ve kaftan düğmesi * Tomurcuk
ZIVANA f İki ucu açık küçük boru * Birbirine geçen şeylere açılan boru şeklinde delik
ZIVANADAN ÇIKMAK Taşkınlık göstermek Haddini aşmak, edepsizlik etmek
ZIYA' Kayıp, yitim Kaybolma Mahvolma
ZIYA (Bak: Ziyâ)
ZIYA' (Zay'a C) Küçük çiftlikler, tarlalar
ZIYK (Dıyyık - Dıyk) Dar Sıkıntılı
ZIYYIK Pek dar
Zİ Kılık, kıyafet Elbise
Zİ f Türkçedeki "den, dan" mânasını ifade eder Meselâ: Zi-mısır $ : Mısır'dan
ZÎ Arapçada kelimenin yerine göre "Zâ, Zû, Zî" şeklinde okunan, "sâhib" mânasını ifade eden ve birleşik kelimeler yapılan bir edattır
ZÎ-FİKİR Fikir sahibi, tefekkür eden
ZİAB (Zi'b C) Kurtlar, canavarlar
ZİAMET (Bak: Zeâmet)
ZÎB Zinet, süs Düzgün, iyi elbise
Zİ'B Kurt Canavar
Zİ'B-İ MÜTEGANNİM Koyun postuna girmiş kurt
Zİ'B-İ YUSUF Kabahati ve suçu olmadığı halde suçlandırılan kimse
ZİBA f Güzel, süslü, yakışıklı
ZİBAC Nedimelik etmek * Sohbet etmek
ZİBAK Cıva
ZİBAL Karıncanın ağzıyla götürdüğü şey
ZİBAR (Zebr C) Kitaplar * Yazı yazmalar * Kâğıt yaprakları
ZÎBARÛ (Zibâ-ru) f Güzel yüzlü Dilber
ZÎB-ÂVER f Süsleyici, bezeyici
ZÎBAYÎ f Süslülük, güzellik, yakışıklılık
ZİBBAH Ayak parmaklarının diplerinde olan yarıklar
ZİBBAN (Zübâb C) Sinekler
ZİBBİR Kuvvetli
Zİ'BE Eyerin ve semerin iki yanlarının arası
ZÎB-EFZA f Güzelleştiren, süsü artıran, güzelliği çoğaltan
ZİBENDE f Süslü, zinetli, yakışıklı Lâyık, güzel
Zİ'BER Çok kaba dikişli bir Arap kaftanı
ZİBE'RA Yaramaz huylu kimse * Kaba sakallı, yüzü ve kaşı kıllı kimse * Timsahın dişisi * Boynuzuyla fili başında götüren canavar
ZİBERKAN Ay, kamer Ay ve güneş * Arap reislerinden bir reisin adı
ZİBH Boğazlanan davar
ZİBHA (Zübha) Kuşpalazı, difteri
Zİ'BIK Civa
ZİBL Süprüntü Gübre
ZİBNİYE Zorla def'edici, zorla kovan
ZİBR Mektup Kitap
ZİBRAK Sarartmak
ZİCAC Karanfil
ZİCAN Meyletmek, eğilmek
ZİCC Yumuşaklıkla def'etmek Tatlılıkla kovmak
ZİDA(Y) Cilâlayıcı, temizleyip parlatıcı
ZİDB (C: Ezdâb) Nasip, kısmet
ZİDE (Zidet) : f "Çoğalsın, artsın" anlamlarına gelir ve duâ ve temennilerde bulunmak üzere kullanılır
ZİDET FAZLUHU Bilgisi artsın, fazlı çok olsun!
Zİ-DER f Kapıdan
Zİ-DERGÂH f Dergâhtan
ZİDK Sıdk, doğruluk
ZÎF Kenar, nâhiye, cânip, taraf
ZİFAF Gerdeğe girmek Gerdek
ZİFAN (Zayf C) Misafirler
ZİFAN Öldürücü zehir
ZİFF Deve kuşunun yeleklerinin küçüğü
ZİFİL Katran
ZİFR (C: Azfâr) Kir, pas * Yük * Kırba (Kırba götürenlere "Zevâfir" derler)
ZİFRA (C: Zifâri) Devenin kulağı ardında terleyen yer
ZÎFÜNUN Çok şeyler bilen, mehâret sâhibi olan, fen sâhibi
ZİH f Kiriş * Yay kirişi * Kenar çizgisi * Kaytan, şerit
ZÎH (C: Züyuh-Ezyâh) Çok kıllı erkek sırtlan (Müe: Zeyhâ)
ZİHAF Çokluk * Süstlük ve zayıflık ile yürümek * Edb: İbarede uzun okunulması gereken bir sesli harfin, vezin zarureti ile kısa okunuşu (Bunun zıddı: İmâle'dir)
ZİHAM Kalabalık, sıkışıklık
ZÎHASSA Hassalı, özellik, hususiyyet sâhibi
ZÎ-HASSA-İ MEŞHURE Meşhur hususiyet sâhibi
ZÎ-HASSE Duygulu, duygu sâhibi, hisseden
ZÎ-HAŞMET Haşmet sahibi, haşmetli
ZÎ-HAYAT Hayatlı, hayata sâhip, canlı (Bak: Hayat)
ZİHBE (C Zihâb) Yağmur katresi
ZİHİ "Şu, bu" mânasına gelen müennes işaret zamiri
ZİHİ f Ne güzel Ne iyi Aferin
ZİHLAF Tehir etmek, sonraya bırakmak * Uzaklaştırmak, ırak etmek
ZİHİN (Zihn) Anlama, bilme, hatırlama kuvveti Anlama kuvvet ve istidadı Hıfz kabiliyeti (Bak: Dimağ)
ZİHN-İ MAHDUD Dar zihin
ZİHNEN Zihin ile, düşünerek, akıl ile
ZİHNÎ (Zihniyye) Zihinle alâkalı Zihne âit
ZİHNİYYÂT Zihne ait hususlar Zihinle ilgili meseleler
ZİHNİYYET Düşünce Düşünce yolu * Anlayış * Kafa
ZÎK (Bak: Dıyk)
ZÎK Yaka kenarı
ZİKÂR (Zeker C) Erkekler
ZÎKARED GAZVESİ Zîkared, Gatafan diyarı civarında oniki mil mesafede bir kuyudur Rivayete göre Medine ile Hayber arasında ve Şam yolu üzerindedir ve Medine'ye iki konak mesafededir Bu Zîkared kuyusu yakınında yapılan gazaya Gabe Gazası da denilir, hicretin altıncı yılında rebiül-evvel ayında vuku bulduğu rivayet edilirHayberden üç gün önce bir takım Gatafan ve Fezare çapulcuları Resulullah'ın sağılan develerine yağmacılık etmeleri üzerine bu gaza vuku bulmuştur İbn-i Sa'd, bu develerin yirmi tane olduğunu ve Gabe Korusu'nda yayılırken baskına uğradığını bildiriyor (SBM)
ZİKE Silâh
ZÎ-KIYMET Kıymet sâhibi, kıymetli

Alıntı Yaparak Cevapla