Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (F Harfi)-Osmanlıca Sözlük (F Harfi)İle İlgili Osmanlıca Kelimeler..

Eski 09-10-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (F Harfi)-Osmanlıca Sözlük (F Harfi)İle İlgili Osmanlıca Kelimeler..



RE: Osmanlıca Sözlük (F Harfi) FELEK-İ EFLÂK
Göğün en son katı (Bak: Arş)

FELEKÎ
(Felekiyye) Feleğe mensub Felekle ilgili * Astronomik

FELEKİYYAT
Göklerin ilmi (Kozmoğrafya, Astronomi)

FELEKİYYUN
Gök ilmi ile uğraşanlar (Astronomlar, Kozmoğrafyacılar)

FELEKMEŞREB
Mc: Sözünde durmaz, verdiği sözü tutmaz * Kimine yâr olur, kimine olmaz

FELEKSEYR
f Hareketleri ve gidişi süratli olan

FELEKZEDE
f Feleğin kahrına uğramış, tâlihsiz

FELENCE
Hoş kokulu sarı renkli bir tohumdur Yemen'den gelir * Besbâse yaprağı

FELETAT
Lisanın döküntüleri, iradesiz ağızdan çıkan söz veya kelime * Ansızlık * Her ayın son geceleri (Bak: Hey'atin feletâtı)

FELEVAT
(Felât C) Susuz çöller, sahralar

FELFAK
Ağaç dibinden çıkan budağın yaprağı

FELFEL
İri gövdeli, semiz adam

FELFELE
Yemeğe biber katmak

FELH
(C: Füluh) Yarmak, şakk * Kesmek

FELHA
(C: Eflâh-Felhâ) Alt dudakta yarık olması

FELHEM
Çulha mekiği

FELÎCE
Kaftan ve bez parçası

FELİHAZA
(Fe-li-zâlik) Bunun için, şunun için, imdi (mânasında)

FELÎL
Bir yere toplanmış kıl * Devenin azısı

FELÎMUN
şebrem denilen ot

FELİZALİK
(Bak: Felihâzâ)

FELK
Yarmak, şakk

FELKAM
Geniş, vâsi'

FELKE
Ayın dolunay şekli

FELL
(C: Fülül - Eflâl) Gedik, rahne * Yaralamak * Cenkte askeri bozmak Harbdeki askerin bozulması * Kılınç yüzündeki açılan gedik * Susuz kır yer * Güruh, cemaat * Muvakkat delilik

FELLAH
Ekinci, çiftçi, ziraatle uğraşan arab * Zenci, siyah arab

FELLAZ
Bostancı

FELLUCE
(C: Felâlic) Ziraate müsait yer

FELS
(Füls) (C: Fülüs) Pul, Bakır para * Balık pulu

FELSEFE
Yunanca (Philosophos)dan Arapçalaşmış Feylesofların mesleği * İlm-i hikmet * Maddeyi, hayatı ve bunların çeşitli tezâhürlerini, sebeblerini, ilk unsurları ve gaye cihetinden inceleyen fikri çalışma ve bu çalışmaların neticelerini toplayan ilim * Herkesin hususi fikri Mantık * Bir ilmin prensipleri * Marifet ve hikmet sevgisi * Meşhur bir feylesofa göre olan hususi prensipler, nazariyeler * Tabiat, huy ve mizaç sakinliği; rahatlık (Bak: Hikmet, Nokta-i nazar)(Hikmet-i felsefe ile hikmet-i Kur'aniyenin hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye verdiği terbiyeler: Amma hikmet-i felsefe ise hayat-ı içtimaiyede nokta-i istinadı, "kuvvet" kabul eder Hedefi, "menfaat" bilir Düstur-u hayatı, cidal tanır Cemaatlerin râbıtasını "Unsuriyet, menfi milliyeti" tutar, Semerâtı ise, "Hevesât-ı nefsaniyeyi tatmin ve hâcât-ı beşeriyeyi tezyid"dir Halbuki: Kuvvetin şe'ni, "Tecavüz" dür Menfaatın şe'ni, her arzuya kâfi gelmediğinden üstünde "Boğuşmaktır" Düstur-u cidâlin şe'ni, "Çarpışmaktır" Unsuriyetin şe'ni, başkasını yutmakla beslenmek olduğundan; "Tecavüz"dür İşte bu hikmettendir ki; beşerin saadeti selb olmuşturAmma hikmet-i Kur'aniye ise, nokta-i istinadı, kuvvete bedel "hakk"ı kabul eder Gayede menfaate bedel, "fazilet ve rızâ-yı İlâhî"yi kabul eder Hayatta düstur-u cidal yerine, "düstur-u teavün" ü esas tutar Cemaatlerin rabıtalarında: unsuriyet, milliyet yerine "râbıta-i dinî ve sınıfî ve vatanî" kabul eder Gayâtı, hevesât-ı nefsaniyenin tecavüzâtına sed çekip, ruhu maaliyâta teşvik ve hissiyât-ı ulviyesini tatmin eder ve insanı kemâlât-ı insaniyeye sevkedip insan eder Hakkın şe'ni, "ittifak"tır Faziletin şe'ni, "tesanüt"tür Düstur-u teavünün şe'ni, "birbirinin imdadına yetişmek"tir Dinin şe'ni, "uhuvvet" tir, "incizab" dır Nefsi gemlemekle bağlamak, ruhu kemâlâta kamçılamakla serbest bırakmanın şe'ni, "saadet-i dâreyn" dir S)(Dinsiz felsefe, hakikatsız bir safsatadır ve kâinata bir tahkirdir S)

FELSEFE-İ BEYAN
Beyan İlmindeki kaidelerin vaz'ediliş sebeb ve gayelerinin açıklanması

FELSEFE-İ TARİHİYYE
Târih felsefesi

FELSEFÎ
Felsefeye mensub ve felsefe ile alâkalı

FELSEFİYYAT
Felsefe ile ilgili bilgi ve düşünceler, hikmet bilgileri

FELTE
Ansızlık * Darlık * Her ayın son gecesi

FELTUT
Küçüklüğünden dolayı iki tarafı gelip birleşmiyen elbise

FELÜVV(E)
(C: Eflâ-Felâvâ) Atın yavrusu Tay

FELY
Bit toplamak * Şiirin ince mânâlarını çıkarmak * Kesmek * Kılıç ile vurmak

FELYUN
Ermeni kili

FEM
Ağız Dihen (Kelimenin aslı: "Feveh" veya "Fâh" dır)

FEM-İ NEHR
Nehir ağzı

FEMÎ
Ağızla alâkalı Ağıza âit

FEN
(Bak: Fenn)

FEN'
Malın çok olması * Misk kokusunun etrafa yayılması * Bir kimsenin iyiliğini ve ihsanını söyleyip methetmek

FENA
(Beka'nın zıddı) Yokluk Yok olma * Geçici dünya * Geçip gitme * Tas: Kendi varlığından geçmek * Kötü * Devamlı olmayan * Çok kocamış olmak

FENAFİLİHVAN
(Fenâ fi-l-ihvân) Tefâni Yani; kardeşlerin birbirinde fâni olması; kendi hissiyat-ı nefsaniyesini unutup, kardeşlerinin meziyyât ve hissiyâtı ile fikren yaşaması Samimi ihlâs üzerine müesses en yakın dostluk, en fedakâr ve en civanmert kardeşlik

FENAFİLLAH
(Fenâ fillâh) Tas: Abdin zât ve sıfâtının, Hakk'ın zât ve sıfâtında fâni olması Başka bir ifade ile: Dünya alâkalarını külliyen kat' ve ehadiyet dergâhına tam bir teveccühle istiğrak haletidir Sofi, bu maksada erebilmek için her şeyi terk eder

FENAFİRRESUL
(Fenâ fir-resul) Tas: Bütün varlığını Hazret-i Peygamber'in (ASM) manevî şahsiyetinde yok etmek mânasına gelir Hassaten, sünnî olan tarikat mensubuna göre Hz Peygamber'in (ASM) rivayet yolu ile nakledilen hadisleri ile beraber hareketlerini benimsemek ve O'na en küçük mes'elede aykırı harekette bulunmamak asıldır

Alıntı Yaparak Cevapla