Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (F Harfi)-Osmanlıca Sözlük (F Harfi)İle İlgili Osmanlıca Kelimeler..

Eski 09-10-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (F Harfi)-Osmanlıca Sözlük (F Harfi)İle İlgili Osmanlıca Kelimeler..



RE: Osmanlıca Sözlük (F Harfi) FERD
Tek, bir, yekta Eşi, benzeri olmayan Bîhemta olan(Kâinatın âlemleri, envâları ve unsurları öyle birbiri içine girift olarak girmiştir ki, kâinatın hey'et-i mecmuasına mâlik olmayan bir sebeb hiçbir nev'ine, hiçbir unsuruna hakiki tasarruf edemez Adeta İsm-i Ferd'in cilve-i vahdeti, bütün kâinatı bir vahdet içine almış; herşey o vahdeti ilân ediyor Meselâ: Bu kâinatın lâmbası olan Güneşin bir olması, umum kâinat, birinin olmasına işaret ettiği gibi; zihayatların çevik ve çalak hizmetçileri olan hava unsuru bir olması ve aşçıları olan ateş bir olması ve zemin bahçesini sulayan bulut süngeri bir olması ve umum zihayatın imdadına yetişen yağmur bir olması ve her yere yetişmesi ve ekser hayvanat ve nebatat taifelerinin herbiri umum zemin yüzünde serbest yayılmaları, vahdet-i nev'iyeleri ve meskenleri bir bulunması; gayet kat'i bir surette işaretler, şehadetlerdir ki; meskenleri ile beraber umum o mevcudat, bir tek Zatın malı olduğuna delâlet ederler İşte buna kıyasen, bütün kâinatın böyle birbirine girift olan envâları mecmu kâinatı öyle bir küll hükmüne getirmiştir ki, icad cihetiyle tecezzi kabul etmez Umum kâinata hükmü geçmiyen bir sebeb, Rububiyet cihetiyle ve icad keyfiyetiyle hiçbir şeye hükmedemez ve bir tek zerreye Rububiyetini dinlettiremez L)

FERD-İ ÂFERÎDE
Hiç kimse

FERD-İ FERÎD
Benzeri daha hiç gelmemiş * Hz Muhammed (ASM) * Asrın en yüksek ve en değerli Zâtı Asırda bir gelen büyük veli

FERD-ÜL FERD
İkiye bölünemiyen sayı

FERDA
f Yarın Bugünden sonraki gün * Arabçada: Bir olarak Tek olarak

FERDÂ-YI KIYÂMET
Kıyâmetten sonra

FERD-A-FERD
f Tek tek, ferd ferd

FERDANİYET
Yalnızlık, teklik Ferdlik Yektâlık

FERDEN-FERDA
Tek tek, fert fert

FERDÎ
(Ferdiye) Tek şey, bir tek * Fertle ilgisi olan

FERDİYET
Cenâb-ı Hakk'ın birliği Vahdetle bütün kâinata birden tasarruf eden Allah'ın (CC) sıfatı (Bak: Tevhid)Ferdiyet mânası insanlara isnad edilirse: Sadece bir olup, benzeri dünyada bulunmayan kimsenin sıfatı olur Sadece Kur'andan ders alarak irşadda bulunabilen büyük velilik Hiçbir şahsı merci yapmadan doğrudan doğruya Kur'andan ders alan ve ders veren büyük zâtın makamıdır

FEREC
Sıkıntıdan kurtulmak, zafer, inşirah, kederden kurtulmak Genişlik, ferahlık, fütuhat * Girecek yerler

FEREK
Kulağın sarkık ve sülpük olması

FERENGÎS
f Zühre yıldızı, Venüs gezegeni, çoban yıldızı

FERES
At, kısrak

FERFAH
Semizotu

FERFAR
Geveze, farfara, çalçene

FERFERE
Farfara, akılsızlık, hafif meşreplik * Patırtıcı, gürültücü, ağzı kalabalık

FERG
Gönden yapılan kovanın dikişi arasında su sızan yer

FERGAND(E)
f Fena koku, kokmuş * Sarıldığı ağacı kurutan bir cins sarmaşık

FERH
Civciv Tavuk veya kuş yavrusu * Nebatların diplerinde çıkan filiz

FERHAL
f Karışık ve kıvırcık olmayan uzun saç

FERHAN
(C: Ferâhî) Ferahlı Sevinçli Şâdan Mesrur

FERHAŞ
f Kavga, savaş, muharebe, dövüş

FERHAT
Rahatlık Sevinç Meserret Sürur

FERHENK
f Edeb İyi terbiye * Hüner Hikmet Azamet Mârifet Bilgi * Lügat kitabı

FERHEST
f Büyü, sihir, sihirbazlık

FERHUD
Dağ keçisinin dişisi

FERHUNDE
f Mes'ut, saadetli, mutlu, mübarek Uğurlu

FERHUNDEGÎ
f Mes'utluk, mutluluk, mübareklik, kutluluk Uğurluluk

FERHUNDE-PÂ(Y)
f Ayağı uğurlu olan

FERHUNDE-TÂLİ'
f Şanslı talihi yaver Mes'ut, mutlu, saadetli

FER'Î
(Fer'iyye) Esasa âit olmayan Kollara ve şu'belere âit ve müteallik

FERİBOT
ing Araba vapuru

FERİD(E)
Benzeri pek nâdir bulunan Benzeri bulunmayan, yektâ * Doğrudan doğruya Kur'andan ders alıp ders veren ve kuvve-i kudsiye sahibi olan Evliyaullah Yalnız ve münferid * Zamanında eşine rastlanmıyan Akran ve emsali yok * Dizilmiş inci * Bir tane, nefis ve müntehab kıymetli cevher * Kendi reyi ile hareket eden mağrur kimse

FERİD-ÜL-ASR
Asrın bir tanesi, zamanın eşsizi

FERİD-İ TE'LİF
Edb: Bir cümledeki tertibin mâna çıkmayacak derecede karışık oluşu

FERÎD
f Katılaşmış şey, donmuş nesne * Avcı kuş

FERİDE
f Kendi ihtiyariyle hareket eden, gururlu, kibirli kimse

FERİG
Yorga at

FERİH
Sevinçli, ferahlı Fahur Ferhan

FERİHAN
(Fârihan) Sevinçli olarak, iftihar ederek

FERİH FAHUR
Sevinçli olarak, iftihar ederek

FERÎK
Tümen (Fırka) kumandanı Korgeneral * İnsan kalabalığı Büyük insan bölüğü

FERÎK
Buğday tanesinin olgunu, öğütülecek hâle gelmiş buğday tânesi

FERÎKA
Koyun sürüsü * Böy dedikleri ot

FERÎKAYN
İki mukabil taraf, iki askeri fırka

FERÎS
(C: Fersâ) Ağaç halka, çenber * Yaralı Maktul

FERÎSA
(C: Feris-Ferâyis) Boş böğür ile kürek arasındaki et

FERÎŞ
Yakında doğurmuş hayvan

FERİŞTE
(Ferişteh) f Melek Günahsız Masum Yumuşak huylu

FERÎZ
Takdir edici * Hükmedici * Yaşlı, ihtiyar

FERK
El ile bir şeyi ovmak * Buğz ve adâvet etmek, düşmanlık yapmak

FERKAA
Parmak çıtlatmak

FERKADAN
Şimâl kutbuna yakın parlak ve küçük ayı kümesine tâbi ve gece istikamet bulmağa yarayan, sık sık karşı karşıya gelen iki yıldız (İkizler mânasına)

FERKADE
Sergerde kimse

FERLA
(C: Ferala) Kırba ağzı

FERMA
f Buyurucu Emredici Âmir

FERMAN
f Emir Tebliğ

FERMAN-I İLÂHÎ
Allah'ın fermanı

FERMAN-BER
İtaatli ve muti olan Hakkında emir çıkarılan Fermanlı

FERMAN-BERDAR
f Fermana uyan, emre uyan

FERMAN-DİH
f Hükmü geçen, verdiği emri dinlenen

FERMAN-FERMA
Hüküm süren, emir veren, emir buyuran, hüküm fermâ

FERMAN-REVA
f Pâdişah, hükümdar * Emri kabul edilen

FERMAYİŞ
f Emretmek Buyurmak

FERMEND
f şan ü şeref ve mevki sahibi olan kişi

FERMENE
İşlemeli dar ve yuvarlak yanlı yelek * Eskiden esnaf tabakasına mahsus elbise

FERMUDE
f Buyruk Emir Kumanda

FERNAS
f Şaşkın, dalgın, gafil * Şaşkınlık, gaflet, dalgınlık

FERNEB
Fâre

FERNUD
f Hüccet, delil, bürhan

FERNUN
Kanbel otu

FERR
Kaçmak Firar etmek * Davarın yaşını anlamak için dişini görmek

FERRA
Kürkçü kimse

FERRAŞ
Cami, mescid, imaret gibi müesseselerin temizliğini sağlamak; ve kilim, halı ve hasır gibi mefruşatını yayma hizmetleriyle vazifeli olan kişiler hakkında kullanılır bir tâbirdir Ferraş; arapçada, yayıcı, hizmetçi, döşeyici anlamlarına gelir Yeniçeri teşkilâtında bu işi görenlerle, Kâbe'yi süpürenler hakkında ıstılah olarak da kullanılır (OTDS)"Her ruham-ı fersi bir âyine-i âlemnüma Her gezen ferraşı bir İskender-i kitisitan" (Nef'î)

Alıntı Yaparak Cevapla