Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (F Harfi)-Osmanlıca Sözlük (F Harfi)İle İlgili Osmanlıca Kelimeler..

Eski 09-10-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (F Harfi)-Osmanlıca Sözlük (F Harfi)İle İlgili Osmanlıca Kelimeler..



RE: Osmanlıca Sözlük (F Harfi) FEY' (FEY'A)
Her nesnenin evveli

FEYA
Yahu gibi mânaya gelir, hayret ifade eder

FEYAC
Söz, kelam

FEYAFÎ
(Feyfâ C) Çöller, sahralar

FEYALİLACEB
(Fe-yâ lil'aceb) Hayret ve taaccüb ifâdesi için söylenir

FEYAYİH
(Feyhâ C) Genişlikler, enginlikler, boşluklar

FEYC
(C: Füyuc-Feycân) Haber getiren peyk

FEYCEN
Sedef dedikleri ot

FEYD
Sallanmak

FEYDUM
Bir nevi mâcun

FEYEZAN
f Suyun çok olup taşması, çoşması * Bolluk, fazlalık, feyiz

FEYFA'
(C: Feyâfi) Büyük çöl, sahra

FEYFA-NEVERD
f Çöl yolcusu Çöllerde yol alıp ilerliyen

FEYH
Sıcağın şiddetlenmesi * Koku yayılmak * Kazan kaynamak * Yara kanamak

FEYHA
Geniş ve büyük olan Engin

FEYHA
Bir nevi toprak çanak * Genişlik, vüs'at

FEYHAK
Geniş nesne

FEYHEC
İçki ölçülen bardak Şarab Hamr Bâde

FEY-İ ZEVAL
Güneşin garba doğru dönmesinin başlaması, Güneş tam ortada gibiyken yerde dikili olan şeylerin gölgeleri batıdan doğuya dönüp kısalmakta son bulduğu zamandır Bundan sonra öğle namazı vakti başlar

FEYK
Tavuğun gıdaklaması * Uzun boylu erkek * İyi olmak

FEYL
Hamile kadının sütü

FEYLAK
Büyük adam * Çok asker Kolordu * (C: Feyâlik) İpek böceği ve kozası

FEYLEKUN
Kandıra dedikleri hasır otu

FEYLEKUS
Fil kulağı dedikleri büyük yassı yapraklı ot

FEYLEM
Geniş, büyük nesne

FEYLEMANÎ
Cüssesi büyük olan

FEYLESOF
Felsefe ile uğraşan, felsefeci (İlm-i hikmetle meşgul olan mütefennin Dinle münasebeti olmayan gayr-ı müslim LR) (Bak: Hükemâ)(İ'lem Eyyühel-Aziz! Bir şeyden uzak olan bir kimse, yakın olan adam kadar o şeyi göremez Ne kadar zeki olursa olsun o şeyin ahvâli hakkında ihtilâfları olduğu zaman yakın olanın sözü muteberdir Binaenaleyh, avrupa feylesofları, maddiyatta şiddet-i tevaggulden dolayı iman, İslâm ve Kur'anın hakaikından pek uzak mesafelerde kalmışlardır Onların en büyüğü, yakından hakaik-ı İslâmiyeye vukufu olan âmi bir adam gibi de değildir Ben öyle gördüm; nefs-ül emir de benim gördüğümü tasdik eder Binaenaleyh şimşek, buhar gibi fenni meseleleri keşfeden feylesoflar, hakkın esrârını, Kur'an nurlarını da keşfedebilir diyemezsin Zira onun aklı gözündedir Göz, kalb ve ruhun gördüklerini göremez Çünki kalblerinde can kalmamıştır Gaflet, o kalbleri tabiat bataklığında çürütmüştür MN)

FEYLULE
İkindiden akşama kadar olan ve mekruh addedilen uyku (Bak: Kaylule)

FEYNAN
Güzel uzun saçlı kişi

FEYNE
Zaman Saat

FEYRUZEC
Piruze dedikleri kıymetli taş

FEYŞE (FEYŞELE)
(C: Feyâşil-Fiyeş-Fiyâş) Zeker başı

FEYTEK
Dülger

FEYYAD
Erkek baykuş * Çok yiyen adam

FEYYAL
Fil çobanı File bakan kimse

FEYYAZ
Çok feyz veren Çok bereket ve bolluk veren (Bak: Feyz)

FEYYAZ-I MUTLAK
Mutlak ve sonsuz feyiz ve bolluk sahibi Allah(Kader herşeye bir miktar ve o miktara göre bir kalıp vermiştir Feyyaz-ı Mutlak'tan aldığı feyze olan kabiliyeti, o kalıba göredir MN)

FEYYAZ-I MÜTEÂL
Çok feyz ve bereket veren Müteâl olan Allah (CC)

FEYYİH
Şiddetli adam

FEYYİL
Zayıf hüküm

FEYZ
Ölmek

FEYZ
(C: Füyuz) Bolluk, bereket * İlim, irfan Mübareklik * Şan, şöhret * İhsan, fazıl, kerem Yüksek rütbe almak * Suyun çoğalıp çay gibi taşması Çok akar su * Bir haberi fâş etmek * İçindeki düşüncesini izhar etmek(Hakaik-ı imaniye ve esasat-ı Kur'aniye, resmî bir şekilde ve ücret mukabilinde dünya muamelâtı suretine sokulmaz Belki bir mevhibe-i İlâhiye olan o esrar, hâlis bir niyet ile ve dünyadan ve huzuzat-ı nefsaniyeden tecerrüd etmek vesilesiyle o feyizler gelebilir M)

FEYZ-İ SAFÂ
Neşenin feyzi, safânın bolluğu

FEYZ Ü RİF'AT
İlerleme, bolluk ve yükseklik

FEYZA FEYZ
Feyiz ile dolu, bol

FEYZ-AVER
f Feyz getiren Feyiz veren * Bolluk veren

FEYZ-BAHŞ
f Feyiz ve bereket veren, feyiz bağışlayan

FEYZ-DAR
f Feyizli, bol, bereketli, gür

FEYZ-EFZA
f Feyiz artıran, bollaştıran

FEYZÎ
Bolluk ve berekete ait ve müteallik Feyze mensub

FEYZ-NAK
f Feyizli, bereketli, bol

FEYZ-RESAN
f Bolluk ve bereket getiren, feyiz bahşeden

FEYZ-YAB
f Bollaşan, feyiz bulan Feyze nâil olan

FEZA
Yıldızlar arasındaki geniş boşluk Gökyüzü * Yer geniş olmak * Açık sahra * Saha * Yerde akan su

FEZÂ-YI FEYZ
Feyiz sahası, feyzin fezası

FEZÂ-YI ITLÂK
Hudutsuz gökyüzü Nihayetsiz feza

FEZA
Rahim içinden çıkan su

FEZA'
Korku Havf * Sığınma, dehalet * Uykuda şiddetli korku ile uyanmak

FEZA
(Efzâ) f Artıran, ziyadeleştiren, çoğaltan (mânâlarına gelip, kelime sonlarına getirilerek birleşik kelime yapılır) Meselâ: Can-feza $ : Can verici Hayret-feza $ : Çok hayret verici Ruh-feza $ : Ruh verici

FEZAA
Yolda ve tarlada yapılan ve höyük denilen suret

Alıntı Yaparak Cevapla