Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (F Harfi)-Osmanlıca Sözlük (F Harfi)İle İlgili Osmanlıca Kelimeler..

Eski 09-10-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (F Harfi)-Osmanlıca Sözlük (F Harfi)İle İlgili Osmanlıca Kelimeler..



RE: Osmanlıca Sözlük (F Harfi) FAKFAKA
Köpeğin korkudan ürümesi

FAKFAKA
Ahmak adam

FAKFON
Kim: Çinko, nikel ve bakırdan yapılan gümüş görünüşünde bir halita

FAKHA
Her nebatın yeni açmış çiçeği * Bir yıldız adı * Dübür halkası

FAKIA
Zahmet, meşakkat

FAKID
Oğlunu veya eşini kaybetmiş kadın

FAKIRA
Büyük musibet, zahmet, meşakkat Dâhiye Belleri kırıp parçalayan şiddet

FAKİD
Az rastlanan şey Nâdir bulunabilen nesne

FAKİH
(Fâkihe) Yaş meyve, yemiş, yaş hurma ağacı * Şenlendiren, sevindiren

FAKİH
Fıkıh ilmini bilen İslâm hukukçusu * Zeki, anlayışlı kimse

FAKİHE
(C: Fevâkih) Yemiş, yaş meyve

FAKİHET-ÜL CENNET
Cennet meyvesi

FAKİHET-ÜŞ ŞİTA
Kış meyvesi * Mc: Ateş

FAKİHİYY (FÂKİHANÎ)
Yemiş satan kimse

FAKİR
Biçâre, muhtaç, yoksul İslâm dini, ev kirası, yiyecek, içecek, giyecek, ilaç, yakacak gibi zorunlu ihtiyaçları karşılandıktan sonra yılda 96 gram altın alabilecek kadar geliri olmayanları fakir sayar Fakirlerden vergi alınmaz, İslâm devleti zorunlu ihtiyaçlarını karşılamada, tedavi, tahsil (öğrenim), yolculuk gibi durumlarda fakirlere yardım eder Çağımızda insanların çoğunun yoksun olduğu sosyal güvenliğe kavuşturur Bu sebeple de fakir-zengin arasında düşmanlık, zıddiyet, gerginlik, çatışma olmaz Toplumda denge, huzur, mutluluk, sükun ve sosyal adalet sağlanır (İnsanlardan istiğna ederek kendini ibadet ve tâata, Kur'an ve iman ve İslâmiyet hizmetine vakfeden zâtlara da mânen zengin mânasına fakir denildiği de görülmüştür)

FAKİRÂNE
f Fakir bir kimseye yakışacak surette Fakircesine

FAKİRHÂNE
Mütevazilikle söz söyleyen kişinin evi

FAKÎS
Çiftçilerin kullandığı âletlerden halka gibi bir demir

FAKKAH
Ezhar otunun çiçeği

FAKLEYUN
Semizotuna benzer bir ot

FAKR
İhtiyaç, yoksulluk * Azlık, muhtaçlık * Cenab-ı Hakk'a karşı fakrını, ihtiyacını hissetmek * Tas: Kendisindeki bütün her şeyin Allah'a âit olduğunu bilmek(Gecede zulümat, nasıl nuru gösterir Öyle de: İnsan, zaaf ve acziyle, fakr ve hâcâtiyle, naks ve kusuru ile, bir Kadir-i Zülcelâl'in kudretini, kuvvetini, gınâsını, rahmetini bildiriyor ve hâkezâ Pekçok evsâf-ı İlâhiyyeye bu suretle âyinedarlık ediyor Hattâ hadsiz aczinde ve nihayetsiz za'fında, hadsiz a'dasına karşı bir nokta-i istinad aramakla, vicdan daima Vâcib-ül Vücud'a bakar Hem nihayetsiz fakrında, nihayetsiz hâcâtı içinde, nihayetsiz maksadlara karşı bir nokta-i istimdat aramağa mecbur olduğundan vicdan daima o noktadan bir Ganiyy-i Rahim'in dergâhına dayanır; dua ile el açar Demek her vicdanda şu nokta-i istinat ve nokta-i istimdat cihetinde iki küçük pencere, Kadir-i Rahim'in bârigâh-i rahmetine açılır, her vakit onunla bakabilir S)

FAKR-ÜD DEM
Kansızlık

FAKR-I HÂL
Fakirlik hâli

FAKR-I MUTLAK
Mutlak fakirlik Mü'min bir kulun Cenâb-ı Hakka karşı mutlak muhtaç halde olduğunu bilişi Nihayetsiz muhtaç olduğu Allaha (CC) ve emirlerine tam teslimiyyetle sığınması hâleti

FAKR-PİŞE
f Fakirliğe alışmış, fakirlik içinde, muhtaçlık içinde

FAKS
Kırmak, kesr

FAKS (FEKUS)
Ölmek * İfsat etmek

FAKTÖR
Fr Bir neticeyi meydana getiren unsurlardan her birisi Amil

FAKUS
Hıyar * Kavun

FAKÜLTE
(Fr Faculty) Üniversitelerin, ihtisas mevzuu bakımından ayrılmış kollarından her biri * Hassa, meleke, iktidar Kabiliyet, kuvvet

FAL
Uğur Baht Tali' (Bak: Tefe'ül)

FAL-İ HAYR
İyi alâmet ve işaret Uğur

FA'L
İşlemek mânâsına mastar

FALAK
Tomruk * Falaka * Sabah aydınlığı

FALAKA
İki ucunda bir ipin iki uçları bağlı, bir sırıktan ibaret olan ceza âleti

FÂLIK
Çatlatan Açan Büyümesi için tohumu açan, yaratan (Allah CC)

FÂLIK-ÜL HABBİ VENNEVÂ
Tohum ve çekirdekleri açarak büyüten (Allah CC)

FALÎ
Falcı kimse

FALİC
Felce uğramış * Vücudun bir kısmını veya her tarafını tutmaz hale koyan hastalık * İsabeti çok olan ok

FALİC
f Muzaffer, galib Muvaffak

FALİH
İsteğine kavuşan Kurtulan Felâh bulan * Toprak süren Çiftçi

FALÎZ
(C: Fevâliz) Bostan

FALS
Halâs etmek, kurtarmak

FALT (FELÂT)
Ansızlık

FA'M
Dolu

FÂM
f Renk, levn

FAMİLYA
Fr Aile Soy Zevce Kadın * Aynı cinsten olan nebat grubu Aynı soydan veya cinsten olan Aralarında benzerlik bulunan grup

FAMİYY
Yemiş satıcı, meyve satan kimse

FANATİK
Fr Bir dinin veya mezhebin çok aşırı taraftarı olan

FANİ
Muvakkat, kaybolan, gelip geçici, devamlı olmayan, misâfir (İnsan hangi bir şeye teveccüh ederse, onunla bağlanır ve onda fâni olur İİ)(Ey insanlar! Fâni, kısa, fâidesiz ömrünüzü; bâki, uzun, fâideli, meyvedâr yapmak ister misiniz? Madem istemek, insaniyetin iktizasıdır Bâki-i Hakiki'nin yoluna sarfediniz Çünkü: Bâkiye müteveccih olan şey, bekanın cilvesine mazhar olur Madem, her insan gayet şiddetli bir surette uzun bir ömür ister, bekaya âşıktır ve mâdem bu fâni ömrü baki ömre tebdil eden bir çare var ve mânen çok uzun bir ömür hükmüne geçirmek mümkündür Elbette insaniyeti sukut etmemiş bir insan o çareyi arayacak ve o imkânı bilfiile çevirmeğe çalışacak ve tevfik-i hareket edecek İşte o çâre budur: "Allah için işleyiniz Allah için görüşünüz Allah için çalışınız Lillâh, Livechillâh Lieclillâh rızâsı dâiresinde hareket ediniz O vakit sizin ömrünüzün dakikaları seneler hükmüne geçer L)

Alıntı Yaparak Cevapla