|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...
RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EDV
Aldatmak, hud'a
EDVA
(Da' C ) İlletler, hastalıklar
EDVAR
(Devr C ) Devirler, zamanlar
EDVAR-I HAMSE
Beş devir, beş vakit (Beşer esirliği parçaladığı gibi ecirliği de parçalayacaktır: Bir rü'yada demiştim: Devletler milletlerin hafif muharebesi; tabakat-ı beşerin şedid olan harbine terk-i mevki ediyor Zira beşer, edvarda esirlik istemedi, kanıyla parçaladı Şimdi ecir olmuştur; onun yükünü çeker, onu da parçalıyor Beşerin başı ihtiyar; edvar-ı hamsesi var Vahşet ve bedeviyet, memlukiyet, esaret, şimdi dahi ecirdir, başlamıştır geçiyor S )
EDVAR-I SÂBIKA
Geçen zamanlar
EDVAR-I SEB'A
Yedi devreler Dünyanın yaradılışından beri geçirdiği devreler ki, nazariye olarak söylenir
EDVAR-PERDAZ
Devirleri dile getiren Devirleri terennüm eden
EDVEK
Devenin, misvak ağacını yemesi * Bir yerde sâkin olmak * Yaranın veremi sakin olmak
EDVEŞ
Gözü dumanlı adam
EDVİYE
(Devâ C ) İlâçlar, devâlar
EDVİYE-İ MÜESSİRE
Te'sirli ilaçlar
EDYAK
(Dîk C ) Dîkler, horozlar
EDYAN
(Din C ) Dinler
EDYAN-I BÂTILA
Bâtıl dinler Bozuk, hükmü hakikatten ayrılmış olan dinler
EDYAN-I MEFSUHA
Hükmü kaldırılmış eski dinler Hıristiyanlık, Yahudilik gibi (Bak: Mensuh )
EDYAN-I SEMAVİYE
Allah tarafından gönderilmiş hak dinler
EDYAR
(Deyr C ) Manastırlar, kilisler Hıristiyanların ibadethâneleri
EF'A
Engerek yılanı * Mc: Fena huylu, tabiatı kötü olan adam
EFADIL
(Efâzıl) Faziletliler, iyiliksever ve temiz kimseler
EFAHİM
(Efhâm C ) Büyük zatlar Pek büyük, muhterem kimseler
EFAHİS
(Ufhus C ) Taşların aralarında veya kayalıkta bulunan kuş yuvaları
EFAİ
(Ef'a C ) Engerek yılanları
EFAİK
(Efike C ) Yalanlar, dolanlar, düzme sözler İftiralar
EFAİM
Vâsi olmak, geniş olmak, bol olmak
EFAKİL
(Efkel C ) Titrekler, titreyenler
EF'ÂL
(Fiil C ) Fiiller, işler, ameller
EF'ÂL-İ HASENE
İyi ve güzel ameller, fiiller, işler
EF'ÂL-İ İHTİYARİYYE
Kişinin kendi isteğiyle yaptığı işler, Kişinin kendi ihtiyârî fiilleri
EF'ÂL-İ MÜKELLEFÎN
Mükellef olanların (yani; Cenâb-ı Hakk'ın teklif ve emirlerini kabul ve vazifeli kimselerin) yaptıkları amel ve işler Bunlar şu isim altında sıralanır: Farz, vâcip, sünnet, müstehab, mübah, mekruh, haram, sahih bâtıl, fâsid, helâl
EF'ÂL-İ SEYYİE
Kötü ve çirkin ameller, fiiller ve işler
EFANİN
(Üfnûn C ) Değişiklikler * İşler, şartlar, hâller * Sarmaşık gibi birbirine sarılmış sık ağaç dalları
EFARİT
(İfrit C ) İfrit gibi, ifrite benzer adamlar Hilekârlar, kurnazlar, cüretliler * Pek hain cinler * Şeytanlar, iblisler
EFATİH
Mantar ve ona benzer bitkiler
EFAVİC
(Efvâc C ) Bölükler, takımlar, kısımlar
EFAVİK
(Fuvâk C ) Hıçkırıklar
EFAVİYE
Yemeklere konulan kokulu baharat
EFAYİK
(Efike C ) Uydurma, düzme, asılsız, yalan sözler İftiralar
EFÂZIL
(Efdal C ) Fâzıllar, faziletliler Mümtaz ve çok bilgili kimseler
EFÂZIL-I UKALÂ
Akıllıların en ileri gelenleri
EFÂZIL-I VÜKELÂ-YI FİHÂM
Büyük vekillerin bilgilileri
EFDA'
Eli ve ayağı eğrilmiş
EFDAH
(Fadih den) Çok rezil, daha rezil
EFDAL
(Fazl C ) Ziyadeler, fazlalar, çoklar * İhsanlar, ikramlar, iyilikler, meziyetler, hünerler
EFDAL
Daha faziletli, daha lâyık, daha iyi
EFDALAN
Emn ile adâlet
EFDALİYET
Faziletçe üstünlük Fazileti, iyiliği ziyâde olmak
EFDER
(Evder) f Amca Babanın erkek kardeşleri * Yeğen Amca, hala, teyze çocukları
EFEK
Sarfetmek, harcamak
EFEKK
Zayıflıktan dolayı omuzu mafsaldan ayrılmış olan kimse
EFEKTİF
Fr Nakit para, elde bulunan para
EFELL
Güdük kılıç
EFENDİ
(Rumcadan) Sahib, mâlik, mevlâ Ağa Şer'î hâkim, kadı, molla (Saygı ve nezâket mübalağası olarak kullanılır Eskiden büyüklere ve şâyân-ı hürmet zâtlara Efendimiz denildiği gibi, her zaman için Hz Peygamber Aleyhissalâtu Vesselâm'a da, mü'minler Efendimiz diyerek hürmet ve sevgilerini ifade ederler )
EFERR
Çok koşan, pek çok kaçan
EFFAF
Çok of! çeken Sıkıntılı, muztarib ve kederli kimse Elemli, gamlı, tasalı adam
EFFAK
(İfk den) Çok iftira eden, çok yalan isnad eden kişi
EFFAK
Ticaret için bütün dünyayı dolaşıp gezen tüccar adam
EFGAN
f Acı ile bağırıp çağırmalar Feryatlar ve istimdat
EFGAR
(Figâr) f Yaralı, kötürüm, sakat, cerih
EFGEN
(Figen) f Düşüren, yere atan, yıkan, yere atıcı, düşürücü, yıkıcı
EFGENDE
f Yere atılmış, düşürülmüş Yıkılmış, yıkık Bozulmuş, tahrib edilmiş * Biçare, zavallı, düşkün
EFHAM
(Fahim den) Çok büyük, pek büyük
EFHAM
Anlayışlar, zihinler, anlamalar
EFHAS
(Fahs C ) Her şeyin içleri, boşlukları
EFHAZ
(Fahz C ) Akrabalar, yakın hısımlar
EFHEM
Anlayışlı, kolay anlayan
EFİD
(Eftid) : f Medhedici, öven, sena eden * Hayret edilecek, şaşılacak, taaccüb edilecek şey
EF'İDE
(Fuâd C ) Kalbler Gönüller
EF'İDE-İ HÂLİSE
Temiz ve saf kalbler Bozulmamış, tahrib edilmemiş kalbler, gönüller
EFİH
Bir adamın beynine vurmak
EFİK
Dibâgatı tamam olmamış deri
EFİKA
Fenâ, hoş olmayan, çirkin ve kötü şey
EFİKE
(C : Efâik) Yalan, dolan, iftira
EFİL(E)
(C Afâl-Efâil) Genç küçük deve
EFİN
Çürük ceviz * Zayıf fikirli ahmak kimse
EFK
(Ufuk) Yalan söyleme * Kaçmak Bir işten sapmak
EFK
Çok fazla atâ ve ihsan etmek * Gitmek, zehab
EFKAM
Eğri
EFJÛL
f Kandırma * Kışkırtma, tahrik etme * Dağınık, perâkende
EFKAR
Pek fakir, çok fakir
EFKAR-I FUKARA
Fakirlerin en fakiri, çok fakir
EFKÂR
(Fikir C ) Fikirler Düşünceler
EFKÂR-I ÂLİYE
Yüksek düşünceler, fikirler
EFKÂR-I ÂMME
Halkın düşüncesi ve fikirleri
EFKÂR-I SÂİBE
Maksada uygun fikirler, doğru sözler
EFKÂR-I UMUMİYE
(Bak: Efkâr-ı âmme)
EFKEL
(C : Efâkil) Titremek
EFL
Gurub etmek, batmak
EFLAH
Çok felah bulan, kurtulan, selâmete çıkan Taleb ettiği şeye, arzusuna vasıl olan
EFLÂK
(Felek C ) Felekler, gökler Dünyalar, âlemler Asumanlar
EFLAK
Osmanlı İmparatorluğu zamanında, Romanya'yı meydana getiren asıl ülke (Merkezi Bükreş'tir )
EFLATUN
Plâton (M Ö 429 - 347) Aristo'nun üstadı, Sokrat'ın talebesi, eski Yunan filozofudur
EFLATUNÎ
Leylakî ile ergüvanî arasında, hafif mor karışık renk
EFLATUNİYE
Eflâtuna göre olan felsefe, düşünüş (Plâtonizm) Çok ileri veya parlak devir
EFLEC
(Felc den) Seyrek, sık olmayan diş Bazıları dökülmüş olan diş * Geniş omuzlu, kollarının arası açık olan adam * Nüzul hastalığına tutulmuş olan kimse
EFLEC-ÜL ESNÂN
Seyrek dişli
EFLES
Çok müflis, iflâs etmiş, züğürt
EFLUD
Yetişkin, gürbüz (çocuk)
|