|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...
RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EGALİT
(Uglute C ) İnsanı yanıltacak hatalı sözler, yanlış kelâmlar
EGAMM
Saçları yüzüne ve ensesine sarkan ve çok olan kimse
EGANİ
(Ugniyye C ) Nağmeler, şarkılar, türküler, âhenkler
EGANN
Sözü burnu içinden söyleyen, burnundan konuşan * Otlu dere
EGARE
f Kandırma, kışkırtma, teşvik etme
EGARİB
Firak anı, ayrılış zamanı Savaş ânı
EGARR
Çok parlak ve kıymetli Beyaz şey * İşi güzel ve hatırlı olan kimse, aziz ve şerefli (Müennesi daha çok müsta'meldir: Şeriat-ı Garrâ gibi )
EGBİYA
(Gabi den) Gabiler Akılsızlar Anlayışı kıt olanlar
EGDİYE
(Gıdâ C ) Gıdalar
EĞE
Maden vesaire yontmaya mahsus ince dişli âlet Törpü
EĞERÇİ
(Eğerçend) f   ise de, her ne kadar,   olsa da
EGLAK
(Galak C ) Kilitler, kilitli şeyler Mc: Anlaşılması zor olan ifadeler
EGLAL
(Gull C ) Halkalar Kelepçeler Mahkemenin cezaya müstehak kılıp mahkum ettiği kimselerin boyun ve ayaklarına vurulan zincirler * (Galel C ) Ağaçlar arasında korulukta akan sular
EGLEB
(Bak: Ağleb)
EGMAK
(Bak: A'mak)
EGMİS
(Gams dan) Batır, daldır (meâlinde)
EGNAM
Koyunlar
EGNİŞ
f İnşa etme, bina yapma Yapı meydana getirme
EGNİYA
(Gani C ) Zenginler
EGO
Lât Ben Ene
EGOİST
Bencil, hodpesent, hodbin, kendini beğenmiş, menfaatperest
EGOİZM
Fr Bencillik Kendi menfaatını ön plâna alma Her işi ve davranışta kendini düşünme Bencillik, hem ahlâk, hem de dinde reddedilen kötü bir huydur Bencillikten kurtulmanın çaresi, İslâm terbiyesidir
EGOSANTRİZM
Fr Psk: Benmerkezcilik Zihnî gelişmenin ilk çocukluk safhası Bebek büyüyüp kendi varlığı ile başka varlıkları ayırmaya başladığı zamanlarda kendine has bir düşünce tarzı ile düşünür Sanki dünyada en önemli varlık kendisi, herşey onun emrine ve isteğine hazır olmalı Annesi, babası, diğer insanlar ve eşya, isteği gibi kendisine davranmasa ağlamaya başlar Herşeyin merkezi olduğu hissini taşır İnançsız insanlar, bu çocuktan farklı mı düşünüyor? Her varlık kendi nefsine maliktir Kendisi için çalışır, kendi zevki için çabalar, gayesi yaşamak ve varlağını devam ettirmektir diyen ve benliklerini dünyanın merkezi yapan, kendilerini firavun gibi tanrı sanan bu insanlar, egosantrik düşünüşten daha aşağı seviyede değiller mi?
EGRAZ
(Garaz C ) Garazlar
EGSAN
(Bak: Ağsân)
EGŞİYE
(Bak: Ağşiye)
EGTAŞA
Karartı
EGTİYE
(Bak: Ağtiye)
EGUL
f Hiddet ve öfke ile yan yan bakma
EGVAL
(Gul C ) Büyük felâketler, âfetler, musibetler, belâlar * şeytanlar * Gulyabaniler
EGVAR
(Gavr C ) Dipler, çukurlar, kuyular Sonlar, uçlar
EGZOST
ing İçten yanmalı motorlarda yanmış akaryakıt gazı Bu gazın boşaltılması tertibatı
EHABB
Çok sevgili En sevgili
EHABB-I EHİBBA $
Dostların, ahbabların en sevgilisi
EHABB-I EMVAL
Malların çok sevileni
EHACC
Pek katı, çok sert şey
EHACÎ
(Uhcüvve C ) Bilmeceler, bulmacalar, yanıltmacalar
EHAD
Bir Tek İnfiradla muttasıf sıfât-ı kâmileyi cami' olan (Bak: Ehadiyyet)
EHAD-ÜL-ÂHÂD
Eşsiz, tek, emsalsiz Teklerin teki, bir tek
EHADD
(Hadd den) Çok keskin
EHADD-İ SÜYUF
Kılıçların en keskini
EHADİD
(Bak: Ahadid)
EHADİS
Hadisler Peygamberimiz Hz Muhammed'in (A S M ) sözleri, hareketleri ve emirlerini bildiren hakikatler (Bak: Hadis)
EHADİS-İ KUDSİYE
(Bak: Hadis-i Kudsî)
EHADİS-İ MERFUA
(Bak: Hadis-i Mürsel)
EHADİS-İ MEVZUA
(Bak: Hadis-i Mevzu')
EHADİS-İ MÜRSELE
(Bak: Hadis-i Mürsel)
EHADİS-İ SAHİHA
(Bak: Hadis-i Sahih)
EHADİYYET
(Ahadiyet) Allah'ın (C C ) her bir şeyde kendine âit birlik tecellisi (Ehadiyyet, her bir şeyde Halik-ı Külli Şey'in ekser esmâsı tecelli ediyor demektir Meselâ: Güneşin ziyası, bütün zemin yüzünü ihata ettiği haysiyeti ile vahidiyyet misâlini gösterir ve her bir şeffaf cüz'de ve su katrelerinde, güneşin ziyası ve harareti ve ziyasındaki yedi rengi ve bir nevi gölgesi bulunması ehadiyyet misâlini gösterir Ve her bir şeyde, hususan zi-hayatta ve bilhassa her bir insanda o Sani'in ekser esması onda tecelli ettiği cihetle ehadiyeti gösterir M ) (Bak: Rahmaniyyet)
EHADÜ HÜMA
Onlardan biri Her ikisinden biri
EHAFF
Çok hafif
EHAFF-İ MÜCÂZÂT
Cezâların en hafif olanı
EHAKK
Daha haklı, pek haklı Daha doğrusu En hakiki (Ey talib-i hakikat, madem hakta ittifak, ehakta ihtilaftır Bazan hak, ehaktan ehaktır Hem de olur hasen, ahsenden ahsen S )
EHALİ
(Ehl C ) Bir memleket, şehir, kasaba köy veya semt veyahut da mahallede yerleşip oturanlar * Avam, halk umum
EHAMM
Yakın * Kara, esved
EHANN
Genzinden konuşan kimse, hımhım
EHASİN
Pek güzel, en güzel olan şeyler
EHASİN-İ AHLÂK
Ahlâkın en iyisi, en güzeli Hz Peygamberimizin (A S M ) ahlâkı gibi olan ahlâk
EHASS
En hasis En bayağı
EHASS
Daha uyanık Daha hassas
EHASS
Saçı dökülmüş kişi
EHASS
Daha hususi, daha yakın, daha hâlis Hususi Ziyade hâs (Eamm'ın zıddıdır )
EHASS-I ÂMÂL
Emellerin en hası
EHASS-ÜL HAVÂS
En hâlisin hâlisi Şuhudi imân sahibleri olan evliyalar Cenab-ı Hakk'a yakınlık kazananların en hâlisi olan enbiyâ ve evliya Efdallerin efdali, sâlihlerin sâlihi
EHATT
En ucuz, daha ucuz * Daha cilâlı
EHAVEYN
iki kardeş
|