Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...

Eski 09-10-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...



RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EMCAD
(Mecid C) şeref, onur ve haysiyet sahibleri

EMCED
(Mecid den) Pek büyük, daha büyük, şerefi şânı çok olan

EMCED-İ EMÂCİD
şereflilerin şereflisi, en şerefli

EMCER
Karnı büyük kimse

EMDEŞ
Elinin sinirlerinde rahâvet olup eti az olan kimse

EME
(C: İmâ-İmât) Câriye, kadın köle

EME
Unutmak, nisyân * İkrar etmek

EMED
Son, nihayet Gayet Encam, intihâ

EMEDD
(Medd den) Daha uzun, pek uzun, daha tavil

EMEDD-İ A'MÂR
Ömürlerin en uzun olanı

EMEK-DAR
f Emeği geçmiş, kıdem ve mükafâta hak kazanmış memur, hizmetçi Eski ve sadık hizmetçi

EMEL
Ricâ, ümid, şiddetli istek Ummak * Gaye (İnsanları canlandıran emeldir, öldüren ye'istir M)

EMENE
Emn, emniyet, eminlik

EMERE
(C: İmer) Çöllerde taştan belirlemek için yapılan alâmetler

EMERR
Pek acı

EMESS
Çok fazla temâs eden, dokunan En çok messeden

EMEVİ DEVLETİ
Dört halife devrinden sonra devlet idaresi Beni Ümeyye hanedanına geçmiştir Buna nisbetle bu devlete "Emevi Devleti" adı verilmiştir (Mi: 661-750) seneleri arası Emevi Devletinin saltanat devresidir Muâviye bin Ebi Süfyan'dan başlamak üzere 14 halife gelip geçmiştir Son halife Muhammed bin Mervan (2 Mervan) dır Bu devirde kavmiyetçilik İslâmiyete çok zararlar vermiştir Yine bu devirde Din-i Mübinin aktar-ı İslâmda yayıldığını unutmamak icab eder Doğuda Türkistan ve Endonezya, kuzeyde Kafkasya, batıda Anadolunun yarısı, İspanya ve Kuzey Afrika Emevi topraklarına katıldı Emevi hükümdarlarının Ehl-i Beyt'e ettikleri zulüm ve akıttıkları kan sebebiyle çıkan isyanlar devleti zayıflattı Abbâsi taraftarları ile kavi bir ekseriyet Abbasi tarafına geçti Horasan'lı Ebu Müslim, Emevi Devletini bir muharebede Abbasilere devretti Böylece Emeviler tarihe karışmış oldu (Bak: Endülüs, Muaviye)

EMGAZ
Kırmızı, kızıl nesne, ahmer * Aşkar at * Koyunu sağdıklarında süt ile birlikte kan çıksa "emgazeti'ş şât" derler

EMHAK
Donuk beyaz

EMHAL
(Mehl C) Mehiller, mühletler, vâdeler, zamanlar, bir iş veya vazifenin yapılması için verilen fazla zamanlar

EMHAR
(Mehr C) Mehrler, nikâh bedelleri Zevceynin ayrılmaları halinde kadına verilecek olan ve nikâhta kararlaştırılan para ve sair eşyalar * (Mühür C) Taylar, at yavruları

EMİHE
Koyunlarda meydana gelen uyuzluk

EMİME
Bir cins ot * Demirci çekici

EMİN
Kalbinde korku ve endişesi olmayıp rahatta olan Korkusuz * Kendisinden korkulmayan * Kendine inanılan İtimat edilen * İnanan, güvenen * Çok iyi bilen, şüphe etmeyen

EMİR
(Bak: Emr)

EMİR
Emredici olan Seyyid Şerif Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi * Büyük ve meşhur bir soydan gelen * HzPeygamber'in (ASM) soyundan gelen * Zengin

EMİR-ÜL CEYŞ
Serasker, serdar, başkumandan

EMİR-ÜL MA'
Amiral Deniz kuvvetlerinde albaydan büyük rütbede bulunan subaylar

EMİR-ÜL MÜ'MİNÎN
Müminlerin, İslâmların işlerinde emir ve tedbir eden reis Halife İslâm Devlet Reisi

EMİRANE
f Emredene yakışır bir surette Emir gibi

EMİRBER
f Subayların kıt'a ve daire dışında emirlerinde bulunan erler

EMİRKULU
Aldığı emri yapmağa mecbur olan, verilen emri yerine getirmekle görevli kimse

EMİRNAME
f Âmirin emri yazılı olan kağıt Üst makamdan verilen emir kağıdı

EMKİNE
(Mekân C) Mekânlar, hâneler, evler, mahaller, mevkiler, yerler

EMKİNE-İ CEDİDE
Yeni evler

EMLA'
(Mele' C) Topluluklar, mele'ler, cemaatler, cemiyetler, bölükler, kalabalıklar

EMLAH
(Melih den) Pek melih, en melâhatli, çok güzel

EMLAH
(Milh C) Tuzlar

EMLAK
(Mülk C) Mülkler İnsanın tasarrufunda bulunan yerler * Melekler

EMLED
En genç, çok körpe ve nazik vücut veya dal (Müennesi: Meldâ)

EMLES
Avuç içi gibi düz ve yumuşak olan

EMLET
Mülk etmek Çiftlendirmek, tezvic

EMM
Kasdetmek

EMMÂ
(Şart edâtıdır) "Lâkin, ancak şu kadar var ki" meâlinde

EMMÂ-BA'DÜ
Bundan sonra manasına olup bir başlangıç hitabından sonra söylenir Buna fasl-ı hitab denir

EMMARE
Emreden Zorlayan Cebreden

EMN
Eminlik Korkusuzluk Emniyet Bir şeye itimad etmek İnsanda doğruluk ve imandan ileri gelen yüksek bir meleke ve kabiliyet Rahatlık

EMN Ü ÂSÂYİŞ
Eminlik ve rahatlık, korkusuzluk, tehlikesizlik, güvenlik

EMN Ü EMÂN
Korkusuzluk ve emniyet hâli

EMN Ü EMÂNET
Emniyet ve eminlik

EMNİYET
(Emniyyet) : Eminlik, emin olma hâli, korkusuzluk, tehlikesizlik * İtimad, güvenme, inanma * Polis ve zabıta teşkilâtı

EMNİYET-İ TÂMME
Tam bir emniyet ve korkusuzluk

EMPERYALİZM
Fr Bir devletin, sınırlarını genişletme politikası Sınırları genişletmekteki gaye, başka memleketlerin zenginlik kaynaklarını ele geçirme ve insanlarını kendi hesaplarına çalıştırmaktır Bu maksat için çok defa silâhlı harp, hem masraflı, hem de hürriyet fikriyle bağdaşmadığından zamanımızda daha sinsi ve maskeli bir emperyalizm şekline başvurulmaktadır Modern emperyalizm denilen bu şekil iktisadi ve kültür hayatı bakımından bir ülkeyi kendine bağlamak suretiyle menfaat (yarar) sağlamaktadır Gelişmiş ülkeler, az gelişmiş ülkeleri bu yolla kendilerine bağımlı hâle getirmektedir İnsanlarını kendi kültür ve ideolojileriyle yetiştirdikleri için felsefe, siyasi görüş ve yaşayış bakımından kendilerinden ayrılamaz hâle getirmek isterler

Alıntı Yaparak Cevapla