09-10-2012
|
#2
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (Y Harfi) Y Harfi İle İlgili Osmanlıca Sözlük...
RE: Osmanlıca Sözlük (Y Harfi) YA'LUL (C : Yeâlil) Beyaz bulut * Su üzerinde peydâ olan kabarcık * Çift hörgüçlü deve
YALVANE f Kırlangıç kuşu
YAM f Posta beygiri
YAMAK Yardımcı, yardak, muavin
YA'MELE İşe dayanıklı cins dişi deve
YA'MUR (C : Yeâmir) Bir nevi ağaç * Oğlak Kuzu
YAMUR Başının ortasında bir sürü boynuzları olan bir cins geyiğin erkeği
YAN f Hastanın sayıklaması
YANESUN Anason otu
YANİ' Kıvama gelmiş, olmuş Pişkin
YA'Nİ (Yâni) Bundan maksat, demek, demek isteniyor ki
YANKESİCİ Biçimine getirerek insanın üzerinden gizlice birşey çalan hırsız
YÂR f Dost, ahbab, tanıdık * Yardımcı * Âşık Mâşuk, sevgili
YÂR-I BÎVEFÂ Vefasız dost
YÂR-I CİHAR (Bak: Çar yâr)
YÂR-I GAR Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın en sâdık sahabesi Hazret-i Ebubekir Radıyallahü Anh'ın ünvanı Hicret esnasında en tehlikeli bir zamanda mağaraya girdiklerinde Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'a sadakatla hizmet ettiğinden bu nam ile anılır (Bak: Sıddık)
YÂR-I KADÎM Eski dost
YARA f Güç, kuvvet, kudret, takat
YÂRÂN f Dostlar Sâdık arkadaşlar Sevgililer
YÂRÂN-I AŞK Âşıklar, aşk dostları
YÂRÂN-I SAFÂ Zevk ve eğlence ile vakit geçiren dostlar Safâ dostları
YARANE f Dostça
YÂRE f Bilezik
YÂRE Yara
YÂRE-İ HİCRAN Ayrılık yarası
YAREK f Dölyatağı Meşime
YARI ÜMMİ Yazıyı tam yazamayan * İlmi daha ziyade ilhama istinad eden
YÂRÎ f Yardım * Dostluk
YARMEND f Dost, muin, yardımcı
YARRES f İmdada yetişen
YASEMİN f Güzel kokulu, beyaz ve güzel çiçekler açan sarmaşık cinsinden bir ağaç
YASIB Yeşim taşı
YASIF Yeşim taşı
YASİN Yâ Seyyid yâ insan gibi muhtelif manalar rivayet edilir Şifredir Hazret-i Peygamber'in (A S M ) fıtraten, hilkaten, edeben ve ahlâken en yüksek olduğu herkesçe bilindiğinden bu isim kendisine verilmiştir (Bak: Huruf-ı mukattaa)
YASİN SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 36 suresinin ismidir Mekkîdir
YASİR Sol tarafa giden
YA'SUB Arı beyi * Emir, bey, reis * Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ın bir atının ismi * Atın alnındaki beyazlık * Bir nevi kuş (Karıncayı emirsiz, arıyı ya'subsuz bırakmayan Kudret-i Ezeliye; elbette beşeri nebisiz bırakmaz M )
YÂVE f Hezeyan Yalan Yaygara Saçma sapan söz * Sahipsiz hayvan
YÂVE-GÛ (C : Yâve-guyân) f Saçmasapan konuşan, saçmalayan
YÂVER f Yardımcı Mededkâr İmdatçı * En yakın memur * Devlet büyüklerinin yanında bulunan en yakın memur
YÂVER-İ EKREM Cenab-ı Hakk'ın emrinde çalışan en makbul yâver, en kerim olan Hazret-i Muhammed (A S M )
YÂVERÂN (Yâver C ) f Yâverler Yardımcılar
YÂVERÎ f Yâverlik, yardımcılık
YAVUZ şiddetli yanan * A'lâ, fevkalâde * Pek sert
YAVUZ SULTAN SELİM (Hi: 875-926) Osmanlı Padişahlarından dokuzuncusudur Sultan Süleyman Han'ın babası, 2 Bayezid Han'ın oğludur Azim ve sebat örneği olan ve memleket mes'elelerinde en küçük kusurları bile afvedemiyen Yavuz Selim, Çaldıran seferine çıkmıştı Uzun müddet seferde olan askerleri bir gün padişahın çadırına kurşun atacak kadar işi ileri götürdüler Yavuz Selim hemen çadırından dışarı fırladı; atına atladığı gibi toplu bir halde duran Yeniçerilerin arasına atını sürdü, öfkeli nazarlarla sert sert baktıktan sonra:" -Bre asker kıyafetli korkak herifler! Askerî itaat, emre muhalefetten mi ibarettir? Zahmete katlanmadan zafer kazanmak kande görülmüştür? Şecaat ve erliğinden şüphe edenler, rahatını düşünenler geri dönüp karılarının yanlarına gitsinler Ben buraya kadar zahmetler ihtiyar edip, kemal-i zelilâne bir surette geri dönmek için gelmedim Şemşir-i celâletim altında hamaset ve şecaat göstermek isteyenler benimle beraber gelsinler Siz gelmezseniz, ben yalnız da giderim  ' diyerek atını Çaldıran'a doğru sürmüştür Neticede Şah İsmail'e galip geldi Şiiliğin Anadolu'ya yayılmasına mani oldu Daha sonra Tebriz ve Mısır'ı aldı Hutbelerde "Haremeyn-i Şerifeyn'in Hâdimi" diye ismini okuttu ve ilk Osmanlı Hâlifesi oldu Osmanlı Devletinin topraklarını iki misline çıkardı Büyük bir İslâm ittihadı için gayret gösteriyordu Şirpençe denilen bir çıban vesilesi ile Rahmet-i Rahman'a kavuştu Türbesi, İstanbul'da yaptırdığı Sultan Selim Camii avlusundadır (R Aleyh)
YAZDEH f Onbir
YAZDEHÜM f Onbirinci
YA'ZİD Acı marul
YEAKİB (Ya'kub C ) Erkek keklikler
YEALİL (Ya'lul C ) Suları berrak ve saf akan göller * Beyaz bulutlar * Su üzerinde meydana gelen kabarcıklar * Çift hörgüçlü develer
YEASİB (Ya'sub C ) Reisler, başkanlar, başlar * Arıbeyleri
YEBAB f Yıkık, bozuk, harap, virâne
YEBAN f Sahra, çöl * Issız ve tenha yer
YEBANİ f Görgüsüz, kaba * Yabâni, kırlarda biten * Sıkılgan, ürkek (Bak: Yabani)
YEBES Sonradan kuruyan yaş mevzi
YEBREM "Gelberi" ismiyle bilinen bir cins demir kürek
YEBS Islak şeyin kuruması
YEBUSET Kuruluk, nemsizlik, rutubetsizlik
|
|
|
|