Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (D Harfi)-Osmanlıca Terimler Sözlüğü-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...
RE: Osmanlıca Sözlük (D Harfi) DEST-MAL
f Elbezi
DEST-MAYE
f Sermaye, elde olan şey
DEST-MUZE
f Armağan, hediye
DEST-PAK
f Fakir, fukara * Mendil * Dindar
DEST-RENC
f El emeği El ile yapılan iş * Ücret, kazanç, kâr
DEST-RES
f İsteğine ulaşan, elini yetiştiren * Kudret, zenginlik, iktidar
DESTROYER
ing Çok sür'atli giden küçük savaş gemisi, torpido muhribi
DEST-SUZE
f Nişanlı kız
DESTUR (DÜSTUR)
Asıl * Kanun * Vezir-i azam, baş vezir
DESTUR
f İzin, müsaade Şerlilerden kurtulmak için söylenen söz * Allah'ın inayeti
DEST-VANE
f Savaşta giyilen demirden yapılmış eldiven * Kadınların kollarına taktıkları süs eşyası, bilezik * Meclisin baş kısmı
DEST-VAR(E)
f Çoban değneği Baston * El bileziği * Ele benzer, el gibi, el kadar
DEST-YAR
f Yardımcı, muin Arka
DEST-YARÎ
f Yardım, muavenet
DEST-ZEN
f Tutunma * El uzatma
DEŞİŞE
Bulgur
DEŞNE
f Hançer
DEŞNE-İ SUBH
Tan yeri (Bu tabir, tan yerinin ilkönce hançer şeklinde göründüğünden kinaye olarak denmiştir )
DEŞT
f Bozkır, çöl, sahra Kumluk ve nebatsız geniş arazi
DEŞT-İ HAYAT
Hayat çölü
DEŞT-İ KIPÇAK
Dinyester ile İrtiş arasında bulunan geniş step
DETEKTİF
(Bak: Dedektif)
DETERMİNANT
Fr Denklemlerin çözümlerini rahatlıkla bulmaya yarayan matematiksel tablo
DEV
şeytan, ifrit, cin DE'V : Aldatmak, hud'a
DEVA
İlâç, çare Hastalığın iyi olmasına sebeb olan gıda
DEVABB
(Dabbe C ) Binek hayvanları Hayvanlar * Yürüyenler
DEVAC
f Üste örtünecek şey Yorgan
DEVADAR
f Devâlı, devâ verici, iyileştiren
DEVAHİ
(Dâhiye C ) Büyük belâler Afetler Kazâlar * Çok üstün zekâ sahipleri
DEVAHİL
(Dâhile C ) İçler, batınlar
DEVAHİN
(Dâhine C ) Duman çıkaran bacalar
DEVAÎ
(Devâiye) İlâç cinsinden İlâca âit ve müteallik Devaya dâir
DEVAİ
(Dâiye C ) Batından, içten gelen bir duyguyu teşvik edici hâlât
DEVAİR
(Dâire C ) Daireler Resmî işlerin görüldüğü yerler
DEVAİR-İ ASKERİYE
Askerî daireler
DEVAİR-İ DEVLET
Devlet daireleri
DEVAİR-İ MÜTEDAHİLE
İç içe daireler
DEVAİR-İ RESMİYE
Resmî daireler
DEVALÜASYON
Fr Paranın değerinin düşürülmesi
DEVAM
Bir halde bulunma, sürekli olma, daimîlik * Bir işe veya bir memuriyete gidip gelme * Sebat
DEVAN
f Hızlı yürüyen, koşan, seğirten
DEVA NA-PEZİR
Devâsı bulunmaz hastalık
DEVANİK
(Dânık C ) Bir dirhemin dörtde birleri
DEVAR
Baş dönmesi hastalığı
DEVARİ'
(Dır C ) Zırhlar Zırhlılar Zırhlı gemiler
DEVA-SAZ
f Çâre bulan, ilâç tertip eden
DEVAT
(C : Devâyât) Divit
DEVAVİN
(Divân C ) Divânlar, eski şairlerin şiirlerini topladıkları kitablar
DEVB
Kötü hâl
DEVBEL
Bir karar üzere durup büyümeyen küçük eşek
DEVDAT
Çocukların oyun oynadığı yer
DEVDERÎ
Kısa boylu cariye
DEVENDE
f Seyyah Seyahat eden, gezen, dolaşan
DEVERAN
Dönüş, dolaşmak Tedavül Yerinde durmamak Devretmek
DEVERAN-I DEM
Kan dolaşımı, kan deveranı
DEVERAN-I DÜNYA
Dünyanın dönüp devretmesi
DEVF
Suda ıslamak * Irak etmek, uzaklaştırmak * Misk ezmek
DEVH
Hor, hakir olmak Hor, hakir etmek * Kahretmek
DEVHA
(C : Devah-Devâyih) Büyük ağaç
DEVİR
(Devr) (C: Edvâr) Nakil Birisinin uhdesinden diğerinin uhdesine geçirmek * Bir şeyi sonuna kadar okuyup bitirmek Geçmiş dersleri hatırlama * Bir şeyin çevresinde dolaşmak Dönme * Seyahat Bir memleketi dolaşmak * Bir şeyin kendi mihveri üzerinde dönmesi * Aktarma, bir şeyin bir kaptan veya bir yerden diğerine nakli * Bir şeyin diğerine teslimi * Bir bölük veya takım askerin teftiş veya emniyeti muhafaza için dolaşması * Bazı ehl-i tarikatın dönerek ettikleri zikir, sema * Müzikte, her ölçüye verilen isim olup, umumiyetle büyük ölçüler ve peşrevler için kullanılır * Tas: Dünyaya gelme (Nüzul), geldiği yere dönme hali (Uruc) * Dairevî bir hareket Bir şeyin diğer bir şey etrafında dönmesi Dolaşmak * Müddet Zaman Çağ * Bir şeyi başkasına devretmek * Biri birisini icad etmek (Bak: Hudus)
DEVR-İ ÂLEM
Dünya seyahati, dünya gezisi, dünyayı gezmek
DEVR-İ BÂTIL
Man: Kısır devir Bir hükmü ikinci bir hüküm ile, bunu da birincisi ile isbatlamaya çalışma yolu
DEVR-İ EBVAB
Kapı kapı gezip dolaşmak
DEVR-İ FELEK
(Bak: Devr-i zaman)
DEVR-İ KASIR
(Devre-i kasire) Fiz: Kısa devre
DEVR-İ LÂLE
Lâle devri, lâle mevsimi, lâle zamanı
DEVR-İ MİHNET
Dünya, cihan, küre-i arz
DEVR-İ SÂBIK
Bir önceki hükümet Geçmiş devir
DEVR-İ TEFRİH
Kuluçka devri
DEVR-İ TERAKKİ
İlerleme devri
DEVR-İ ZAMAN
(Devr-i felek) Tali, kader şans
DEVİR DAİRESİ
Denizde geminin çeşitli hızla ve muhtelif dümen açısı ile çizdiği dâire
DEVİRLİ
Fiz: Müsavi zaman aralıkları ile tekrarlanan hareket Periyodik
DEVİR VE TESELSÜL
Davanın delile ve delilin davaya taalluk etmesiyle kaziyenin dönüp dolaşıp yine eski hâline gelerek hallolunamaması
DEVİYE
Otsuz sahrâ Otu olmayan çöl
DEVİYY
Nerden geldiği anlaşılamayan sesler, gürültüler, patırtılar
DEVK
Döğmek * Karışmak
DİFL
Zakkum ağacı * Katran Zift
DİFLA
Ağu ağacı denen ve çok acı olan nesne
DİFNAS
Akılsız, ahmak kimse (Müe: Difnes) DİG : f Topraktan yapılmış tencere, çömlek
DİGER
f Başka, diğer, öteki
DİGER-BÂR
f Başka zaman, başka defa
DİGER-BİN
f Başka kişilerin faydaları için fedakârlıkta bulunan kişi
DİGER-GUN
f Değişmiş, başkalaşmış, bozuk
DİGER-KÂM
f Başkalarını düşünen
DİGER-RUZ
f Diğer gün, başka gün
DİH
f Köy, karye * On sayısı
DİH
f "Veren, verici" mânalarına gelir ve kelimelerle birleşir Meselâ: Ârâm-dih $ : Rahatlık veren
DİH
(C : Diha) Hurma salkımı
DİHAK
Dolu bardak
DİHAN
Kırmızı deri, sahtiyan * (Dühn C ) Vücuda sürünülecek yağlar
DİHAT
(Dih C ) f Köyler, karyeler
DİHÇE
f Küçük köy * Çiftçi, köylü
DİHDA
Yuvarlamak Döndürmek
DİH-DAR
f Köy ağası
DİH-GAN
f Ekinci, çiftçi, köylü
DİH-HÜDA
f Köy kâhyâsı, köy ağası
DİHI
Köyle ilgili, köylü, köye mensub
DİHİM
f Taç
DİHİŞ
f Verme, veriş, bağışlama, ihsan, atiyye
DİHKAN (DÜHKAN)
(C: Dehâkin) Sipâhi * Köy kethüdâsı * Emirlerin tasarrufunda kuvvetli olan, sözü geçen adam * Bezirgân * Acem fellahlarının maslahatgüzarı
DİHLAS
Arslan * Yavuz, bahâdır, kahraman, çeri kimse
DİHLİZ
(C : Dehâliz) Ev ile kapı arası
|