Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...

Eski 09-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...



RE: Osmanlıca Sözlük (C Harfi) CA'S
Pis, necis

CASELİK
Katolik Başpiskopos, başpapaz, büyük papaz, patrik

CASİM
Şam diyarında bir köyün adı

CASİR
(Cesaret den) Cesaret eden, cesur, cesaretli

CASİYE
Diz çökmüş* Topluluk, cemaat * Yığın, taş yığını

CÂSİYE SURESİ
Kur'an-ı Kerim'in 45 sûresi olup Mekke-i Mükerreme'de nâzil olmuştur Şeriat, Dehir Suresi de denir

CASLİK
(Cesâlik) Nasrâniler hakîmi * Çokluk, kesret

CASS
Alçı taşı * Kireç

CASSAS
Sıvacı, kireççi

CAST
f Üzüm teknesi Üzümün sıkıldığı yer

CASÛM
Korkulu rü'ya, kâbus

CASUS
(C: Cevâsis) Hafiye Gizli sırları haber veren Kendi asıl şahsiyetini gizleyip, kendini iyi şahsiyet şeklinde göstererek ve gizli yollarla bir devletin askeri, siyasi ve mâli durumlarına dair haberleri başka bir devlet menfaatına olarak toplayıp bildiren kimse

CA'SÛS
(C: Ceâsis) Kötü huylu, kısa boylu

CASUS
Karpuz

CAŞİRİYYE
Kuşluk vakti yenen yemek Kuşluk yemeği

CAUB
Kısa adam

CA'V
Deve ve koyun tersini toplamak

CAVERS
Buğdaylar arasında biten bir cins sarı darı

CÂVİD
(Câvidân, câvidâne, câvidânî) f Sermedî, sonu olmayan, sonsuz, dâimî, lâyemut

CÂVİDÂNE
f Câvidân, ebedi, sonsuza âit, sonsuza müteallik

CÂY
f Yer, makam, mevki

CÂY-I DİKKAT
Dikkat edilecek nokta Dikkat edilecek yer veya şey

CÂY-I HAYRET
Hayret edilecek yer veya şey

CÂY-I KARAR
Dinlenme, durma yeri

CÂY-I MÜLÂHAZA
Düşünülecek nokta, düşünülecek yer

CAY-BAŞ
f İkâmet yeri, oda, ev Yurt, mekân, mesken

CAY-GÂH
f Mevki, makam, rütbe * Yer, mekân

CAY-GİR
f Yerleşen, yer tutan, yerleşmiş

CAYİ'
(C: Ciya') Aç, acıkmış; aç olan

CAYİD
Cömert, sahi

CAYÎFE
Karın içine geçmiş olan yara

CAYİHA
Şiddet * Kıtlık * Yemişe gelen âfet

CAYİR
Cevir ve cefâ eden Eziyet veren

CAYMAK
t Vazgeçmek Sözünden dönmek

CAY-MEND
f Yerinden kalkmayan, üşenen, tenbel Rahatını bozmayan

CAY-NİŞİN
f Yer tutan Birinin yerine geçen

CA'Z
Yoğun, kalın nesne

CA'ZERÎ
Kısa boylu, galiz, sitemkâr kimse

CAZGIR
Yağlı güreşlerde pehlivanları seyircilere takdim edip dualarını okuyarak onları meydana çıkaran kimse

CAZİ
Ayaklarını dikip parmakları üzerine oturan kişi

CAZİ'
Üzüm çardağının üzerinde enine konulan, üzerine de üzüm çubukları serilen ağaç

CAZİB
Çekici, cazibeli * Hoş görünüşlü olup dikkati çeken

CAZİBE
Çekme kuvveti * Mc: Letafet zamanı Hüsn-ü cemal(Hareket harareti, hararet kuvveti, kuvvet câzibeyi tevlid eder gibi bir âdet-i İlâhiyye, bir kanun-u Rabbanidir Mek)

CAZİBEDAR
f Çekici, câzibeli

CAZİBE KANUNU
Madde âleminde geçerli olan Cenab-ı Hakk'ın tekvini bir kanunudur Bu kanuna göre iki madde birbirini aralarındaki mesafe ile ters orantılı; kütle ve miktarlarıyla orantılı olarak çeker

CAZİM
Kat'i karar veren * Gr: Cezmedici, cezmeden Arabça bir kelimenin başına gelen bazı harfler o kelimenin sonunu sâkin okutur, o harfe de "câzim" denir Meselâ "Lem yezuk" aslında (Yezuku) idi Başına "lem" harfi geldiğinden " Yezuk" diye sâkin okundu)

CAZİYE
Doğurduktan sonra sütü azalmaya başlayan hayvan

CAZÛ
f Cadı Büyücü, sihirbaz

CAZZ
Semiz,iri gövdeli adam

CE'B
Kesbetmek, elde etmek, kazanmak * Yaban eşeğinin büyüğü * Kırmızı toprak boya * Göbek

CEB'
(C: Cebeât) Kızıl mantar* (C: Ecbu) Nakir dedikleri ağzı dar kap ki, içine su koyarlar * Tehir etmek, sonraya bırakmak

CEBABİRE
Cebrediciler Mütekebbirler Zâlimler

CEBAE
Üstünde birşey düzeltilen ağaç

CEBAN
Korkak, ürkek

CEBANET
Korkaklık, ürkeklik Korkulmayacak şeylerden bile korkmak (Bak: Sırat-ı müstakim)

CEBB
Bir kimsenin zekerini ve hayasını kesip hadım etmek * Devenin hörgücünü kesmek* Kökünden kesmek

CEBBAN
(C: Cebâbin) Peynirci

CEBBAN(E)
Sahrâ Bayram namazını kılacak yer * Mezarlık

CEBBAR
(Sıfat-ı İlahiyedendir) İstediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan Büyüklük, azamet ve kudret sahibi İmar eden Cenab-ı Hak Kullarını ıslah edip tevbeye götüren Allah Teâlâ Hzleri (CC) * Zâlim, gaddar, müstebid, mütemerrid insanlar da bu sıfatla tavsif edilir Meselâ; Cengiz, cebbar ve gaddar bir devlet adamı idi * Koz: Gökyüzünün cenubunda bulunan bir yıldız kümesi

CEBBARANE
Cebbarcasına Cebbar olana yakışacak tarzda

CEBBARÎ
Cebbara mensub, cebbarlık, cebredicilik Cebbarlık eden

CEBCEB
Çok hasta deve yavrusu

CEBE'
Kuyu içinden çıkan toprak ki, etrafına öbek öbek dökerler

CEBE
Zincir veya halkadan örme zırh Cevşen

CEBECİ
f Eski Osmanlı İmparatorluğunun ordusunun zırhlı sınıfına mensub nefer

CEBEL
Dağ, yüksek tepe * Mc: Bir kavmin meşhuru ve büyüğü, âlim ve fâzıl kimse

CEBEL-İ ARAFAT
Arafat Dağı

CEBEL-ÜN NUR
Mekke dağlarından, Hira veya Hırra veya Harra Dağı Peygamberimize (ASM) ilk vahyin geldiği dağ

CEBELİSTAN
f Dağlık, dağlık yer

CEBE-PÛŞ
f Zırh giyen

CEBER (CEBERİYE)
(Ceberiyyun) Cüz'i iradeyi inkâr eden bir fırka-i dalle Hak yolundan çıkmış, dalâlete düşmüş bir fırka Bunların zıdları da Mu'tezile'dir

CEBERUT
Azametin daha dâimîsi ve bâtınîsi Büyüklük Hâkimlik Kudret, celadet Fart-ı kibir ve azamet

CEBHA'
Büyük alınlı kadın

CEBHANE
f Barut, kurşun, gülle, top, tüfek ve benzerleri gibi levazımat-ı harbiye ve bunların bulunduğu yer

CEBHE
Yüz, ön taraf Harp sahası Muharebe edilen yer * Alın * Bir binanın veya o cinsten bir şeyin ön tarafı * Gökteki ayın menzillerinden birisinin ismi olup arslan suretinin cephesidir, dört yıldız arslan alnına benzetilmiştir * Bir kavmin ve cemaatin seyyidi

CEBHE-SÂ
Yüz süren

CEBİN
(Cebân) Korkak Cesaretsiz * Alın

CEBİN-SÂ(Y)
f Alın sürücü, alın süren

CEBİR
Zabtetmek Zor Kuvvet * Bir şeyi ıslah ve tamir etmek, düzeltmek * Bâtıl bir fırka * Mat: Harflerle yapılan hesab * Tıb: Fevkalâde ameliyat, kırık kemiği sarıp bütünlemek Kırık veya çıkık uzva sarılan tahtalar

CEBR-İ MÂFAT
Kaybedilen bir şeyin yerine başka bir şey bularak, onunla avunma

CEBR-İ NOKSÂN
Noksanı tamamlama, eksiği ikmâl etme

CEBİRE
Çıkık veya kırık olan bir uzva sarılan tahtalar

CEBİRE
f Halkın bir işe hazırlık yapması

CEBL
İhtira, ibda Yoktan yaratma

CEBRAİL
(Cebril, Cibril) Cenab-ı Hakk'ın emirlerini Peygamberlere (AS) bildiren büyük melek Peygamberimiz Resul-i Ekrem'e (ASM) Kur'ân-ı Azimüşşân'ı vahiyle getiren melek (AS)

CEBRE
Kemik sarmakta kullanılan ağaç * Tahta parçaları

CEBREN
Zorla Cebir ve kuvvet istimali ile Kuvvet kullanarak

CEBRÎ
Zorla icra olunan, rızası olmadan zorla yaptırılan * Cebriye fırkasından olan

CEBRİYE
Cüz'i irâdeyi inkâr edenlerin bâtıl mezhebi

CEBUB
Sağlam yer Muhkem * Yeryüzü * Katı ve galiz yer

CEBZ
Çekmek, cezb

Alıntı Yaparak Cevapla