Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (B Harfi) Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...

Eski 09-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (B Harfi) Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...



RE: Osmanlıca Sözlük (B Harfi) BA'L
(C: Buûl) Cahiliyet devrine mahsus bir put Güneş Tanrısı * Karıkocadan herbiri * Yılda bir kez yağmur yağan yüksek yer * Hayret * Zaaf, zayıflık

BÂL
f Kanat * Kol, pazu * Kol, cenah* Üst, yukarı * Boybos, endam

BÂLÂ
f Yüksek Yukarı Yüce Yüksek kat

BÂLÂ-YI BÜLEND
Uzun boy

BÂLÂ-BÜLEND
f Uzun boylu

BÂLÂDEST
f Galip, eli üstün

BÂLÂDESTÎ
f El üstünlüğü, galibiyet * Zulüm

BÂLÂHÂN
f Birşeyi ifrat derecede yüksek gösteren

BÂLÂHÂNE
f Çatı, evin en üst tarafı Tavan arası

BÂLÂHÂNÎ
f Bir şeyi aşırı derecede yüksek gösterme, abartma, şişirme

BÂLÂHİMMET
f Himmeti fazla olan kimse

BÂLÂKAMET
f Yüksek boy * Yüksek şeref

BALAM
Sığır

BALANİŞİN
f Üstte, yukarıda oturan

BALAPERVAZ
Yüksekten uçan * Kendini olduğundan yüksek makamda gösterip gururlanan

BALAPERVAZANE
Yüksekten uçar gibi * Çok yüksek rütbelilere yakışır şekilde

BALAPÛŞ
f Palto, pardesü, manto gibi üste giyilen eşya

BALAREV
f Yüksekten giden

BALAST
ing Demir yollarında traverslerin altına; şoselerde ise düzeltilmiş toprak üzerine döşenen taş parçaları

BALATER
f Pek yüksek, daha yüksek

BA'LE
Erkeğin karısı, zevce

BALGAM
Solunum yolları tarafından salgılanan ve ağızdan dışarı atılan sümük, irin ve kan karışımı maddedir * Eskiden bedende bulunduğu sanılan dört unsurdan biri (Bak: Ahlât)

BALGAM-I CİSSÎ
Beyaz ve yoğun balgam

BAL-GÜŞÂ
f Kanat açan, uçan

BALIKHANE KAPISI
Topkapı Sarayı'nın Marmara kıyısındadır Padişahlarca cezandırılan vezirler burada idam edilir, sürgün edileceklerse buradan gemilere bindirilirlerdi

BALİ
Eski, köhne

BALİDE
f Gelişmiş, uzamış, büyümüş

BÂLİĞ
(Bâliğa) Yetişmiş Olgun yaşına gelmiş Aklı kemal bulmuş, erişmiş, varmış

BÂLİĞ
f Boynuzdan yapılan kadeh

BÂLİGA
Koyun ve keçi ayağı

BALİMEZ
16 ve 17 yy larda Osmanlılar tarafından kara ve deniz savaşlarında kullanılan uzun menzilli top (Bak: Balyemez)

BALİN
f Yastık Koltuk İskemle yerine kullanılan yuvarlak yastık

BALİNA
Denizde yaşıyan ve yaklaşık olarak 20 ilâ 35 metre kadar uzunlukta olan memeli hayvan

BALİN-PEREST
Hizmetçi, hâdim, hademe * Tenbel, uykucu

BALİSTİK
yun Merminin ateşlendikten sonra hedefe varıncaya kadar uğradığı te'sirleri tedkik edip inceleyen ilim dalı

BALİŞ
f Yastık * Altın * Nakit

BALİYE
Zayıf ve çürümüş olan şey

BALKAN
Doğu Avrupada batıdan doğuya uzanan dağ sırası

BALKANLAR
(Balkan Yarımadası) Yugoslavya'nın büyük kısmı ile Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan ve Trakya'yı içine alan yarımada

BALKAR
Kafkasya Türkleri'nin Kıpçak kolundan olan bir boy

BALON
Fr Hava veya hafif gazlarla doldurulan küre Bugünkü uçaklar balonculuğun geliştirilmesiyle elde edilmiştir Zeplin adı verilen güdümlü balonlar hava ulaşımında ve savaşta kullanılmıştır

BALOTAJ
Fr Bir seçimde herhangi bir adayın, oyların ekseriyetini alamaması hali

BAL-ŞİKESTE
f Kanadı kırık

BÂLÛ
f Ana baba bir olan kardeş * Siğil, sivilce

BÂLÛAT
Su dökecek çukur * Lağım kuyusu

BALÛDE
f Boy atmış, büyümüş

BALVANE
f Dağ kırlangıcı * Darı kuşu

BALYEMEZ
Osmanlıların bir zamanlar kullandıkları uzun menzilli toplar

BALYOZ
Fr Vaktiyle Avrupa devletlerinin büyükelçi ve büyük konsoloslarıyla, general ve amiral gibi kişilerine verilen bir ünvandır * (Yunancadan) Kazık çakmak, büyük taşları kırmak için kullanılan uzun saplı, iri ve ağır çekiç

BALZEN
f Kanat vuran Uçan

BAM
Dam * Çatı * Kubbe * Kemer * Sakf * Sabah vakti * Telli sazlarda en kalın tel

BAM-I BÜLEND
Yüksek çatı * Gökyüzü, sema

BAM-I ÇEŞM
Gözkapağı

BAMDAD(AN)
f Sabah, sabahleyin, seher vakti Tan yeri

BAMDADÎ
f Seher vakti, erken

BAME
f Sakalı gür olan * Sık, uzun ve kaba olan sakal

BAM-GAH
f Seher vakti * Seher vaktinde

BAN
Dam, çatı * Sorgun ağacı Bey söğüdü * yun Sevgilinin boyu Farsçada kelime sonuna gelerek, Türkçedeki "ci, cu" ekleri yerini tutan mânâda kullanılır Meselâ: Bağban: Bağcı

BANBU
(Malezya dilinden) Sıcak ve yağışlı bölgelerde yaşıyan bir bitki cinsi Buğday ailesinden olup ikiyüzden fazla çeşiti vardır

BANDIRA
İtl Geminin hangi devlete ait olduğnu gösteren bayrak

BANDO
Askeri mızıka takımı

BANEVA
f Zengin, mal, mülk sahibi * Meşhur, şöhret bulmuş, ünlü, namdar

BANG
f Ses, sadâ, haykırma, bir ağızdan alkış

BANG-İ NEMAZ
f Ezan

BANİ
Kurucu Yapan Yapıcı Yaptırıcı Binâ eden

BANKA
İtl Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlerini gören ticari kuruluşFaiz dinimizde günahtır Bankalar dar gelirlilerin paralarını faiz karşılığı toplar, zenginlere daha yüksek faizle verir Bunlar dar gelirlilerin tasarruf ettikleri paralarla bir iş yeri açar, bir mal üretir ve bu malın fiatına, ödedikleri faizi de ekliyerek paranın asıl sahibine satarlar Böylece bankada faiz karşılığı para yatıran dar gelirliler, kendi paralarıyla üretilen bu malları satın almakla kendi aldıkları faizden daha fazlasını yani zenginin bankaya ödediği faizi ödemiş olurlar Hem bankacıyı, hem banka ile iş yapan ticaret erbabını kendi paralarıyla çalışmadan zengin etmiş, fiatlarını yükseltmesine ve dar gelirlilerin zulme uğramasına âlet olmuş olurlarİslâma uygun olan; iş ortaklığıdır İş adamı paralarını kullandığı insanları, paraları ölçüsünde işine ortak yapmalı, kârını da zararını da buna göre bölüşmelidir Böyle olursa hem fiatlar yükselmez, hem de bir kısım insanlar zenginleşirken, diğerleri fakirleşmez

BANKER
Fr Çok zengin kimse Büyük sarraf

BANKET
Bir otomobili uçtan uca kaplayan ve tek parçadan ibaret olan oturacak yer * Karayollarında asfaltın her iki yanındaki balastlı kısım

BANKINOT
(Banknot) ing Kâğıt para

BANKİZ
Kutub bölgelerinde deniz suyunun donmasıyla meydana gelen buzların tamamı Bunlar ençok Kuzey Buz Denizinde görülürler

BANLİYÖ
Fr Bir şehrin yakın çevresinde bulunan mahalle ve yerleşme yerleri

BANT
(Band) Fr Ensiz, uzun zarf

BÂNÛ
f Kadın, hatun, hanım * Gelin * Gülsuyu gibi şeylerin şişeleri

BÂNÛ-Yİ MISIR
Zeliha

BANÛC
f Salıncak

BANYOL
Bu kelime; zindan, hapishâne mânâlarında kullanılırdı Buraya katiller, hırsızlar ve beylik esirlerin satışa yaramıyanları konurdu

BÂ-POSTA
Posta ederek, posta ile

BÂR
f Ek olup "saçan, yağdıran, döken, ışık veren" gibi mânâda kelimeler teşkil edilir Meselâ: Ateşbâr : Ateş saçan Ateş yağdıran

BÂR
f Yük Zahmet Eziyet Sıkıntı * Def'a Kerre * Yemiş, meyve * Sebeb-i masraf ve ıztırab olan şey Kale duvarı * İzin

BÂR-I DİL
Gönül yükü, elem, keder, gam, hüzün

BÂR-I GİRÂN
Ağır yük

BÂR-I MİHNET
Eziyet * Elem yükü

BÂR-I SAKİL
Ağır yük

BARAJ
Fr Bir akarsuyun akışına mâni olmak için yapılan set

BARAKA
İtl Temelsiz küçük yapı

BARAKLİT
(Bak: Faraklit)

BÂRÂN
f Yağmur Rahmet

BÂRÂNÎ
f Çivit mavisi renginde, Osmanlılar zamanında Selânik'te dokunan bir cins çuha Yeniçeri ve Acemi oğlanlarına aralık ve ocak (erbain) aylarında verilen yağmurluk bârâniden yapılırdı Yağmurluk, yağmurdan muhafaza eden şey * Yağmurla ilgili

BÂRÂN-RİZ
f Yağmur saçan, yağmur döken

BARAS
Tedavi edilmesi mümkün olmayan ve vücutta beyaz lekeler meydana getiren bir hastalık

BARBAKAN
Fr Emniyetle ateş etmek için sur duvarlarında açılan dar mazgal deliği Kale kapılarının savunması için yapılan tahkimat

BARBAR
Lât Eski Yunan, Roma ve daha sonra Hristiyanlara göre kendi kavimleri dışında kalan herkes * Vahşi, ilkel

BARBARLIK
Medeniyetsizlik, vahşilik

BARBAROS
Hayreddin Paşa: (Mi: 1466-1546) Tarihin en büyük Denizcisi Hayreddin Paşa, kardeşleri ile İslâm âlemini birleştirmek, tek bir bayrak altında muhteşem imparatorluğumuzun himayesinde toplamak için çalıştı Sonunda müstakil devleti ile, Osmanlı Devletine iltihak etti Kaptan-ı Derya olarak Akdenizi bir göl halinde devlete kazandırdı Preveze'de, Haçlı donanmasını perişan etti Dinin hayırlı evlâdı Hayreddin Paşa bir korsan değil, din yolunda muharebe eden mücâhid gazi idi Beşiktaş'taki evinde vefat etti ve oradaki türbesine defnedildi

BAR-BER
f Hamal, yük taşıyan kimse

BAR-BERDAR
f Sabırlı, tahammüllü * Yük kaldıran * Hamal

BARBUT ALTINI
Tanzimattan önce Osmanlılarda kullanılan bir çeşit altın sikke Yüzlük Mecidiye altını kıymetinde ve ayarında, iki kırat ağırlığında idi

BAR-DAR
f Yüklenmiş, yüklü * Gebe olan

BARE
f At * Zülf * Kal'a, kale * Def'a, kerre

BAREKALLAH
Allah mübarek etti Allah mübarek etsin Hayırlı ve bereketli olsun

BAREKTE
Sen mübarek ve bereketli eyledin (meâlinde dua)

BAREM
Fr Devlet memurlarının aylıklarını tasnif ve tanzim eden, miktarlarını gösteren sistem veya cetvel

BARENDE
f Yağdıran, yağdırıcı

BA-RENG
f Renkli

BARGÂH
f İzinle girilecek yer Padişah divanhanesi * Huzur-u Rabb-il Âlemin Dua edilen yer

BARGAM
Levreğe benzer bir cins balık

BARGİR
Yük taşıyan * Beygir

BARHA
f Def'alarca, zaman zaman, sık sık, devamlı olarak

BAR-HANE
f Yük yeri, yüklük * Yolcu eşyası indirilecek ve saklanacak yer

BARI
(Farsça: Bârû) Etrafı surlarla çevrilmiş yer

BARİ'
Bir kalıptan döker gibi, düzgün, tertipli ve güzel yaratan Aza ve cihâzatları birbirine mütenasip ve kâinattaki umumî nizama ve gayelere uygun ve münasebettar olarak halkeden Cenâb-ı Hak (CC)

BARİ
f Hususu ile Hele Hiç olmazsa Bir def'a

BARİ'
Tam üstün Mükemmel

BARİA
Yakınlarından üstün vasıflı Emsalinden üstün Tam ve mükemmel

BARİD
Soğuk, bürudetli * Mc: Hoş olmayan

BARİDANE
f Soğukça

BARİH
(C: Bevârih) Samyeli adı verilen sıcak ve şiddetli bir çeşit rüzgâr

BARİHA
Dünkü gece, evvelki günün gecesi * Dünkü gün, dün

BARİK
Şimşek Işık Şimşekli bulut Yıldırım parıltısı

BARÎK
f İnce Nârin Dakik

BÂRİKA
(C: Berâik) Üzerine biraz yağ dökülmüş olan süt * (C: Bevârık) Parıltı Parıldayan

BÂRİKA-İ HAKİKAT
Hakikatın parıltısı ve parlaklığı Hakikat nuru

BÂRİKA-ÂSÂ
şimşek gibi

BARİKAT
Fr Bir yolu kapamak üzere, ele geçirilen her türlü eşyadan faydalanılarak meydana getirilen engel

BARİK-BÎN
f İnce gören, dikkatle inceleyen, bir şeyi iyice gözden geçiren

BARİK-NÜMA
f Işıklı Parlak

BARİMETRE
Fr Gürültünün şiddetini ölçmeğe yarıyan âlet

BARİMETRİ
Fr Beden ölçümü yardımıyla hayvanların ağırlığını tayin etme

BÂRİŞ
f Yağmur * Sağnak

BARİYA
(C: Bevâri) Hasır

BARİYY
(C: Bevâri) Kaba hasır

BARİZ
Doğan Zâhir ve âşikar Meydanda olan Belli Açıkça

BAR-KEŞ
f Hamal, yük taşıyan * Mütehammil, tahammül eden, sabırlı

BAR-MEND
f Yemiş veren, yemişli ağaç

BAR-NAME
f Eşya, yük pusulası

BAROGRAF
yun Hava basıncını ölçen bir alet (Bu alet vasıtasıyla bir yerin yüksekliği de ölçülür)

BAROK
Klâsik Rönesans devrinden sonra başlayan bir mimari ve süsleme tarzı

BAROMETRE
Fr Hava basıncını gösterir âlet

BAROSKOP
Fr Cisimler üzerine havanın yaptığı basıncı gösteren âlet

BAROTAKSİ
Fr Bazı tek hücreli canlıların basınca göre hareketleri

BAROTERAPİ
Fr Bazı hastalıkların basınçlı hava ile tedavisi

BARR
(C: Berere) İyilik ve ihsan edici, muhsin

BAR-SENC
f Yük tartan, dirhem

BÂRÛ
f Kale duvarı, tabyanın gezinti yeri, hisar burnu, sur * Sığınak, siper

BARUT
yun Güherçile ile kükürt ve kömürden mürekkeb, alev alıcı bir maddedir ki, toz halinde olup, umumiyetle ateşli silahlarda ve taş kırmak gibi işlerde kullanılır * Mc: Çabuk kızan, şiddet ve hiddete kapılan

BAR-VER
f Yemiş veren, meyvedar, verimli, meyve verici * Mc: Faydalı, faydayı mucib, iyi netice veren Yararlı

BARYUM
yun Kim: "Ba" sembolü ile gösterilen bir element

Alıntı Yaparak Cevapla