|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (B Harfi) Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...
RE: Osmanlıca Sözlük (B Harfi) BEN
(Bak: Ene) t Psk: Şuurlu kişiliğimiz Başlangıçta çocuğun benliği şuurlu değildir Kendisini başkasından ayıramaz Fakat canlı olarak ihtiyaç ve istekleri vardır Benin bu şuursuz haline "alt ben" denir Kendisi ile başkası arasındaki farkı anlamaya, münasebetler kurmaya, düşünmeğe başlayınca şuurlu kişiliği, beni ortaya çıkar Ben, kendi menfaatına gördüğü, haz duyduğu herşeyi ister İsteklerine kendisi için tehlikeli, acı verici gördüğü yerde, yani yine kendisi için sınır koyar Başkalarını hesaba katmaz Ahlâk ve din terbiyesiyle ben, her istediğini yapmaması gerektiğini öğrenir Vicdan ve namus duygusuna sahip olur Böylece "üst ben" mertebesine ulaşır İsteklerini dizginlemesini öğrenir "Alt ben"in had, sınır tanımayan arzularıyla din ve ahlâkın benliğimizdeki sesi durumunda olan "üst ben" arasında bir zıddiyet ve çatışma vardır Ben, bu ikisi arasında ahenkle denge kurmaya çalışır Bir suç ve günah işlediğinde benlikte suçluluk duygusu uyanır Bundan kurtulmak için en küçük bahane ve şüphelere yapışır Ve ahlâk ve dinî esasları inkâra yönelir Bu sebeple her günahta küfre giden bir yol açılır İslâm terbiyesi alan bir insanın benliği meşru sınırlarda Allahın emir ve rızası dairesinde kalır Günah sınırlarına varmaz Benin mahiyeti hakkında felsefî ve psikolojik muhtelif görüşler vardır Henüz benliğin mahiyeti açıklanamamıştır İslâm açısından bu mevzuda yazılan en esaslı yazı Risale-i Nurlardan Ene ve Zerre Risalesi'dir
BENADIK
(Bunduk C ) Yuvarlak kurşunlar * Fındıklar
BENADİR
(Bender C ) Ticaret yerleri Ticareti işlek limanlar
BE-NAM
f Meşhur Namlı Mütemayiz Seçkin Mâlum bir isimle tesmiye edilen
BENAM
Parmak ucu
BENAN
Parmak uçları Parmaklar
BENANE
(C: Benân-Benânât) Parmak başı
BENÂT
(Bint C ) Kızlar * Bebekler
BENÂT-I Bİ'SE
Musibetler, belâlar, felâketler, âfetler
BENÂT-ÜL ARZ
Pınarlar, ırmaklar
BENÂT-ÜR RÜŞDE
Nikâhlı kadından doğan evlat
BENÂT-ÜS SADR
Endişe * Hayal * Kederler
BENÂT-ÜD DEHR
Âfetler * Zahmetler
BENAVER
f İri, büyük çıban Kan çıbanı
BENBEL
f Ekşi şey * Ekşi elma
BENC
Türkçede "benek" adı verilen bir ot cinsidir ve tohumuna "bezr-ül benec" derler
BENCİL
t (Bak: Hodbin, Hodgâm)
BENCİLEYİN
t Benim gibi
BEND
f Bağlanan Bağlanmış * Bağ Boğum Mafsal * Su bendi Baraj * Gam Gussa * Mekir * Hile * Mülâhaza Fıkra Madde * Aldatmak * Birisini emri altına almak, bendetmek * Edb: Baştan sona kadar aynı vezinli bir çok parçalardan meydana gelen ve kısım kısım gazel tarzında kafiyeleri değişen manzûmelerin her bir parçası (Bak: Terkib-i bend)
BEND-İ ÂHENİN
Demir bağ Demirden mânia
BENDE
f Bağlanmış olan Köle Esir Hizmetçi Hizmetkâr Kul
BENDE-İ FERMÂN
Emir kulu, ferman kölesi
BENDE-İ HALKA-BEGÛŞ
Kulağı halkalı olan köle, esir * Mc: İtaatli, muti'
BENDEGÂNE
Hizmetçi gibi Bağlanmışçasına
BENDEGÎ
Kölelik Hizmetçilik * Ubudiyyet, kulluk
BENDE-HİRÎDE
Satın alınmış köle
BENDEKA
Hiddetle bakma, sert bakış * Bir şeyi fındık kadar ufak yapma
BENDENE
f Esvabın, giyilecek şeylerin bazı yerlerine dikilen düğme, kopça
BENDENÜVAZ
f Kölesini iltifatlandıran, adamını taltif eden
BENDEPERVER
f Köle besleyici, adam besleyici
BENDER
(C : Benâdir) Ticaret yeri, işlek ticaret iskelesi, büyük iskele
BENDEREK
f Küçük iskele * Boğaz ve liman ağızlarında yapılan küçük kale Mendirek
BENDERGÂH
f İşlek iskele, liman, şehir
BENDERZ
f Çuvaldız
BENDEYAN
Hizmetçiler Kullar * Mensuplar
BENDE-ZADE
f Köle çocuğu * Mc: Çocuğunu onun kölesi yerinde tutup mütevâzi muâmelede bulunan
BENDİDE
f Esir, köle * Bağlı, bağlanmış
BENDİME
f Elbise yakasına ve kollarına açılan küçük delik * Düğme, ilik
BENDİŞ
f Altın ve gümüş üzerine işlenilen nakış
BEND-RÛG
f Tarla ve bostan kenarlarına suyun akıntısını kesip havuz gibi birikmesi için yapılan setli çukur
BENE
f İnce urgan, ip
BENEFSEC
Menekşe
BENEFŞ(Î)
f Menekşe rengi, mor renk
BENEFŞE
f Menekşe denilen güzel kokulu, küçük çiçek * Mor
BENEFŞE-GÛN
f Menekşe renkli, mor renkli Gökyüzü
BENEFŞE-ZÂR
f Menekşe tarlası, menekşe bahçesi, menekşelik
BENEK
f Atlas zemin üzerine sırma işlemeli bir çeşit kumaş
BENES
Kötülükden, fenalıkdan ve iyi olmayan şeylerden çekinme ve kaçınma
BENEVRE
f Temel, esas, asıl
BENG
f Bir bitki ve tohumu ki, afyon gibi uyuşturan, keyf verici olarak da kullanılan bir madde Esrar * Atlas üzerine işlenmiş sırma işlemeli bir çeşit kumaş * Küçük çitlenbik
BENGAH
f Keçeden yapılmış olan Türkmen evi * Âmirlere ve büyük rütbeli şahıslara ait çadır
BENGERE
f Çocukları uyutmak için, çocuğu uyutan kişi tarafından söylenen ninni
BENGÎ
f Beng tiryakisi, esrarkeş
BENÎ
Oğullar, evlâtlar, çocuklar (Aslı: Benûn-Benîn)
BENÎ ÂDEM
Âdem oğlu İnsan Âdem oğulları
BENÎ BEŞER
İnsanlar
BENÎ İSRÂİL
İsrâil oğulları Yahudiler Yahudi
BENÎ ÜMEYYE
Emeviler
BENİKA
(C : Benâyık) Elbisenin koltukaltı parçası
BENİMSEMEK
t Sahip çıkmak, bir şey hakkında benimdir iddiasında bulunmak Kabullenmek
BENÎN
(İbn C ) Oğullar, erkek çocuklar * Akıllı, temkinli, tedbirli kimse
BENİYYE
Kâbe-i Muazzama
BENK
Her nesnenin aslı
BENNA
Mimar, usta, kalfa Her türlü bina yapan Yapıcı
BENNA-GÛŞ
f Kulağın aşağı sarkan yumuşak kısmı ki, küpe asılan yerdir
BENNE
(C : Binân) Güzel, hoş koku
BENS
Tehir etmek, geciktirmek
BENŞ
Tenbellik İhmâl
BENÛ(H)
f Yığın, küme, demet
BENÛ
Oğullar
BENU-D DÜNYA
Beni Âdem, insanlar
BENU-L ALLAT
Baba bir kardeş
BENU-L A'YAN
Baba ve ana bir kardeş
BENU-L GABRA
Dervişler, uğrular
BENU-L ÜMM
Ana bir kardeş
BENÛN
(Benîn) (İbn C ) Oğullar Zâdeler Veledler
BENU-S SEBİL
Misafirler
BEN-VAN
f Harman, tarla, ekin bekçisi
BENZOL
Benzin ve toluen karışımı bir akaryakıt
BEPGA
f Papağan
|