|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (B Harfi) Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...
RE: Osmanlıca Sözlük (B Harfi) BES
f Kâfi Yeter Yetişir (Allah bes, gayri heves)
BE'S
Azab, şiddet Korku * Zarar, ziyan * Zorluk, meşakkat, zahmet * Fenalık (Arapçada: "Savaşta şiddetli harekette bulunmak veya sıkıntı ve fakirlikten fenâ durumda olmak" mânâlarına gelir )
BESA'
Yumuşak yer * Benî Selim vilayetinde bir yerin adı
BESÂ
f Pek çok, hayli miktarda, nice nice
BE'SA
Fakirlik, muhtaçlık ve benzerleri
BESA'
Ülfet, alışma, ünsiyet
BESA
(Arnavutça) Arnavut yemini * Kan güden hasımlar arasında yeminle akdolunan anlaşma
BESAİT
(Basit C ) Basit şeyler Mürekkeb ve memzuç olmayanlar
BESALET
Yiğitlik Bahadırlık Yürek sağlamlığı
BESAMET
Güler yüzlülük Mütebessimiyet
BESARE
f Sofa, salon Divanhâne
BESÂRE-NİŞİN
f Sofada oturan, uşak, hâdim, hizmetçi
BESARET
Göz açıklığı Dikkatle bakış
BESASA
Göz, ayn
BESAT
(Bisât) Düz * Döşenmiş * Geniş * Yayvan kab * Düz açık yer
BESATET
Basitlik Düzgünlük Sadelik Düzlük * Dilde düzgünlük
BESATİN
(Bostan C ) Bostanlar
BESATİN-İ CİNAN
Cennet bostanları Cennet bahçeleri
BESBAS
f Saçmasapan, manâsız söz
BESBASE
Bir ağaç adı
BESBELE
Bakla
BESBES
(C : Besâbis) Herze Mânasız, saçma sözler
BESBESE
Haberi yaymak * İşini halka bildirmek
BESBESE
Bir nesneyi yaş etmek, bir şeyi ıslatmak * Çok çabuk yürüme Hızlı yürüme
BESEK
(Besdek) f Esneme * Harman yerinde toplanılarak demet yapılan arpa ve buğdaylar
BESEN
şirin, lâtif, gökçek, hüsn
BESEND(E)
f Kâfi, kifayet eder, tamam, yeter, yetişir
BESFAYİC
Bir ot kökü ki, içinde fıstığa benzer bir yemişi olur
BE-SER
f Baş üzerine
BE-SER Ü ÇEŞM
f Başgöz üstüne
BE-SER Ü PÂ
f Baştan ayağa
BESGÛY
f Geveze Çok konuşan
BESÎ
f Çokluk, fazlalık, ziyadelik * Birçok
BESİC
f Hazırlık Sefer hazırlığı, yol hazırlığı * Yol ve sefer azığı, harçlığı
BESİL
Çirkin yüzlü
BESİLE
Kap içinde kalmış içki artığı
BESİM
(Besm den) Güleryüzlü kimse
BESİN
t Zihayat varlıkların yaşama, gelişme ve çalışmaları için gerekli olan çeşitli gıda maddeleri
BESİR
Ziyade, çok, birçok
BESİSE
Bir çeşit yemek * Yağ ve undan yapılan bir çeşit bulamaç * Ayrılık, nifak, iftira, ihtilaf
BESİT(A)
(C : Besâit) Döşenmiş nesne, yer yüzü * Yalnız tek * Geniş yer
BESK
Yırtmak * Yarmak ve ayırmak
BESK
Tükürmek * Uzamak * Büyümek
BESKELE
f Kapı sürgüsü, kapı mandalı
BESL
Helâk etmek * Men'etmek * Çirkin yüzlü olmak * Helâl ve haram
BESM
Tebessüm etmek
BESMAN
f Bir muahededen, bir anlaşmadan sonra rehin olarak bırakılan şey Kapora
BESMELE
$ in kısaltılmış ismi Müslüman her işine Bismillah ile başlar Yani her işi Allah adına ve Allah için yapar Atomlardan yıldızlara kadar her varlık da Allah adına ve Allah için hareket eder İnsan da Bismillah diyemiyeceği, yani Allah'ın emri ve izni olmayan bir işi ve hareketi yapmamak, onun emri dairesinde kalmakla gerçekten insan olur Aksi halde hayvanlardan aşağı dereceye iner
BESMELE-HÂN
f Besmele çeken
BESNE
Yumuşak yer
BESNİYYE
Alçak ve yumuşak yerde biten buğday * Şam diyarında belli bir yerde yetişen buğdaya da derler
BESR
Çok, kesir
BESR
Yüz ekşitmek * Talep etmek, istemek * Acele etmek Hamlık atmak
BESR
(Besere) (C : Besûr) Vücutta çıkan bir çeşit ufak sivilce
BESERE-İ HABİSE
Çıktığı yeri kangren eden ve adına da kara kabarcık denen öldürücü bir hastalık
BESRİK
(Bisrik) Hafif ve hızlı yürüyüşlü bir cins hecin devesi
BESS
İçindekini açığa vurmak * Neşretmek, yaymak * Ayırmak * Dert, keder * Merak
BESS
Parça parça olmak, dağılıp serpilmek
BESSAM
Güler yüzlü olan adam Çok gülen kimse
BESSASE
Mekke-i Mükerreme
BEST
Döşemek * Yaymak, neşr
BEST
f Düğüm
BESTA
Uzunluk, bolluk, genişlik Yaygın olmak
BESTAK
Hizmetçi, hâdim
BESTE
f Bağlanmış, bitiştirilmiş, bağlı * Kapalı Tutucu Donmuş * Bir nevi ipek kumaş * Gr: "Besten" fiilinin ism-i mef'ulüdür Kelimelerin başına veya sonuna getirilerek mürekkeb kelimeler (Birleşik kelimeler) yapılır * Müzikte: Şarkının makam ve âhengi
BESTE-DEHÂN
f Dili bağlı Ağzı kapalı, susan, sükût eden
BESTE-DEM
f Nefesi tutulmuş
BESTE-GÎ
f Bağlılık Kapalılık
BESTE-KÂR
Besteliyen Besteci
BESTE-LEB
f Dudağı kapalı
BESTE-RAHİM
f Çocuk doğuramayan, kısır kadın
BESÛR
(Besr C ) Siğiller, sivilceler, küçük çıbanlar
BESÛS
Okşadıkça süt veren deve
BESV
Yüz ekşitmek
BEŞAAT
Kabahat, suç * Yiyecek ve içeceklerdeki acılık
BEŞAHE
Çirkinlik
BEŞALE
Harislik, hırslı olma
BEŞAM
Hicaz'da yetişen bir cins ağaçtır ki, hoş kokuludur ve dallarından misvak yapılır
BEŞANİKA
Boşnaklar
BEŞARAT
(Beşaret C ) Beşaretler (Bak: Beşaret)
BEŞARE
(C : Beşâir) Hüsn, güzellik, cemâl
BEŞARET
(Doğrusu Bişârettir) Müjde Sevindirici haber Hayırlı haber * Müjdeye verilen ihsan * Yeni çıkan acib şey
BEŞARET-ÂVER
Beşaret veren, müjdeci
BE-ŞART-I ANKİ
f Bu şartla ki Şu şartla ki
BEŞAŞ
(Beşeş, beşüş) Açık yüzlü Güler yüzlü
BEŞÂŞET
Güler yüzlülük * Tazelik
BEŞE
f Atmaca kuşu
BEŞEL
Hırslı kişi Haris kimse
BEŞEL
f İki kimsenin birbiriyle tutuşması İki şeyin birbirine sarılması * Beşelîden masdarından emir ki; asıl, sarıl, mânâlarına gelir
BEŞEM
f Kederli, hüzünlü, yaslı * Hazmı güç olan şey
BEŞEN
f Uzun boy * Beden, cisim * Taraf, uç, kenar
BEŞENC
f Yüz güzelliği, parlaklığı
BEŞER
(Beşere) İnsan derisinin dış yüzleri * İnsan Âdem (Hem istikrâ-i tâmme ile ve fenlerin tahkikatıyla sabit olmuş ki; mahlûkat içinde en mükerrem, en ehemmiyetli beşerdir Çünki beşer, hilkat-ı kâinattaki zâhiri esbab ve neticelerinin mabeynindeki basamakları ve teselsül eden illetlerin ve sebeplerin münâsebetlerini aklıyla keşfedip san'at-ı İlâhiyeyi ve muntazam hikmetli icadât-ı Rabbaniyenin taklidini san'atcığıyla yapmak ve ef'âl-i İlâhiyeyi anlamak için ve san'at-ı İlahiyeyi bilmek ve cüz'î ilmiyle ve san'atlarıyla anlamak için bir mizan bir mikyas, kendi cüz-i ihtiyariyle işlediği maddelerle Hâlık-ı Zülcelâl'in küllî, muhit ef'al ve sıfatlarını bilerek kâinatın en eşref ve ekrem mahlûku olduğunu isbat ediyor Hem İslâmiyetin kâinata ve beşere ait hakikatlarının şehadetiyle, mükerrem beşer içinde, en eşref ve en âlâsı ehl-i hak ve hakikat olan ehl-i İslâmiyet, hem istikrâ-i tâmme ile, tarihlerin şehadetiyle, en mükerrem beşer içindeki en müşerref olan ehl-i hakkın içinde dahi bin mu'cizâtı ve çok yüksek ahlâkının ve İslâmiyet ve Kur'an hakikatlarının şehadetiyle en efdal, en yüksek olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'dır H )
BEŞERÎ
İnsana ve insanın fıtrî hallerine mensub ve müteallik İnsanla ilgili
BEŞERİYYET
İnsanın tab' ve hilkati ve fıtrî halleri İnsanlık
BEŞG
f Dolu; kar; çiy, şebnem * Naz, cilve, işve
BEŞGEN
(Bak: Muhammes)
BEŞİ'
Tadı fena olan çirkin şey; acı, ekşi
BEŞİR
Müjdeli haber veren Müjde getiren * Güler yüzlü Hub Cemil * Peygamberimiz Hz Muhammed'in (A S M ) bir vasfı (İşte o Zât bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi; bir rahmet-i binihayenin kâşifi ve ilâncısı; ve Saltanat-ı Rububiyetin mehasininin dellalı, seyircisi; ve künûz-u Esma-i İlâhiyenin keşşafı, göstericisi olduğundan  S )
BEŞİŞE
Açık yüzlü olmak
BEŞK
Yalan söylemek * İşleri yaramaz olmak * Deve, sür'atle gitmek * Elbise dikmek
BEŞM
Çok yemekten dolayı midenin dolması
BEŞM
f Kırağı; çiy Şebnem * Taberistan ile Rey arasında havası çok soğuk olan bir mevki * Dinsiz, mezhebsiz
BEŞME
f Her çubuğu ayrı ayrı beş renkte olan yollu kumaş * İşlenmemiş ham deri * Göz ilâcı
BEŞR
Eski fetva metinlerinde erkeği temsil eden isimlerden biri (Bak: Zeyd)
BEŞŞ
Açık yüzlü olmak
BEŞŞAK
Yalancı, kezzab
BEŞTEK
(Beştük) f Zarf Vazo Kap Kâse Çiniden yapılmış saksı
BEŞÛŞ
(Bak: Beşaş)
BEŞÛŞÂNE
f Güler yüzlüce Hoş olarak
BEŞYÛN
f Semiz, besili, yağlı
|