Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)İle İlgili Kelimeler...
RE: Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi) ŞECERE-İ ZAKKUM (Bak: Zakkum)
ŞECERİSTAN f Orman, ağaçlık yer, koruluk
ŞECİ' Kahraman Yiğit Şecaatli
ŞECİB Helâk olan, mahvolan
ŞECİR Küçük ve kısa ağaç
ŞECN (C : Şücun) Dere içinde ağaçlar arasında olan yol
ŞECR İki çenenin arası * Harcamak, sarfetmek * Tarh etmek, kovmak
ŞECRA' Meşelik
ŞECV Gam, gussa Keder * Tezyin-i savt Yâni sesi güzelleştirmek
ŞECZE Zayıf yağan yağmur
ŞEDAİD (Şedâyid) Afât Meşakkatli haller Şiddetli musibetler
ŞEDAK Ağızın her iki yanının geniş olması
ŞEDAKA Çok konuşan kadın
ŞEDAR Sözü şiir ile kesme * Hayvan bağlanan yer
ŞEDD Sıkı bağlama, sıkı bağlanma, sıkma * Tasvir
ŞEDD-İ NİTAK-I HİMMET Himmet kuşağını kuşanma İşe ciddi, gayretle sarılma
ŞEDD-İ RİHAL Hayvana semer vurma Yolculuk için hayvanın semerini bağlama * Yolculuğa çıkma
ŞEDDAD Kâfir * Çok eskiden Yemen'de Âd Kavminin hükümdarı Allah'a isyan ederek Cennet'e benzetmek iddiasiyle İrem bağını yaptırmış, bu bağdaki köşke girmeden kavmi ile yani taraftarlariyle birlikte gazaba uğramış, çarpılmış, yerin dibine geçmiştir (Bak: Enaniyet)
ŞEDDADANE f şeddad gibi, ona benzer surette, zâlimce
ŞEDDADÎ Çok büyük ve sağlam yapı
ŞEDDE Kur'an-ı Kerim okurken tek sessiz harfin iki defa okunmasına yarayan işaret ( $ ) * Seğirtmek Yürümekle şiddet göstermek Bir şeyi kuvvetlendirmek, sağlamlaştırmak
ŞEDDE Birinci hamle
ŞEDE Çok hırslı olmak
ŞEDEF (C : Şüduf) Her nesnenin şahsı
ŞEDH Tembel olmak
ŞEDH Baş yarmak * Kırmak * Atın yüzünde beyazlığın çok olması
ŞEDİD(E) Sert, sıkı, şiddetli * Musibet, belâ * Tecvidde: Rahve harflerinin zıddı olan, sükûn ile harf söylendiğinde sesin akmaması hali
ŞEDİD-ÜL MİHAL Şiddetli kuvvet Ağır ve şiddetli azab
ŞEDİD-ÜŞ ŞEKİME Şedid-ün nefs; yani başkasına boyun eğmekten çekinen ve kibirlenen
ŞEDİDE-İ MECHURE Elif, cim, dal, tı, ba harfleridir Bunların zıddı: Rehavet (rahvet) ile Beyniye sıfatıdır
ŞEDİDE-İ MEHMUSE Kaf ve tâ harfleri
ŞEDKAM Geniş, vâsi
ŞEDV Irlamak; teganni ve terennüm
ŞEF' Çift * Kurban bayramı günü * Namazların her iki rek'atı demektir Dört rek'atlı bir namazın evvelki iki rek'atında Şef'-i evvel, diğer iki rek'atına da Şef'-i Sâni denilir Üç rek'atlı namazın üçüncü rek'atı da Şef'i sâni'dendir
ŞEFA Kenar, taraf, uç
ŞEFAAT Şefaat etmek Af için vesile olmak * Fık: Âhiret günü bir kısım günahkâr mü'minlerin affedilmeleri ve itaatli mü'minlerin de yüksek mertebelere ermeleri için Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm ve sâir büyük zâtların Allah Teâlâ'dan (C C ) niyaz ve istirhamda bulunmalarıdır
ŞEFAAT-I UZMÂ (Bak: Makam-ı Mahmud)
ŞEFACEREF (Şefâcürf) Yar üstü Uçurum kenarı
ŞEFAFET Şeffaflık, saydamlık, şeffaf olma
ŞEFAK Korku, havf
ŞEFAKAT Şefkat, acıgirsin bir tarafına  !!! şefkatle sevmek Karşılık istemeden merhamet edip acımak, sevmek
ŞEFAKAT-I ÜBÜVVET Babalık şefkati
ŞEFAN Yağmurlu soğuk rüzgâr
ŞEFARİC Bir cins helva
ŞEFAŞİF Çok susamak
ŞEFE f Dudak * Kenar
ŞEFEKA Esirgemek, korumak
ŞEFETAN İki dudak
ŞEFETEYN İki dudak
ŞEFEVAT (şefe C ) Dudaklar * Kenarlar
ŞEFEVÎ (Şefeviye) Dudağa ait Dudakla alâkalı
ŞEFFAF Işığa mâni olmayan, ışık geçiren parlak cisim Saydam
ŞEFİ' Şefaatçı Suçların affı için yardım eden
ŞEFİ'-ÜL MÜZNİBÎN Günahkârların şefaatçısı Hazret-i Muhammed (A S M )
ŞEFİ'-ÜL ÜMEM Ümmetlerin şefaatçısı Hz Muhammed (A S M )
ŞEFİK(A) Şefkatli, esirgeyen Rikkat sahibi Merhametli
ŞEFİKANE f Merhametlice, acıgirsin bir tarafına  !!! Acımak suretiyle şefkat ederek
ŞEFKAT Başkasının kederiyle alâkalanmak, acıgirsin bir tarafına  !!! sevmek Yardıma, sevgiye muhtaç olanlara karşılıksız olarak merhamet ve sevgiyle yardıma koşmak Karşılıksız, sâfi, ivazsız sevgi beslemek (Şefkat pek geniştir Bir zat, şefkat ettiği evlâdı münâsebetiyle bütün yavrulara, hattâ ziruhlara şefkatini ihâta eder ve Rahim isminin ihâtasına bir nevi âyinedarlık gösterir Halbuki aşk, mahbubuna hasr-ı nazar edip, herşey'i mahbubuna feda eder; yahut mahbubunu i'lâ ve sena etmek için, başkalarını tenzil ve mânen zemmeder ve hürmetlerini kırar Meselâ biri demiş: "Güneş mahbubumun hüsnünü görüp utanıyor, görmemek için bulut perdesini başına çekiyor " Hey âşık efendi! Ne hakkın var, sekiz ism-i âzamın bir sahife-i nuranisi olan Güneş'i böyle utandırıyorsun?Hem şefkat hâlistir, mukabele istemiyor; sâfi ve ivazsızdır  Hattâ en âdi mertebede olan hayvanatın yavrularına karşı fedakârane ivazsız şefkatleri buna delildir Halbuki aşk ücret ister ve mukabele taleb eder Aşkın ağlamaları, bir nevi talebdir, bir ücret istemektir M )
ŞEFELLEC Burun delikleri büyük, dudakları yumru kalın ve sarkık olan adam * Ferci vasi avret
ŞEFF Yünden yapılan çok ince elbise
ŞEFİF Soğuktan incinmek * Soğuk
ŞEFN Akıllı ve zeyrek kişi
ŞEFNİN Irak diyarında ve karga büyüklüğünde olan bir kuş
ŞEFŞAF Soğuk yumuşak rüzgâr
ŞEFŞEF Yaramaz huylu * Titremek
ŞEFŞEFE Zayıflatmak * Hareket ettirmek, depretmek * Karışmak
ŞEFT-ALÛ f Yarık erik Şeftali
ŞEGAB Fitne uyandıran
ŞEGAB Çanak kırığını tamir eden * Çanak yapan
ŞEGAF Yürek kabı Yüreği çevreleyen nâzik deri * Sağ tarafta iyeği kemiği altında olan bir hastalık * Bir nesneyi çevirip kaplamak
|