Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)İle İlgili Kelimeler...
RE: Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi) ŞEVAKİL (Şâkile C ) Tarikler, yollar Mezhebler, tarikatlar, meslekler Şâkileler
ŞEVAMİH (Şâmiha C ) Yüksek yerler, tepeler, yüksekler
ŞEVAMİL (Şâmile C ) Şâmil olanlar, içine alanlar, çevreliyenler
ŞEVAR Ev esvabı, elbise, libas * Heyet
ŞEVARIK (Şârıka C ) Nurlar, aydınlıklar Parlaklıklar
ŞEVARİ' (Şâri' C ) Büyük yollar, caddeler
ŞEVARİB (Şârib C ) Bıyıklar
ŞEVARİD (Şâride C ) Dağılmış, dağınık şeyler
ŞEVAT (C : şivâ) Baş derisi
ŞEVATÎ (Şâti C ) Kenarlar, kıyılar
ŞEVAYİB (Şayibe C ) Şâyibeler, noksanlıklar, ayıplar
ŞEVAZ (ŞÜVÂZ) Tütünsüz ateş
ŞEVAZÎ Dağların dik tepeleri
ŞEVAZZ (şâzze C ) Müstesnalar Kaide hârici olanlar
ŞEVB Karıştırmak * İçilecek olan şeye katılıp karıştırılan şey
ŞEVBEC Oklava
ŞEVE Göz değmesi, nazar değmesi
ŞEVEH (şevh) Kara olmak ve çirkinlik (Bak: şâhet-il vücuh)
ŞEVES Gururdan dolayı göz ucuyla bakma
ŞEVH Kara ve çirkin olmak
ŞEVHA Avurtları ve burun delikleri geniş olan çirkin yüzlü kadın
ŞEVHA Yay yapımında kullanılan ağaç
ŞEVHEB (C : şevahib) Kirpi
ŞEVHER f Erkek eş, koca, zevc
ŞEVK Diken * Birinin hiddet ve şevketi görünmek * Ekin
ŞEVK Çok istek, şiddetli arzu * Neş'e *Bir şeyi bir yere şeye sağlamca bağlama * Memnun Şâduman (Bak: Himmet, Şavk)
ŞEVK-İ TENZİLÎ Kur'an-ı Kerim'in ilk önceki mânâsıyla Sahabelere verdiği sevgi ve iştiyak Kur'an-ı Kerim'in tenzil mertebesindeki mânâsının verdiği şevk İlâhî bir makamdan inmenin verdiği şevk
ŞEVK-ÂLUD f şevkli, neşeli, sevinçli, keyifli
ŞEVK-ÂVER f Neşe veren, neşe getiren, şevklendiren
ŞEVK-BAHŞ f şevk veren, şevklendiren * Meşhur bir çeşit lâle
ŞEVK-EFZÂ f şevklendiren, neşe artıran
ŞEVKERAN Baldıran otu
ŞEVKET Kudret ve kuvvetten doğma haşmet Padişaha mahsus heybet ve saltanat * Diken Diken batmak
ŞEVKETLÛ Tar: Padişahlar hakkında kullanılmış bir tâbir olup, azamet ve heybet sahibi mânalarına gelir
ŞEVKÎ Neşe ve şevk ile alâkalı
ŞEVKİSTAN f Dikenlik
ŞEVK U İŞTİYAK Şevk ve arzu Şevk ve iştiyak
ŞEVNİR Çörek otu
ŞEVR Davarı baharda otlamağa bırakmak * Kovandan bal almak * Satılığa çıkarmak
ŞEVSA Karın içinde olan yel
ŞEVŞAT Tez yürüyüşlü dişi deve
ŞEVŞEB Karınca
ŞEVTAB El silecek bez El bezi
ŞEVVAL Arabi aylardan onuncusu Ramazandan sonraya geldiği için ilk üç günü mübarek Ramazan bayramıdır
ŞEVZAK şahin kuşu
ŞEVZEB Uzun, tavil
ŞEVZENİK Şahin kuşu
ŞEY' Nesne, şey * İstemek, dilemek
ŞEY' Miktar * Uzaklık * Arslan eniği
ŞEY'AN Uzaktan gören * İleriyi gören, her şeyin sonunu düşünen
ŞEYATİN Şeytanlar (Bak: Şeytan)
ŞEYB İhtiyarlık Yaşlılık * Saç, sakal ağarması
ŞEYD Binayı kireçle yapmak
ŞEYDA f Tutkun Divane * Çok sevgiden hâsıl olan hal
ŞEYDÂİ f Çok fazla sevgiden hâsıl olan divanelik, şaşkınlık
ŞEY'EN FEŞEY'EN Yavaş yavaş, azar azar
ŞEYH Yaşlı adam * Bir kabilenin ileri geleni Kabile reisi * Tarikatta müridlerin reisi (Bak: Müteşeyyih, Tarikat)
ŞEYH-ÜL HADİS İkiyüz bin Hadis-i Şerifi, rivayet edenleriyle birlikte ezbere bilen büyük hadis âlimi
ŞEYH SAİD HADİSESİ 5 Şubat 1925'de devrin hükümetine karşı şark aşiret reislerinden Şeyh Said ismindeki zâtın teşebbüs ettiği bir harekettir Şeyh Said, bu hareketine yardım etmesi için Bediüzzaman Said Nursî'ye mektub yazmış, fakat Bediüzzaman bu teklifi reddetmiş ve cevaben yazdığı mektubda şöyle demiştir:(Türk milleti, asırlardan beri İslâmiyete hizmet etmiş ve çok veliler yetiştirmiştir Bunların torunlarına kılınç çekilmez Siz de çekmeyiniz Teşebbüsünüzden vazgeçiniz Millet irşad ve tenvir edilmelidir Tr ) (Bak: Said-i Nursî)
ŞEYHAN (şeyheyn) Esasen iki şeyh demek olup; bazı eserlerde, Buharî ve Müslim yerinde kullanılır Her ikisinin Hadis Kitablarına birden Sahihan denir * Hazret-i Ebubekir ile Hazret-i Ömer'in (R A ) beraberce bâzı mühim kitaplarda geçen isimleri * Bazı fıkıh kitablarında, İmam-ı A'zam ile İmam-ı Ebu Yusuf'un ikisine birden verilen isim
ŞEYHEM (C : şeyâhim) Erkek kirpi
ŞEYHEYN (Bak: şeyhan)
ŞEYHUHET (Şihet-Şeyhuhiyet) İhtiyarlık, yaşlılık
ŞEYH-ÜL İSLAM Osmanlı Devleti zamanında din işlerine bakan ve sadrazamdan sonra gelen en yüksek vazifeli şahıs Âlimlerin reisi
ŞEYLEM Sarhoşluk veren ve bazan buğdayların arasında çıkan siyah bir tohum
ŞEYM Çok soğuk su * Kılıç çıkarmak * Kınına sokmak
ŞEYN Kusur, ayıp, noksan, kabahat Yaramaz şey
ŞEYT Helâk olmak, mahvolmak * Yanmak * Kaynamak
ŞEYTAN İblis (Cenab-ı Hakk'ın emrine isyan ettiğinden rahmetinden kovulmuş, şerleri ve muzır şeyleri temsil eder ve ateşten yaratılmıştır Bütün melekler Cenab-ı Hakk'ın emriyle Hazret-i Âdem'e secde ettiği halde Şeytan: "O, topraktan yaratılmıştır, ben ateşten yaratıldım Ben ondan daha kıymetli ve yükseğim" diye kibirlenerek, Cenab-ı Hakk'ın emrine karşı gelmiş ve Hazret-i Âdem'e secde etmediğinden, Allah'ın rahmetinden kovulmuştur (Melâikelere şeytanlar musallat olmadıkları için, terakkiyatları yoktur Makamları sâbittir, tebeddül etmez Keza, hayvânâtın dahi, şeytanlar musallat olmadıkları için, mertebeleri sâbittir, nâkıstır Alem-i insaniyette, ise; merâtib-i terakkiyât ve tedenniyât, nihayetsizdir Nemrutlardan, firavunlardan tut, tâ sıddıkin-i evliya ve enbiyaya kadar gâyet uzun bir mesâfe-i terakki var İşte kömür gibi olan ervâh-ı sâfileyi, elmas gibi olan ervâh-ı âliyeden temyiz ve tefrik için, şeytanların hilkatiyle ve sırr-ı teklif ve ba's-i enbiya ile, bir meydan-ı imtihan ve tecrübe ve cihad ve müsabaka açılmış Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, mâden-i insaniyyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidatlar, beraber kalacaktı Alâ-yı illiyindeki Ebu Bekir-is Sıddık'ın ruhu, esfel-i sâfilindeki Ebu Cehil'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı Demek şeyatin ve şerlerin yaratılması, büyük ve küllî neticeye baktığı için, icadları şer değil, çirkin değil; belki su-i istimalâttan ve kesb denilen mübaşeret-i hususiyeden gelen şerler, çirkinlikler, kesb-i insana aittir, icad-ı İlâhîye ait değildir M )Bu mevzuya dair tafsilât: Risale-i Nur Külliyatından "Lem'alar" adlı eserin 13 Lem'asındadır
ŞEYTANET Şeytanlık Aldatıcılık Kurnazlık, hilekârlık
ŞEYTANÎ Şeytanla alâkalı Şeytana yaraşır
ŞEYTANÎ PİŞE f Şeytanın yolu Şeytana ait meşguliyet
ŞEYYAD (Şeyd den) Riyâkâr Yüze gülen * Sıvacı
ŞEYYEBET (Şeyb den) İhtiyarlattı (meâlinde fiildir ) Şeyyebetnî : Beni ihtiyarlattı, beni ihtiyar etti (mânâsında)
ŞEYYİR (C : Şiyâr) Semiz ve besili hayvan
ŞEYZEM Katı ve uzun
ŞEYZENUK şahin kuşu
ŞEYZUMAN Kurt
ŞE'Z (ŞE'S) Kaba ve katı
ŞEZA' Sinirin yarılması
ŞEZA Kokulu şeylerin şiddetle kokması
ŞEZAT Budak kırmak * At sineği * Bir gemi cinsi * Tuz * Kuvvet ve şiddet bakiyyesi * Ağaç ismi
ŞEZAZE Çok kurumak
ŞEZB Ağaçtan budanan kuru odun * Geçmek, intikal etmek * Sınır (Bu mânâya C : Eşzâb)
ŞEZEBE (C : Şüzub ) Ağacın çeşitli budaklarından budanıp kesilmiş olan
ŞEZEN Nahiye, cânip, taraf * Kaba ve sağlam yer
ŞEZERAT (Şezre C ) İşlenmeden mâdenin içinden toplanılan altın parçaları * Süs olarak kullanılan altın ve inci tâneleri
ŞEZF Şiddet * Darlık
ŞEZİM Sağlam, muhkem ve uzun
ŞEZİYYE (C : Şezâyâ) Bir parça nesne
ŞEZR (ŞEZİR) Altın mâdeninden toplanan altın ufağı * İnci parçaları
ŞEZR Kızgınlık ve hiddetten dolayı gözucuyla bakmak
|