Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi)İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (Ş Harfi) ŞUY f Koca, eş, zevc
ŞUYİDE f Yıkanmış
ŞÜBAN Çoban
ŞÜBANÎ Kırmızı yüzlü
ŞÜBBAN Gençler, delikanlılar
ŞÜBBAN-I VATAN Vatanın gençleri
ŞÜBBUT Kalkan balığı
ŞÜBEH (şübhe C) şübheler, şekler şübhe edilenler
ŞÜBHE (C: Şübeh - Şübühât) Tereddüd Bir şeyin doğru olup olmadığına veya var olup olmadığına dair kat'i kanaat ve bilgi sahibi olmamak hâli
ŞÜBHE-İ TÂRIK Zulmetten gelen şüphe belâsı
ŞÜBKE (C: Şübük) Yakınlık Akrabalık, hısımlık
ŞÜBRÜM Kısa boylu kimse
ŞÜ'BUB Birden yağan sağanaklı yağmur * Hiddetli ve şiddetli olan * Şiddetli güneş harareti
ŞÜCA' (Şec'a - Şica') Yiğit, cesur, bahadır Şecaatli
ŞÜCEA' (Şeci' C) Yiğitler, cesurlar
ŞÜCEYRE Çalı, ufak ağaç
ŞÜCNE Sıklığından birbirine girmiş ağaçların damarları
ŞÜCUB Ev içinde olan direk
ŞÜCUN Ağaç dalları * Füruât, teferruat
ŞÜCUR Muhtelif ve çeşitli olmak
ŞÜD f Geçti, gitti; gidiş, gitme Oldu, olma Amed şüd $ : Geldi gitti
ŞÜDUN Kavi ve kuvvetli olmak * Terbiyeden müstağni olmak
ŞÜF'A Bir malı müşteriye, mal olduğu fiata satmak * Huk: Satılmakta olan bir yerde hissesi bulunan veya oraya bitişik komşu olanın satılan şeyi almakta birinci derecede hakkı olması Şüf'a sahibi kendinden habersiz satılan şeyi, dava ederse, bedelini ödeyerek müşteriden geri alabilir (HL)
ŞÜFAFE Kap dibinde kalan su
ŞÜFEA' (Şefi' C) Şefaatçiler Şefaat edenler, bir suçun bağışlanması için aracılık yapanlar
ŞÜFR (C: Eşfâr) Kirpiğin bittiği yer * Her şeyin kenarı
ŞÜFRE (ŞEFRE) (C: Eşfâr) Yassı büyük bıçak * Gön ve sahtiyan kestikleri bıçkı * Kılıç ağızı * Kirpik biten yer
ŞÜFUF Zayıf olmak
ŞÜFUN Göz ucuyla bakmak
ŞÜGUR Yükseltmek * Hâli etmek, boşaltmak
ŞÜGÜL (C: Eşgâl) Meşgul ve gafil olmak Gaflette bulunmak
ŞÜHBE Siyaha galip olan beyazlık
ŞÜHEDA (şâhid ve şehid C) şâhidler * şehidler (Bak: şehid)
ŞÜHRE Zahir ve vâzıh olmak Görünmek Açık olmak
ŞÜHUB Mütegayyer olmak, değişmek
ŞÜHUD şâhidler * Görme, şahid olma * Müşahede etme * Görünecek halde şekillenme
ŞÜHUDÎ Keşfe ve görmeğe dair Görünebilir olana ait ve mensub (Ehl-i şuhud dediğimizden maksad Evliyâullahtır Zira velâyet sâhibi, avâmın itikad ettiği şeyleri gözle müşahede ediyor MN)
ŞÜHUR (şehr C) Aylar 30 günlük müddetler
ŞÜHUR-U SELÂSE Arabî üç aylar Receb, Şaban ve Ramazan ayları
ŞÜHUS Yüksek olmak * Bir yerden bir yere gitmek * Gözünü bir yere dikip hareket ettirmeden ve kapağını açıp yummadan durmak * Bir hâdisenin meydana gelmesinden dolayı acı çekip kararsız olmak
ŞÜHÜB (Şihâb C) Kıvılcımlar
ŞÜKAF (Bak: şikâf)
ŞÜKARA Sütlü deve * Sütlü koyun
ŞÜKAT (şâki C) şikâyet edenler, şikâyetçiler
ŞÜKLE Gözün ağındaki kırmızılık
ŞÜKM Ücret, ivaz Cezâ Karşılık Amelin ücreti
ŞÜKR (Şükür) Allah'ın (C C) nimetlerine karşı memnunluk göstermek Allah'a teşekkür (Bak: Ni'met)(Kalb ile, dil ile ve sâir beden azâlarıyla olur Nimet verene muhabbet etmek ve itaat etmek de şükürdendir Şükür eden, her nimeti Allahın râzı olduğu yere sarfeder Şükür; Allah'ın, kullarının iyi amellerine mükâfat veya mücazat vermesidir Sebeplerin envaı cihetinden şükür hamdden daha umumidir Taalluk cihetinden hususidir Hamd, taalluk cihetinden daha umumi, esbab cihetinden daha hususidir)(Kur'an-ı Hakîm, nasıl ki şükrü netice-i hilkat gösteriyor, öyle de Kur'an-ı Kebir olan şu kâinat dahi gösteriyor ki, netice-i hilkat-i âlemin en mühimi şükürdür Çünkü kâinata dikkat edilse görünüyor ki, kâinatın teşkilâtı şükrü intac edecek bir surette her bir şey bir derece şükre bakıyor ve ona müteveccih oluyor Güya şu şecere-i hilkatin en mühim meyvesi şükürdür Görüyoruz ki her şey nasıl ki rızkın etrafında toplanmış, ona bakıyor; öyle de rızık dahi bütün envaiyle mânen ve maddeten, hâlen ve kalen şükür ile kaimdir; şükür ile oluyor; şükrü yetiştiriyor, şükrü gösteriyor Çünkü rızka iştiha ve iştiyak, bir nevi şükr-ü fıtrîdir Ve telezzüz ve zevk dahi gayr-i şuuri bir şükürdür ki bütün hayvanatta bu şükür vardır Yalnız insan dalâlet ve küfür ile o fıtrî şükrün mahiyetini değiştiriyor, şükürden şirke gidiyor Şükrün mikyası: Kanaattir ve iktisattır ve rızâdır ve memnuniyettir Şükürsüzlüğün mizânı; hırstır ve isrâftır, hürmetsizliktir Haram helâl demeyip rast geleni yemektir Evet hırs şükürsüzlük olduğu gibi hem sebeb-i mahrumiyettir, hem vasıta-i zillettir Hem şükrün envaı var O nevilerin en câmii ve fihriste-i umumiyesi namazdır M)
ŞÜKR-Ü KÜLLÎ Umumi nimetler için yapılan şükür(Eğer desen: "Şu küllî hadsiz ni'metlere karşı, nasıl şu mahdut ve cüz'î şükrümle mukabele edebilirim?"Elcevab: Küllî bir niyetle, hadsiz bir itikad ile Meselâ nasılki, bir adam beş kuruş kıymetinde bir hediye ile, bir padişahın huzuruna girer ve görür ki, herbiri milyonlara değer hediyeler, makbul adamlardan gelmiş, orada dizilmiş Onun kalbine gelir: "Benim hediyem hiçtir, ne yapayım " Birden der: "Ey seyyidim! Bütün şu kıymetdar hediyeleri kendi nâmıma sana takdim ediyorum Çünki: Sen onlara lâyıksın Eğer benim iktidarım olsaydı, bunların bir mislini sana hediye ederdim " İşte hiç ihtiyacı olmayan ve raiyyetinin derece-i sadakat ve hürmetlerine alâmet olarak hediyelerini kabul eden o padişah, o biçarenin o büyük ve küllî niyetini ve arzusunu ve o güzel ve yüksek itikad liyakatını, en büyük bir hediye gibi kabul eder Aynen öyle de: Aciz bir abd namazında Ettahıyyâtü lillâh der Yâni: Bütün mahlukatın hayatlariyle sana takdim ettikleri hediye-i ubudiyetlerini, ben kendi hesabıma, umumunu sana takdim ediyorum Eğer elimden gelseydi, onlar kadar tahiyyeler sana takdim edecektim Hem, sen onlara, hem daha fazlasına lâyıksın İşte şu niyyet ve itikad, pek geniş bir şükr-ü küllidir Nebatatın tohumları ve çekirdekleri, onların niyyetleridir S)
ŞÜKR-Ü ÖRFÎ (Bak: Hamd)
ŞÜKRAN İyilik bilmek Minnettarlık Şükretme hâli
ŞÜKRANİYET Şükranlık
ŞÜKRGÜZAR f İyilik bilen, teşekkür eden
ŞÜKUF(E) f Çiçek Zühre Tomurcuk
ŞÜKUFEZAR f Çiçek bahçesi
ŞÜKUF-MİSAL Gonca gibi, tomurcuk gibi
ŞÜKUH f Azamet, ululuk, celal
ŞÜKUK (şekk C) şekler, şüpheler
ŞÜKUR Hacet, ihtiyaç * Mühim işler, umûr-u mühimme
ŞÜKÜFTE f "Açılmış" mânasına gelir ve birleşik kelimeler yapılır Meselâ: Nev-şüküfte $ : Yeni açılmış
ŞÜLLE Niyyet * Uzak emir
ŞÜMAR f Hesap, sayı * Sevgi, muhabbet
ŞÜMAR f Sayan, sayıcı Eden, edici
ŞÜMARENDE f Sayan, hesab eden
ŞÜMARİDE f Sayılmış, hesab edilmiş
ŞÜMHUT Uzun, tavil
ŞÜMRUH Hurma budağı
ŞÜMS (C: Şümus) Vahşi erkek davar * Bir nevi gerdanlık

Alıntı Yaparak Cevapla