Prof. Dr. Sinsi
|
İzmir İşgalinde Silahlı Mücadeleye Katılan Kahramanlar,İzmirdeki Silahlı Mücadele
2 İzmir Müdafaa-i Hukuku Osmaniye Derneği
2 Aralık 1918 tarihinde, tüccar Moralızade Halit ve Nail Beyler tarafından kuruldu Derneğin kuruluş girişimleri, Mondros Ateşkesi'nden bir hafta sonra başlamış, fakat Hürriyet ve İtilaf Partisi'nin, bu girişimleri İttihatçı ve Bolşevik çabalar olarak suçlaması yüzünden gecikmişti İzmir'in Yunanlılara verilmesini engellemek için, İzmir'in Türklüğü hakkından dünya kamuoyunu propaganda yoluyla inandırmak, Paris Barış Konferansı'na başvurarak haklarını korumak istiyorlardı 2-19 Mart 1919 tarihinde İzmir'de büyük bir "Müdafaa-i Hukuk Kongresi" toplamayı sağladı İtilaf Devletleri'ne sunduğu bir bildiri ile İzmir üzerindeki muhtemel tehlikeleri ilan ve gerekirse silahlı direnmeyi kabul etti Vali Nurettin Paşa zamanında, onun geniş desteğini gören dernek, Nurettin Paşa'nın alınıp, yerine İstanbul Hükümeti'nin sadık ajanı İzzet Bey'in atanmasından sonra çalışmaları baskı altında tutuldu İzzet Bey'in de derneği İttihatçı ve Bolşevik olmakla suçlaması nedeniyle kuvvetli bir örgüt oluşturamadı
3 Müdafaa-i Vatan (İlhak-ı Red Heyet-i Milliyesi)
Yine aynı tarihlerde İzmir Türk Ocağı'nda kurulan Müdafaa-i Vatan, İzmir'in işgalinden bir gün önce adını "Reddi-i İlhak" olarak değiştirdi İzmir'deki diğer "Müdafaa-i Hukuk" kuruluşlarıyla ilişki kurdu ve İzmir'in işgaline karsı İzmir'in Türk halkını yayınladığı bildirilerle uyardı İzmir'in işgalini bütün illere telgrafla duyurarak, Türk kamuoyunun galeyana gelmesini sağladı Olağanüstü kongreler ve protesto mitingleri tertipleyerek işgal kuvvetleri üzerinde baskı yaptı Çabaları sonucu, Balıkesir ve Alaşehir Kongreleri'nin toplanmasının hazırlamış oldu İzmir'in işgalinden bir gün önce bir beyanname yayınlavarak, eski "Maşatlık" denen bugünkü Bahri Baba Parkı'nda İzmir halkını İzmir'in savunması için toplantıya çağırdı Bu beyanname aynen şöyledir:
"EY BEDBAHT TÜRK"
Wilson prensipleri ünvanı insaniyetkaranesi altında senin hakkın gasp ve namusun hetkediliyor (saldırılıyor) Buralarda Rum'un çok olduğu ve Türkler'in Yunan halkını memnuniyetle kabul edeceği söylendi Ve bunun neticesi olarak güzel memleketin Yunan'a verildi
ŞİMDİ SANA SORUYORUZ? RUM SENDEN DAHA MI ÇOKTUR?
YUNAN HAKİMİYETİNİ KABULE TARAFTAR MISIN?
Artık kendini göster  Tekmil kardeşlerin maşatlıktadır Oraya yüz binlerle toplan Ve kahir ekseriyetini orada bütün dünyaya göster İlan et ve ispat et  Bu sana düşen en büyük vazifedir Geri kalma Hüsran ve nikbet faide vermez Binlerle, yüzbinlerle maşatlığa koş Ve Heyet-i Millye'nin emrine itaat et
"İlhak-ı Red Heyet-i Milliyesi"
Vali İzzet Bey'in düşmana teslimiyetçi ve işbirlikçi politikası yüzünden İzmir'in işgali kolayca sağlanınca derneğin çalışmaları etkili olamadı
4 Kilikyalılar Derneği
21 aralık 1918'de İstanbul'da kuruldu Mondros Atreşkesi sonrası, Yıldırım Orduları'nın dağıtılması üzerine, Ordu komutanlığında kalan Ali Fuat Paşa'nın girişimi ile Dernekler Kanunu'na uygun olarak kuruldu Nizamnamesi'nin birinci maddesinde "Madde-l Kilikya namı kadimi altına bulunan Adana ve mülhakatı (bağlı yerler) ile İçel ve Maraş Sancakları'nda ve buralara komşu olan Ayıntap Sancağı ile Antakya, İskenderun, Beylan ve Reyhaniye kazalarında nüfusu umumiyenin yüzde doksanı aşan bir ekseriyet teşkil eden Türkleri temsil etmek ve bu mahallerin efkar ve amali ekseriyete uygun olarak kemekan Devleti Osmaniye'ye bağlılıklarını kuvvetlendirmek için iç ve dış lazım gelen teşebbüsat ve neşriyat ve mesaide bulunmak üzere Dersaadette (İstanbul) "Kilikyalılar Cemiyeti namıyla bir cemiyet teşkil ediimişti " şeklinde geniş bir amaç belirtmesine rağmen etkili olamadı
5- Vilayet-i Şarkiye (Doğu Anadolu) Müdafaa-i Hukuk Derneği
Doğu Anadolu'da bir Ermenistan Devleti kurulmak istendiği Mondros Ateşkesi hükümlerinden ve özellikle Paris Barış Konferansı ile Batılı ülkelerin basınlarında yayınlanan haberlerinden anlaşılıyordu Sadrazam Damat Ferit Paşa'nın bu haberler karşısında teslimiyetçi bir politika izleyerek, Saltanat-Hilafet'in Mekke ve Medine'de manevi varlığını sürdürmesi pahasına, öz Türk olan Erzurum ve çevresini feda etmek politikasına karşı, illerinin bütün Müslüman halkının haklarını savunmak için, merkezi İstanbul'da kurulan bu derneğin başında Süleyman Nafiz Bey vardı Savaşın sona ermesi üzerine terhis olan Cevad (Dursunoğlu) Bey, memleketi Erzurum'da öğretmenlik yapmak için Maarif Vekaleti'ne (Milli Eğitim Bakanlığı) başvurduğunda "Erzurum'un mukadderatı, yani hudutlarımızın içinde kalıp kalmayacağı henüz belli olmadığından, orada bir Dar'ül-muallimin açmaya lüzum kalmamıştır " yanıtını almıştı Dernek merkezinden, Erzurum'da Şube açma yetkisi alan Cevat Bey Erzurum'a gelerek, bir şube açtı 10 Mart 1919'da kurulan "Erzurum Müdafaa-i Hukuk Şubesi"hızla örgütlenmeye, çevre illerle özellikle Trabzon ile ilişki kurarak Doğu Anadolu'nun Ermenistan'a verilmesini engellemek için çalışmaya başladı Bir süre sonra İstanbul merkezine bağlılıktan kurtulan Dernek, Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Rauf Bey gibi Ulusal Mücadele liderlerini de bünyesine almak ve Erzurum Kongresi'ni toplamakla en önemli dernek oldu Ermenilere karşı mücadeleyi amaç edinen dernek,
1 Asla göç etmemek
2 Derhal bilim, iktisat ve din alanında teşkilat yapmak
3 Doğu_illerinin saldırıya uğrayacak herhengi bir bucağının savunmasında birleşmek kararlarını alarak uygulamaya koydu
Doğu illerinde Türkler'in Ermenilere sayıca üstün olduğu kadar tarih, kültür ve uygarlık eserleriyle de üstün olduğunu göstermek için propagandaya girişti "Albayrak" Gazetesi derneğin yayın organı haline geldi Sivas Kongresi kararıyla da "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği" nin bir şubesi oldu
6 Trabzon Muhafaza-i Hukuk Milliye Derneği
Trabzon ve Samsun'u içine alan Karadeniz kıyılarında bir Rum Pontus Devleti kurmak için çalışan Rumların, çabalarının İtilaf Devletleri tarafından desteklenmesi ve yöredeki Amerikan Kolejleri'nin de bu çalışmalara araç haline gelmesi üzerine Trabzon ve çevresinin hukukunu korumak üzere 12 Şubat 1919 tarihinde kurulan dernek içinde çoğunluk ve etkinlik İttihat ve Terakki'nin eski üyelerinin elindeydi Yerel bir amaçla kurulmasına rağmen, etkili oldu Pontus çeterinin çevrede silahlı saldırılarına karşı Türkler de silah kullanarak karşı koyunca olaylar genişledi Dernek 22 Şubat ve 22 Mayıs 1919 tarihlerinde iki kongre topladı İstanbul Hükümeti'ne bağlılığını bildiren dernek, 7 Haziran 1919'da Padişah'a çektiği telgrafla, Fatihlere ve Kanunilere yakışır hareket etmesini istedi Örgütünü çevre kazalara da yaydı Erzurum Kongresi'nin toplanmasında çok etkili rol oynamış olan dernek, daha sonra Kongre sırasında Ömer Fevzi isimli üyesinin, kongrenin Padişahın izni olmaksızın toplandığı yolundaki iddiaları ve Servet ve İzzet Beyler'in zorluk çıkarması nedeniyle Mustafa Kemal Paşa'ya karşı sorun yarattı Özellikle derneğe egemen olan eski İttihatçılar'ın M Kemal Paşa'nın yerine, Rusya'da bulunan Enver Paşa'yı getirmek için çalışmaları Sakarya Savaşı sonuna kadar endişe kaynağı oldu Kayıkçılar kahyası Yahya tarafından Mustafa Suphi'nin öldürülüşü ayrı bir sorun oldu Diğer yandan derneğin Trabzon Limanı'na giren ve çıkan mallardan kendi başına vergi alması ve bu paraların yolsuzluk konusu olduğu suçlamaları üzerine T B M M dernek hakkında soruşturma açtırdı Soruşturma ile ilgili olaylar ve derneğin savunucusu Trabzon Mebusu olan Ali Şükrü Bey'in Topal Osman tarafından öldürülüşü ve Topal Osman'ın da Hükümet kuvvetlerince öldürülmesi olayların sürmesine sebep olduğu için Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti (Madüfaa-i Hukuk) nin sorunları Cumhuriyet'in İlanı'ndan sonra da bir süre daha devam etti
7 Milli Kongre
Bu açıkladığımız cemiyetler yanında birçok dernek daha kurulmuş, fakat etkin olamamışlardır Bunların içinde söz edilebilecek bir kuruluş da "Milli Kongre" dir Birçok yüksek okul ve ulusal kuruluşun katıldığı "Milli Kongre" kuruluşunu yayınladığı bildiriyle şöyle açıkladı: "Devlet ve milletin geçirdiği bu en müşkül ve tarihi anlarda vatanın yüksek menfaatlerini ve hukukunu müdafaa etmek üzere faaliyete geçen Kuva-i Milliye'nin müşterek gayeye doğru sevk ve idaresini sağlamak için bütün müessese, cemiyet ve fırkaları biraraya getirmektir " Kuva-i Milliye deyimini kullanan ilk siyasi kuruluş olan "Milli Kongre" İstanbul'da toplantılar düzenledi ve üyelerinin büyük bir bölümü ileride Ulusal Mücadele'ye katıldılar Yaklaşık 51 adet kuruluştan oluşan bir federasyon olan bu örgüt Ulusal Mücadele güçlenince kayboldu
8 Cenubi Garbi Kafkas Hükümet Muvakkat-ı Milliyesi
Elviye-i selase (üç sancak) denilen Batum, Ardahan, Kars'ta nüfus sayımı yaptırılarak Hristiyanların çok az olduğu anlaşılmıştı 14 Temmuz 1918'de yapılan plebisitte 87 084 kişiden 84 124'ü Osmanlı Devleti lehine oy kullanmıştı Bunun üzerine Vahdettin bir Hatt-ı Hümayun yayınlayarak, üç yüz yıl Osmanlı yönetiminde kaldıktan sonra "93 Harbi" sonunda kaybedilen bu yerlerin yeniden Osmanlı toprağı kabul olunduğunu bildirdi Fakat Mondros Ateşkesi'ni izleyen günlerde 1914 sınırlarına çekilmek zorunda kalındı Burada siyasi örgütler kuruldu Milli Şura adını alan bu örgütlerin en önemlisi Kars İslam Şurası idi 17 Ocak 1919'da Kars'ta toplanan bir kongre, bir Anayasa hazırlayarak, "Cenubi Garbî Kafkas Hükümeti Muvakkat-i Milliyesi" (Güneybatı Geçici Milli Kafkas Hükümeti) ni seçti Kendisini savunmak için bir ordu da kuran, Kafkas Hükümeti, Osmanlı Hükümeti'ne başvurarak bu ordunun donanımı için 77 milyon lira borç ve malzeme doktor ve subay istedi 13 Ocak 1919'da Kars'a giren İngilizler, bir süre sonra Ermeniler lehine bir politika izlemek amacıyla, Ermeni göçmenlerin geri dönmesini ve Garganof adındaki Ermeni'nin Kars Valiliği'ne getirilmesini istediler Bu istekleri red edince, General Milne'nin emriyle, General Thomson, asayiş sağlanamadığı bahanesiyle 12 Nisan 1919'da Cihangiroğlu İbrahim Bey Hükümeti'ni dağıtıp, üyelerini Malta'ya sürdüler ve 30 Nisan 'da da Kars'ın yönetimini Ermeniler'e teslim ettiler Ulusal Şuralar dağıtıldı
Ulusal Derneklerin Önemi
Belirli bir merkezi otorite ve birlik bulunmamasına, her dernek kendi yöresinin kurtuluşu ile ilgili olmasına ve genel olarak silahlı bağımsızlık mücadelesi değil, propaganda ve yayın yoluyla haklarını dünya kamuoyuna anlatmak, Avrupa Devletleri'nin parlemento ve hükümetlerine haklı seslerini duyurmak yöntemini seçmiş olmalarına rağmen M Kemal Paşa Anadolu'ya çıktığı zaman, ulusal bir amaçla oluşan dağınık bir taban buldu ve bu dağınık meşaleyi biraraye toplayıp büyük bir bağımsızlık ateşi haline getirdi Bu derneklerin kuruluşunda egemen olan duygu Türklük duygusu idi Birinci Dünya Savaşı içinde iyice güçlenen ulusalcılık duygusunu M Kemal Paşa "ulusal sınırlar" içinde başaracaktır Hemen tüm derneklerin kurucu ve üyeleri hatta Erzurum ve Sivas Kongresi'ne katılanların önemli kısmı, eski İttihat ve Terakki üyeleri idiler Fakat M Kemal Paşa'nın liderliğinde "İttihatçılıktan" ayrılarak "Müdafaa-i Hukuk"un ulusalcılık ideolojisi çevresinde bütünleştiler Öyle ki İttihatçı ulusalcılığı olan "Turancılık" yerini, Müdafaa-i Hukuk'un "Misak-ı Milli" sınırları ile çizilen ve ileride açık bir şekilde oluşan "Atatürk Ulusalcılığı"na bıraktı
|