Prof. Dr. Sinsi
|
Mustafa Kemal’İn Gerçekleştirmek İstediği Temel Amaç Nedir?
Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
Nedenleri:
1-TBMM’nin kazandığı başarıdan pay isteyen İstanbul hükümetinin haksızlığının vurgulanmış, bir ülkede iki ayrı hükümetin yaşayamayacağı gerçeği anlaşılmıştır
2-23 Nisan 1920’de kurulan TBMM’nin ulusal egemenlik ilkesine dayanması, saltanatın da ulusal egemenlik ilkesine ters düşmesi
3-Padişah ve İstanbul hükümetinin Kurtuluş savaşı boyunca ulusal hareketi bölmeye çalışması
4-İtilaf devletlerine karşı kesin zaferin kazanılması
5-27 Ekim 1922’de Anlaşma devletleri, İsviçre’nin Lozan kentinde bir barış konferansı düzenlediklerini bildirerek, TBMM hükümetiyle beraber İstanbul hükümetini de konferansa çağırmışlardır
Sorunun kökten çözülmesi için TBMM’nin kararıyla 1 Kasım 1922 tarihinde saltanat ve halifeliği birbirinden ayıran ve saltanatı kaldıran kanun kabul edilmiştir
Önemi:
1-Saltanatın kaldırılmasıyla millet egemenliğinin önündeki engel kaldırıldı Osmanlı saltanatı sona erdi Cumhuriyet yönetimine geçiş süreci hızlandı
2-Halifeliğin devlet başkanı özelliği ve siyasi gücü elinden alınmış, halife sembol durumuna düşürülmüştür
3-Anadolu’daki hükümet İstanbul’a tamamen hakim olmuştur
Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)
İsmet Paşa başkanlığındaki Türk heyetinin amacı; Misak-ı Milli sınırları içinde bağımsız bir Türk devletinin kurulacağını göstermek ve ulusal egemenliğimizi sınırlayıcı koşulları ortadan kaldırmaktır
Lozan görüşmeleri, Osmanlı borçları, Türk-Yunan sınırı, boğazlar, kapitülasyonlar, azınlıklar ve savaş tazminatı konularında anlaşma sağlanamadığı için kesilmiş, 4 Şubat 1923’de Türk heyeti Ankara’ya dönmüştür Savaşı sürdürme ihtimaline karşılık hazırlık yapıldı İtilaf devletlerinin isteği üzerine, 23 Nisan 1923’te görüşmelere yeniden başlandı 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış antlaşması imzalandı
Sınırlar:
1-Suriye sınırı: Fransa'yla imzalanan Ankara antlaşmasıyla belirlenen sınır kabul edildi
2-Irak sınırı: Musul üzerinde anlaşmaya varılamadı Çözümü 9 ay içinde İngiltere ve Türkiye arasında dostça olacak
3-Batı sınırı: Mudanya Ateşkes antlaşmasıyla belirlenen şekilde kabul edildi Bozcaada ve Gökçeada Türkiye’ye verildi Balkan savaşları sonunda kaybedilmiş adalardan Türk sınırına yakın olanlarda asker bulundurulmayacaktır (Midilli, Sakız, Nekarya, Sisam)
Kapitülasyonlar, tüm sonuçlarıyla birlikte kaldırılmıştır
Azınlıklar:
1-Bütün azınlıklar Türk uyrukludur
2-Doğu Trakya ile Anadolu’daki Rumlarla, Yunanistan’daki Türkler değiştirilecektir
3-İstanbul’un yerlisi Rumlarla Batı Trakya’daki Türkler bu değişimin dışındadır
Devlet borçları, Osmanlı Devletinden ayrılan diğer devletlerle Türkiye arasında paylaştırılmış, Türkiye’ye düşen bölümü kağıt para esasına göre düzenli taksitlere bağlanmıştır
Boğazlar:
1-Boğazlar Türkiye’ye geri verilmiştir
2-Boğazların her iki yakası askerden arındırılmıştır
3-Boğazların yönetimi Milletler cemiyetinin denetiminde başkanı Türk olan bir uluslararası komisyona bırakılmıştır
Savaş tazminatı: Yunanistan’dan Karaağaç ve yöresi alınmıştır
Lozan Antlaşmasının Önemi:
1-Lozan barışı ile Osmanlı devletinin hukuken sona erdiği resmen kabul edilerek, yeni Türk Devletinin varlığını bütün dünyaya kabul ettirmiştir
2-Ermeni iddiaları tarihe gömülmüştür
3-Yeni Türk Devleti gerçekleştirmeyi düşündüğü düzenleme ve inkılaplar için barış ortamına kavuşmuştur
4-Bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi sınırlandıran bütün pürüzler ortadan kaldırılmıştır
Lozan antlaşması Birinci Dünya Savaşını sona erdiren son barış antlaşmasıdır
İzmir İktisat Kongresi (18 Şubat 1923)
Ekonomik kalkınma için ortak amaçlar belirlemek ve bu amaçları gerçekleştirecek yöntemleri araştırmak ve saptamak amacıyla İzmir’de toplanmıştır
Temel fikri ekonomik bağımsızlık olan Misak-ı İktisadi (Ekonomik and) kabul edildi “Devletçilik” ilkesinin uygulanması ön plana çıkmış, milli ekonomi ilkesi kabul edilmiştir
Cumhuriyet Dönemi
23 Nisan 1920’de kurulan Birinci TBMM, zafer kazanılıncaya kadar dağılmama kararı almıştı
1 Nisan 1923’te seçimlerin yenilenmesine karar verildi
Mustafa Kemal planladığı İnkılapları gerçekleştirecek bir siyasal örgüt kurma gereği duyuyordu 9 Ağustos 1923’te ilk siyasal parti Halk Fırkası adı altında kuruldu Parti Cumhuriyetin ilanından sonra Cumhuriyet Halk Partisi adını aldı
Halk partinin kurulmasıyla Mustafa Kemal seçimlere yeni bir kadro ile girdi 11 Ağustos 1923’te II TBMM açıldı Belli başlı inkılap hareketlerinin yasaları bu mecliste çıkarılmıştır, siyasal bunalımlar bu meclis tarafından giderilmiştir 24 Temmuz 1923’te imzalan Lozan Barışı, 23 Ağustos 1923 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girdi İstanbul’un kurtuluşu 2 Ekim 1923, Ankara’nın başkent oluşu 13 Ekim 1923 bu devrededir
II TBMM 1 Ekim 1927 yılına kadar çalışmıştır İkinci dönem meclise İnkılap Meclisi denir
Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı seçildi İlk cumhuriyet hükümetini kurma görevi Cumhurbaşkanı tarafından İsmet Paşaya verildi TBMM başkanlığına Fethi Okyar seçildi
Cumhuriyetin ilanıyla, Atatürk ilkelerinden Cumhuriyetçilik ilkesi uygulama alanına geçer Demokratikleşme yolunda önemli bir adım atıldı
Halifeliğin Kaldırılması ( 3 Mart 1924 )
1 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılmasıyla, halifelik makamına TBMM Abdülmecid Efendiyi getirmişti
3 Mart 1924’te çıkarılan bir yasa ile halifelik kaldırıldı Aynı kanunla Osmanlı ailesi üyelerinin de yurt dışına çıkarılmaları, ileride saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları için kabul edildi
Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin birleştirilmesi) Kanunu kabul edildi
Laik ve çağdaş bir toplum yaratılmasında siyası alanda yapılan bir temel inkılaptır
1924 Anayasası ( 20 Nisan 1924)
Özellikleri:
1-“Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletine aittir ” maddesi ile milli egemenlik kesinleşmiştir Ulusal egemenliğin bölünmez ilkesi kabul edilmiştir
2-“Yürütme görevini” hükümete bırakmakla 1924 Anayasası 1921 Anayasasından ayrılmaktadır
3-Birinci maddeye göre “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir ” Bu madde ile yönetimin adı Anayasada yer almıştır
4-İkinci maddede, “Türk Devletinin dini İslam, dili Türkçe, başkenti Ankara olduğu belirtilmiştir
***1937’de Laiklik ilkesi Atatürk’ün diğer ilkeleriyle birlikte Anayasaya alınmıştır
Partiler ve Çok Partili Döneme Geçiş
1-Halk Fırkası ( 9 Ağustos 1923 )
2-Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ( 17 Kasım 1924 )
Şeyh Sait İsyanı ( 13 Şubat 1925 )
13 Şubat 1925’de Diyarbakır, Elazığ, Bingöl yörelerinde ayaklanma başlamış ve kısa sürede yayılmıştır Fethi Okyar hükümeti ayaklanmayı bastıramayınca görevinden ayılmıştır İsmet Paşa (İnönü) yeni hükümeti kurarak önlemler almıştır
Sonuçları:
1-Diyarbakır, Elazığ ve Bingöl yörelerinde kısmi seferberlik ilan edilmiştir
2-İhanet-i Vataniye kanununa ek olarak, Takrir-i Sükun yasası çıkarılmış, kurulan İstiklal mahkemelerinde suçlular yargılanmıştır
3-Terakkiperver partisi isyanda parmağı olduğu gerekçesiyle kapatılmıştır
4-Türkiye Musul’daki haklarından bir süre vazgeçmek zorunda kalmıştır
1926 yılında yapılan antlaşma ile Musul İngiliz mandası altında Irak’a verilmiştir
Not: Ayaklanma, çok partili düzenin henüz uygulanamayacağını gösterdiği gibi Musul’un kaybedilmesine neden olur Yeniden tek partili düzene geçilerek 1925-1930 yılları arasında önemli inkılaplar gerçekleştirilmiştir Laik düzeni yıkmak isteyen ilk büyük ayaklanmadır
Mustafa Kemal’e Suikast Girişimi ( 18 Haziran 1926 )
Serbest Cumhuriyet Fırkası ( 12 Ağustos 1930 )
Menemen Olayı (23 Aralık 1930 )
Menemen’de halk ayaklandırıldı Ayaklanmayı bastırmak isteyen yedek subay Kubilay öldürüldü Ordu duruma el koydu
Laik Cumhuriyet yönetimini yıkmaya çalışan ikinci büyük isyan hareketidir
İnkılapların Gelişimi-Devlet ve Toplum Kurumlarının Laikleşmesi
Din-Devlet İlişkilerinin Aşamaları
(Hukukta Laikliğe Geçiş)
1-Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
2-Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
3-Şer’iye ve Evkaf Vekaletinin kaldırılması (3 Mart 1924)
4-Tevhid-i Tedrisat kanununun kabulü (3 Mart 1924)
5-Tekke ve zaviyelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
6-Kılık kıyafetin düzenlenmesi (25 Kasım 1925)
7-Türk Medeni kanununun kabulü (1926)
8-Kadınlara siyasal hakların verilmesi (1934)
9-1928’de Anayasada laiklikle bağdaşmayan hükümler kaldırıldı
Medeni kanun 17 Şubat 1926’da kabul edilerek, 4 Ekim 1926’da yürürlüğe girdi
Türk kadınları 1930’da Belediye seçimlerine katılma, 1934’te milletvekili seçme ve seçilme haklarını elde etti
Cumhuriyet Döneminde Eğitim Alanındaki Gelişmeler
1-Tevhid-i Tedrisat kanunu kabul edildi (3Mart 1924)
2-Yeni Türk Harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
3- 12 Temmuz 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyeti kuruldu
Eğitim Politikası ve Eğitimde Uygulanacak İlkeler
Eğitimde belirlenen hedeflere ulaşmak için izlenen yol eğitim politikasını oluşturur Atatürk’e göre, eğitim ve öğretim ulusal ve çağdaş olmalıdır Milli Eğitim politikası belirlenirken, Türkiye Cumhuriyetinin dayandığı temel ilkeler göz önünde bulundurulur Eğitimde uygulanacak ilkeler:
a-Cumhuriyetçilik: Cumhuriyetin en iyi yönetim biçimi olduğu öğretilip benimsetilmeden, onun korunması ve geliştirilmesi sağlanamaz
b-Milliyetçilik: Türk ulusunu sevmeyi, vatanı ve ulusu her şeyin üzerinde tutmayı, aynı tarihten geldiğimizi öğretir
c-Halkçılık: Eğitimin yaygınlaştırılmasına ve fırsat eşitliğine yer verir
d-Laiklik: Fikri hür vicdanı hür gençler yetiştirilmesi
e-Devletçilik: Milli Eğitim etkinliklerinin planlanmasını, yönlendirilmesini ve denetlenmesini devlet hizmetleri arasında sayar
f-İnkılapçılık: Eğitim sisteminin, devamlı olarak toplumun ihtiyaçları ve çağın gereklerine göre geliştirilmesi
Toplumsal Yaşayışın Düzenlenmesi
ü30 Kasım 1925’te çıkarılan bir kanunla, tekke, türbe ve zaviyeler kapatıldı
ü25 Kasım 1925’te Şapka giyilmesi hakkındaki kanun kabul edildi Kıyafette değişiklik şapka konusunda yapıldı
ü26 aralık 1925’te Miladi takvim kabul edildi
ü1 Nisan 1931’te ölçü birimleri değiştirildi
ü21 Haziran 1934’te Soyadı kanunu kabul edildi
Ekonomik Alanda Gelişme
ü17 Şubat 1925 Aşar vergisi kaldırıldı
ü1926’da Kabotaj kanunu kabul edildi
ü1926’da Teşvik-i Sanayi kanunu çıkarıldı
ü1933’de I Beş Yıllık plan hazırlandı
Türkiye Cumhuriyetinin Dış Siyaseti
Milletler Cemiyetine girişimiz (18 Temmuz 1932)
Balkan Antantı (9 Şubat 1934)
Montrö Sözleşmesi (20 Temmuz 1936)
Sadabat Paktı (9 Temmuz 1937)
Hatay’ın Anavatan katılması (29 Haziran 1939)
Atatürk İlkeleri
Atatürkçü dünya görüşünün temelini oluşturan altı ilke 5 Şubat 1937’de “Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve İnkılapçı”dır ifadesiyle Anayasaya girdi
a-Temel İlkeler
1-Cumhuriyetçilik:
Doğrudan doğruya ulus egemenliğine dayanan, yöneticileri halkın oyu ile belli bir süre için seçilen devlet biçimine cumhuriyet denir
üCumhuriyetçilik ilkesi temel ilkelerin başında gelir Atatürk’ün ödün vermediği temel iki ilkeden birisidir (Cumhuriyetçilik-Laiklik)
üDevletimizin temel yapısını ve biçimini belirleyen ilkedir
üCumhuriyette son söz ulusça seçilmiş meclisindir
üUlusun yönetimi, belirli sınıfların, ailelerin ve toplumsal grupların eline bırakılamaz
üCumhuriyet, demokrasi içinde işleyen en ideal rejimdir
üCumhuriyetin korunması gelecek kuşaklara emanet edilmiştir
2-Milliyetçilik (Ulusçuluk):
üBu ilke Atatürkçü anlamda İmparatorluk, Osmanlılık, ümmetçilik anlayışlarına karşı belirlenmiş ve önerilmiştir
üAtatürk; Misak-ı Millinin temellerini oluşturan fikirleri 1907’de ortaya atmış, imparatorluğun dağılacağını, temeli Türk olan devletin kurulmasının ve çizilecek sınırlar içinde korunmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyordu
üKurtuluş Savaşı, bütün kurumlarıyla bir önceki devletten farklı, milliyetçi bir Türk devleti kurmak için yapılmıştır
üTürkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türk dili konuşan, Türk kültürü ile yetişen ve Türk fikrini benimseyen her bireyi Türk olarak kabul etmektedir
üÇağdaş olmayı kabul eden bu ilke, ulusu din ve mezhep farklılıkları ile bölmek isteyen her davranışın karşısındadır
üÜlkenin öz kaynakları, sanayi ve ticaretiyle kalkınmasını öngörür
üAtatürk’ün milliyetçilik ilkesi birleştirici ve bütünleştiricidir
üAtatürk’ün milliyetçilik anlayışı vatanın bütünlüğünü ve ulusun bağımsızlığını her şeyin üstünde tutar
üİnsana ve insanlığa değer verir Barışçıdır, insancıldır, ırkçılığı reddeder
Atatürk milliyetçiliğinde, milli birlik ve beraberliği güçlendiren unsurlar:
a-Milli Eğitim
b-Misak-ı Milli
c-Dil, tarih, kültür ve amaç birliği
d-Milli Kültür
e-Türklük şuur ve manevi değerler
3-Halkçılık:
Bir ulusu oluşturan çeşitli mesleklerin ve grupların içinde yer alan insanlara halk denir
Halkçılık ilkesi cumhuriyetçilik ve milliyetçilik (ulusçuluk) ilkelerinin doğal ve zorunlu bir sonucudur
Bu ilkeye göre, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz Ulusun bütün bireyleri kanun önünde eşittir
Ulus egemenliğini esas alır, demokrasiyi öngörür
Bu ilkeye göre, Türk toplumunda sınıflaşma yoktur Meslek ve çalışma grupları vardır
Devletin vatandaşa, vatandaşın da devlete karşı hak ve sorumluluklarını çağdaş bir şekilde düzenler
4-Devletçilik:
üEkonomik kalkınmada, özel girişimcilik reddedilemez
üAncak, toplumun yararı gözetilerek devleti, düzenleyici, planlayıcı, işletmeci kabul etmek gerekir
Amaç: Türk toplumunun, çağdaş uygarlık ve refah düzeyine yükseltilmesidir
5-İnkılapçılık:
Amaç: Her yönüyle çağdaş bir toplum haline gelmektir
üAtatürk inkılaplarının korunmasını ve geliştirilmesini öngörür
üAtatürk ilkelerine canlılık ve süreklilik kazandırır
üAtatürk’ün çizdiği yolda durmadan ilerlememizi sağlar
üBu ilke Atatürk inkılaplarını, Osmanlı Devleti yenileşme çabalarından ayıran temel farkı gösterir
6-Laiklik:
Laiklik: Devlet düzeninin, hukuk kurallarının dine değil, insan aklının ürünü olan bilime dayandırılmasıdır
üKişiler dinsel inançlarında özgürdür
üDevlet dini inançlarından ötürü kişilere ayrıcalık tanımaz
üLaiklik anlayışında din, devlet işlerine ve politikaya karıştırılmaz
üHoşgörü, inanç ve vicdan hürriyeti esastır
b-Bütünleyici İlkeler
1-Ulusal Egemenlik
2-Ulusal birlik ve beraberlik, ülke bütünlüğü
3-Yurtta sulh cihanda sulh
4-Özgürlük ve bağımsızlık
5-Akılcılık ve bilimsellik
6-Çağdaşlık ve batılılaşma
7-İnsan ve insanlık sevgisi
Not:
ü1924-1928 yılları arasında laiklik ilkesi doğrultusundaki inkılaplar tamamlanmıştır
ü1920-1923 yılları arasında Cumhuriyetçilik ilkesi doğrultusundaki inkılaplar tamamlanmıştır
üBütünleyici ilkeler yorumla ortaya çıkmışlardır
|