|
Prof. Dr. Sinsi
|
Serbest Cumhuriyet Fırkası’Nın Kuruluşu Sırasında Ali Fethi(Okyar)Bey İle Mahmut Esat
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Kuruluşu Sırasında Ali Fethi (Okyar) Bey ile Mahmut Esat (Bozkurt) Beyin Polemikleri
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Kuruluşu Sırasında Ali Fethi(Okyar)Bey ile Mahmut Esat
ÖZET
1929 yılı sonunda tüm dünyayı saran ekonomik bunalım Türkiye’yi de olumsuz yönde etkiledi İktidar partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin bazı uygulamaları özellikle devletçi söylemi, toplumun kimi kesimlerinden eleştiri alıyordu Ekonomik ve toplumsal sorunlara Mecliste yanıt aranmasından ve iktidar partisinin denetlenmesinden yana olan Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in özendirmesi ile Ali Fethi (Okyar) Bey 1930 yılı Ağustos ayında Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı (SCF) kurdu Milliyetçi ve lâik olan bu partinin en önemli özelliği liberal olmasıydı İktidar tarafından muhalefette kalmak üzere oluşturulmuş bir parti gibi düşünülen SCF’nın hedefinin iktidar olduğu Ali Fethi Bey tarafından açıklandı Parti, kısa sürede halktan da destek aldı Fethi Beyin İzmir konuşması da bunu gösterdi SCF başkanı yaptığı konuşmalarda hükûmetin icraatını eleştirdi Özellikle devletçi politikaya ve adalet konusuna değindi Bunlar hükûmette Adalet Bakanı olarak yer alan Mahmut Esat (Bozkurt)’ın hassas olduğu konulardı Fethi Beyin eleştirilerine Kayseri’de, İzmir ve Ödemiş’te yanıt vererek bakanlığının politikalarını savundu Devletçiliğin Türkiye Cumhuriyeti için önemini vurguladı Bunları yaparken bir anlamda ihtilâlin savunusunu yaptı Ancak Ödemiş’te yaptığı konuşma onu istifaya sürükledi SCF ise Ali Fethi Okyar tarafından kapatıldı
Anahtar Kelimeler
Ali Fethi Okyar, Mahmut Esat Bozkurt, Serbest Cumhuriyet Fırkası, Cumhuriyet Halk Partisi, Polemik
THE POLOMICS OF ALİ FETHİ (OKYAR) AND MAHMUT ESAT (BOZKURT) DURING THE FOUNDATION OF THE SERBEST CUMHURIYET PARTY
ABSTRACT
The economic crisis that hit the world at the end of 1929 affected Turkey negatively too Some practices of the ruling party, Cumhuriyet Halk Partisi (People’s Republican Party), especially their satist expression, were receiving negative comment With the encouragement of Mustafa Kemal Atatürk, who was fond of seeking solutions for economic and social prolems in Assembly and of inspecting the ruling party, Ali Fethi Okyar established Serbest Cumhuriyet Partisi (SCP) (Free Republic Party) in August, 1930 The most important feature of this nationalist and laic party was being liberal The ruling party considered the aim of this party as taking place in opposition but Ali Fuat Okyar declared that their target was to be the ruling party, and in a short period of time they gained the support of the public The speech he made in Izmir made this support visible The chairman of SCP criticized the actions of the government in his speeches The mentioned on the matters of satist politics and justice particularly Mahmut Esat Bozkurt, Government’s Minister of Justice, was very sensitive about these subjects Therefore a polemic began between them Mahmut Esat responded Feth Okyar’s critics and defended the politics of the government is the speeches he gave in Kayseri, Izmir and Ödemiş He emphasized the importance of Statism for Republic of Turkey, in a sense he defended revolution but the speech he made in Ödemiş caused his resignation On the other hand, SCF was closed down by Ali Fethi Okyar
Key Words
Ali Fethi Okyar, Mahmut Esat Bozkurt, Cumhuriyet Halk Partisi (People’s Republican Party), Serbest Cumhuriyet Partisi (Free Republic Party), Polemic
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında ve çağdaş uygarlığa taşınmasında Ali Fethi Bey Başbakan, Mahmut Esat Bey ise İktisat ve Adalet Bakanı olarak omuz omuza mücadele vermiş iki devlet adamıdır Ali Fethi Bey 14 Ağustos 1923’te üstlendiği başbakanlık görevinden 28 Ekim 1923’te çekilmiş, ardından 11 Mart 1925’te Paris Büyükelçiliğine atanarak siyasal yaşamdan ayrılmıştır Mahmut Esat ise Adalet Bakanı olarak çıkardığı yasalarla lâik devlet ve toplum yapısının temellerini atmış ve 22 Eylül 1930’da bakanlık görevinden çekilmiştir
1930’a gelindiğinde yedi yıllık Cumhuriyet yönetimi, toplumsal ve siyasal alanda yaptığı devrimlerle âdeta kabuk değiştirmiştir Ne var ki bu değişim geniş halk kitlelerine benimsetilememiş, aksine kimi çevrelerin tepkili olmasına zemin hazırlamıştır Buna, 1929 yılı sonunda itibaren kendisini iyice hissettiren ekonomik bunalım eklenince toplumsal hoşnutsuzluk iyice kendisini göstermiştir1
Hükûmet bu sıkıntıları ekonomide devletçilik politikasını uygulamaya koyarak2 giderebileceğini düşünmüş, ancak bu politika toplumun tüm kesimlerince benimsenmemiştir Bu koşullarda, ülkenin var olan olumsuzluk ve hoşnutsuzluklardan yıpranmasını arzulamayan, hükûmetin denetlenmesini gerekli gören ve toplumdaki hoşnutsuzluklara Meclis kanalıyla çözüm aramak isteyen Mustafa Kemal Paşa, çözümü yeni bir partinin kurulmasında bulmuş, partinin başkanlığı için de hûkümetin devletçi politikalarını benimsemeyen Fethi Beyi uygun görmüştür
Fethi Bey, 22 Temmuz 1930’da iki aylık iznini geçirmek üzere Paris’ten İstanbul’a gelmiş,3 23 Temmuz’da hürmetlerini sunmak üzere Yalova’da bulanan Mustafa Kemal Paşayı ziyaret etmiş, 30 Temmuz’a kadar kaldığı Yalova’da Mustafa Kemal’e ülke ekonomisine yönelik düşüncelerini açıklamıştır Bu çerçevede, ekonomik sıkıntılar içindeki Türkiye’ye Fransa’nın yardım edebileceğinin kendisine resmen bildirildiğini belirten Fethi Bey, ülkenin malî ve iktisadî durumunun dışarıdan pek fena göründüğünden, hükûmetin dış borçları ödememek yönünde takındığı tavrın ülkenin malî güvenilirliğini sarstığından, bu politikanın ülkeye kredi girişini engelleyeceğinden, buna karşın hükûmetin malî gücün üzerinde yatırımlar yaptığından, vergilerin bu nedenle artırıldığından, parasızlık ve fakrü zaruret içindeki halkın elinde sermaye kalmadığından yakınmıştır 4
Sekiz gün süren Yalova ziyareti sırasında Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa, Fethi Bey ve Kâzım Paşa arasında geçen görüşmeler sonunda muhalif bir fırka kurulması, fırkanın liderliğini Fethi Beyin üstlenmesi, Mustafa Kemal Paşanın CHP ile yeni parti karşısında yansız olması konuları görüşülmüş, Fethi Beye hem Gazi hem de İsmet Paşa yardım sözü vermişlerdir Ancak vazifenin müşkülatının bilincinde olan Fethi Bey kesin yanıtını düşündükten sonra vereceğini bildirmiştir5 Ardından Mustafa Kemal Paşa ile Fethi Bey 31 Temmuz günü İstanbul’a gelmişler6, Necmettin Molla’nın evinde kalmışlardır7
Necmettin Molla’nın Büyükdere’de bulunan köşkünün bahçesinde Mustafa Kemal Paşa, yeni partinin ismini Serbest Cumhuriyet Fırkası olarak açıklamış, akşam yemeği sırasında Fethi Beyin liderliği ile ilgili kesin kararını bildirmiş8 ve ertesi gün Yalova’ya dönmüştür9 Fethi Beyin 6 Ağustos’ta Yalova’ya gidip liderliği kabul ettiğini açıklaması ile SCF’nin kuruluş çalışmaları başlatılmış, bu arada Fethi Bey, aynı zamanda CHP’nin Genel Başkanı olan Mustafa Kemal Paşadan SCF’ye karşı adilane ve tarafsız kalacağı güvencesini de almıştır 10
9 Ağustos’tan itibaren gazeteler SCF hakkında geniş haberlere yer verirken Fethi Bey de gazetecilere programının ana hatlarını çizmiş; vergilerin ağırlığına ve demiryolu siyasetinin bugünkü nesle tahammülünün derecesini aşan vergiler yüklediğine dikkati çekerek tekellerden alınan vergilerin hafifletileceğini, yabancı sermayenin ülkeye kolay girebilmesi için Türk parasının değerinin artırılacağını ve ziraata önem verileceğini vurgulamıştır11 Bunun için de iktidar mevkiine geçmek arzusunda olduğunu açıklamıştır Doğal ve gerekli gördüğü bu amacına ulaşmak için de seçimlere kadar hazırlıklarını yapacağını ve örgütleneceğini belirtmiş12, partisinin taslak programını da 11 Ağustos gecesi Yalova’da Mustafa Kemal Paşaya sunmuştur13 Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik14 ve Lâiklik ilkelerini benimseyen SCF; vergilerin millet efradının iktisadî teşebbüs kabiliyetini sarsmayacak ve halkın takati hududunu aşmayacak derecede hafifletileceğini, devlet gelirlerinin semereli surette sarf edileceğini, bayındırlık işlerinde masrafların yalnız bir nesle yüklenmekten kaçınılacağını, ekonomide liberal bir politika izleneceğini, yabancı sermayenin önünün açılacağını, ziraat bankasının çiftçi yararına yeniden yapılandırılacağını, halkın hükûmet dairelerindeki işlerinin azami sür’at ve sühuletle gördürüleceğini, rüşvet ve suiistimallerle bilamerhamet mücadele edileceğini, mahkemelerin hızla iş bitirmesi için sıkı ve devamlı denetleneceğini ve örgütlenmedeki noksanların bu amaca yönelik olarak tamamlanacağını yükümlenmiştir15
Fethi Bey, partisinin kuruluş dilekçesi ile birlikte on bir maddeden oluşan programını 12 Ağustos’ta Yalova’dan İstanbul Valiliği’ne göndermiş, aynı gün valilik dilekçeyi Emniyet Müdürlüğü’ne iletmiş ve ertesi gün “tescil” işlemleri tamamlanarak SCF resmen kurulmuştur16
Fethi Bey programı aracılığı ile hükûmete yönelik eleştirilerini ortaya koyarken Başbakan’ın yeni partiye ilk tepkileri oldukça olumludur İsmet Paşa gazetecilere verdiği demecinde girişimi memnuniyetle karşıladığını açıklamış, demiryolu siyasetine yönelik eleştirilere ise 20 gün sonra Sivas’ta ötecek tren düdüğünün yanıt vereceğini söylemekle yetinmiştir17
Ancak hükûmetin tüm üyeleri aynı ılımlılığı sergilememiştir Fethi Bey’in, uzun yıllar boyunca CHP içinde görev almış ve CHP içinden çıkmış olmasına karşın CHP politikalarına eleştirel yaklaşımı ve liberal bir politikaya yönelmesi CHP’nin hemen tüm politikalarının oluşturulmasında ve savunulmasında aktif görev alan ve ödün vermez bir devletçi olan Adalet Bakanı Mahmut Esat Beyi, Fethi Bey ile karşı karşıya getirmiştir
Aslında Mahmut Esat ile Fethi Bey arasındaki ilk belirgin görüş ayrılığı, 1927 yılında Bozkurt-Lotus davası18 nedeniyle yaşanmıştı Lozan’da adlî kapitülasyonlara son veren yeni Türkiye, Bozkurt gemisinin batmasına ve sekiz Türk vatandaşının ölümüne neden olan Lotus’un Fransız kaptanını tutuklamış, Fransız Hükûmeti’nin ve kamuoyunun baskılarına karşın yargılama süresince tutukluluk halinin devamına karar vermişti Hükûmetin tavizsiz tavrı karşısında o günlerde Paris Büyükelçisi olan Fethi Bey’in, Hükümete çektiği telgrafta hâkime emir verilerek kaptanın tahliyesini istemesi Adalet Bakanı Mahmut Esat tarafından Türk hakiminin bağımsızlığına sekte vurma olarak algılanmıştı19
Fethi Beyin programında Mahmut Esat’ın sorumluluğunda bulunan Adalet Bakanlığını suçlayıcı bir tavır takınması, ardından 12 Ağustos’ta Yalova’da Cumhuriyet gazetesi muhabirine verdiği demeçte; mahkemelerin iş görmemesinden, sıkı bir teftiş ve nezaret altında bulundurulmamasından yakınması20 da Mahmut Esat’a hem hükûmetinin hem de bakanlığının izlediği politikayı savunması için gerekli ortamı hazırladı Zira, Fethi Beyin adliye örgütüne yönelik bu şikayetleri Mahmut Esat’ın Adalet Bakanı olduğu günden itibaren duyarlılıkla ele aldığı ve adliyede sür’at ve sühulet, adaleti köylülerin kapısına kadar götürmek21 şeklinde formüle ettiği ilkelere ters düşüyordu Üstelik, program Mustafa Kemal’e sunulduğunda Mahmut Esat, Batı Anadolu’da denetleme gezisi yapmaktaydı Yolsuzluklarla mücadele konusundaki kararlılık ise yasal olarak gösterilmişti22
Mahmut Esat, Fethi Beyin bakanlığına yönelik eleştirilerine ilk yanıtı, 24 Ağustos’ta Kayseri’de yaptığı şu konuşmayla verdi
  mütalaalara göre adliyede işler çok teehhür ediyormuş Türk hâkiminin istiklâli tam ve kâmil olmalı imiş Onun mesaisi çok teftiş edilmeli imiş Senede aşağı yukarı bir çok dava karşısında kalan Cümhuriyete halk hesabına düşünmeliyiz ki davacı, müddeialeyh, şahitler, ehlihibreler ve avukatlar bir araya getirilirse Türk hâkimi en aşağı üç milyon insanı adalet kürsüsü önüne çekerek davasını dinliyor Ve münazaalarını faslediyor Bu davalardan en çok iki yüz bini oda senenin sonunda gelenler yeni seneye devrolunuyor Bütçe zaruretinden bütün bir teşkilât noksanı içinde feragatin en yüksek derecesinde çalışan hâkimlerimize ulu orta söz söyleyenler bir lider sıfatile (de) olsa az daha insaflı davransalar, düşünseler sonra söyleseler daha doğru hareket etmiş olurlar   
Mahmut Esat’a göre, Türk hâkimleri dünyanın en feragatli insanlarıydı Türk adliyesi ise -tüm örgütlenme eksiklerine karşın- kararların hızla alındığı adliyelerden biriydi Yalnız Türkiye’de değil, neredeyse dünyanın hiçbir yerinde Türk adliyesi kadar sık denetim yapılan bir başka adliye de yoktu Türk hâkiminin bağımsızlığı konusunda da hiç kimse en küçük tereddüde düşmemeliydi23
Fethi Beyin her muhalefet liderinin son gayesi iş başına gelmektir sözlerine de karşı çıkan Mahmut Esat, SCF liderinin kazanmak ihtirası ile gerçekleri göremediğini savladı
Cumhuriyet Halk Fırkası benim anlayışıma göre kuru bir hükûmet sevdasile resikârda bulunmuyor Türk milletinin hakiki dileklerini yerine koymak için hükûmette bulunuyor Resikâra uzak bulunanlar onu çok tatlı görürler Oraya varmak için ihtiraslara kapılırlar Resikârı hükûmet tıpkı şimdi uzaktan karlı tepelerini zevkle seyrettiğimiz Erciyeşin zirvelerine benzer Ve oraya herkes çıkmak ister Fakat çıkanlar bilir ki, Erciyeşin uzaklardan güzel görünen bulutlu tepelerinde durabilmek ve âlemi görebilmek için yıldırımlara, fırtınalara, bulutlara göğüs gerip tahammül etmek lâzımdır İşte resikâr da, hükûmet te böyle sarp ve serttir Onun bütün ıstıraplarına orada maruz kalınan bütün hücumlara yalnız birşey için tahammül edilir Türk milletinin mefkure dileklerini yerine getirmek için herne bahasına olursa olsun bunları yerine koymak için…
Devrimin yürüyüşünü sürdürdüğünü, her adımında gerçekleri ortaya koyduğunu, Türk ulusunun da bu devrimleri gördüğünü ve ayakta beklediğini söyleyen Mahmut Esat’a göre SCF bir muhalefet partisiydi ve öyle de kalacaktı
…C H Fırkasının bir can borcu müstesna olmak üzere Allaha bile verecek hesabı yok Yalnız Türk milletinin hesapları vardır Ben C H Fırkasının bir azası sıfatile benim muhalefet fırkasının meydana çıkmasına şundan dolayı sevinçle karşılıyorum ki, zaman zaman verdiğimiz hesapları bu fırka olsa, olsa sık verdirmeğe vesile olacaktır İşte bu kadar Hükûmette bulunan bir fırka için sık sık hesap vermekten daha büyük saadet ve kuvvet tasavvur edemiyorum24
Fethi Bey, bu eleştirilere 26 Ağustos’ta parti merkezinde gazetecilerle yaptığı toplantıda yanıt verdi Can borcundan başka kimseye hatta Allaha bile verilecek hesabı olmadığını söyleyen Mahmut Esat’ın cümhuriyet idaresinde yaşadığını unuttuğunu ve bir diktatör gibi davrandığını iddia etti Adliye işleri ile ilgilenmeyi sürdüreceğini ve Mahmut Esat’ın üzerine aldığı sorumluluğun hesabını Meclis’te vermekle yükümlü olduğunu belirtti25 Sık sık hesap vermekten daha büyük saadet olmadığını söyleyen Mahmut Esat’ın can borcundan başka Allaha bile verecek hesabı olmadığına işaret etmesini de çelişki olarak değerlendirdi Hâkimlere ulu orta söz söylemek ithamını ise Mahmut Esat’ın ‘alışkanlık haline getirdiği’ hissiyatı tahrik edici sözlerinden biri olarak yorumladı ve O’nu insaflı olmaya davet etti26 Ardından da Mahmut Esat’a CHP adına söz söyleme hakkının olup olmadığını sordu27
Gerçekten de o güne dek Fethi Beyin Hükûmetin genel politikasına yönelttiği tüm eleştirilere CHP kanadından sert yanıtlar Mahmut Esat tarafından verilmiş, İsmet Paşa ılımlılığını korumuştu Başbakan bu tavrını, Sivas demiryolu hattının açılışı dolayısı ile yaptığı konuşmada bozdu ve SCF’yi sert bir şekilde eleştirdi
İsmet Paşa, 30 Ağustos’ta yaptığı bu konuşmasına, CHP politikasının ana hatlarının Türk tarihinin seyri, bilhassa istiklâl mücadelesinin safhaları, ıstırapları ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmaksızın anlaşılamayacağına dikkati çekerek başladı Yaşananların, demiryolunun ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurgulayarak, izlenen politikayı millî varlık ve millî vahdet meselesi, geciktirilmesini ise tamir olunmaz bir hata olarak değerlendirdi Vergiler konusuna da değinerek, çekilen sıkıntıların zorunlu gereksinimlerden doğduğunu ve ulusun, varlık meselesi için fedakârlık ettiğini söyledi Zira, varlık meseleleri, maetteessüf fedakârlıksız, sıkıntısız tahakkuk etmiyordu Tekeller konusundaki stratejisinin ise, himaye olunacak şeyi seçip himayede ısrar etmek olduğunu belirten Başbakan, izlenen ekonomik politikayı da ilk kez açıkladı ve mutedil devletçilik olarak adlandırdı İktidar mevkiinde, ancak ulusun vekillerinin güveni ve görev duygusu ile kaldıklarını da dikkati çekerek asla iktidar mevkiinin teşnesi olmadığını açıladı28
Fethi Bey ise 2 Eylül’de Son Posta muhabirine verdiği demeçte, Hükûmetin en büyük kusurunun malî ve iktisadî konuların devlet yönetimindeki önemini ihmal etmek olduğunu söyleyerek iktidara geçmek konusundaki kararlılığını gösterdi İktidar mevkiine geçecek olursa neler yapacağını da açıkladı Buna göre; denk bütçe yapmaya, çağdaş bir devlet bankası kurmaya, Türk parasının istikrarını sağlamaya, borçlanmamaya ve ülkeye doğal yollarla para getirmeye öncelik verecekti Fethi Bey, bu beş konunun ülkenin temel sorunları olduğuna dikkati çekti Geriye kalanları teferruat olarak nitelendirdi Hükûmetin, bu gerçeği kavrayamadığı için SCF’nin programını noksanlıkla itham ettiğini vurguladı29 Ardından da plânlanan İzmir gezisi için hazırlıklarına başladı
Fethi Bey İzmir’e yola çıkmak üzere iken Mahmut Esat, Orta ve Batı Anadolu’da denetimlerini tamamlayarak Uşak üzerinden 2 Eylül akşamı İzmir’e geldi30 İzmir’de, Fethi Beyin ziyareti nedeniyle yoğun bir hareketlenme vardı Mahmut Esat Bey, Mustafa Kemal Paşaya çektiği bir telle İzmir halkının Fethi Beyin aleyhinde olduğunu, geldiği takdirde belki hakarete uğrayabileceğini, gelmemesinin daha uygun olacağını bildirdi ise de Mustafa Kemal Paşanın desteğini alan Fethi Bey31, 4 Eylül’de İzmir’e geldi ve büyük bir coşku ile karşılandı Bu doğaldı Zira İzmir, ülkenin dış ticarete açılan en büyük ikinci limanıydı ve ihracat ürünleri piyasasında önemli bir yere sahipti Bu nedenle de ekonomik bunalımı en çok hisseden illerin başında geliyordu Fethi Beyin İsmet Paşaya yanıt vermek için İzmir’i seçmesinin nedeni de buydu ve İzmir’de halkın coşkun gösterileri ile karşılandı Hükûmetin bile beklemediği kadar büyük olan bu coşku, çok geçmeden pek çok olumsuzluğu beraberinde getirdi Bir yandan yerel makamların Fethi Beyin konuşmasını önlemek istemesi ve buna CHP il örgütünün katkısı, öte yandan SCF yanlısı Hizmet ve Yeni Asır gazeteleri ile CHP yanlısı Anadolu gazetesinin yayınları İzmir’de ortamı daha da gerginleştirdi Serbest Fırkaya zıt neşriyatı ile halka tercüman olmadığı düşünülen Anadolu gazetesi 20-30 kişilik bir grup tarafından basıldı Gazetenin taşlanması ve polisin havaya ateşi ile olaylar büyüdü Bu sırada on iki yaşında bir çocuk Kantar Karakolu polis muavinin kurşunu ile yaşamını yitirdi, on beş kişi yaralandı Ölen çocuk, halk tarafından bayrak içinde İzmir Palas’ta kalan Fethi Beye götürüldü ve işte ilk kurbanımız diye seslenildi Halk, Fethi Beyden katilin yakalanmasını istedi32 Olaylar, hem Fethi Bey hem de İsmet Paşa tarafından kınandıysa da durulmadı CHP il binası saldırıya uğradı33
İzmir’de yaşanan bu olaylar, Fethi Beyin yapacağı konuşmayı geciktirdi Nihayet, Gazi’nin yeniden devreye girmesi ile Fethi Bey, 7 Eylül’de Alsancak Stadı’nda büyük halk kitlesi önünde söylevini verdi Cumhuriyeti ebedîleştirmek gayesi ile yola çıktıklarını söyleyen Fethi Bey, partisinin lâik yapısını vurguladı Aksini iddia edenlerin, tek partili yönetimin getirisi olan sorumsuzluğu hoş görenlerle, SCF ile açılan yeni dönemi çıkarlarına uygun bulmayanlar olduğunu savladı ve şunları söyledi:
Fırkamız ne mürtecidir, ne de fırka fikrini şahsi menfaat addeden bir teşekküldür Bilakis inhisarlardan halkın zararına olarak ceplerini doldurmak istiyenlerin gayri meşru hareketlerine karşı mücadele edecektir
İrticaî fikirlere karşı cidalde ön safta bulunmak hak ve vazifesini kullanmakta ve yapmakta kendisine tekaddüm edilmesine razı olmayıcaktır
Fethi Beyin konuşmasında hassasiyetle üzerinde durduğu konu demiryollarıydı SCF, İsmet Paşanın Sivas söylevinde belirttiği gibi demiryollarına değil, Hükûmetin demiryolu politikasına karşıydı Fethi Bey bu politika ile hazineden çıkan paranın yüzde otuz beşine yakın kısmının faiz ve komisyon ücretiyle yapımı üstlenen grup elinde bırakıldığını, belli kesimlere çıkar sağlandığını, buna karşın halkın daha ağır vergilerle yükümlü kılındığını iddia ederek şunları söyledi
Bu nutukta (Sivas nutku) Serbest Cümhuriyet Fırkası alelıtlak demiryollarının yapılmasına muarız gibi gösterilmiştir Hayır efendiler, demiryollarının gerek vatan müdafaası, gerek iktisadî noktai nazardan faydasını inkâr etmek asla hatırımızdan geçmemiştir
Bizim iddiamız demiryollarının gayet ağır şartlarla yapılmakta olmasıdır … Halkın dişinden, tırnağından, güçlükle elde edilen bu paraların büyük bir dikkat ve itina ile ve tasarruf gözetilerek sarfı iktiza etmez mi! Halbuki Başvekil paşa Sivas hatlarının ağır faiz ve komisyonla evvelce bir Belçika şirketine verildiğini kendileri ifade ediyorlar … ayni mahiyetteki mukaveleyi gene taahhüdünü ifa edemeyeceği bilahare anlaşılan İsveç gurupile tekrar etmek halkın her türlü sıkıntıya katlanmak suretiyle ihtiyar ettiği fedakârlıkların mahalline masruf olduğuna dair kat’i teminat teşkil etmez
Ağır faiz ve komisyon şartlarını havi olarak İsveç gurupile yapılan mukavelenin tadiline mecburiyet hasıl olduğu ve muaddel mukavelenamenin peşin para usulüne tahvil edildiği malumdur Peşin para esasına müstenid olan bu muaddel şekli de … bütün işlerden masrafa mukabil gurupa yüzde yirmi menfaat temin edilmiştir Sonra lokomotif, vagon gibi pahalı malzemenin İsveçten mübayaası yani bayilerin tayin edecekleri fiyatla mal edilmesi taahhüt edilmiştir Peşin para esasına müstenit bir taahhütte bu kadar ağır şartlara katlanmak mecburiyetini nereden geldiğini anlıyamıyorum İşte bu ağır mukavelelerin, kısa vadeli mukavelelerin bugünkü nesli tazyik etmesi ve halkın cebinden çıkan paraların israfa ve zarara uğratılması bugünkü demiryolu siyasetine karşı yükselttiğimiz itirazları teşkil eder 34
Fethi Bey, İzmir söylevinde CHP’nin mutedil devletçiliğine karşı SCF’nin liberalizmi benimsediğini bir kez daha vurguladı ve liberalizmi devlete ait olan vazifeleri devlete, efrada ait olan vazifeleri de şahsi teşebbüslere terk eden ve bu teşebbüslerin inkişafına engel olacak müdahaleleri asla tecviz etmeyen bir meslek olarak tanımladı Partisinin tüm inhisarlara karşı olmadığını da belirten Fethi Bey, bunlardan yalnız liman ve petrol inhisarlarının kaldırılacağını belirtti
|