Yalnız Mesajı Göster

Osmanlı Devletinde Rejime Karşı Çıkan İlk Ayaklanma Hangisidir

Eski 09-10-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Devletinde Rejime Karşı Çıkan İlk Ayaklanma Hangisidir



1- Tanzimat fermanı ile değişik din ve mezheplerdeki bütün tebaaya verilen teminât, bu fermanla yenilendiğinden, bunların uygulaması için gerekli tedbirler alınacaktır
2- Müslümanlar ile Müslüman olmayanlar kânun önünde eşit olacaklardır
3- Patrikhanelerde yeni meclisler kurulacak ve bu meclislerin verecekleri kararlar Baba-i âlî tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecektir
4- Patrikler kayda-i hayat şartıyla bu makama seçileceklerdir
5- Cemâatlerin ruhanî reislerine verdikleri ceviz ve av âidât tamimiyle kaldırılarak hepsi maaşa bağlanacaktır
6- Şehir ve kasabalarda bulunan azınlıklara ait kilise, manastır, mezarlık, okul ve hasta hâne gibi yerlerin tamir veya yeniden yapılmasına izin verilecektir
7- Hiç kimse din değiştirmeye zorlanmayacaktır
8- Devlet hizmetlerine, askerlik görevine ve okullara bütün tebaa eşit olarak kabul edilecektir
9- Irk, din, dil, farkı gözetilmeyecek ve hiç bir mezhebe diğerine üstün sayılmayacaktır
10- Bütün toplumlar okul açabilecektir
11- Hangi uyruktan olursa olsun her vatandasın eşit ve serbest şekilde ticâret ve ekonomik girişimlerde bulunması sağlanacaktır
12- Müslümanlar ile gayr-i Müslimler arasındaki dâvaları görmek üzere, karışık mahkemeler kurulacaktır

13- Yabancı devlet ile yapılacak antlaşmalar gereğince yabancılar da Osmanlı Devleti sınırlan içerisinde mülk sahibi olabileceklerdir
14- Her cemâatin ruhanî reisiyle, devlet tarafından bir sene müddetle tâyin edilecek birer meç' mumu, bütün tebeayi ilgilendiren meselelerde Meclis-i valeyi ah kâm-i adliye müzâkerelerine iştirak ettirilecektir

Islâhat fermanı da, maddelerinden anlaşılacağı üzere Tanzimat fermanı gibi Osmanlı imparatorluğu içerisindeki gayr-i Müslimleri, özellikle Hıristiyanları Müslümanlarla ayni haklara kavuşturmayı esas almıştır Bu iki fermanın görünürdeki gayeleri, bütün Osmanlı toplumunu; irk, din ve dil ayrımı gözetmeden kaynaştırmayı sağlamak idiyse de tatbiki aksi oldu Bu ferman, gayr-i Müslimlerle Müslümanları kaynaştırmak söyle dursun, çeşitli gayr-i Müslim unsurların hattâ ayni mezhepten olan çeşitli ırkların bile birbirleriyle bir arada yasamalarını sağlayamadı

Bu ferman, konu olarak, sâdece Müslüman olmayan uyruğun ayrıcalıklarını genişletmiştir Nitekim Tanzimat’ın ve arkasından 1856 Islâhat fermanının getirdiği yeni haklarla, Osmanlı tebersi içindeki gayr-i Müslimlerin durumu Müslümanlara nazaran çok daha iyi bir duruma geldi Avrupa’nın himaye siyâseti sayesinde büyük ekonomik güce sahibe olan azınlıklar, yavaş siyâsî haklara da kavuşuyorlardı Artık resmen millet terimiyle tanımlanan dînî cemâatlerin gelişme ve genişleme imkânları artmış bulunuyordu Öte yandan Avrupa devletlerinin, Osmanlı hükümetini böyle bir fermanı îlâna mecbur bırakması, kendilerine siyâsî, ekonomik, hukukî ve kültür alanlarında yeni çıkarlar sağlamayı hedef alıyordu İngiltere, Kirim savası ile Rusların sıcak denizlere inmesini önlemiş, Fransa da Akdeniz ticâretini emniyete almış, ayrıca Katoliklerin hâmiliğini üzerine almıştı Rusya ise savaşta kaybettiğini bu fermanla masa basında kazanmıştı Ayrıca Alî Pasa'nin bu fermanı Pâris antlaşması maddeleri içinde yer almasını istemesi, batili devletlerin iç islerimize müdâhalesine imkân verdi

Islâhat fermanı, Gülhâne Halt-i hümâyûnu gibi sessizlikle karşılanmamış ve çeşitli yönlerden eleştirilmiştir En büyük eleştiriyi Fransız elçisi; "Devlet-i âliyyenin bu kadar fedâkârlık edeceğini me' mûl etmez idik (ummazdık) Can ning (İngiliz elçisi) ne dediyse vükelâyı devlet-i âliyye (Osmanlı devlet adamları) kabul etti Eğer biraz dayanılmış olsaydı, ben bâzı mertebe kendilerine yardim ederdim" diyerek olmaması gereken bir gafleti dile getirmiştir Cevdet Pasa da; "Bu Islâhat fermanından dolayı millet-i islâmiyye dilgîr (gönlü kırık) olarak vükelâyı hâzirayi fasi ve mezemmet (kötüler) oldular" diyerek fermanın nasıl karşılandığını ifâde etmektedir Hâriciye nâzın Fuâd Pasa ise aksine bu belgenin andlasmaya konulması ile yabancı müdâhalenin önleneceğini savunmuştur
Islâhat fermanında gayr-i müslim vatandaşların lehine olduğu kadar, onları tedirgin eden hükümler de bulunmakta idi Askerlik mükellefiyeti, Fâtih devrinden beri bahsedilen dînî imtiyazlarla muafiyetlerin yeni şartlar dâhilinde tetkiki, papazların öteden beri cemâatlerinden almakta oldukları haraç ve keyfî aidatın ilgâsıyla aylığa bağlanmaları ve bütün ruhanî reislerin sadâkat yeminiyle mükellef tutulması gibi esaslar, onlara çok ağır gelen hükümler idi Bu yüzden Müslümanlar kadar gayr-i Müslimlerde (Tanzimat fermanında olduğu gibi) Islâhat fermanının aleyhinde bulunmuşlardır Devlet içerisinde bu şekilde karşılanan Islâhat fermanı, uygulamada da bir çok güçlüklerle karsılaştı Bunlar, Osmanlı Devleti'nin yapısı, Avrupa’nın siyâset, cemiyet ve ekonomi alanında geçirdiği gelişme ve Paris andlasmasina imza koyan devletlerin islerine karışmalarından doğuyordu Bu sebeple de bâzı hükümleri kağıt üzerinde kaldı
Mustafa Reşîd Pasa tarafından hazırlanan Tanzîmât fermanı ile onun yetiştirmesi Alî Pasa tarafından hazırlanan Islâhat fermanı arasındaki fark, hazırlık safhasında kendisini gösterir Tanzîmât fermanı hazırlanırken açık bir yabancı tefsiri görülmezken, Islâhat fermanı Alî Pasa ile İstanbul’daki Fransız ve İngiliz elçileri arasında kararlaştırılmıştır Gülhâne halt-i hümâyûnu, yayınlandıktan sonra yabancı elçilere sâdece bilgi edinmeleri için bildirildiği hâlde, Islâhat fermanı Paris konferansına katılan devletlere, Paris andlasmasinin bir maddesinde işaret edilmek için gönderilmişti Bu durum, Osmanlı Devleti'nin iç ve diş siyâsetinde bir yabancı müdâhalesine yer vermişti

Bâzı bati tarzı kuruluşların ülkeye girmesi ile cemiyetteki kuruluş ve anlayış farklılaşması, islimi müesseselerin yanında bati taklitçisi bir anlayış ve bati taklidi kuruluşların TEDsisine sebebe olmuştur Tanzimat ve Islâhat fermanları devletin çöküşünü engellemesinde hiç bir müspet tefsiri olmamış, aksine ülkedeki tebaa ve cemiyetler arasında yeni ve daha büyük problemlerin çıkmasına zemin hazırlamıştır
Meselâ Suriye'de büyük bir galeyan başladı Arkasından 1858'de Cidde'de Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında çatışma çıktı Fransız ve İngiliz konsolostan öldürüldü Bunun üzerine İngiliz ve Fransız donanmaları Osmanlı Devleti'ne sormadan şehri bombaladılar Faillerden on kişiyi yakalayarak idam ettiler Cidde bir Osmanlı toprağı idi Bağımsız bir devletin topraklarında islenen bir suçun failini ancak o devletin cezalandırması milletlerarası bir kaide, teamül olduğu hâlde, batili devletlerin buna aldırdıkları bile yoktu Nihayet, Lübnan'da da büyük bir isyan patlak verdi Uzun mücâdelelerden sonra 9 Haziran 1861'de "Lübnan Nizâmnâmesi" imzalandı Buna göre; Hıristiyan bir valinin başkanlığında Lübnan muhtar eyâlet hâline getirildi Böylece Islâhat fermanı batili devletlerin istediği, meyveleri vermeye başladı

IMeşrutİyet ( 23 Aralık 1876 ) (kanun-İ esasİ) ( İlk anayasa )
·
Tanzimat döneminde, Avrupa ile yakın ilişkiler içinde olan, Avrupa'yı yakından gören ve onların Osmanlı Devleti üzerine siyasi emellerini öğrenen bir aydın sınıf yetişti Bunlara "Jön Türkler" ya da "Genç Osmanlılar " denilmiştir Mithat Paşa, Namık Kemal, Ziya Paşa , Serasker Hüseyin Avni Paşa önemli temsilcileridir
·Genç Osmanlılar, Osmanlı Devletinin kurtuluşunu içinde yaşayan halka yönetme hakkı vermekle, gerçekleşeceğine inanıyorlardıBöylece halk yönetime katılacak, kendisini temsil edecek, dış devletlerin Osmanlı Devleti içine müdahalesine ortam hazırlanmamış olacaktı
·Meşrutiyeti ilan etme sözü veren, IIAbdülhamit VMurat'ın yerine tahta çıkarılmıştır
Önemi :
·Osmanlı Devletinde ilk kez rejim değişikliği oldu
·Tüm azınlık guruplara parlamentoda temsil hakkı tanınmıştır
·Osmanlı halkı ilk kez yönetime katılma, seçme ve seçilme haklarına kavuşmuştur
·Osmanlı Devletinde ilk kez Anayasal Düzen kuruldu
·Osmanlı Parlamentosu ; Padişahın seçtiği üyelerden oluşan Ayan Meclisi ve Halkın seçtiği milletvekillerinden oluşan millet Meclisi olarak iki meclisten oluşmuştur
·Hıristiyanlardan 44, Yahudilerden ( Musevilerden ) 4, Müslümanlardan 71, (Toplam 119) ve Padişahın belirlediği 26, ayandan oluşmuştur Meclis başkanlığına Ahmet Vefik Paşa seçilmiştir
Not : 1877-78 Osmanlı - Rus Savaşının başlaması üzerine, meclisin uyumlu çalışmadığı gerekçesiyle IIAbdülhamit, parlamentoyu dağıtarak, Meşrutiyet rejimini yürürlükten kaldırmış, 30 yıl boyunca sıkı, baskıcı bir yönetim izlemiştir

IIMeşrutiyet ( 24 Temmuz 1908 )

1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşını ( 93 Harbi ) bahane eden IIAbdülhamit Meclis-i Mebus an'ı kapatarak,Anayasayı yürürlükten kaldırdıÜlkede İstibdat ( Baskı ) uygulayarak yönetmeye başladı Aydınlar bu durum üzerine Meşrutiyetin yeniden yürürlüğe girmesi amacıyla gizlice mücadele etmeye başladılarBu mücadelede merkezi Makedonya'da Selanik bulunan " İttihat ve Terakki Partisi " en etkili olan kuruluştur Bu dönemde M Kemal’de Suriye'de " Vatan ve Hürriyet " adlı bir cemiyet kurduysa da bu cemiyetin Suriye'de etkili olamaması nedeniyle bu cemiyet İttihat ve Terakki Cemiyetiyle birleşmiştir
1908 yılında İngiltere ve Rusya'nın Reval'de görüşmeleri , bu görüşmelerde İngiltere'nin Rusya'yı Osmanlı Devletine karşı izlediği politika da serbest bırakması üzerine mücadele hızlanmış Makedonya'da Resneli Niyazi adlı subayın isyan etmesiyle IIAbdülhamit Meşrutiyeti IIdefa ilan etmek zorunda kalmıştır( 24 Temmuz 1908 )
IIMeşrutiyetle birlikte İttihat ve Terakki Partisinin karşısına " Ahrar " partisi kurulmuştuParti Meşrutiyet rejimine karşı tavır izlemekteydiSonuçta İstanbul'da 31 Mart Olayı ( 13 Nisan 1909 ) dediğimiz ayaklanma çıktı

Önemi : Osmanlı Devletinde rejime karşı çıkan ilk ayaklanmadır
Bu ayaklanmayı merkezi Selanik'te bulunan "Hareket ordusu" bastırdıOrdunun komutanı Mahut Şevket Paşa, Kolağası
( Kurmay başkanı) M Kemal’di

Sonuçları :
·Hareket ordusu isyanı bastırdı,İstanbul'da düzen yeniden sağlandı
·IIAbdülhamit ayaklanmayı bastırmadığı, hatta ayaklanmada rolü olduğu gerekçesiyle tahttan indirilerek yerine VMehmet Reşad tahta geçirildi
·Anayasada bazı demokratik değişiklikler yapılarak,Padişahın yetkileri sınırlandırıldı
·Karışıklıklar tam olarak önlenemedimadır
Bu ayaklanmayı merkezi Selanik'te bulunan "Hareket ordusu" bastırdıOrdunun komutanı Mahut Şevket Paşa, Kolağası
( Kurmay başkanı) M Kemal’di

Sonuçları :
·Hareket ordusu isyanı bastırdı,İstanbul'da düzen yeniden sağlandı
·IIAbdülhamit ayaklanmayı bastırmadığı, hatta ayaklanmada rolü olduğu gerekçesiyle tahttan indirilerek yerine VMehmet Reşad tahta geçirildi
·Anayasada bazı demokratik değişiklikler yapılarak,Padişahın yetkileri sınırlandırıldı
·Karışıklıklar tam olarak önlenemedi

Alıntı Yaparak Cevapla