Prof. Dr. Sinsi
|
Meraga’Da Büyük Selçuklular, Harrekan’Da Büyük Selçuklular, Büyük Selçuklular Devri
Meraga’da Büyük Selçuklular, Harrekan’da Büyük Selçuklular, Büyük Selçuklular devrinde Yapılanlar
Meraga’da Büyük Selçuklular, Harrekan’da Büyük Selçuklular, Büyük Selçuklular devri
SELÇUKLULAR
Selçuklular Türk-İslâm devletlerinin en büyüklerindendir Oğuzların Üçoklar kolunun,Kınık boyuna mensupturlar Onuncu asrın sonu ile on birinci asrın başlarında İslâmiyeti kabul ettiler ĺtikâtta Mâtürîdî,amelde Hanefî olup,Ehl-i sünnet mezhebindeydiler Selçuklular;Çin’den Batı Anadolu dâhil bütün Ortadoğu ülkeleri,Akdeniz sâhilleri,Kuzeybatı Afrika,Hicaz ve Yemen’den Rusya içlerine yayılan hâkimiyetin,muazzam bir kültür ve medeniyetin temsilcisidir
Devlete adını veren Selçuk Bey,Aral Gölüyle Hazar Denizi arasına hâkim olan Oğuz Yagbu Devletinin kumandanlarından Dukak Subaşı’nın oğludur Dukak ölünce,on yedi-on sekiz yaşlarındaki Selçuk Bey subaşı oldu Genç yaşına rağmen yüksek mevkilere ulaşan Selçuk Beyin devamlı artan bir îtibâra sâhip olması,Yagbu ve hanımın telâşlandırdı Onu başlarından atmak için çâre aramaya başladılar Öldürülmekten çekinen Selçuk Bey,kabîlesiyle birlikte oradan ayrıldı Güney yoluyla muhtemelen 985’lerde Sethun Nehri kenarında bulunan Cend şehrine geldiler Bölge ve şehir,İslâm ülkerine geçişte hudud durumundaydı
Selçuk Beyin idâresindeki Türkler,kısa zamanda İslâmiyeti kabul ettiler Bu durum Yagbu ile aralarını iyice açtı “Müslümanlar gayri müslimlere haraç vermez ”diyen Selçuk Bey,Yagbu’nun haraç memurlarını kovdu ve istiklâlini ilân etti Gayri müslim Türkler arasında cihâd faaliyetlerine girişti Selçuk Beyin istiklâlini ilân edip,Yagbu’ya haraç vermeyerek,Müslüman olmayanlarla mücadeleye girişmesi, çevrede tanınıp,îtibâr kazanmasına yol açtı Oğuz Yagbu’suna karşı olan Türkler,etrâfında toplandı Müslümanlardan da destek alan Selçuk Bey,Müslüman olmayan Türkler üzerine yaptığı gazâlarla şöhret kazandı Onun bu şöhreti,Mâverâünnehr’de üstünlük sağlamaya çalışan Müslüman devletlerden biri olan Sâmânîlerle anlaşmasını sağladı Sâmânî sultânı,Selçuk Beye,devlet sınırlarını diğer Türk akınlarına karşı korumasına mukâbil,Buhârâ yakınlarındaki Nũr kasabasına yerleşme izni verdi
Selçuk Bey;Mikâil,Arslan,İsrâil,Yũsuf ve Mũsâ adındaki oğullarıyla Büyük Selçuklu Devletinin temelini atıp,Tuğrul ve Çağrı adında iki torun bırakarak yüz yaşlarında vefât etti Selçuk Beyin büyük oğlu Tuğrul ve Çağrı beylerin babası olan Mikâil,babasının sağlığında ölmüştü İkinci büyük oğlu olan Arslan Bey,babasının yerine geçti Yabgu ünvânını alarak,Selçuklular da denilmeye başlayan âilesini teşkilâtlandırdı Karahanlıların Sâmânî Devletine son vermesi üzerine,Özkend’den kaçan Sâmânî şehzâdelerinden İsmâil Muntasır’ın Arslan Yabgu’ya sığınması,Karahanlılarla aralarının açılmasına sebep oldu Arslan Yabgu komutasındaki Selçuklular,Karahanlılar karşısında başarılı muhârebeler yaptılar
Selçukluların güçlenmesi,bölgenin hâkimi Karahanlılar ile Gaznelileri zor durumda bıraktı Karahanlı-Gazneli işbirliğiyle 1025’te Arslan Yabgu,Gaznelilerce yakalanıp, Hindistan’daki Kâlencer Kalesine hapsedildi Bu Hâdiseden sonra Selçuklularla Gazneliler arasında açık bir mücâdele başladı Onun esâreti yıllarında Selçuklular,ortak hükümdâr sistemiyle idâre edildi Mũsâ’tı yabguluğa, Yũsuf’un oğlu İbrâhim’i yınallığa getirdiler Mikâil’in oğulları Çağrı ve Tuğrul beyler,amcalarının hâkimiyetlerini tanımakla berâber,ayrı bölgelerde yaşamaya başladılar
Mâhir süvârilerden meydana gelen Selçuklular,kalabalık hayvan sürüleri ve atları için bol otlaklı,geniş yaylalar aradılar Bu gâyeyle zaman zaman komşuları Karahanlılar ve Gaznelilerin sınırlarına taşıp,yerli halkın şikâyetlerine sebep oldular Onların bu hâlini kendileri için tehlikeli gören Karahanlılar,Selçuklu âilesi içinde karışıklık çıkarmak istedilerse de muvaffak olamadılar Üzerlerine kuvvet gönderildi Hattâ Yũsuf Bey öldürüldü Mũsâ Yabgu ile birleşen Tuğrul ve Çağrı beyler,Karahanlı kuvvetlerini yenerek,Yũsuf Beyin intikâmını aldılar Siyâsî durum iyice gerginleşti Bölgede değişiklikler oldu Bir baskınla Selçuklular bir hayli zâyiâta uğratıldılar Bunun üzerine Çağrı Bey,dağılan Selçuklulardan üç bin kişilik bir süvâri kuvvetiyle,Gazneli mukâvemet mevkilerini aşarak Doğu Anadolu sınırlarına kadar gitti Van Gölü havzasından kuzeyde Tiflis’e kadar uzanan bölgede keşif harekatı yaptı
Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157)
Ermeni ve Gürcü kuvvetlerini mağlup ederek,bölgenin otlak ve yaylaklarının keşfiyle gerekli siyâsî, etnik,kültürel ve askerî stratejik bilgileri topladı Bizans şehirlerine girdi Bol gânimetlerle geri döndü Keşif hareketi netîcesinde,bölgenin Selçukluların yerleşmesine müsâit olduğu tespit ederek Tuğrul Beye rapor verdi Tuğrul Bey de,ortalığın yatışması için çöle çekilmişti
Selçukluların esir tabguları Arslan,1032 senesinde Hindistan’da hapsedilmiş bulunduğu Kâlencer Kalesinde vefât edince,Gaznelilerle münâsebet daha da bozuldu Mũsâ Yabgu ile yeğenleri Çağrı ve Tuğrul beyler kumandasındaki Selçuklu ve Türkmen kuvvetleri,bölgenin en stratejik mevkiinde yer alan ve Gaznelilere âit olan Horosan’a,âni bir taaruzla İran İsfehan’da
girerek;Merv,Nişâbur ve Serahs havâlisini ele Sultan Sencer
geçirdiler Gazne Sultânı Mes’ũd,Selçukluları tarafından
tanımak mecbũriyetinde kaldı Mũsâ Yabgu’ya,Tuğrul yaptırılan
ve Çağrı beylere bulundukları yerlerin vâliliklerini Mescid-i Ali
verdi 1035 yılında yapılan bu antlaşma,dört ay gibi
kısa bir müddet devâm etti Yeniden başlayan Gazneli-
Selçuklu mücâdelesi,daha da şiddetlendi Selçuklular,
hafif süvârî kuvvetleriyle,Gaznelilerin fillerle takviye
edilmiş ağır techîzâtlı,çoğu piyâdeden meydana gelen
ordusuna,gerilla harpleriyle çok kayıp verdirdiler
1038 senesinde Serahs civârında yapılan
muhârebede,Gazneli ordusu ağır bir yenilgiye uğradı
Gazneli Sultan Mes’ũd büyük bir devlet adamı,
cesâretli bir kumandan olmasına rağmen,bu
yenilgiden sonra Nişâbur’u Selçuklulara terk edip,
kesin netîce alınacak büyük muhârebeyi devamlı
geciktirdi Tuğrul Beyin üvey kardeşi İbrâhim Yınal,1038’de Nişabũr’u alıp,Tuğrul Beyadına hutbe okuttu Nişabur’a gelen Tuğrul Beyimuhteşem bir törenle karşıladı Tuğrul Bey Sultanü’l-Muazzam,Çağrı Bey de Melîkü’l-mülũk ünvânını aldılar Büyük Selçuklu Devletinin kuruluş ve istiklâlini îlân etti Selçuklu-Gazneli mücâdelesi 23 Mayıs 1040 Dandanakan Meydan Muhârebesi ve Selçukluların üstünlüğü ele almasıyla netîcelendi
Dandanakan’ın muzaffer başkumandanı Çağrı Bey,zafer sonrasında verilen toy,yâni büyük ziyâfette üstün idârecilik vasfı ve keskin siyâsi zekâsını takdir ettiği kardeşi Tuğrul Beyi Selçuklu
Sultânı îlân etti Merv başşehir yapıldı Toplanan kurultayda fethedilecek yerlerle,idâreciler tespit edildi Ceyhun ile Gazne arasındaki bölge Çağrı Beye,Bust-Sistan havalisi Mũsâ Yabgu’ya,Nişâbur’dan îtibâren bütün batı bölgeleri Tuğrul Beye verildi Çağrı Beyin oğlu Yâkutî ile İbrâhim Yınal,batı cephesinde vazife aldılar Hânedândan Arslan Yabgu’nun oğlu Kutalmış,Cürcân ve Damgan’a,Çağrı Beyin oğlu Kara Arslan Kavurd ise, Kirman havâlisine tâyin olundular Vazîfe taksiminin ardından kısa zamanda;kuzeyde Hârezm dâhil,Mâverâünnehr,Sistân,Mekran bölgesi,Kirmân ve civârı,Hürmüz Emirliği hattâ Arabistan Yarımadasında Ummân ve dolayları ile Cürcân,Bâdgis,Huttalân tamâmen zaptedildi Tuğrul Bey, Taberistân,Kazvin,Dihistân,İsfehan,Nihâvend, Rey ve Şehrezur’u alarak devletin sınırlarını genişletti 1046’da Gence,1048’de Erzen,Karaz,Hasankale, Erzurum ve havâlisindeki Gürcü,Ermeni ve Bizans orduları mağlubiyete uğratıldı
Henüz yeni kurulan devlet kısa zamanda,Büveyhîlerin işgâlindeki Bağdat hâriç,bölgedeki bütün İslâm topraklarına hâkim oldu Sultan Tuğrul,Büveyhîlerin işgâlindeki halîfelik merkezi olan Bağdât’ı kurtarmak için Abbâsi Halîfesi el-Kâim bi-Emrillah’ın dâvetiyle 17 Ocak 1055’te Bağdat’a girdi Halîfenin,âlimlerin ve sünnî Müslümanların büyük hüsn-i kabũlüyle karşılaşan Tuğrul Bey,Büveyhî Hükümdârlığını yıkarak Abbâsî halîfeliğini yeniden ihyâ etti İslâm âleminin takdirini kazanıp,büyük iltifâtlara kavuştu Halîfeliğe karşı yapılan Fâtımî saldırılarını bertaraf etti Halîfelik makâmına ve Bağdât şehrine hizmetinden dolayı 25 Ocak 1058’de Tuğrul Beye iki altın kılıç kuşatan hâlife,onu,doğunun ve batının hükümdarı îlân etti Selçuklu sultânının, Selçuklu Sultanı
halîfe tarafından “Dünyâ hâkânı” ilân edilmesi, Melikşah
Türklere büyük îtibâr kazandırdığı gibi,alplik tarafından
rũhunu okşayarak İslâm dîninin cihâd 1088 tarihinde
emrine daha fazla sarılmalarına yol açtı Aynı bitirilen İsfehan
sene Tuğrul Bey,tahrikler sebebiyle isyân Mescid-i
eden üvey kardeşi İbrâhim Yınal’ı Cuma’nın
cezâlandırdı Çağrı Bey,yetmiş yaşlarında cümle kapısının
1060’ta,Tuğrul Bey ise, 1063’te yetmiş iç avludan
yaşında vefât etti Tuğrul Bey,devletini sağlam görünüşü
temeller üzerine oturtarak,sınırlarını
Ceyhun’dan Fırat’a kadar genişletti Anadolu
üzerine yaptığı akınlarla, Bizans idâresinde
bulunan bölgenin Türk yurdu olması için ilk
harcı koydu
Tuğrul Beyin oğlu olmadığından,Çağrı
Beyin oğlu Muhammed Alparslan Selçuklu sultânı oldu Başa geçer geçmez amcasının vezîri Amîdülmülk’ü görevden alarak,yerine Nizâmülmülk’ü tâyin etti Sultan Alparslan,tahta geçmek iddiâsında bulunan diğer rakiplerini bertaraf ettikten sonra,batıya yönelerek fetihlere başladı Kafkaslardan dolaşıp mahallî küçük krallıkları itâati altına aldı Doğu Anadolu’nun Kuzeydoğu ucundaki meşhur Ani Kalesini 1064’te fethederek,16 Ağustos 1064’te Kars’a girdi Ani,Hıristiyan âleminin kutsal yerlerinden biriydi Bu fetihler İslâm âleminde büyük sevinç kaynağı oldu Halîfe Kaim bi-Emrillah, Alparslan’a, “fetihler babası”,yanî çok fetheden mânâsına gelen “Ebü’l-Feth” lakabını verdi Sultan,1065 senesi sonlarında doğuya yönelerek Üstyurd ve Mangışlak taraflarına yürüdü Başarı ile biten seferin sonunda;ticâret yollarını vuran Kıpçak ve Türkmenler itâat altına alındı
Alparslan,1067 senesinde Kirman melîki olan kardeşi Kavurd’un isyânıyla karşılaştı Bu isyânı kısa sürede bastırdı Öncelikle Müslümanlar arasında birliğin teminini arzu eden Sultan Alparslan,Bahreyn taraflarındaki Karmatî sapıkları ve Önasya’daki Şiî-Fâtımî kalıntılarını temizlemek için harekete geçti Şiî-Fâtımî baskısının İslâm ülkeleri üzerinden kalkmakta olduğunu gören Mekke şerîfi,Alparslan’a itâatini arz ederek,hutbeyi Abbâsî halîfesi ve Sultan Alparslan adına okumaya başladı Doğu ve Batıda sistemli bir şekilde yapılan fetih hareketleri;1067 senesinde Anadolu’da başlatılan yıpratma ve yıldırma akınları, 26 Ağustos 1071’deki Malazgirt Muhârebesine kadar devâm etti Malazgirt Zaferiyle Selçuklulara kapıları açılan Anadolu,Türkiye Türklerinin istikbâldeki yurdu durumuna girdi Malazgirt Zaferi sonrasında,Bizans imparatoru Diogenes ile yapılan anlaşma,tahttan indirildiği için tatbik edilemedi Sultan Alparslan,antlaşmanın silah yoluyla tatbikini kumandan ve beylerine emrederek,bütün Anadolu’nun fethini istedi Selçuklu emrindeki Türkmen boyları,Orta Asya’dan batıya sevk edilerek,Doğu Anadolu’daki Bizans hudũduna gönderildi Selçuklularun gazâ akınlarına karşı koyamayan Bizans kale ve garnizonları, Türklerin eline geçti Türk akınları,Marmara Denizi sâhillerine kadar uzandı ve fethedilen Anadolu,iskân edildi İslâmlaşması için gerekli bütün tedbirler alındı Sultan Alparslan,çıktığı Mâverâünnehr Seferinde,esir alınan bir kale kumandanı tarafından şehit edildi Türk târihinin büyük sultanlarından olan Alparslan,enerjisi,disiplini,yiğitliği ve adâletiyle temâyüz etmişti
Sultan Alparslan vefât ettiğinde,devlet toprakları,doğuda Kaşgar’dan,batıda Ege kıyıları ve İstanbul Boğazına,kuzeyde Hazar-Aral arasından,güneyde Yemen’e kadar olan bir bölgeye yayılmıştı
Alparslan’ın yerine oğlu ve veliahtı Melikşâh,Selçuklu sultanı oldu Sultanlığını tanımayan amcası Kavurd ile Kerez’de yapılan savaşı kazanan Melikşâh birkaç gün sonra Kavurd’un ölümüyle devlet içinde âsâyişi kısa sürede sağladı İç işlerini hâlleden Melikşâh, taht mücâdelesinden faydalanarak Selçuklu hududlarına hücũm eden Gaznelilerle Karahanlılara karşı sefere çıkıp onları anlaşmaya mecbur etti
|