Yalnız Mesajı Göster

İv. İskender’İn Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi Ve İlk İcraatları Nelerdir

Eski 09-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İv. İskender’İn Ordusu, Harp Düzeni, Tahta Geçişi Ve İlk İcraatları Nelerdir



b İskender’in Harb düzeni
Daha eski Yunan savaş sanatı yalnız, orduların sıkça birbirine bitişik uzun bir hat üzerinde derinliğine dizilmiş savaş düzenini tanıyordu Erişim mesafasine kadar bütün bu hat eşit suretle ilselemelerle düşmana yaklaştırılırdı Bu muharebe düzeninde hemen hemen yalnız hoplit ve ağır teçhizatlı piyadelerin kullanılmasına izin vermekte idi
Yarım dönme hareketleri ve buna paralele basit manevralar bilinen bir oluydu İfikrates’in IV Yüzyılın birinci yarısında hafif silahlı kıtalaır orduya dahil etmesinden sonra Epameinondas tarafından harp usulü; çalışma, talim ve eğitime daha önceden gereksinim gösteren, zor bir sanat haline getirldi Kendisi ihtisaslaşmış muhtelif sınıf kıtalardan yararlanması hususunu ve çarpık savaş düzenini savaş sanatına kattı Bu savaş düzeninde ordunun sağ tarafı zayıf bir şekilde düzenleniyor ve düşmandan uzakta tutuluyordu Sol taraf ise fazla bir derecede kuvvetlendirilmiş ilk saldırıyı yapıyordu Bu saldırı tarafı sayıca fazla olduğundan düşman cephesini yarıyor ve içeriye doğru dönme hareketi yaparak, sağ tarafın da aynı zamanda saldırıya geçmesiyle karşı tarafın savaş düzenini bozuyordu Filip II gençliğinde üç sene süreyle Tehb’de kalarak Epameinondas’ın bu savaş sanatını geniş bir şekilde incelemişti Elde ettiği bilgilerden yararlanarak kendi savaş yöntemini geliştirdi

İskender’in kullandığı savaş düzeni ve yöntemi prensip olarak Epameinondas’ın yöntemiyle aynıdır Yeni olan tek şey İskender’in yaptığı tüm muharebelerde ağır süvaileri kullanması ve ilk saldırıyı onlara yaptırmasıdır Bu saldırılar sırasında kendisi şahsen süvarilere komuta etmekte idi Saldırı sağ taraftan yapılmakta ve düşmanın sol tarafının en zayıf noktası hedef alınmaktaydı Düşman tarafı işte bu ağır darbenin etkisiyle yarılıyordu Eşit sayıdaki tümenler halinde düzenlenen piyade birlikleri yürüyüş düzeninde ilerleyerek gitgide düşman savaş düzeninin diğer kısımlarına saldırmaktaydı Bu şekilde yürüyüş gerek muhtelif tümenler arasında gerekse ileriye doğru atılan ağır süvariler ile en dışardaki sağ taraf piyade birliğinin arasında meydana gelen boşluklar hafif kuvvetler tarafından dolduruluyordu Bu şekilde bir savaş düzeni içerisinde başarı, muhtelif sınıf ve gruptaki birliklerin saldırıyı herhangi bir enegele takılmadan koordineli bir şekilde gerçekleştirmelerine bağlıydı Bunun içinde subay ve erlerin daha önce uzun süre talim ve eğitim görmelerine gereksinim vardı İskender'’n başarılarının büyük bir kısmı, kazanılan muharebelerden alınan derslerden süratle yararlanılması yoluna gidilmesine dayanmaktadır Düşman muharebe hatlarının yarılmasından sonra İskender onlara yeniden toplanmak için vakit vermeyerek, düşman ordusunu tam olarak yok etme amacıyla, kendi askerleri yorgunluktan takip edemeyecek hale gelinceye kadar, kaçan düşman artıklarını bir hilal içine alarak takip ederdi Bu muharebe şekline “yoketme savaşı” denmektedir
Emir alan herhangi bir subay orada olsa dahi bütün askeri emirler yazılı olarak bildirilirdi Görevin yerine getirlmesinden sonra emri alan kişi cevap olarak bir rapor verirdi Bu usul ve yöntemler geniş kadrolu br yazı işleri dairesine gereksinim gösteriyordu İşte bu yazı işleri dairesi Trakya’nın Kardiye bölgesinde bulunan Evimenes tarafından organize ve idare edilmekteydi Burada bütün evraklar kayda geçirilerel imza edilmesi veya bilgi sahibi olması için krala arz edilir sonra da arşive konurdu Emirlerin yazılı olarak verilmesi zor ve zaman alıcı bir yöntem olduğundan muharebe sırasında emirler yaverler tarafından sözlü olarak ilgililere iletilirdi

Alıntı Yaparak Cevapla