Yalnız Mesajı Göster

YKY Amin Maalouf Seti (12 Kitap)

Eski 09-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

YKY Amin Maalouf Seti (12 Kitap)



YKY Amin Maalouf Seti (12 Kitap)

Semerkant

"Titanic te Rubaiyat! Doğu nun çiçeği Batı nın Çiçekliğinde! Ey Hayyam! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydim!" Amin Maalouf, "Afrikalı Leo"dan (YKY, 1993) sonra bu kez Doğu ya, İran a bakıyor Ömer Hayyam ın Rubaiyat ının çevresinde dönen içiçe iki öykü 1072 yılında, Hayyam ın Semerkant ında başlayan ve 1912 de Atlantik te bit(mey)en bir serüven Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran ın tarihinin de okunuşunun öyküsü/tarihi

Afrikalı Leo

"Afrikalı Leo", gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış düşsel bir yaşamöyküsü: "Bir berberin sünnet ettiği, bir Papanın vaftiz ettiği" Hasan ibn Muhammed el-Vezzan ez-Zeyyati alias/namıdiğer Giovanni Leone de Medici nin, Leo Africanus yani Afrikalı Leo nun özyaşamöyküsü -yazmış olsaydı yazacağı gibi Amin Maalouf, bu ilk romanında -daha sonra "Semerkant" (YKY, 1993) ve "Tanios Kayas"ı (YKY, 1995) romanlarında da yapacağı gibi tarihle/tarihten olağanüstü bir halı dokuyor Bir uçan halı

Tanios Kayası

Amin Maalouf tan (1993 te yayınladığımız ilk iki romanı) Afrikalı "Leo ve Semerkant"tan sonra, yine bir Doğu öyküsü Mehmet Ali Paşa lı yılların Mısır ı Güzelliğini çarmıh gibi taşıyan bir kadın: Lamia Lamia nın gölgesine sığındığı bir şeyh: Francis Yasak aşk meyvesi bir oğul: Tanios Başka bir kadın: Esma Bir serüven ve sadakat romanı Yazara ünlü "Goncourt" ödülünü getiren kitap ilk kez dilimizde

Doğunun Limanları

"Adana da ayaklanmalar olmuştu Kalabalık, Ermeni mahallesini yağmalamıştı Altı yıl sonra çok daha büyük çapta olacakların provası gibi bir şeydi Ama bu bile dehşetti Yüzlerce ölü Belki de binlerce" Can çekişen Osmanlı İmparatorluğu ve Beyrut ile Fransa arasında yaşamı sürüklenen İsyan "Doğunun Limanları" bu yüzyılın başını, bir insanın trajik tarihinin içinden anlatıyor Amin Maalouf son romanı "Doğunun Limanları" ile yine YKY de

Yüzüncü Ad

Doğu daki son Cenevizlilerden, antika tüccarı Baldassare Emriaco, 1665 yılı sonlarında, soyunun yüzyıllardır yaşadığı Lübnan dan yollara düşer Ertesi yıl, İncil e göre "Canavar ın Yılı"dır Kimilerine göre düpedüz Mahşer: Kan, ateş, yıkım ve her şeyin sonu Zamanın sonu! Dünyayı ve Baldassare yi kurtarabilecek tek şeyse, Yüzüncü Ad dır Kimselerin görmediği bir yazma kitap ve bu kitapta açınlandığı söylenen bir ad: Allah ın, Kuran da anılan doksan dokuz adının, sıradan ölümlülere bildirilmemiş olan yüzüncüsü Tanrı nın gizli ve yüce adı Yüzüncü Ad ın peşinden önce İstanbul a uğrar Baldassare nin yolu; oradan İzmir e, Sakız a, Cenova ya, Amsterdam a, sonra da Londra ya Konya da vebanın kıyımına, İzmir de Sabetay Sevi nin şaşırtıcı başkaldırısına, İngiltere de büyük Londra yangınına tanık olur Korku, şaşkınlık, düşkırıklığı, umut ve aldanma, menzil taşlarıdır bu uzun yolun Bir de en beklenmedik anda yolcunun karşısına dikiliveren aşk Sevincin, mutluluğun tek kaynağı aşk!

Işık Bahçeleri

Çağdaşımız Mani Hoşgörü peygamberi Mani

Amin Maalouf diğer romanlarında olduğu gibi yine bir karakterin yaşamı üzerinden dünyaya açılarak yapıtını kuruyor Mani''nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa''nın ölümünden iki yüz yıl sonra başlar Bizim çağımızın da kahramanı olabilecek Mani, yaşam öyküsüyle, son nefesine kadar savunduğu inancının oluşturduğu kişisel tarihiyle, o döemden yani II yüzyıldan beri hâlâ varolan politik sorunlara da işaret etmiş oluyor

Mani''den bugüne, "sanat ve coşku kaynağı olan kitaplarından, bağışlayıcı dininden, coşkulu arayışlarından, insan, doğa ve tanrısallık arasında uyum isteyen çağrışından geriye" çok az şey kalmış olsa da; bağnazlık ve iktidar hırsı yapıtını yok etmeye çalışsa da Amin Maalouf onun Aydınlıklar''a açılan inancını ele alıyor ve Mani''nin öyküsüyle bugüne "ışık" tutuyor:

Çağın getirdiği felaketleri öngörmeyi nasıl öğrenebiliriz?

Çivisi Çıkmış Dünya

Türk okurunun daha çok tarihsel romanlarıyla tanıdığı Maalouf, bu kez “medeniyetler çatışması” adı altında kuramsallaşıp yasallaşan ve dünyadaki bütün kültürler ve halklar için felakete yol açacak politikaları eleştiriyor
Yazar, yaşamın devamlılığının olmazsa olmazı olarak gördüğü hoşgörü çığlığını yeniden duymaya davet ediyor insanlığı

Çivisi Çıkmış Dünya bir yandan küresel ısınma, enerji kaynakları ve doğal felaketlerle, bir yandan da yanlış ve çıkarcı politikaların doğurduğu ekonomik ve siyasal krizlerle mücadele eden insanlık için bir yol haritası Kitabın satır aralarında Amerikan politikaları, Avrupa Birliği, 20 yüzyıl Arap siyasi tarihi ve Türkiye’den bahsediliyor
Maalouf’un bu eseri, her şeye rağmen birbirimize saygı duymayı ve birlikte yaşamayı başarmak isteyenler için bir tür pusula

Ölümcül Kimlikler

''Bana içimin derinliğinde ne olduğum sorulduğunda, bunda herkesin içinin derinliğinde ağır basan tek bir aidiyetin, bir bakıma kişinin derin gerçekliğinin, doğarken ebediyen belirlenen ve artık değişmeyecek olan öz''ünün var olduğu inanışı yatıyor; sanki geri kalanın, bütün geri kalanın -özgür insan olarak katettiği yolun, benimsediği inanışların, tercihlerin, kendine özel duygusallığının, yakınlıklarının, sonuçta yaşamının- hiçbir önemi yokmuş gibi'' Kimlik, insanın zamanın içindeki incelişinde onu dünyaya bağlayan bir ayna Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler''de çok yönlü ve saydam bir sorgulamanın eşliğinde, aynadaki görüntünün tutulabileceğine işaret ediyor Ölümcül Kimlikler, dünyanın yeni zamanlarında insanlığın küllerinden kuracağı düzenin temeline konan bilge bir taş

Yolların Başlangıcı

Göçenler, kalanlar, tartışmalar, aşklar, söylenceler, din değiştirmeler, küskünlükler, bağışlamalar, gerçek insanlar Yazar annesinden aldığı, titizlikle saklanmış aile belgeleriyle dolu bir bavuldan hareketle kendi ailesinin olduğu kadar insanlığın da yakın geçmişine ışık tutuyor Özellikle Osmanlı İmparatorluğu ve Atatürke ilişkin çok ilgi çekici yorumlar da içeren kitapta iki kahraman öne çıkıyor: Maalofun dedesi Butros ve dedesinin kardeşi Cebrail

İki kardeşin yazışmalarından ortaya çıkarılan olay örgüsü göçebe ruhu, ülküleri, koşulları, koşullar karşısındaki farklı insan tutumlarını küçücük notlardan ya da uzun araştırmalardan aydınlığa kavuşturup Beyruttan Kübaya uzak anakaraları birleştiriyor Yolların Başlangıcı sürgündeki yazarın tek yurduna, ailesine adadığı bir aşk şarkısı

Adriana Mater

Amin Maalouf dan yeni bir kitap Maalouf un Uzaktan Aşk tan sonraki ikinci librettosu Adriana Mater Maalouf bu operayı Opéra de Paris nin isteği üzerine kaleme almış

Adriana Mater, yer ve zaman belirtilmemiş ama 20 yüzyıl sonlarında Balkanlar ın durumunu çağrıştıran, iç savaşın yaşandığı bir ülkede geçiyor Genç bir kadın olan Adriana tecavüze uğrar ve hamile kalır, ama çocuğunu aldırmayı kabul etmez: "Onun çocuğu değil bu Refka, benim çocuğum ve bana benzeyecek" diye cevap verir kız kardeşine Bu varlık iki kanı birlikte taşıyacaktır: Kurbanınki ve celladınki Oğlu Yonas büyüdüğünde, bir gün, şehri terk etmiş olan doğurucusunun şehre geri geldiğini öğrenir ve onu öldürmeye yemin eder "O adam ölmeyi hak ediyordu, ama sen, oğlum, öldürmeyi hak etmiyordun" diye cevap verir Adriana, Yonas a

Amin Maalouf, bize sık sık Ortadoğu yu ya da Balkanları anımsatan bir coğrafyada, savaşın yaşandığı bir ülkede, düşmanlığın ve yabancılığın eşiğinde, tükenmekte olan bir dünyanın eğretilemesini sunuyor Maalouf un Uzaktan Aşk tan sonra ikinci librettosu olan Adriana Mater (Ana Adriana), bir yandan insanoğlunun unutulmaz trajedilerine ışık tutarken, öte yandan insanoğlunun bilmeyen soru(n)larını ortaya koyuyor: Kıyam çağında yaşama tutunabilir miyiz? Her ne olursa olsun bağışlamak, cesaret midir yoksa korkaklık mı?

Arapların Gözünden Haçlı Seferleri

"Bu kitap çok basit bir fikirden yola çıkıyor: Haçlı Seferleri''nin tarihini ''öteki cephe''de, yani Arapların tarafında görüldüğü, yaşandığı ve hikâye edildiği biçimde anlatmak Kitabın hemen hemen tüm içeriği, o çağın Arap tarihçilerinin ve vakanüvislerinin tanıklıklarına dayanıyor" Lübnan asıllı Amin Maalouf 1983 tarihli bu ilk yapıtında, on birinci yüzyılın sonundan on üçüncü yüzyılın başına kadar devam eden, ancak etkileri ve söylemi günümüze dek uzanan Haçlı Seferleri''ni egemen tarih anlayışının yerine "öteki"nin gözünden anlatıyor Tarih en büyük anlatıdır

Beatrıce'den Sonra Birinci Yüzyıl

Dünya bir felakete doğru dolu dizgin koşuyor Kötüye kullanılan bilim insanlığın geleceğini tehdit ediyor Yeni doğan çocuklar büyük oranda erkek, çünkü "oğlan" olsun istiyordu herkes Buyrun, bilim dilekleri yerine getirdi sonunda
İşin sonu nereye varacak? Kadınlar yeryüzünde silinip gidecek mi? Bir grup aydının kurduğu "Bilgeler Şebekesi" insanları uyarmaya, zararın bir yerinden döndürmeye uğraşıyor ama boşuna Şimdiye dek Kuzeyliler tarafından "uzaktaki bir başka dünya" olarak değerlendirilen Güney ülkelerinde şiddet tırmanıyor, yavaş yavaş tüm dünyaya yayılıyor
Bunlara tanıklık eden, insanlığın düştüğü korkutucu durum karşısında el ele mücadele veren bir gazeteciyle bir böcekbilimci; onlardan doğacak bir kız çocuğu: Beatrice Bu Beatrice''in yüzyılı, gerileme ve bıkkınlık çağı


Ürünün Resimleri:








Piyasa Fiyatı - 09092012
haber ver

Alıntı Yaparak Cevapla