Yalnız Mesajı Göster

Ali İmran Suresi - Ali İmran Suresinin Meali - Ali İmran Suresi Anlamı

Eski 09-08-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ali İmran Suresi - Ali İmran Suresinin Meali - Ali İmran Suresi Anlamı



Ali Imran Suresi - Ali Imran Suresinin Meali - Ali Imran Suresi Anlamı
Ali Imran Suresi - Ali Imran Suresinin Meali - Ali Imran Suresi Anlamı

Ali İmran suresinin meali
Ali imran suresinin anlamı
Ali imran suresi

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

Elif, Lam, Mim
Allah O'ndan başka İlah yoktur Diridir, Kaimdir
O, sana Kitab’ı hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi O, Tevrat'ı ve İncil'i de indirmişti
Bundan (Kur’an’dan) önce (onlar) insanlar için bir hidayet idiler Doğruyu yanlıştan ayıran (Furkan)ı da indirdi Gerçek şu ki, Allah'ın ayetlerini inkar edenler için şiddetli bir azap vardır Allah güçlüdür, intikam alıcıdır
Şüphesiz, yerde ve gökte Allah'a hiçbir şey gizli kalmaz
Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O'dur O'ndan başka İlah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir
Sana Kitab’ı indiren O'dur Ondan, Kitab’ın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık, tümü Rabbimiz'in Katındandır" derler Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez
"Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve Katından bize bir rahmet bağışla Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen"
"Rabbimiz, kendisinde şüphe olmayan bir günde insanları gerçekten Sen toplayacaksın Doğrusu Allah, va'dinden cayıp-dönmez"
Şüphesiz inkar edenler, onların malları da, çocukları da kendilerine Allah'tan (gelecek azaba karşı) hiçbir şey kazandırmaz Ve onlar ateşin yakıtıdırlar
Tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi Ayetlerimizi yalanladılar, böylece Allah günahları nedeniyle onları yakalayıverdi Allah, (cezayla) sonuçlandırması pek şiddetli olandır
İnkar edenlere de ki: "Yakında yenilgiye uğratılacaksınız ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz" Ne kötü yataktır o
Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için andolsun bir ayet (ibret) vardır Bir topluluk, Allah yolunda çarpışıyordu, diğeri ise kafirdi ki göz görmesiyle karşılarındakini kendilerinin iki katı görüyorlardı İşte Allah, dilediğini yardımıyla destekler Şüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır
Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara 'süslü ve çekici' kılındı Bunlar, dünya hayatının metaıdır Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır
De ki: "Size bundan daha hayırlısını bildireyim mi? Korkup sakınanlar için Rablerinin Katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır Allah, kulları hakkıyla görendir"
Onlar: "Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenler;
Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve 'seher vakitlerinde' bağışlanma dileyenlerdir
Allah, gerçekten Kendisi'nden başka İlah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O'ndan başka İlah olmadığına adaletle şahitlik ettiler Aziz ve Hakim olan O'ndan başka İlah yoktur
Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam'dır Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir
Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a teslim ettim" Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir Allah, kulları hakkıyla görendir
Allah'ın ayetlerini inkar edenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele
Onlar, yaptıkları dünyada ve ahirette boşa gitmiş olanlardır Ve onların yardımcıları yoktur
Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah'ın kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor Onlar, işte böyle arka dönenlerdir
Bu, onların: "Ateş bize sayılı günler dışında kesinlikle dokunmayacak" demelerindendir Onların bu iftiraları, dinleri konusunda kendilerini yanılgıya düşürmüştür
Artık onları, kendisinde şüphe olmayan bir gün topladığımızda ve her bir nefse -haksızlığa uğratılmaksızın- kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?
De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin"
"Geceyi gündüze bağlayıp-katarsın, gündüzü de geceye bağlayıp-katarsın; diriyi ölüden çıkarırsın, ölüyü de diriden çıkarırsın Sen, dilediğine hesapsız rızık verirsin"
Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kafirleri veliler edinmesinler Kim böyle yaparsa, Allah'tan hiçbir şey (yardım) yoktur Ancak onlardan korunma gayesiyle sakınma(nız) başka Allah, sizi Kendisi'nden sakındırır Varış Allah'adır
De ki: "Sinelerinizde olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah bilir Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir Allah, herşeye güç yetirendir"
Her bir nefsin hayırdan yaptıklarını hazır bulduğu ve her ne kötülük işlediyse onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını istediği o günü (düşünün) Allah, sizi Kendisi'nden sakındırır Allah, kullarına karşı şefkatli olandır
De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın Allah bağışlayandır, esirgeyendir"
De ki: "Allah'a ve elçisine itaat edin" Eğer yüz çevirirlerse şüphesiz Allah, kafirleri sevmez
Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti;
Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir Allah işitendir, bilendir
Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti
Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- dedi ki: "Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum Erkek ise, kız gibi değildir Ona Meryem adını koydum Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım"
Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi
Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Rabbim, bana Katından tertemiz bir soy armağan et Doğrusu Sen, duaları işitensin" dedi
O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yı müjdeler O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir"
Dedi ki: "Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısırken nasıl bir oğlum olabilir?" "Böyledir" dedi, "Allah dilediğini yapar"
(Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver" dedi "Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et" dedi
Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti
"Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et"
Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahyediyoruz Onlardan hangisi Meryem'i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur'a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin
Hani melekler, dediler ki: "Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır"
"Beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır Ve O salihlerdendir"
"Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir?" dedi (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona "ol" der, o da hemen oluverir"
"Ona Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretecek"
İsrailoğulları’na elçi kılacak (O, İsrailoğulları’na şöyle diyecek:) "Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir Ve Allah'ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır"
"Benden önceki Tevrat'ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbinizden bir ayetle geldim Artık Allah'tan korkup bana itaat edin"
"Gerçekten Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir Öyleyse O'na ibadet edin Dosdoğru olan yol işte budur"
Nitekim İsa, onlarda inkarı sezince, dedi ki: "Allah için bana yardım edecekler kimdir?" Havariler: "Allah'ın yardımcıları biziz; biz Allah'a inandık, bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza şahid ol" dediler
"Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve elçiye uyduk Böylece bizi şahidlerle beraber yaz"
Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır
Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu senin hayatına Ben son vereceğim, seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim"
"İnkar edenleri ise, dünyada ve ahirette şiddetli bir azapla azaplandıracağım Onların hiç yardımcıları yoktur"
"İman edip salih amellerde bulunanların ecirleri eksiksiz ödenecektir Allah, zalim olanları sevmez"
Bunları Biz sana ayetlerden ve hikmetli zikirden (Kur'an'dan) okuyoruz
Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir Onu topraktan yarattı, sonra ona "ol" demesiyle o da hemen oluverdi
Gerçek, Rabbinden (gelen)dir Öyleyse kuşkuya kapılanlardan olma
Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle 'çekişip-tartışmalara girişirlerse' de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım"
Şüphesiz bu, gerçek bir olayın haberidir Allah'tan başka İlah yoktur Ve şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir
Eğer yüz çevirirlerse elbette Allah, fesat çıkaranları bilir
De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim" Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız"
"Ey Kitap Ehli, İbrahim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?"
İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz
İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi
Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir Allah, mü'minlerin velisidir
Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp-saptırırlar da şuuruna varmazlar
Ey Kitap Ehli, siz şahid olup dururken, ne diye Allah'ın ayetlerini inkar ediyorsunuz?
Ey Kitap Ehli, neden hakkı batıl ile örtüyor ve bildiğiniz halde hakkı gizliyorsunuz?
Kitap Ehlinden bir bölümü, dedi ki: "İman edenlere inene gündüzün başlangıcında inanın, bitiminde ise inkar edin Belki onlar da dönerler"
"Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp güvenmeyin" De ki: "Şüphesiz doğru yol Allah'ın dosdoğru yoludur Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin Katında onlar (Müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: "Şüphesiz 'lütuf ve ihsan (fazl)' Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir"
O, kime dilerse rahmetini tahsis eder, Allah büyük 'lütuf ve ihsan (fazl)' sahibidir
Kitap Ehlinden öylesi vardır ki, bir kantar emanet bıraksan onu sana geri verir; öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, sen, onun tepesine dikilip durmadıkça onu sana ödemez Bu onların "ümmiler (zayıf ve bilgisizler veya Ehl-i Kitap olmayanlar) konusunda üzerinizde bir yol (sorumluluk) yoktur" demiş olmalarındandır Oysa kendileri (gerçeği) bildikleri halde Allah'a karşı yalan söylemektedirler
Hayır; kim ahdine vefa eder ve sakınırsa şüphesiz Allah da sakınanları sever
Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere karşılık satanlar İşte onlar; onlar için ahirette hiçbir pay yoktur, kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz, onları gözetmez ve onları arındırmaz Ve onlar için acı bir azap vardır
Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye Oysa o kitaptan değildir "Bu Allah Katındandır" derler Oysa o, Allah Katından değildir Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler
Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: "Allah'ı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz kitaba göre Rabbaniler olunuz” (deme görevindedir)
O, melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi emretmez Siz, Müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecek?
Hani Allah peygamberlerden 'kesin bir söz (misak)' almıştı: "Andolsun size kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız" Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, Ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım" demişti
Artık kim bundan sonra yüz çevirirse, onlar fasık olanlardır
Peki onlar, Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülmektedirler
De ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik Onlardan hiçbiri arasında ayrılık gözetmeyiz Ve biz O'na teslim olmuşlarız"
Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez O, ahirette de kayba uğrayanlardandır
Kendilerine apaçık belgeler geldiği ve elçinin hak olduğuna şahid oldukları halde, imanlarından sonra küfre sapan bir kavmi Allah nasıl hidayete erdirir? Allah, zulmeden bir kavmi hidayete erdirmez
İşte bunların cezası, Allah'ın meleklerin ve bütün insanların lanetlerinin üzerine olmasıdır
İçinde temelli kalıcıdırlar Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler
Ancak bundan sonra tevbe edenler, 'salih olarak davrananlar' başka Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir
Doğrusu, imanlarından sonra inkar edenler, sonra inkarlarını arttıranlar; bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmez İşte bunlar, sapıkların ta kendileridir
Şüphesiz küfredip kafir olarak ölenler, bunların hiçbirisinden, yeryüzü dolusu altını olsa -bunu fidye olarak verse de- kesin olarak kabul edilmez Onlar için acı bir azap vardır ve onların yardımcıları yoktur
Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir
Tevrat indirilmeden evvel, İsrail'in kendine haram kıldıklarından başka, İsrailoğulları’na bütün yiyecekler helal idi De ki: "Şu halde eğer doğruysanız, Tevrat'ı getirin de onu okuyun"
Artık bundan sonra kim Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzerse, işte onlar, zalim olanlardır
De ki: "Allah doğru söyledi Öyleyse Allah'ı bir tanıyan (Hanif)ler olarak İbrahim'in dinine uyun O, müşriklerden değildi"
Gerçek şu ki, insanlar için ilk kurulan Ev, Bekke (Mekke) de, o, kutlu ve bütün insanlar (alemler) için hidayet olan (Ka'be)dir
Orada apaçık ayetler (ve) İbrahim'in makamı vardır Kim oraya girerse o güvenliktedir Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır Kim de inkar ederse, şüphesiz, Allah alemlere karşı muhtaç olmayandır
De ki: "Ey Kitap Ehli, Allah yaptıklarınıza şahid iken, ne diye Allah'ın ayetlerini inkar ediyorsunuz?"
De ki: "Ey Kitap Ehli, sizler şahidler olduğunuz halde, ne diye iman edenleri Allah yolundan -onda bir çarpıklık bulmaya yeltenerek- çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir"
Ey iman edenler, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba boyun eğecek olursanız, sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürürler
Allah'ın ayetleri size okunuyorken ve O'nun elçisi içinizdeyken nasıl oluyor da inkar ediyorsunuz? Kim Allah'a sımsıkı tutunursa, artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir
Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece korkup-sakının ve siz, ancak Müslüman olmaktan başka (bir din ve tutum üzerinde) ölmeyin

Alıntı Yaparak Cevapla