Yalnız Mesajı Göster

Kurandaki Sureler Ve Anlamları - Kuran-İ Kerimdeki Sureler Ve Anlamları

Eski 09-08-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kurandaki Sureler Ve Anlamları - Kuran-İ Kerimdeki Sureler Ve Anlamları



Kurandaki Sureler ve Anlamları - Kuran-ı Kerimdeki Sureler ve Anlamları
Kurandaki Sureler ve Anlamları - Kuran-ı Kerimdeki Sureler ve Anlamları

Kurandaki Sureler ve Anlamları
Kurandaki Sureler
Kuranı Kerimdeki Sureler ve Anlamları

1-el-FÂTİHA
Kurandaki Sureler ve Anlamları Müddesir sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 7 (yedi) âyettir Kur'an'ın ilk sûresi olduğu için açış yapan, açan manasına "Fâtiha" denilmiştir Diğer adları şunlardır: Ana kitap manasına "Ümmü'l-Kitâp" dinin asıllarını ihtiva eden manasına "el-Esâs", ana hatlarıyla İslâm'ı anlattığı için "el-Vâfiye" ve "el-Seb'u'l-Mesânî", birçok esrarı taşıdığı için "el-Kenz" Peygamberimiz "Fâtiha'yı okumayanın namazı olmaz" buyurmuştur Onun için, Fâtiha, namazların her rekâtında okunur Manası itibariyle Fâtiha, en büyük dua ve münâcâttır Kulluğun yalnız Allah'a yapılacağı, desteğin yalnızca Allah'tan geldiği, doğru yola varmanın da doğru yoldan sapmanın da Allah'ın iradesine dayandığı, çünkü hayrı da şerri de yaratanın Allah olduğu hususları bu sûrede ifadesini bulmuştur Kur'an, insanlığa doğru yolu göstermek için indirilmiştir Kur'an'ın ihtiva ettiği esaslar ana hatları ile Fâtiha'da vardır Zira Fâtiha'da, övgüye, ta'zime ve ibadete lâyık bir tek Allah'ın varlığı, O'nun hakimiyeti, O'ndan başka dayanılacak bir güç bulunmadığı anlatılır ve doğru yola gitme, iyi insan olma dileğinde bulunulur

2-el-BAKARA
Medine'de inmiştir 286 (ikiyüzseksenaltı) âyettir Kur'an'ın en uzun sûresidir Adını, 67-71 âyetlerde yahudilere kesmeleri emredilen sığırdan alır Yalnız 281 âyeti Veda Haccında Mekke'de inmiştir İnanca, ahlâka ve hayat niz----- dair hükümlerin önemli bir kısmı bu sûrede yer almıştır

3-ÂL-İ İMRÂN
Medine'de nâzil olmuştur 200 (İki yüz) âyettir 34-37 âyetlerde Hz Meryem'in babasının mensup olduğu İmrân ailesinden söz edildiği için sûre bu adı almıştır

4-en-NİSÂ
Hicretten sonra Medine'de nâzil olmuştur, 176 (yüzyetmişaltı) âyettir "Nisâ" kadınlar demektir Bu sûrede daha çok kadından, cemiyet içinde kadınların hukukî ve içtimaî yer ve değerlerinden bahsedildiği için adına "Nisâ" denmiştir

5-el-MÂİDE
Üçüncü âyetin dışında sûrenin bütünü Medine'de, hicrî altıncı yılda nâzil olmuştur 120 (yüzyirmi) âyettir Buhârî ve Müslim'de, Hz Ömer'den rivayet edildiğine göre "Bugün size dininizi ikmal ettim" ifadesinin yer aldığı âyet Mekke'de, vedâ haccında, cuma günü, Arafe akşamı nâzil olmuştur "Mâide" sofra demektir 112 ve 114 âyetlerde, Hz İsa zamanında, gökten indirilmesi istenen bir sofradan bahsedildiği için sûreye bu isim verilmiştir Bundan önceki sûrede dinî zümreler içinden münafıklar ağırlıkla söz konusu edilmişti Bu sûrede ise yine münafıklardan bahsedilmekle beraber ağırlık ehl-i kitapta ve özellikle hristiyanlardadır Bunun dışında sûrede hac farizası, abdest, gusül, teyemmüm ile ilgili bazı bilgiler, içki ve kumar yasağı, ahitlere ve söze bağlılık, içtimaî ve ahlâkî münasebetler, haram ve helâl yiyecekler gibi bilgi ve hükümlere temas edilmiºtir

6-el-EN'ÂM
En'âm sûresi, 165 (yüzaltmışbeş) âyettir 91, 92, 93 ve 151, 152, 153 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir Sûrenin bazı âyetlerinde Arapların, kurban edilen hayvanlarla ilgili birtakım gelenekleri kınandığı için sûreye En'âm sûresi denmiştir En'âm; koyun, keçi, deve, sığır ve manda cinslerini bir arada ifade eden bir kelimedir

7-el-A'RÂF
A'râf sûresi Mekke'de inmiş olup, 206 (ikiyüzaltı) âyettir 46 ve 48 âyetlerde A'râf'ta yani cennet ve cehennem ehli arasındaki yüksek bir yerde bulunan insanlardan söz edildiği için sûreye bu ad verilmiştir

8-el-ENFÂL
Enfâl sûresi, 75 (yetmişbeş) âyettir 30 ilâ 36 âyetler Mekke'de, diğerleri Medine'de inmiştir Enfâl, ziyade manasına gelen "nefl" kelimesinin çoğuludur İslâm dinini savunmak için yapılan savaşlarda elde edilen sevaba ek olarak alınan ganimet malına da "nefl" denilmiştir Sûrenin birinci âyetinde savaştan elde edilen ganimetlerin Allah ve Resûlüne ait olduğu ifade edildiği için sûreye bu ad verilmiştir

9-et-TEVBE
Tevbe sûresi, 129 (yüzyirmidokuz) âyettir 128 ve 129 âyetler Mekke'de, diğerleri Medine'de inmiştir 104 âyet tevbe ile ilgili olduğu için sûreye bu isim verilmiştir Sûrenin bundan başka birçok ismi olup en meşhuru Berâe'dir Bu sûrenin Enfâl sûresi'nin devamı veya başlı başına bir sûre olup olmadığı hakkında ihtilâf olduğu için başında Besmele yazılmamıştır Hicretin dokuzuncu yılında Hz Ebu Bekir, hac emîri olarak tayin edilmiş ve müslümanlar hacca gönderilmişti Bu sûre inince Resûlullah (s a) Allah'ın emirlerini hacdaki insanlara tebliğ etmesi için Hz Ali'yi görevlendirdi Hz Ali hac kafilesine ulaştığında Hz Ebu Bekir, "Amir olarak mı geldin, yoksa memur olarak mı?" diye sordu; Hz Ali, sadece sûreyi Mekke'de hacılara tebliğ ile me'mûr olduğunu bildirdi Hz Ali bayramın birinci günü Akabe Cemresi yanında ayağa kalkarak kendisinin Peygamber tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu bildirdi ve bir hutbe okudu, sonra da bu sûrenin başından 30 veya 40 âyet okuyarak dedi ki: "Dört şeyi tebliğe memurum: 1 Bu yıldan sonra Kâbe'ye hiçbir müşrik yaklaşmayacak, 2 Hiç kimse çıplak olarak Kâbe'yi ziyâret etmeyecek, 3 Müminden başkası cennete girmeyecek, 4 Müşrik kabileler tarafından bozulmamış antlaşmalar, antlaşma süresinin sonuna kadar yürürlükte kalacak"

10-YÛNUS
Yunus sûresi, 109 (yüzdokuz) âyet olup 40, 94, 95 ve 96 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir 98 âyette Hz Yunus'un kavminden bahsedildiği için sûreye bu ad verilmiştir Mekke halkı, kendi içlerinden bir adamın peygamber olabileceğine inanamıyorlar ve: "Allah, Ebû Tâlib'in yetimi Muhammed'den başka bir peygamber bulamadı mı?" diyorlardı Hiç olmazsa hatırı sayılır, zengin ve makam sahibi birisinin peygamber olmasını daha uygun görüyorlardı İşte bunun üzerine bu sûre inmiştir

11-HÛD
Hûd sûresi, 123 (yüzyirmiüç) âyet olup 12, 17 ve 114 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir 50 - 60 âyetlerde Arabistan halkına gönderilmiş peygamberlerden biri olan Hûd (a s)'ın hayatından bahsedildiği için sûreye bu isim verilmiştir Yunus sûresinden sonra inmiş olup onun devamı niteliğindedir İtikada ait esasları, Kur'an'ın mucize oluşunu, ahiretle ilgili meseleleri, sevap ve cezayı ve Hz Hûd'dan başka Nuh, Salih, İbrahim, Lût, Şuayb ve Musa (a s) gibi peygamberlerin kıssalarını ihtiva etmektedir

12-YÛSUF
Yusuf suresi, 111 (yüzonbir) âyet olup 1,2 ve 3 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir Sûrenin başından sonuna kadar Yusuf Peygamber'den bahsedildiği için bu adı almıştır

13-er-RA'D
Ra'd Sûresi, 43 (kırküç) âyet olup Mekke'de mi, Medine'de mi indiği hakkında ihtilaf vardır Sûrenin muhtevası göz önüne alınırsa Mekke'de indiğini söyleyenlerin görüşü biraz daha ağırlık kazanır Sûrenin onüçüncü âyetinde gök gürültüsü manasına gelen "er-Ra'd" kelimesi zikredildiği için sûreye bu ad verilmiştir

14-İBRÂHİM
İbrahim sûresi, 52 (elliiki) âyet olup 28 ve 29 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir 35-41 âyetler Hz İbrahim'in duasını ihtiva ettiği için sûreye bu ad verilmiştir

15-el-HİCR
Hicr sûresi, 99 (doksandokuz) âyet olup 87'si Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir Hicr, bir yer adıdır 80-84 âyetlerde Hicr'den bahsedildiği için sûreye bu ad verilmiştir

16-en-NAHL
Nahl sûresi 128 (yüzyirmisekiz) âyet olup, son üç âyeti Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir 68 âyette bal arısından söz edildiği için sûreye bu ad verilmiştir

17-el-İSRÂ
Mekke'de nâzil olmuştur Ancak 26, 32, 33 ve 57 âyetlerle 73 ilâ 80 âyetlerin Medine'de indiği rivayet edilmektedir 111 (yüzonbir) âyettir "İsrâ" kelimesi, geceleyin yürümek manasına gelir Hz Peygamber'in Mi'rac mucizesinin Mekke'den Kudüs'e kadar olan kısmı bu sûrede anlatıldığından, sûre "İsrâ" adını almıştır

18-el-KEHF
Kehf sûresi 110 (yüzon) âyettir Mekke'de nâzil olmuştur Ancak, 28 âyetin Medine'de nâzil olduğu rivayeti de vardır Sûre bu adı, içinde söz konusu edilen ve "mağara arkadaşları" demek olan "Ashâb-ı Kehf"den almıştır

19-MERYEM
Meryem sûresi, 98 (doksansekiz) âyet olup Mekke'de nâzil olmuştur Bazı tefsircilere göre 58 âyet, bazılarına göre de 71 âyet Medine'de nâzil olmuştur Bu sûre, diğer bahisler yanında, özellikle Hz Meryem'den ve onun Hz İsa'yı dünyaya getirmesinden bahsetmesi sebebiyle "Meryem sûresi" adını almıştır

20-TÂ-HÂ
135 (yüzotuzbeş) âyet olup Mekke'de nâzil olmuştur Sûre, ismini, başındaki Tâ-Hâ harflerinden almıştır Hz Ömer'in bu sûre vesilesiyle müslüman oluşu, İslâm tarihinin önemli bir hatıra sayfasıdır Olay, kısaca şöyledir: İslâm'ın yaman bir düşmanı olan Hattâb oğlu Ömer, Resûlullah'ı öldürme vazifesini üstlenmiş ve bu iş için yola çıkmıştı Ancak, yolda kız kardeşi Fatıma ile eniştesi Saîd'in müslüman olduğunu öğrenince, önce onların işini bitirmeye karar verdi Tâ-Hâ sûresini okumakta olan karı-koca, Ömer'in geldiğini görünce Kur'an sayfalarını sakladılarsa da, Ömer onları duymuştu Okuduklarını görmek istediğini söyledi İnkâr etmeleri üzerine Saîd'e saldırdı Kendisine mâni olmak isteyen Fatıma'yı tokatladı Yüzlerinden kanlar akan Fatıma, cesarete gelerek müslüman olduklarını açıkça söyledi Kardeşinin haline acıyan Ömer, bu sefer yumuşak bir sesle okuduklarını tekrar istedi Tâ-Hâ sûresinin yazılı bulunduğu sayfaları okuyunca, Kur'an'ın mucizeli tesirinden nasibini alarak Resûlullah'ın huzuruna gitti ve müslüman oldu

21-el-ENBİYÂ
Enbiyâ sûresi, 112 (yüzoniki) âyettir ve Mekke'de nâzil olmuştur Başka konular yanında bilhassa bazı peygamberler ve onların kavimleriyle olan münasebetlerinden bahsettiği için Enbiyâ (Peygamberler) sûresi adını almıştır

22-el-HACC
Sûre 78 (yetmişsekiz) âyettir Müfessirlerin çoğunluğuna göre 19 âyetten itibaren 6 âyet Medine'de, diğerleri Mekke'de nâzil olmuştur Bu sûrede, hac farizasının daha önce Hz İbrahim tarafından başlatıldığından ve Hz Muhammed (s a) tarafından da devam ettirildiğinden bahsedildiği için sûreye "Hac sûresi" denilmiştir

23-el-MÜ'MİNÛN
118 (yüzonsekiz) âyet olup Mekke'de nâzil olmuştur Özellikle ilk âyetlerinde kurtuluşa eren müminlerin ibadetlerinden, ahlâki yaşayışlarından ve nâil olacakları uhrevî nimetlerden bahsedildiği için sûre "el-Mü'minûn" adını almıştır Nitekim Abdullah b Abbas'tan rivayet edilen bir hadiste Hz Peygamber (s a), bu âyetlerin inzâlini müteakip, "Bana on âyet indi ki, durumu bunlara uyan cennete gidecektir" buyurdu ve bu sûrenin ilk on âyetini okudu

24-en-NÛR
64 (altmışdört) âyetten ibaret olan sûrenin tamamı Medine'de nâzil olmuştur "Nûr âyeti" diye bilinen 35 âyette Allah'ın, gökleri ve yeri aydınlatan nûrundan bahsedildiği için "Nûr sûresi" adını almıştır

25-el-FURKAN
Bu sûre Mekke'de nâzil olmuştur, sadece üç âyetinin (68, 69, 70) Medine'de nâzil olduğu hakkında bir rivayet vardır 77 (yetmişyedi) âyettir Sûre, adını ilk âyetinde geçen "el-furkan" kelimesinden alır "Furkan", hakkı bâtıldan ayırdeden demektir ve Kur'an-ı Kerim'in isimlerindendir

26-eş-ŞUARÂ
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 227 (ikiyüzyirmiyedi) âyettir 224, 225, 226, 227 âyetleri (dört âyet), Medine'de nâzil olmuştur "Şuarâ", şairler demektir; 224 âyetinde şairlerden sözedildiği için, sûre bu ismi almıştır Muhaliflerin Kur'an'a karşı ileri sürdükleri iddialarından biri de, onun bir şair tarafından meydana getirilmiş olduğu idi İşte Kur'an, Hz Peygamber'in irşadı ile daha önceki peygamberlerin irşadlarının özde birleştiğini ve Kur'an'ın bir şair eseri olmadığını isbat ederek, bu iddiayı çürütmekte ve reddetmektedir

27-en-NEML
Bu sûre, Mekke'de nâzil olmuştur 93 (doksanüç) âyettir "Neml" karınca demektir 18 âyetinde, Süleyman aleyhisselâmın ordusuna yol veren karıncalardan söz edildiği için sûre bu ismi almıştır

28-el-KASAS
Bu sûre Mekke'de nâzil olmuştur 85 âyetinin hicret esnasında Mekke ile Medine arasında, 52 ilâ 55 âyetlerinin ise Medine'de nâzil olduğu rivayet edilmiştir 88 (seksensekiz) âyettir "Kasas", olaylar, hikâyeler demektir İsmini 25 âyetinden almıştır Sûrenin başlıca konularını, Hz Musa'nın çocukluğundan itibaren hayatı, mücadeleleri; tevhid ehlinnin zaferi ve dünya servetine güvenilmemesi teºkil etmektedir

29-el-ANKEBÛT
Mekke'de nâzil olan bu sûre 69 (altmışdokuz) âyettir "Ankebût", örümcek demektir 41 âyetinde kâfirlerin işleri örümcek ağına benzetildiği için sûre bu ismi almıştır

30-er-RÛM
17 âyeti hariç, sûrenin tamamı Mekke'de nâzil olmuştur 60 (altmış) âyettir İranlılarla yapılan savaşta yenilmiş olan Rumların (Bizanslıların) tekrar galip gelecekleri anlatıldığından, sûreye bu isim verilmiştir

31-LOKMAN
Mekke'de nâzil olmuºtur 27, 28 ve 29 âyetlerinin Medine'de nâzil olduğu da rivayet edilmiştir 34 (otuzdört) âyettir Hz Lokman'ın kıssasını anlattığı için bu adı almıştır

32-es-SECDE
Adını 15 âyette geçen kelimeden alan bu sûre Mekke'de nâzil olmuştur 18, 19 ve 20 âyetlerinin Medine'de nâzil olduğu da rivayet edilmiºtir 30 (otuz) âyettir

33-el-AHZÂB
Medine'de nâzil olmuştur 73 (yetmişüç) âyettir "Ahzâb", "hizb"in çoğuludur Topluluk, gurup, bölük, parti gibi manalara gelir Her gün mutad olarak devam edilen dua demetine, Kur'an cüzünün dörtte birine de hizip denir Bu sûrede, müslümanlara karşı savaşmak üzere birleşen Arap kabilelerinden bahsedildiği için, bu isim verilmiştir (Rivayete göre, bir takım ileri gelen müşrikler "Uhud" savaşından sonra Medine'ye gelmişler, münafıkların lideri Abdullah b Übeyy'in evine misafir olmuşlardı Hz Peygamber bunlara, kendisiyle görüşmek üzere emân vermişti Bu görüşme esnasında Resûlullah'a: Sen bizim taptıklarımızı diline dolamaktan vazgeç, "onlar menfaat sağlayabilir, şefâat edebilir" de, biz de seni Rabbinle başbaşa bırakalım, dediler Orada bulunan müslümanların canları sıkıldı, onları öldürmek istediler Bunun üzerine, verilmiş olan emânın bozulması konusunda Allah'tan korkmalarını ve kâfirler ile münafıkların sözlerine boyun eğmemelerini, Resûlullah'ın şahsında müminlerden isteyen 1 âyet nâzil oldu

34-SEBE'
Mekke'de nâzil olmuştur 54 (ellidört) âyettir Yalnız 6 âyeti Medine'de inmiştir Sûre adını, Yemen'de bir bölge veya kabile ismi olan Sebe' kelimesinin geçtiği 15 âyetten alır

35-FÂTIR
Mekke'de nâzil olmuştur, 45 (kırkbeş) âyettir

36-YÂSÎN
Sûre, ismini iki harften ibaret olan ilk âyetten almıştır Mekke'de inmiştir 83 (seksenüç) âyettir Sûreye isim olarak verilen "yâsîn"in, genellikle "Ey insan!" manasına geldiği kabul edilir Bununla kasdedilen, Hz Peygamber'dir Yâsîn sûresi Kur'an'ın kalbi kabul edilmiş ve müslümanlar arasında ayrı bir önem kazanmıştır Fazileti hakkında hadisler vardır

37-es-SÂFFÂT
Adını, saf tutmuş meleklere işaret eden ilk âyetten alan ve kâinattaki güçlerden söz eden bu sûre, Mekke'de inmiştir 182 (yüzsekseniki) âyettir İlk üç âyette, saf tutmuş meleklere, bulutları sevk ve idare eden güce, zikri yapan dile yahut insana yemin edilerek Allah'ın bir olduğu gerçeği ortaya konmuştur

38-SÂD
Kamer sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 88 (seksensekiz) âyettir İsmini birinci âyette yer alan Sâd harfinden alır

39-ez-ZÜMER
Mekke'de nâzil olmuştur 75 (yetmişbeş) âyettir Yalnız 53 - 55 âyetler Medine'de inmiştir Adını, 71 ve 73 âyetlerde geçen mümin ve kâfirlerin oluşturduğu topluluklar anl----- gelen "zümer" kelimesinden almıştır

40-el-MÜ'MİN
Aynı zamanda Gâfir adını da taşıyan bu sûre, 85 (seksenbeş) âyettir 56 ve 57 âyetleri Medine'de inmiştir Adını, Firavun ailesinden inanan bir kişinin vasıflarının sayıldığı 28 - 45 âyetlerden alır

41-FUSSILET
Adını, 3 âyette geçen "fussılet" kelimesinden almıştır Secde, Hâ, Mîm ve Mesâbih adları ile de anılan bu sûre, Mekke'de inmiştir 54 (ellidört) âyettir

42-eş-ŞÛRÂ
Mekke'de nâzil olan bu sûre 53 (elliüç) âyettir Yalnız 23 - 26 âyetleri Medine'de inmiştir Adını 38 âyette geçen ve müslümanların, işlerini aralarında danışma ile yapmalarının gereğini bildiren Şurâ kelimesinden almıştır

43-ez-ZUHRUF
Zuhruf, altın ve mücevher anl----- gelir Sûrede bunlardan söz edildiği ve Allah'ın insana sahip olduğu altın ve mücevherle değil, inanç ve davranışlarına göre değer verdiği anlatıldığı için sûre bu adla anılmıştır Mekke'de inmiºtir ve 89 (seksendokuz) âyettir

44-ed-DUHÂN
Mekke'de inen bu sûre 59 (ellidokuz) âyettir Adını, onuncu âyette geçen ve duman manasına gelen "duhan" kelimesinden almıştır

45-el-CÂSİYE
Mekke'de inmiştir 37 (otuzyedi) âyettir Adını, 28 âyette geçen ve kıyamette diz üstü çökenleri anlatan "câsiye"den almıştır Bu sûreye şerîat ve dehr sûresi de denilmiºtir

46-el-AHKAF
Âd kavminin yaşadığı bölgede rüzgârlar, "ahkaf" denen kum tepeleri meydana getiriyordu İçinde bu kavmin yaşadığı bölge ve kum yığınlarından söz edildiğinden sûre Ahkaf adını almıştır; Mekke'de inmiştir; 35 (otuzbeş) âyettir

47-MUHAMMED
Adını Peygamberimizin isminden alan bu sûreye aynı zamanda Kıtâl sûresi de denmiştir Medine'de inmiştir, 38 (otuzsekiz) âyettir

48-el-FETİH
İçinde İslâm'ın elde edeceği fetih, başarı ve zaferden bahsedildiği için Fetih adını alan bu sûre, hicretin altıncı yılında Hudeybiye antlaşması dönüşünde Mekke ile Medine arasında inmiş ve Medine'de inen sûrelerden sayılmıştır; 29 (yirmidokuz) âyettir

49-el-HUCURÂT
Bu sûrede müminlere bazı görgü kuralları, Peygamber'e ve birbirlerine karşı nasıl davranacakları öğretilmektedir Medine'de inmiştir 18 (onsekiz) âyettir Adını, dördüncü âyetteki "odalar" anl----- gelen "hucurât" kelimesinden alır

50-KAF
Mekke'de inmiştir 45 (kırkbeş) âyettir "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır

51-ez-ZÂRİYÂT
Mekke'de inmiştir 60 (altmış) âyettir İlk âyette geçen ve "rüzgârlar" anl----- gelen "zâriyât" kelimesi, sûrenin adı olmuştur

52-et-TÛR
Mekke'de inmiştir 49 (kırkdokuz) âyettir Adını, birinci âyette geçen ve üzerinde Hz Musa'ya Tevrat'ın indiği, böylece onun ilâhi hitaba mazhar olduğu Tûr dağından almıştır

53-en-NECM
Mekke'de inmiştir 62 (altmışiki) âyettir Yalnız 32 âyeti Medine'de nâzil olmuştur

54-el-KAMER
Ayın yarılması mucizesi bu sûrede anlatılır Onun için bu adı almıştır Mekke'de inmiºtir, 55 (ellibeº) âyettir

55-er-RAHMÂN
Mekke'de inmiştir 78 (yetmişsekiz) âyettir İlk kelime olan "er-rahmân" sûreye ad olmuştur Bu sûrede Allah'ın nimetleri sayılır Bunlar sayılırken bütün şuurlu varlıklara hitaben "O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?" anl----- gelen ayet sık sık tekrar edilir

56-el-VÂKIA
Mekke'de inmiştir: 96 (doksanaltı) âyettir Adını ilk âyetinde geçen ve kıyamet olayını ifade eden "vâkıa" kelimesinden almıştır

57-el-HADÎD
Arapça'da demir anl----- gelen "hadid" kelimesiyle isimlenen ve demirin önemine işaret ettiği için bu adı alan sûre Medine'de inmiştir 29 (yirmidokuz) âyettir

58-el-MÜCÂDELE
Medine'de inmiştir; 22 (yirmiiki) âyettir Adını, ilk âyetinde geçen "tecâdilü" kelimesinden alır

59-el-HAªR
Medine'de inmiştir 2 - 7 âyetlerinde yahudi kabilelerinden Nadîroğullarının sürülmeleri hakkında bilgi verdiği için bu adı almıştır 24 (yirmidört) âyettir

60-el-MÜMTEHINE
Adını, 10 âyette geçen "imtehınû" kelimesinden alan bu sûde Medine'de inmiºtir; 13 âyettir

61-es-SAFF
Adını, müminlerin saf tutarak Allah yolunda savaştıklarını bildiren 4 âyetinden almıştır; Medine'de inmiştir; 14 (ondört) âyettir

62-el-CUM'A
Adını, 9 âyetinde geçen "cum'a" kelimesinden alır Medine'de inmiştir; 11 (onbir) âyettir

63-el-MÜNÂFİKÛN
Medine'de inmiştir; 11 (onbir) âyettir Münafıkların davranışlarından söz ettiği için bu adı almıştır

64-et-TEĞÂBÜN
Medine'de inmiştir; 18 (onsekiz) âyettir Adını, dokuzuncu âyette geçen ve aldanma, kâr-zarar manasına gelen "teğâbün" kelimesinden alır

65-et-TALÂK
"Talâk", boşama anl----- gelir Sûre boşama konusunu ihtiva ettiği için bu ismi almıştır; Medine'de inmiştir 12 (oniki) âyettir

66-et-TAHRÎM
Adını Hz Peygamber'in bazı yiyecekleri kendisine yasakladığını anlatan birinci âyetten alır Medine'de nâzil olmuştur, 12 (oniki) âyettir

67-el-MÜLK
Mekke'de nâzil olmuştur; 30 (otuz) âyettir Adını, birinci âyetinde geçen "el-mülk" kelimesinden almıştır Ayrıca Tebâreke, Münciye, Mücâdele, Mâni'a, Vâkiye adları ile de anılır Bu sûreyi her gece okuyanın, pek büyük sevaba nâil olacağına ve sûrenin faziletlerine dair hadisler vardır

68-el-KALEM
Mekke'de nâzil olmuştur, 52 (elliiki) âyettir "Nûn" sûresi diye de anılır Adını ilk âyetindeki "kalem" kelimesinden alır

69-el-HÂKKA
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 52 (elliiki) âyettir Adını, ilk âyetindeki "el-hâkka" kelimesinden almıştır "Hâkka"ya değişik manalar verilmiştir "Hak" kökünden geldiği için, hepsinde hak ve hakikat manası vardır Daha çok "kıyamet" manası verilmektedir

70-el-MEÂRİC
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 44 (kırkdört) âyettir Adını, üçüncü âyetindeki "el-meâric" kelimesinden almıştır Meâric, "ma'rec"in çoğulu olup "yükselme dereceleri" demektir

Alıntı Yaparak Cevapla