Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. Muhammed'in Mucizeleri
Peygamberimiz (sav)'in Ay'ı İkiye Yarması
Saat (kıyamet vakti) yakınlaştı ve Ay yarıldı
(Kamer Suresi, 1)
Peygamber Efendimiz (sav)'in mucizelerinden bir diğeri de Ay'ın yarılması olayıdır Allah, bu olağanüstü olayı Kuran'da bildirmiş, bu büyük mucizeyle ilgili pek çok hadis günümüze ulaşmıştır Kamer Suresi'nde şöyle bildirilir:
Saat (kıyamet vakti) yakınlaştı ve Ay yarıldı
Onlar bir ayet (mucize) görseler, sırt çevirirler ve: "(Bu,) Süregelen bir büyüdür" derler
Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır ' (Kamer Suresi, 1-3)
Ayet-i kerimede geçen "inşikak-ı kamer" terimi inşikak ve kamer kelimelerinden meydana gelen bir tamlamadır İnşikak'ın türediği Arapçadaki kök fiilinin kelime anlamı "yarmak, dişin eti; bitkinin, toprağı yarıp çıkması" gibi anlamlara gelmektedir İnşikak ise "yarılmak, parçalanmak, bölünmek" manalarına gelir Siret Ansiklopedisi'nde Ay'ın yarılması mucizesiyle ilgili bütün hadislerin toplamından çıkarılan bir özet şu şekilde aktarılmaktadır:
Medine'ye hicretin beş yıl öncesinde, Kameri ayın 14 gününde bir akşam vaktiydi Ve tam o zamanda yeni doğan ay birdenbire ikiye bölündü Bir parçası karşıdaki tepenin bir tarafına, ikinci parçası da öteki tarafına gitti Bu bir saniyelik bir hadiseydi Sonra ayın iki parçası birleşiverdi Hz Peygamber (sav) o sırada Mina'da bulunuyordu Hz Peygamber (sav) orada hazır bulunanlara hitap ederek, "bakın ve şahit olun!" dedi Kafirler, Hz Muhammed (sav)'in kendilerini büyülediğini öne sürdüler, bu sebepten gözlerinin iyi görmediğini söylediler Orada bulunan diğer kimseler, "Muhammed (sav) bizi büyüleyebilirdi, ama burada olmayanları değil Biraz bekleyin, bu tarafa gelmekte olanlara soralım Acaba onlar bu hadiseyi görmüşler midir?" Dışarıdan gelenler bu olaya şahit olduklarını kabul ettiler 30
Ay yarılması mucizesi başta Buhari ve Müslim olmak üzere Tirmizi, Ahmed b Hanbel, Ebu Davud et-Tayalisi, Hakim en-Nisaburi, Beyhaki, Ebu Nuaym el İsfehani ve Kadı Iyaz gibi büyük hadis alimlerinin eserlerinde yer alır 31 Bu hadislerden bazıları şu şekildedir:
  Abdullah ibn Mes'ud (ra) şöyle demiştir: Biz Mina'da Peygamber'in beraberinde iken Ay ikiye bölündü de, Peygamber (sav): "Şahit olunuz!" buyurdu Ve Ay'dan bir parça Hira Dağı tarafına gitti
Ebu'd-Duha Müslim ibn Subayh da Mesruk'tan; o da Abdullah ibn Mes'ud'dan: Ay Mekke'de ikiye bölündü, diye söylenmiştir  
  Abdullah ibn Abbas (ra)'dan: Rasulullah (sav) zamanında Ay ikiye ayrıldı, diye tahdisi etmiştir (anlatmıştır)
  İbrahim en-Nahai, Ebu Ma'mer'den tahdis etti ki, Abdullah ibn Mes'ud (ra): Ay ikiye yarıldı, demiştir 32
Buhari ve Müslim, İbn-i Mes'ud (ra)'dan şunu nakletmişlerdir:
"Resulullah (sav) zamanında Mekke'de Ay ikiye bölündü Ve Allah Resulü şöyle buyurdu: "Bakın ve görün!"33
Ay'ın yarılması olayının Mekke'de gerçekleştiği hadislerde bildirilmektedir Ayrıca bu mucizenin gerçekleşmesini Mekkelilerin Peygamberimiz (sav)'den bizzat istedikleri de hadislerde nakledilmektedir:
Buhari ve Müslim, Enes (ra)'dan şunu nakletmişlerdir: "Dedi ki: "Mekkeliler Allah Resulü'nden bir mucize göstermesini istediler Bunun üzerine Ay'ın iki kez ikiye bölündüğünü gösterdi "34
Rivayetlere göre, Kureyşli müşriklerin isteği üzerine Ay'ı ikiye bölen Hz Muhammed (sav)'e inkarcılar yine de iman etmemişlerdir Kamer Suresi'nin 2 ve 3 ayetlerinde bu gerçeğe dikkat çekilmektedir:
Onlar bir ayet (mucize) görseler, sırt çevirirler ve: "(Bu,) Süregelen bir büyüdür" derler
Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır ' (Kamer Suresi, 2-3)
De ki: "Allah'a ve elçisine itaat edin " Eğer yüz çevirirlerse şüphesiz Allah, kafirleri sevmez
(Al-i İmran Suresi, 32)
Ancak böyle büyük bir mucize karşısında söyleyecek birşey bulamayan müşrikler bu sefer de Peygamberimiz (sav)'in kendilerini büyülediği iftirasını atmışlardır Ay'ın ikiye yarıldığını kendi gözleriyle gördükten sonra artık Peygamberimiz (sav)'in hak peygamber olduğuna vicdanen kanaatleri gelmiş olması gerekirken nefislerinin kibiri, istek ve tutkuları yüzünden Allah'ın ayetlerini kabul etmemişlerdir Bu, hangi mucizeyi görürlerse görsünler iman etmeyen ve Kuran'da "  Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz" (Hicr Suresi, 15) ayetiyle bildirilen iman etmeyenlerin ortak özelliğidir
Bediüzzaman Said Nursi de Mektubat'ında Ay'ın yarılması mucizesinden bahsetmiştir Bu olayın pek çok sahabeden de ayrıntılı olarak nakledildiğini anlatan Üstad, olay karşısında müşriklerin ne kadar aciz duruma düştüklerini şu şekilde açıklamıştır:
Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam'ın mütevatir (güvenilir) ve kat'i bir mu'cize-i kübrası (en kesin ve büyük mucizesi), şakk-ı Kamer'dir (Ay'ın yarılmasıdır) Evet şu inşikak-ı Kamer (Ay'ın ikiye yarılması); çok tariklerle (yollarla) mütevatir bir surette, İbn-i Mes'ud, İbn-i Abbas, İbn-i Ömer, İmam-ı Ali, Enes, Huzeyfe gibi pek çok eazım-ı sahabeden (sahabelerin ileri gelenleri) müteaddid (tekrarlanan) tariklerle (yollarla) haber verilmekle beraber, nass-ı Kur'anla (Kuran'ın şüpheye yer bırakmayan hükmü) "Saat (kıyamet vakti) yakınlaştı ve Ay yarıldı " ayeti, o mu'cize-i kübrayı (büyük mucizeyi) aleme ilan etmiştir O zamanın inatçı Kureyş müşrikleri, şu ayetin verdiği habere karşı inkar ile mukabele etmemişler (karşılık vermemişler), belki yalnız "sihirdir" demişler Demek kafirlerce dahi Kamer'in inşikakı kat'idir (Ay'ın bölünmesi kesindir) 35
Bediüzzaman Peygamber Efendimiz (sav)'in mucizelerinin bir hikmetinin de Ebu Cehil gibi zalim biriyle Ebu Bekir gibi üstün ahlaklı bir insanın arasındaki farkı iyice ortaya çıkarmak olduğunu bildirmiştir Bediüzzaman Mektubat'ında bu konuda şunları söylemektedir:
Mu'cize, dava-yı nübüvvetin (peygamberlik davası) isbatı için, münkirleri (inkar edenleri) ikna etmek içindir, icbar etmek (mecbur etme) için değildir Öyle ise dava-yı nübüvveti (Peygamberlik vakasını) işitenler için, ikna edecek bir derecede mu'cize göstermek lazımdır Sair (diğer) taraflara göstermek veyahut icbar (zorlama) derecesinde bir bedahetle (açıklık) izhar etmek (meydana çıkarma), Hakim-i Zülcelal'in hikmetine münafi (zıt) olduğu gibi, sırr-ı teklife (dünyaya gelip vazife sahibi olmanın sırrı) dahi muhaliftir Çünki "Akla kapı açmak, ihtiyarı elinden almamak" sırr-ı teklif (teklif sırrı) iktiza ediyor (gerektiriyor) Eğer Fatır-ı Hakim (Benzeri bulunmayan şeyi yaratan, Hüküm sahibi), inşikak-ı Kamer'i (Ay'ın ikiye yarılmasını), feylesofların(filozofların) hevesatına (heveslerine) göre bütün aleme göstermek için bir-iki saat öyle bıraksa idi ve beşerin umum tarihlerine geçse idi, o vakit sair hadisat-ı semaviye (gökyüzünde meydana gelen olaylar) gibi ya dava-yı nübüvvete delil olmazdı ve risalet-i Ahmediyeye (A S M ) hususiyeti kalmazdı veyahut bedahet (açıklık) derecesinde öyle bir mu'cize olacaktı ki, aklı icbar (mecbur) edecek, aklın ihtiyarını elinden alacak, ister istemez nübüvveti tasdik edecek Ebucehil gibi kömür ruhlu, Ebubekir-i Sıddık gibi elmas ruhlu adamlar bir seviyede kalıp, sırr-ı teklif zayi' (teklif sırrı kaybolacaktı) olacaktı  36
Kainattaki diğer tüm varlıklar ve cisimler gibi Rabbimiz'in kudretinde olan Ay, Allah dilediği takdirde dilediği şekilde görülebilir Birşeyin gerçekleşmesi için Kuran'da bildirildiği gibi, Allah'ın "Ol" demesi yeterlidir Ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir (Yasin Suresi, 82)
Tüm bu bilgiler bir kez daha göstermektedir ki, Allah kutlu elçisi Hz Muhammed (sav)'i bütün insanlar üzerinde seçkin kılmış, kendisine son hak kitap olan Kuran-ı Kerim'i vahyetmiş, ona insanların kalplerini yumuşatacak ve imanlarına vesile olacak mucizelerle lütufta bulunmuştur Kimi insanlar ahiret hayatlarını kurtaracak şekilde imana kavuşmuş, kimileriyse inkarda direnerek sonsuz hayatlarında kayba uğrayanlardan olmuşlardır Allah, Peygamber Efendimiz (sav)'i dediklerinden dolayı her zaman haklı çıkarmıştır
|