09-08-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
&Quot;Yorgun Yüreğim&Quot;
Eylül gökyüzünü eflatuna boyuyor
"Yorgun Yüreğim"
Güneş top top olmuş bulutların arasından sızıyor
Tekrar çocuk olunsa, kollar birleştirilip başın altında, yatılsa yere ve bakılsa göğe, kim bilir ne filmler oynamakta
Göğe bakan yok artık diye yapraklar da yorgun adam akıllı
Sararıp solmakta
Toprağa kavuşacağı ana hazırlanmakta Giderayak bir şölen dallarda
Yağmur yağar, toprak içini soğutmayana kokar
Akşamüstleri kana batar
Kan temelli serin
Güz güzeldir Hüzündür
Lakin, güzelliği kendine Mevsim olmaz metropolde
Güz sebep değil darlığa, darlık sebep değilse
Sonuç: Yaz biter, insan aniden yorulur
Yoran nedir bilinse de, söylenecek söz bulunmaz
Söylenecek sözü dile dolamaya gerek bile duyulmaz
İyi ya, susmalı artık Hem, susmak da iyi bir eylemdir
Şimdi çember daralmakta, gölgeler ha bire uzamakta
Nihayet hava kararmakta
Sadece uykusuzuna ay ışığı sızanlar mütebessim
Sokaklar tekin değil, dünya hiç değil Her yerde toplu mezarlar ve cellatlar var
İki damardan akıyor hayat
Ya kırılgan, ya saldırgan
Eşik eğik Tutamacı yok Düşünce düştün Düşünden düştün
Artık her şey yarım
Çıkış yok, sığınak yok
Arafta kaldın Sarkıtacak ipin yok
“Ah kalbin moğolları! size verecek ne kaldı
Bir kitap olup yandı da o
Külünden zehir kaldı
Bir hayal olup uçtu da
Gökte melekler bağırdı
'eve dön, eve dön!' (*)
Kayıpsın Boşluktasın, acemisin
Olan bu Sende olan ama senden olmayan
Tanımlanmayan Tamamlanmayan Ölesiye yoran
Kendinden kaçtıkça sığınacak başka yer bulamayanlar şimdi nereye gitsin
Kendine kaçtıkça, içine sığamayan
Kendini bulamayan
Adını bile unutan
Yüklerini –ki gereksizdir, taşınmamalı atılmalıdır- eski bir bavul gibi, bir yerlerde öylesine unutamayan
Ve artık takatini yitiren
Eli eyleyene, dili söyleyene yetmeyince kalp sıkışır kafesine
Kuşatılır Kalp yağmadan yorulur
Islahı inkar, çırpıntısı çıngar
Ama umut, ille de var:
“Deki bulunur elbet
İyi bir hal üzre kaybolan kişi ” (*)
|
|
|