Yalnız Mesajı Göster

Hz Muhammed'in Geniş Hayatı - Peygamber Efendimizin Geniş Hayatı

Eski 09-08-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz Muhammed'in Geniş Hayatı - Peygamber Efendimizin Geniş Hayatı



4- RASÛLULLAH (SAS)'İN HZ ÜMMÜ SELEME İLE EVLENMESİ

Asıl adı Hind olan Ümmü Seleme, Ebû Ümeyye el-Mahzûmî'nin kızıdır İlk kocası Ebû Seleme Abdullah b Abdülesed, Abdülmüttalib'in kızı Berre'nin oğlu olup, Rasûlullah (sas)'in halazâdesi idi Kocası ile birlikte Habeşistan'a hicret etmiş, ilk çocuğu Seleme orada doğmuştu

Ümmü Seleme'nin ilk eşi Ebû Seleme, Uhud Savaşı'nda aldığı yara sebebiyle vefât etti Rasûlullah (sas) Ebû Seleme'yi çok severdi Vefâtından sonra dört çocuğu ile kimsesiz ve himâyesiz kalan eşi Ümmü Seleme'yi nikâhlayarak himâyesi altına aldı Ümmü Seleme, fazilet ve olgunluk yönünden Hz Aişe'den sonra Ezvâc-ı tâhirâtın en üstünüydü Ezvâc-ı tâhirât içinde en son vefât eden, Ümmü Seleme olmuştur Hicretin 59'uncu yılı 84 yaşında vefat etmiş, Baki kabristanına defnedilmiştir

5-İÇKİ VE KUMARIN HARAM KILINMASI

Mekke devrinde içki ve kumar yasaklanmış değildi Müslümanlardan da içki içen ve kumar oynayanlar vardı Rasûlullah (sas) bunlara ses çıkarmıyordu İçki ve kumarın yasaklanması birden bire değil, tedricen olmuştur

İçki ile ilgili Kur'ân-ı Kerîm'de 4 âyet vardır Mekke'de inen ilk âyetde:

"Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvelerinden içki yapar, güzel bir rızık edinirsiniz", (en-Nahl Sûresi, 67) buyrulmuş, içki yasaklanmamıştır Medine devrinde Hz Ömer ve Muâz gibi bazı sahâbe:

-Ey Allah'ın Rasûlü, içki hakkında bize yol göster, çünkü şarab aklı gideriyor, diye Rasûlullah (sas)'e baş vurdular: Hicretin 4'üncü yılı Şevvâl ayında:

"Sana içki ve kumarı soruyorlar De ki: Bunlar da hem büyük günah, hem de insanlara bazı yararlar var, fakat günahları menfaatlerinden daha büyük" (el-Bakara Sûresi, 219) anlamındaki âyet indi İçkiyi ilk yasaklayan âyet bu oldu Fakat bu âyetle içki kesinlikle yasaklanmadığından, "günahı var" diye bırakanlar olduğu gibi, "faydası da var" diye eskisi gibi içenler de vardı

Abdurrahman b Avf'ın verdiği bir ziyâfette dâvetliler içki de içmişlerdi Akşam namazında cemâte imâm olan zât "el-Kâfirûn Sûresi"ni sarhoşluk sebebiyle yanlış okudu Âyetlerin anlamları değişti Bunun üzerine:

"Ey inananlar, ne söylediğinizi bilecek duruma gelmedikçe, sarhoş iken namaza yaklaşmayın," (en-Nisâ Sûresi, 43) anlamındaki âyet indi

Bir müddet sonra Ensardan Mâlik oğlu Itbâ'nın ziyâfetinde dâvetliler sarhoş oldular Sa'd b Ebî Vakkas bir şiir okuyarak kendi soyunu övdü, ensârı ise yerdi Ensârdan bir zât da, sofrada yedikleri devenin çene kemiğini Sa'd'a vurup başını yardı Sa'd, Hz Peygamber (sas)'e şikâyette bulundu O zaman:

"Ey İnananlar, içki, kumar, tapınılmak için dikilmiş taşlar (putlar), fal okları, ancak şeytanın işinden birer pisliktir Bunlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz" (el-Mâide Sûresi, 90) anlamında inen âyetle içki ve kumar kesinlikle yasaklandı Rasûlullah (sas) bu yasağı hemen ilân ettirdi Bütün Müslümanlar içkiyi bıraktılar Evlerinde, dükkânlarında bulunan bütün içkileri sokaklara döktüler

Rasûlullah (sas) Efendimiz içkiyle ilgili olarak:

"Sarhoş edici bütün içkiler haramdır" (Müslim,3/ 1575-1576; et-Tâc, 3/141)

"Çoğu sarhoşluk veren içkinin azı da haramdır" buyurmuştur (İbn Mâce, es-Sünen, 2/l124 Hadis No: 3392;et-Tâc 3/142)

"İçki, bütün kötülüklerin anasıdır" (Keşfü'l Hafâ, l/382 (Hadis No: 1225, Beyrut 1351) buyurmuştur

(191) İbnü'l-Esîr, 2/148-149

(192) İbn Hişâm, 3/66-67; İbnü'l-Esîr, 2/150; Zâdü'l-Meâd, 2/232

(193) İbn Hişâm, 3/67

(194) Zâdü'l-Meâd, 2/231; İbnü'l-Esîr, age, 2/150

(195) Bkz elBuhârî, 4/26 ve 5/29; Tecrid Tercemesi, 8/457 (Hadis No: 1269); İbnü'l-Esîr, age, 2/152

(196) Riyâzü's-Salihin Tercemesi, 1/128, (Hadis No: 91); İbnü'l-Esîr, 2/152

(197) Bkz Âl-i İmrân Sûresi, 152

(198) el-Buhârî, 4/26-27 ve 5/29-30; Tecrid Tercemesi, 8/457-460 (Hadis No: 1269)

(199) İbnü'l-Esîr, age, 2/154

(200) el-Buhârî, 5/36,37; Tecrid Tercemesi, 10/216-221 (Hadis No: 1585); İbn Hişâm, 3/75

(201) Müslim, 3/1415, (Hadis No: 1789)

(202) İbnü'l-Esîr, age, 2/155; İbn Hişâm, 3/77

(203) "Muhammed ancak bir peygamberdir O'ndan önce de bir çok peygamberler gelip geçti Şâyet o ölseydi veya öldürülseydi, siz topuklarınız üzerinde gerisin geriye mi dönecektiniz?" (Âl-i İmran Sûresi, 144)

(204) el-Buhârî, 5/35; Müslim, 3/ 1416 (Hadis No: 1790); İbn Hişâm, 3/84; İbnü'l-Esîr, age, 2/154; Zâdü'l-Meâd, 2/234

(205) İbnü'l-Esîr, 2/157; İbn Hîşâm, 3/88; Zâdü'l-Meâd, 2/235

(206) Kureyşli kadınlar savaş alanının tenhalığından yararlanarak, Bedir'de öldürülen yakınlarının öçlerini almak için şehitlerin kulak ve burunlarını kesmişler, karınlarını yararak ciğerlerini çıkarmışlardı

(207) Bkz el-Buhârî, 4/26 ve 5/30; Tecrid Tercemesi, 8/457 (Hadis No: 1269) Zâdü'l-Meâd, 2/236-238

(208) İbnü'l-Esîr, age, 2/162; Zâdü'l-Meâd, 2/246

(209) el-Buhârî, 2/94; Tecrid Tercemesi, 4/655 (Hadis No: 661)

(210/1) İbnü'l-Esîr, age, 2/164

(210/2) İbn Sa'd, Tabakat, 8/82-83; İbn Hacer, el-İsâbe, 8/51, Kahire, 1972; İbn Abdi'l-Berr el-İstîab, 4/1811, Kahire, 1960

(211) el-Buhârî, 6/130; Tecrid Tercemesi, 10/166 (Hadis No: 1571) ve 11/338- 339 (1803 No lu hadisin izâhı); Riyâzü's-sâlihin, 2/98 (Hadis No: 689)

(212) İbnü'l-Esîr, age, 2/166

(213) Bkz-el-Buhârî, 5/40; İbnü'l-Esîr, age, 2/167

(214) Bkz el-Buhârî, 5/41

(215) İbn'ül-Esîr, age, 2/168; Tafsilât için bkz Riyâzü's-Salih'in, 3/97-101, (Hadis No: 1538)

(216) el-Buhârî, 3/204 ve 5/41-42; Tecrid Tercemesi, 8/305, (Hadis No : 1183)

(217) İbnü'l-Esîr, age, 2/173

(218) Bkz el-Haşr Sûresi, 11

(219) Bkz el-Haşr Sûresi, 2

(220) Bkz el-Haşr Sûresi, 5; el-Buhârî, 5/ 23; Tecrid Tercemesi, 10/175 (Hadis No: 1576)

(221) İbnü'l-Esîr, age, 2/174; Târih-i Din-i İslâm, 3/215

V-HİCRETİN BEŞİNCİ YILI

1- BENÎ MUSTALIK GAZÂSI (MÜREYSİ' SAVAŞI)

(2 Şabân 5 H/17 Aralık 626 M)

Mustalikoğulları Huzâa kabilesindendir Necid bölgesinde, Medine'ye 9 günlük bir yerde yerleşmişlerdi Müslümanlarla iyi geçiniyorlardı Fakat, Kureyşlilerin teşvikiyle kabîle reisi Ebû Dırâr oğlu Hâris çevrede yaşayan bedevi kabîlelerle birleşerek Medine'ye baskın için hazırlığa başladı Rasûlullah (sas) durumu öğrenince, Medine'de Zeyd b Hârise'yi kaymakam bıraktı 30'u atlı, 1000 kişilik bir kuvvetle Benî Mustalık üzerine yürüdü (2 Şabân 5 H/17 Aralık 626 M)

Bedevîler, Müslümanların üzerlerine geldiğini duyunca, korkup dağıldılar Hâris'in etrafında sâdece kendi kabilesi kaldı

Benî Mustalık Müreysi' suyu yanında toplanmış henüz hazırlıklarını tamamlayamamıştı Müslüman olmaları teklif edildi, kabûl etmediler Fakat Müslümanların düzenli hücûmlarına karşı duramayıp bir saat içinde dağıldılar

Savaş sonunda, Müslümanlardan bir kişi şehid oldu, müşrikler ise 10 ölü verdiler Ayrıca, Müslümanlar ganimet olarak 700 esir, 5000 koyun, 2000 deve ele geçirdiler

2- RASÛLULLAH (SAS)'IN CÜVEYRİYE İLE EVLENMESİ

Esirler arasında, kabile reisi Hâris'in kızı Cüveyriye de vardı Kocası Safvan oğlu Müsâfî savaşta ölmüş, kendisi de esir düşmüştü Ganimetlerin taksiminde, Sâbit b Kays'ın payına ayrılmıştı Babası Hâris, Peygamber (sas)'e başvurarak kızının şerefinin korunmasını istedi

Hz Peygamber (sas), Cüveyriye'nin bedelini Sâbit b Kays'a ödeyerek onu serbest bıraktı Cüveyriye kabîlesine dönmedi, kendi isteği ile Rasûlullah (sas)'la evlendi Bunun üzerine ashâb:

-"Rasûlullah (sas)'in eşinin yakınları esir tutulmaz" diyerek ellerindeki bütün esirleri serbest bıraktılar Bu sebeple HzÂişe:

-Kavmi için, Cüveyriye kadar hayırlı başka bir kadın bilmiyorum, demiştir(222/1)

Görüldüğü üzere Peygamber (sas) Efendimizin Cüveyriye ile evlenmesinin amacı siyâsî idi Bu evlilik sebebiyle,bütün esirler fidye ödemeden serbest bırakıldılar Mustalıkdğulları daha sonra toptan Müslüman oldu

3- TEYEMMÜMÜN MEŞRÛ KILINMASI

Rasûlullah (sas) her sefere çıkışında, aralarında kur'a çekerek hanımlarından birini yanında götürürdü Benî Mustalık Gazâsında, Hz Âişe'yi götürmüştü Dönüşte, bir gece konak yerinden hareket edileceği sıra Hz Âişe'nin gerdanlığının kaybolduğu anlaşıldı Rasûlullah (sas), aranmasını emretti, bu yüzden hareket gecikti Derken sabah namazı vakti oldu Oysa abdest için yanlarında yeterli su yoktu Zamanında hareket edilebilseydi, su başına yetişilecekti Namaz vakti çıkacak, diye herkes telâş içindeydi Hz Ebû Bekir, bu hâle sebep olan kızı Âişe'yi azarlamış hatta hırpalamıştı İşte Müslümanlar böyle bir sıkıntı içindeyken, su bulunmadığında temiz toprakla teyemmüm yapılacağını bildiren âyet indi(222/2) Müslümanlar son derece sevindiler, hemen teyemmüm yaparak namazlarını kıldılar

Hareket edileceği sırada, gerdanlık bulundu HzÂişe'nin çökmüş olan devesinin altında kalmıştı(223)

4- İFK (İFTİRA) OLAYI (224)

Mureysi' Savaşı dönüşünde, bir konaklama sırasında Hz Âişe kazâ-i hâcet için mahfesinden* çıkarak, konaklama yerinden uzaklaşmıştı Bu sırada Yemen boncuğundan yapılmış gerdanlığı düşmüş, onu ararken gecikmişti Dönüşünde, kafileyi yerinde bulamadı O'nu mahfesinde sandıkları için, beklemeyip hareket etmişlerdi

Hz Aişe, -mahfede olmadığım anlaşılınca,- beni ararlar, diye olduğu yerde beklerken, arkadan askerin bıraktığı şeyleri toplamakla görevlendirilen Safvân b Muattal geldi Hz Âişe'yi görünce, devesini çöktürdü; HzÂişe bindi Safvân deveyi önünden çekerek ilerledi Öğle sıcağında başka bir konak yerinde kafileye yetiştiler

Münâfıklar bu olayı fırsat bildiler Hz Âişe tamâmen örtülü olduğu ve Safvân ile aralarında konuşma bile geçmediği halde, Hz Âişe'nin iffetine iftirâ etmekten çekinmediler Rasûlullah (sas) son derece üzüldü Hz Âişe kederinden hastalandı Sonunda masûm olduğu âyetle bildirildi(225) İftirâcılara da "hadd-i kazf"(iffetli kimselere iftira cezâsı) uygulandı Her birine 80'er deynek vuruldu(226)

5- HENDEK SAVAŞI (Şevval 5 H/ Şubat 627 M)

Mü'minler, müttefik düşman birliklerini

gördüklerinde, "İşte Allah ve Rasûlünün

bize vâdettiği şey budur Allah ve Peygamber doğru söylemiştir" dediler Bu, onların imân ve teslimiyetlerini artırmaktan başka bir şey yapmadı"

(el-Ahzâb Sûresi, 22)

Bir taraftan karşı tarafa geçmeyi engelleyen derin ve uzun çukara"hendek" denir Medine'yi savunmak üzere, çevresine hendek kazıldığı için bu savaşa, "Hendek Gazvesi" denildiği gibi, bir çok müşrik ve Yahûdî kabîlesi, Müslümanlara karşı birleştiği için" Ahzâb Harbi" de denilmiştir

"Ahzâb", "hızb" kelimesinin çoğuludur Hizb, aynı düşünce, inanç ve kanaatı paylaşan insan topluluğu demektir

a) Yahûdîlerin Müşriklerle İşbirliği

Medine'den sürülen Benî Nadîr Yahûdîlerinin reisleri, Hayber'e sağınmışları Müslümanlardan öc almak istiyorlardı Başta Ahtaboğlu Huyey olmak üzere, 20 kadar Yahûdî lideri 70 kişilik bir hey'et ile Mekke'ye gittiler

-Müslümanlar gün geçtikçe kuvvetleniyor Onlara kırşı birlikte hareket etmeliyiz Biz savaş için hazırız Medine'deki Benî Kurayzalı kardeşlerimiz de savaşta Müslümanları arkadan vuracak diye müşriklere işbirliği teklif ettiler Kendileri "ehl-i kitab" ve tek tanrı inancında oldukları halde, putperest müşriklere hoş görünmek için:

-"Sizin tuttuğunuz yol, (sizin dininiz) Müslümanlarınkinden daha doğru"(227) dediler Daha sonra Mekke dışındaki Gatafan, Esed, Kinâne, Süleym, Fezâre, Mürre, Eşca ve Eslem gibi bedevi Arap kabileleriyle görüştüler Hayber'in bir yıllık hurma mahsûlünü vermeği va'd ederek, onların da savaşa katılmalarını sağladılar

Mekke'liler 300'ü atlı, 1500'ü develi 4000 kişilik bir kuvvet hazırladılar Mekke dışındaki bedevî kabîlelerin katılmasıyla ordunun sayısı 10 bine ulaştı Şimdiye kadar böyle bir kuvvet toplanmamıştı Medine'yi basıp Müslümanlığı yok edeceklerdi Ordunun başkomutanı Ebû Süfyân idi

b) Medine Çevresine Hendek Kazılması

Rasûlullah (sas) Mekke'deki hazırlıkları, Kureyş ordusu henüz hareket etmeden haber aldı Ashâbını toplayarak, bu korkunç saldırıya nasıl karşı koyacaklarını istişâre etti Müzâkere sırasında, aslen İranlı olan Selmân (Selmân-ı Fârisî):

-Yâ Rasûlallah, İran'da düşman saldırısından korunmak için, şehrin etrâfına, hendek kazarlar Biz de öyle yapalım, dedi

Esâsen Medine'nin üç tarafı, evlerin yüksek dış duvarları, yalçın kayalıklar ve sık hurmalıklarla çevrilmişti Düşman saldırısına karşı, sadece kuzey yönü açıktı Bu tarafa da, düşmanın geçemeyeceği derinlikte bir hendek kazılırsa, savunma kolaylaşırdı

Arablarca bilinmeyen bu savunma şekli uygun görüldü Saldırıya elverişli olan kuzey tarafda hendek kazılacak yer işâretlendi

Rasûlullah (sas), ashâbını 10'ar kişilik gruplara ayırdı Her grubun kazacağı kısmı belirledi Mevsim kış, hava soğuktu Esen rüzgâr, hendekte çalışanların ellerini ayaklarını âdeta donduruyordu Medine'de kıtlık vardı Müslümanlar üç gün bir şey yemeden aç çalıştılar* Rasûlullah (sas) bile açlıktan karnı üzerine taş bağlamıştı(228) Ashâbla birlikte Hz Peygamber (sas) bizzât toprak kazıyor, açlığa, soğuğa, yorgunluğa karşı gayretlerini artırıcı sözler söylüyordu Bir ara, sert bir kaya çıkmış, kimse parçalayamamıştı Rasûlullah (sas) hendeğe indi, ilk vuruşta, kayanın üçte biri koptu Hz Rasûlullah (sas):

-Allâhü Ekber, bana Şam'ın anahtarları verildi Şu anda Şam'ın kırmızı köşklerini görmekteyim, dedi İkinci vuruşta kayanın yarısı daha koptu Rasûlullah (sas):

-Allâhü Ekber, bana Fars ülkesinin anahtarları verildi Şu anda, Kisrânın beyaz köşklerini görmekteyim, buyurdu Üçüncü darbede kaya, tamâmen parçalandı Rasûl-i Ekrem (sas):

-Allâhü Ekber, bana Yemenin anahtarları verildi Şimdi ben San'a'a'nın kapılarını görüyorum, buyurarak bütün bu ülkelerin pek yakında Müslümanların olacağını müjdeledi(229) Münâfıklar, Rasûlullah (sas)'in bu müjdelerini, hayal sayıyorlardı

"Münafıklar ve kablerinde hastalık olanlar: Allah ve Rasûlü bize sâdece kuru vaadlerde bulundular, diyorlardı" (Ahzâb Sûresi, 12)

Açlığa, soğuğa ve her türlü sıkıntıya rağmen, yaklaşık 5,5 km, uzunlukta bir atın karşıya sıçrayamayacağı genişlik ve derinlikte kazılan hendek, düşman gelmeden önce, iki hafta içinde tamamlandı

c) Müşriklerin Medine'yi Kuşatması

Müşrikler, Medine önünde, şimdiye kadar benzerini görmedikleri derin bir hendekle karşılaşınca, şaşırdılar Bir hamlede Medine'yi alt üst edip, Müslümanları yok edeceklerini hayâl etmişlerdi Bunun kolay olmayacağını gördüler Hendek boyunca, aşağı-yukarı ilerlediler, geçecek bir yer bulamadılar Sonunda, Kureyşliler hendeğin batı kısmına, Bedevî kabîleler de doğu kısmına karargâh kurdular Böylece Medine'yi kuşattılar (Şevvâl 5 H/Şubat 627M)

d) Sıkıntılı Günler

10 bin kişlik müşrik ordusu karşısında, Müslümanların sayısı 3 bin kadardıYalnızca 36 atları vardı Önlerinde hendek, arkalarında ise Sel‘ Dağı bulunuyordu Ancak Benî Kurayza anlaşmayı bozar da müşriklerle işbirliği yaparsa, Müslümanlar çok tehlikeli bir duruma düşeceklerdi Bu takdirde, Müslümanlar Hendek önünde düşmanla uğraşırken, Yahûdîlerin Medine'yi basıp, kadınları ve çocukları kılıçtan geçirmeleri mümkündü

Karşılıklı ok ve taşların atılmasıyla başlayan kuşatma, aralıksız 27 gün sürdü Müslümanlar açlık ve sefâlet içinde, zor ve sıkıntılı günler geçirdiler Savaşın en tehlikeli bir ânında, Benî Nadir Reisi Ahtab oğlu Huyey'in teşvikiyle Benî Kurayza Yahûdîleri de anlaşmayı bozup, müşriklerle işbirliğine başladılar Rasûlullah (sas)'in nasihat için kendilerine gönderdiği Evs kabilesi Reisi Sa'd b Muâz'ı dinlemediler Düşmanlıklarını açıkça bildirdiler

Müslümanlar, hendek önünde 10 bin kişilik müşrik ordusuna karşı durmağa çalışırken, bir yandan da, Medine'yi Yahûdîlerin baskınından korumak zorunda kaldılar Böyle tehlikeli bir anda, münâfıklar da bozgunculuğa başladılar Hem savaşı bıraktılar, hem de askerin mâneviyâtını sarsıcı propaganda yaptılar(230)

Kuşatmanın uzayıp gitmesi, müşrikleri de usandırdı Mevsim kış, havalar soğuktu Esâsen onlar, böyle günlerce sürecek bir kuşatma için değil, bir kaç saatte sonuca ulaşılacak bir zafer için gelmişlerdi İşi bir an önce bitirmek için bütün güçleriyle genel bir hücûma geçtiler Bir taraftan Müslümanların üzerine ok yağmuru yağdırırken içlerinden (Dırâr, Cübeyre, Nevfel, Amr b Abdivedd gibi) bir kaç tanesi de, elverişli bir yerden atlarıyla hendeği geçtiler Bunların her biri, Araplar arasında bin kişiye denk sayılıyordu En meşhûrları olan Amr b Abdivedd mübâreze sonuda Hz Ali tarafından öldürüldü; diğerleri kaçtılar Nevfel kaçarken hendeğe düştü ve Hz Ali'nin kılıcıyla can verdi

Ertesi gün, savaşın en çetin günü oldu Bir taraftan müşrikler, diğer taraftan Benî Kurayza Yahûdîleri hücûma geçtiler, aralıksız akşama kadar ok yağmurunu sürdürdüler Rasûlullah (sas) ve Müslümanlar, o gün namaz kılmak için bile fırsat bulamadılar Öğle, ikindi ve akşam namazlarını, yatsıdan önce, tek ezanla, tertip üzere kazâ ettiler(231)

e) Harb Hiledir

Gatafan Kabilesinden Nuaym b Mes'ûd, bu sırada müslüman olmuştu Bundan kimsenin haberi yoktu Rasûlullah (sas)'la gizlice görüşerek, müşriklerle Yahûdîlerin arasını açmak için izin istedi Rasûlullah (sas):

-Harp hiledir*, yapabilirsen yap, buyurdu Nuaym önce Benî Kurayza'ya gitti

-Benim size olan dostluğumu bilirsiniz Sizin için endişe ediyorum Mekkeliler bu işten usandı, bırakıp giderlerse, Müslümanlar karşısında yapayalnız kalacaksınız O zaman hâliniz nice olur? Onlardan bir kaç rehin isteyin, aksi halde yardım etmeyin dedi Sonra Ebû Süfyân'a geldi:

-Duydun mu, Benî Kurayza anlaşmayı bozduğuna pişman olmuş Sizi bırakıp giderler diye, Müslümanlarla yeniden anlaşmaya başlamış Sizden rehin alıp, onlara teslim etmeği vadetmiş, dedi Ebû Süfyân esâsen Yahûdîlere pek güvenemiyordu Ertesi gün, denemek için Yahûdîlerden yardım istedi Yahûdîler hemen rehin istediler Ebû Süfyân isteklerini kabûl etmeyince, her iki taraf da:

-Nuaym doğru söylemiş, dediler Aralarında güven kalmadı (232)

f) Rasûlullah (sas)'in Duâsı ve Kuşatmanın Sona Ermesi

Rasûlullah (sas), o sıkıntılı gün:

-Allah'ım, ey Kur'ân'ı indiren ve hesâbı tez gören Rabbım; Şu Arap kabîlelerini dağıt, topluluklarını boz, iradelerini sars (233) diye duâ etti Duâsı bitince, Rasûlullah (sas)'in yüzünde sevinç eseri görüldü Rabb'ımın yardım va'dini size müjdelerim, buyurdu İşte o akşam, âyet-i celîle ve hadis-i şerifte bildirilen "sabâ rüzgârı" esmeğe başladı(234) Fırtına ve kasırga çadırları söküp uçurdu, yemek kazanları devrildi, ocaklar söndü, develer ve atlar birbirine karıştı Müşriklerin ağızları, burunları, gözleri toz-toprakla doldu Karargâhları alt üst oldu Ortalığı dehşet kapladı Neye uğradıklarını bilemediler

Müşriklerin mâneviyâtı iyice bozulmuştu İçlerine korku düştü Uzun süren ve hiç bir sonuç alınamayan kuşatmadan usanıp bezmişlerdi Ebû Süfyân:

-"Ben dönüyorum, siz de gelin, diyerek devesine bindi Mekke'nin yolunu tuttu Diğerleri de onu izlediler

Panik pek âni ve şuursuzca olmuştu Bu yüzden, müşrikler pek çok techizât, gıda maddesi ve eşyayı toplayamadan çekildiler Sabah olunca, Müslümanlar düşmandan kalan eşyâyı ve sağa-sola dağılan develeri toplayıp ordugâhlarına getirdiler Ebû Süfyân'ın Yahûdîlerden aldığı 20 deve yükü hurma da ele geçen ganimetler arasındaydı Böylece, Müslümanlar hem kuşatmadan, hem de açlık sıkıntısından kurtuldular

Kur'an-ı Kerîm'de bu durum şöle anlatılmaktadır:

"Ey inananlar, Allah'ın size olan nimetlerini hatırlayın Üzerinize ordular gelmişti, Biz de onların üzerine rüzgâr ve sizin göremediğiniz ordular (Melekler) göndermiştik" (el-Ahzâb Sûresi9)

"Allah, kâfirleri hiçbir zafer elde edemeden, kin ve öfkeleriyle geri çevirdi Savaşta mü'minlere Allah'ın yardımı yetti Allah yegâne kuvvetli ve galib olandır" (el-Ahzâb Sûresi, 25)

Bu savaşta, müşriklerden 4 kişi ölmüş, Müslümanlardan 5 kişi şehid düşmüştür Savaştan sonra Rasûlullah (sas):

-"Bundan sonra sıra bizde Müşrikler artık üzerimize gelemeyecek, biz onların üzerine gideceğiz" buyurdu(235) Gerçekten de öyle oldu

6- KURAYZAOĞULLARI GAZVESİ (Zilkade 5 H,/Mart 627 M)

a) Savaşın Sebebi

Rasûlullah (sas) Medine'deki Yahûdî kabîleleriyle ayrı ayrı anlaşmalar yapmıştı Bunlardan Kaynuka ve Nadîroğullarının, anlaşma hükümlerine uymadıkları için Medine'den çıkarıldıklarını daha önce görmüştük Kurayza oğulları ise, Uhud Savaş'ından sonra anlaşmayı yeniledikleri için yerlerinde kalmışlardı

Hendek Savaşında, Benî Kurayza Yahûdîleri önce anlaşmaya bağlı kaldılar Hendek kazılırken, kazma, kürek gibi âletler vererek Müslümanlara yardımcı oldular Ancak, savaşın en tehlikeli bir ânında, Benî Nadîr Reisi Huyey b Ahtab'ın teşvikiyle anlaşmayı bozdular Müslümanlarla birlikte Medine'yi savunmaları gerekirken, müşriklerle birlikte, Müslümanlara karşı savaşa girdiler(236) Böylece vatana ihânet suçu işlediler Rasûlullah (sas)'in nasihat için gönderdiği Evs Kabilesi Reisi Sa'd b Muâz'ın sözlerine de kulak asmadılar Hz Peygamber (sas) hakkında çirkin sözler söyleyerek düşmanlıklarını açıkça ilân ettiler Ancak, Benî Kurayza'dan yaptıklarının hesâbı sorulacaktı Bu sebeple, Hendek Savaşından Medine'ye döner dönmez, Benî Kurayza üzerine sefer emri verildi

Rasûlullah (sas) Hendek Savaşı'ndan dönmüş silahlarını çıkarmış, üzerindeki toz-toprağı temizlemek için, gusletmek istemişti Bu esnâda Cibrîl (as) at üstünde ve toz-toprak içnde geldi:

-"Aa, silahını çıkardın mı; vallâhi biz melekler çıkarmadık Haydi, şunların üzerine yürü", diye Kurayzaoğullarını işâret etti (237) Rasûlullah (sas) derhal Benî Kurayza'ya sefer ilân etti Ashâbın sür'atle yola çıkmalarını sağlamak için,

-Hiç kimse ikindi namazını sakın başka yerde kılmasın, ancak Benî Kurayza yurdunda kılsın, buyurdu

Ashâbın bir kısmı bu emrin zâhirine uyarak, namazlarını Benî Kurayza yurduna varınca kıldılar Bir kısmı da Peygamber (sas)'in maksadı, acele etmemizi sağlamaktır, diyerek, vakit çıkmadan yolda kıldılar Hz Rasûlullah (sas) her iki zümrenin yaptığını da hoş gördü(238)

Müslümanların toplanması yatsıya kadar devâm etti sayıları 3 bini buldu Müslümanların üzerlerine geldiğini görünce sövüp-sayarak kalelerine çekilen Beni Kurayza'nın sayısı 900 kadardı

b) Benî Kurayza'ya Verilen Cezâ

Kuşatma 25 gün sürdü Kurayzaoğulları anlaşmayı bozduklarına pişman oldular Diğer Yahudî kabileleri gibi Medine'den çıkıp gitmek için izin istediler Fakat Hz Rasûlullah (sas) kayıtsız şartsız teslim olmalarını istedi Reisleri Ka'b b Esed'in başkanlığında toplandılar Ka'b:

-"Tevratta bildirilen son peygamberin bu olduğu anlaşıldı Müslüman olup kurtulalım, dedi Yahûdîler:

-Biz Tevrat üzerine başka kitab kabul etmeyiz, dediler, Ka'b:

-Öyleyse,kadınları ve çocukları öldürelim Sonra kaleden çıkıp çarpışalım, belki başarırız, dedi Onlar:

-Çoluk-cocuğumuz öldükten sonra, yaşamanın ne önemi var, diye cevâp verdiler Ka'b:

-O halde, yarın cumartesi, Müslümanlar bizden emîndir Ansızın hücûm edelim, onları gafil avlayalım, dedi

-Biz cumartesinin hürmetini bozamayız, diye reddettiler Sonunda kayıtsız şartsız teslim oldular Ancak haklarında Evs Kabilesi Reisi Sa'd b Muâz'ın hüküm vermesini istediler

Benî Kurayza, Evs kabilesinin himâyesindeydi Bu yüzden, Sa'd b Muâz'ın hakemliğini istiyorlardı Sa'd, hastaydı Hendek Savaşı'nda kolundan okla yaralandığı için tedâvi görüyordu Haberi alınca geldi

-Kur'an-ı Kerîm'e göre mi, yoksa kendi kanunlarına göre mi hüküm vermemi istiyorlar, diye sordu Yâhudîler, kendi kanunlarına göre hüküm verilmesini istediler Sa'd da Tevrât'a göre karar verdi(239)

a) Savaşabilecek durumdaki erkeklerin öldürülmesine,

b) Kadınların ve çocukların esir edilmesine,

c) Bütün mallarının da zaptedilmesine hükmetti

Rasûl-i Ekrem (sas):

"Ey Sa'd, Allah'ın rızâsına uygun hükmettin" buyurdu (240) Yahudiler de karârın Tevrât'a uygun olduğunu itirâf ettiler Sa'd'in bu hükmü, Tevrât'ın Tesniye kitabının 20 Babının 10-14 üncü âyetlerine uygun düşmüştü Bu gün de vatana ihânet edenlere ölüm cezâsı verilmektedir

Benî Kurayza hakkındaki hükmü Hz Ali ve Hz Zübeyr icrâ ettiler Kazılan büyük bir hendeğin kenarında 600 kadar Yahûdînin birer birer boyunlarını vurup hendeğe attılar İçlerinden 4 tanesi Müslüman olup hayatlarını kurtardılar Benî Nadîr Reisi Huyey b Ahtab ile Benî Kurayza Reisi Ka'b b Esed de öldürülenler arasındaydı

Benî Kurayza'nın malları, mücâhidlere paylaştırıldı Arâzisi ise, ensarın rızâsiyle muhâcirlere verildi

"Allah, Ehl-i Kitab'dan müşrikleri destekleyen (Benî Kurayza Yahûdî)lerini kalelerinden indirmiş, kalblerine korku salmıştı Onların kimini öldürüyor, kimini de esir alıyordunuz Yerlerini yurtlarını, mallarını ve henüz ayağınızı bile basmadığınız toprakları Allah size mirâs olarak verdi Allah her şeye kadirdir " (el-Ahzâb Sûresi, 26-27)

Alıntı Yaparak Cevapla