Prof. Dr. Sinsi
|
İbadet İki Türlüdür. Birisi Müsbet İbadetlerdir
İbadet iki türlüdür Birisi müsbet ibadetlerdir
İbadet iki türlüdür Birisi müsbet ibadetlerdir Müsbet, iyi, güzel, normal, olumlu demektir
Namaz, oruç, zekât, hac, anne-babaya ve akrabaya iyilik yapmak, Kur’an okumak, Peygamberimize salavat getirmek gibi hepimizin bildiği ve yapmaya çalıştığı ibadetler
Bir de menfi ibadet vardır
İbadetin de menfisi olur mu demeyin? Olur
Menfi, olumsuz, anormal, iyi olmayan, istenmeyen, hoşa gitmeyen, sevilmeyen anlamındadır
Oysa ibadet denince, içinde ve özünde bu sayılanların olmaması gerekir Müsbet ve güzel şeylerin bulunması lazım
Menfi ibadet demek, dolayısıyla ibadet demektir Yoksa kötü ve olumsuz demek değildir
Menfi ibadeti şöyle anlamaya çalışalım:
Hepimiz insanız ve can taşıyoruz Her şey istediğimiz gibi gitmez Sevinçli günler de bizim içindir, üzüntülü günler de  
Güldüğümüz zamanlar da olur, ağladığımız zamanlar da  
Çok zaman işimiz yolunda gider, her şey istediğimiz gibi olur Kimi zamanlar her şey ters gitmeye başlar
Birgün gelir hasta oluruz, başımıza bir musibet, bir kaza gelir, bir belaya uğrarız, yakınımıza bir şey olur, sevdiğimiz birisini kaybederiz Yani, acı, üzücü ve sıkıntılı bir olayla karşılaşırız
Moralimiz bozulur, canımız sıkılır, huzurumuz kaçar, dünya bize dar gelir
Başlarız şikâyet etmeye, dövünmeye, yakınmaya: “Bu da nereden çıktı? Başıma bu da mı gelecekti? Zaten bütün terslikler beni bulur ”
İnsan çok zaman işin farkında değildir Başına gelen olayların hep dış yüzüne bakar, iç yüzüne eğilmek hiç aklından geçmez
Oysa hoşumuza gitmeyen bu şeylerle Yüce Allah, bizi Kendisine yaklaştırmak istiyor, bizi kendisine çekiyor Bizi kendi halimize bırakmıyor, bizi nefsimizin insafına terk etmiyor
Gün gelir hasta oluruz Ağrımız, sızımız artar, güçten takatten kesiliriz, elimiz ayağımız düşer, boynumuz bükülür, dizimizde derman kalmaz Ne kadar genç ve dinç olursak olalım başımızı yastıktan kaldıramayız
Böylece ne kadar âciz ve zayıf bir varlık olduğumuzu anlamış oluruz Sonunda ne yaparız?
Derdimizi Allah’a açarız, sıkıntılarımızı Allah’a arz ederiz, başımıza gelen musibetleri Allah’a şikâyet ederiz
Ona yöneliriz, Ona döneriz, Ondan yardım isteriz, Ona yalvarırız, Ona sığınırız, Ona yalvarır, yakarırız
Şifa Ondan bekleriz, dermanı Ondan bekleriz
Çünkü biz âciziz, O güçlüdür
Biz zayıfız, Onun kudreti ise sonsuz
Biz muhtacız, bütün ihtiyaçlarımızı O karşılıyor
Bizim sesiz kısık, sesimizi O işitiyor, duamıza O cevap veriyor
Dertlerimiz çok ve büyük, dermanımıza O yetiştiriyor
Gönlümüz maznun ve kırık, huzur ve saadeti O ihsan ediyor
Hastalık ve musibetler içinde kıvranıyoruz, hemen aklımıza O geliyor, Onu hatırlıyor, Onu düşünüyoruz Onun rahmet kucağına atıyoruz kendimizi…
Zora düşünce yapılan dualar halis olur, gösterişten uzak olur, içine riya girmez ter temizdir
Böylece menfi gibi görünen bütün olumsuz haller birer vesile oluyor Kalbimiz ve dilimiz duaya ve göreve dönüyor
Adımız gibi biliyor ve inanırız ki, Onun izni ve rızası olmadan kimse bize zarara veremez Her dert ve musibet Onun izniyle, Ondan müsaade alarak gelmiştir Onun izni ile geldiğine göre, “Hoş geldin” demek lazım…
Böylece bir menfi ibadet daha yapmış oluyoruz
Dertten, hastalıktan, beladan, musibetten şikâyet etmiyoruz Böylece içimiz, dışımız rahatlıyor
Madem bu hastalık ve musibetler Allah’tan geldi, öyle ise sabırla karşılamalı Sabır gücüne dayanmalı, sabır meyvesini yemeli
Her ne kadar ağacı acı ise, meyvesi tatlıdır
Ama sabrı da yerinde ve zamanında kullanmalı Hastalığın ilk anlarında, musibetin gelip çattığı ilk zamanda…
Bu acılardan sonra bir ibadet daha yapmış oluyoruz: Sabır ibadeti…
Hastalıklar ve musibetler bir ikazdır, Allah’tan gelen bir uyarıdır, Allah’ın bir ihtarıdır, hatırlatmasıdır
Hastalık hem bize Allah’ı hatırlatır, hem de bizi günahlardan çekip çevirir
Çünkü musibetlerin bir kısım işlediğimiz hata ve günahların sonucudur 
Musibetlere ve dertlere sabredersek günahlarımızın bağışlanmasına sebep olur Sararan yapraklar nasıl birer yere düşerse, hastalık sonucu titreyen ve terleyen hastanın da günahları öylece birer birer dökülür Sonunda günah kirlerinden temizlenmiş oluruz
Bakınız menfi ibadet bize neler kazandırıyor, bizi nerelere taşıyor?
İman nuru hayatımıza geçince, iyi günlerimiz de, kötü günlerimiz de, huzurlu günlerimiz de, sıkıntılı günlerimiz de hep birer ibadet bilinci ve bereketi içinde geçiyor
MEHMED PAKSU
alıntı
|