Yalnız Mesajı Göster

Hz Muhammedin Taif Yolculuğu

Eski 09-08-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz Muhammedin Taif Yolculuğu



Hz Muhammedin Taif Yolculuğu
Hz Muhammedin Taif Yolculuğu

hz muhammedin taif yolculuğu hakkında bilgi
peygamber efendimizin taif yolculuğu
peygamberimizin taif yolculuğu

Hz Peygamber'in Tâif'te Karsilanisi Kureys'in zulümleri artik katlanilamaz bir duruma gelmisti Bu yüzden Hz Peygamber (sas) Mekke Devri'nin 10'uncu yili (620 M) Sevvâl ayinda, yanina evlâtligi Hârise oglu Zeyd'i de alarak Tâif'e gitti Tâiflileri "Hak Din"e dâvet edecekti Tâif'te Sakiyf Kabîlesi vardi, onlar da putperestti Rasûlullah (sas) 10 gün kadar, onlara Islâm'i anlatmaga çalisti, ileri gelenleri ile görüstü Hiç biri Müslüman olmadigi gibi, "Senden başka Peygamberlik gelecek kimse kalmadi mi?" diye alay ettiler "Memleketimizden çik da nereye gidersen git" diye Allah sevgilisini kovup hakaret ettiler Tâif'ten ayrilirken de çoluk çocugu ve ayak takimi düsük tabîatli kisileri yolun iki tarafina siralayip taslattilar Rasûlullah (sas)'in ayaklari, atilan taslarla yara-bere içinde kaldi, ayakkabilari kanla doldu Ayaklarindaki yaralarin verdigi acidan yürüyemez hâle gelip oturmak istedikçe, zorla kaldirip yarali ayaklarini taslamaga devâm ediyorlar, bu yürekler parçalayan acikli hâline gülüp egleniyorlardi Vucûdunu atilan taslara siper eden evlâtligi Zeyd, bir kaç yerinden yaralandi Rasûlullah (sas) hayâti boyunca karsilastigi sikintilardan en büyügünü o gün yasamisti Nihâyet Rabîa'nin ogullari Utbe ve Seybe'nin yol üstündeki bagina siginarak ayak takiminin tâkiplerinden kurtulabildi Burada bir çardagin gölgesinde, ellerini kaldirip su hazîn duâyi yapti: -"Ilâhi, kuvvetimin za'fa ugradigini, çâresizligimi, halkin gözünde hor ve hakîr görüldügümü ancak sana arzederim Ey merhametlilerin en merhametlisi, herkesin zayif görüp de dalina bindigi bîçârelerin Rabbi sensin, Ilâhî, huysuz ve yüzsüz bir düsmanin eline beni düsürmeyecek, hatta hayâtimin dizginlerini eline verdigim akrabamdan bir dosta bile birakmayacak kadar bana merhametlisin Yâ Rabb, eger bana karsi gazabli degilsen, çektigim belâ ve sikintilara hiç aldirmam, fakat senin esirgeyiciligin bunlari da göstermeyecek kadar genistir Yâ Rabb gazabina ugramaktan, rizandan mahrûm kalmaktan, senin karanliklari aydinlatan, din ve dünya islerini dengeleyen yüzünün nûruna siginirim Râzi oluncaya kadar iste affini diliyorum Bütün kuvvet ve kudret ancak seninledir" (97)

Görüldügü üzere yapilan bunca ezâ ve cefâya ragmen bedduâ etmemis, hatta yolda Mekke'ye iki konak mesâfede "Karn" denilen yerde kendisine Cebrâil gelerek: -"Ey Allah'in Rasûlü, Allah kavminin sana söylediklerini isitti, yaptiklarini gördü, sana su Daglar Melegi'ni gönderdi Kavmin hakkinda ne dilersen, bu melege emredebilirsin" dedi Daglar emrine verilmis olan melek de kendisini selâmladiktan sonra: -"Ya Muhammed, emrine hazirim (Ebû Kubeys ile Kayakan denilen) su iki yalçin dagin Mekkeliler üzerine devrilip, birbirine kavusarak müsrikleri tamâmen ezmelerini istersen emret" dedi Fakat Rasûlullah (sas): -"Hayir, onlarin ezilip yok olmalarini degil, Rabbimin bu müsriklerin sulbünden, O'na hiç bir seyi ortak kilmayan ve yalniz Allah'a ibâdet eden bir nesil meydana getirmesini istiyorum" demistir(98) Rabîa'nin ogullari, Peygamber Efendimizin acikli hâlini gördüler Hiristiyan köle Addâs ile O'na bir salkim üzüm gönderdiler Rasûlullah (sas) "Bismillah" diyerek üzümü yemege baslayinca, Addâs hayretle: -"Bu bölge halki böyle söz söylemezler, onlar Allah adini anmazlar", dedi Hz Peygamber ona nereli oldugunu sordu Addâs: -"Ninovaliyim, Hiristiyanim", diye cevâp verdi Rasûlullah(sas): -"Demek kardesim Yunus Peygamberin memleketindensin" dedi Addâs: -Sen Yûnus'u nerden biliyorsun? diye sordu Rasûlullah (sas): -Yûnus benim kardesim, O'da benim gibi Peygamberdi, dedi Daha sonra Rasûl-i Ekrem Addâs'a Islâmiyeti anlatti Addâs da orada Müslüman oldu(99) Hz Muhammed (sas) en zor ve en sikintili anlarinda bile Peygamberlik görevini ihmâl etmiyordu b) Mekke'ye Dönüs Rasûl-i Ekrem'in himâyesiz Mekke'ye girmesi imkânsizdi Esasen, hayâti tehlikede oldugu için Mekke'den Tâif'e gitmisti Bu sebeple dönüste, Hira (Nûr) Dagina çikarak, Kureysin hatiri sayilir büyüklerinden Adiyy oglu Mut'im'e haber gönderdi O'nun himâyesinde gece vakti Mekke'ye girdi Kâbe'yi tavâf edip Hârem-i Serif'de iki rek'at namaz kildiktan sonra evine döndü

Arap âdetlerine göre, bir kimse himâyesine aldigi kisiyi korumaga mecburdu Bu sebeple, Mut'im ve çocuklari silahlanip Kâbe'nin dört bir tarafini tuttular Peygamber Efendimizin Mekke'ye girip serbestçe tavâf etmesini ve evine gitmesini sagladilar(100) (620 M) Mut'im, Bedir savasinda müsrik olarak öldü Peygamber Efendimiz, Mut'im'in bu iyiligini unutmamis, Bedir esirlerinin kurtarilmasi için Medine'ye gelen oglu Cübeyr b Mut'im'e: - "Eger senin o ihtiyar baban, sag olsaydi da bu murdar herifleri benden isteseydi, hepsini ona bagislardim" demisti

Alıntı Yaparak Cevapla