Konu
:
Peygamber Efendimizin İnsani Özellikleri İle İlgili Ayetler
Yalnız Mesajı Göster
Peygamber Efendimizin İnsani Özellikleri İle İlgili Ayetler
09-08-2012
#
2
Prof. Dr. Sinsi
Peygamber Efendimizin İnsani Özellikleri İle İlgili Ayetler
Peygamberimizin insani yönü ilgili bir hadisler
Peygamberimizin insani yönü ilgili bir hadisler diyanet
Sevgili Peygamberimiz örnek aile reisi idi
Hanımlarına ve çocuklarına karşı görevlerini en iyi şekilde yerine getirirdi
O’nun evi örnek bir evdi hanesinde her zaman burcu burcu mutluluk kokardı
Aile fertlerine karşı gayet şefkatli ve merhametli idi
Hz
Peygamber’in örnek alınması gereken yönlerinden biri de O’nun insana verdiği değerdir
O’nun çok büyük bir dikkatle
koruduğu yegane varlık insandı
O her şeyi insan için insanın mutluluğu için yapardı
Hz
Peygamber’in örnek alınması gereken bir yönü de beşerî ilişkileridir
O’nun bu yönü kişiliğini ve ahlâkî karakterini
yansıtır
O’nun diğer insanlara karşı olan davranışlarında bütün devirler boyu insanlığın örnek alabileceği mükemmellikler
görürüz
O en iyi müslümanı; "Ahlâkı en güzel olanıdır" (1) diye tarif etmiştir
O hiçbir zaman insanların kusurlarını
araştırmazdı
Tecessüsü başkalarının kusurlarını ve gizli hallerini merak etmeyi bile yasaklamıştı
(2) Ağzından asla kötü
söz çıkmazdı
Kimsenin hatasını yüzüne vurmazdı
Kimseye ismiyle ihtar etmez gördüğü hataları "Halk şöyle yapıyor
"
diyerek kimsenin ismini vermeden tenkit eder hatayı düzeltirdi
O çok merhametli idi
Uhud Savaşında tepesine kılıçlar yağarken bile; "Ya Rabbi! Bu insanları affet çünkü onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar" diye dua ediyordu
(3) O kendi nefsi için hiç kimseden intikam almamıştır
Hiçbir köle ve câriyeye vurmamıştır
(4) Hatta bir hayvana bile dokunmamıştır
Allah Rasulü bütün insan soyuna küçüklere ve yaşlılara karşı şefkat ve merhamet doluydu
Birgün torunlarını öpüp
okşarken bir bedevî huzuruna gelmişti
Evlat şefkatinden mahrum olan bu adam gördüğü manzaraya duyduğu hayretini
gizleyemedi ve "Benim on çocuğum var bunlardan hiçbirini öpmüş değilim
" dedi
Hz
Peygamber: "Cenab-ı Hak senin
kalbinden merhameti söküp atmışsa ben ne yapayım?" buyurdu ve ilâve etti: "Merhamet etmeyene merhamet edilmez
(5)
Bir defasında ashab-ı kirâm Hz
Peygamber’in va’z u nasihatını pürdikkat dinlerken O’nunla görüşmek isteyen yaşlıca bir
zat kalabalık arasından Rasulüllah’a yaklaşmaya çabalıyordu
Peygamberimizin sohbetini bölen bu ihtiyara yol açmada biraz
ağır davranan ashâbın bu tavrı gözünden kaçmayan rahmet ve merhamet peygamberi derhal onları îkaz etti: "Küçüklerimize
şefkat büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir"
(6)
Mekke’nin fethi gerçekleştikten sonra Hz
Peygamber Safâ tepesine çıkarak yüksekçe bir yerde durdu
Yeni müslüman
olanlar oraya gelip biat ettiler
Hz
Ebû Bekir’in babası Ebû Kuhâfe pîr-i fâni olduğu halde henüz müslüman olmamıştı
Gözlerinin feri kalmamış yolunu göremiyordu
Oğlu Ebu Bekir ihtiyar babasının elinden tutarak Peygamber’in huzuruna
getirdi
Herkese karşı saygı gösteren büyük Peygamber: "İhtiyarı niçin buralara kadar zahmete koştun? O’nu kendi halinde
bıraksaydın biz onun ayağına giderdik" dedi
Onu önüne oturttu
Elini göğsünün üzerine koyarak ona İslâm’ı telkin etti
(7)
İşte O yaşlılara böyle muâmele ederdi
O çok alçak gönüllü idi
Bir gün huzurunda korkudan titreyen bir adama şöyle demişti: "Arkadaş titreme!
Ben kral değilim
Kureyş’ten kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum" (8)
Tevâzû ve sâdelik O’nun ahlâkının özüydü
Ashabına şöyle derdi:
"Hristiyanların Hz
İsa’yı aşırı derecede methettikleri gibi siz de beni medihte ileri gitmeyin
Ben Allah’ın bir kuluyum
Benim hakkımda Allah’ın kulu ve Rasûlü deyin
"
Bir defa asâsına dayanarak ashâbının yanına geldi
Ashâb hemen ayağa kalktılar
O bu hareketten memnun kalmadı ve şu
nasihatte bulundu: "Yabancıların birbirini ta’zim için yaptıkları gibi yapmayın ve bana ayağa kalkmayın
"
Ashabıyla oturup konuşur tatlı tatlı sohbet ederdi
Hatta onlarla şakalaştığı olurdu
Gördüğü çocukları sever onları
okşar küçükleri kucağına alırdı
Hür köle zengin yoksul her kim olursa olsun bütün insanlar O’nun nazarında müsâvî idi
Herkesin hatırını güder gönlünü alırdı
Medine’nin kenar mahallelerindeki hastaları ziyaret ederdi
Rastladığı kimsenin
ona selâm vermesini beklemez ondan önce selâm verirdi
"Aranızda selâmı yayın ki birbirinizi seversiniz" derdi
Ashâbına
elini uzatıp musâfaha yapar ellerini sıkar hâl ve hatırlarını sorardı
Namazda bulunduğu sırada bile birisi yanına gelecek
olursa onu bekletmemek için namazını kısa keser selâm verip onun ihtiyacını sorar dileğini öğrenirdi
Herkese tatlı söz
güler yüz gösterirdi
Dudaklarında dâimâ tatlı bir tebessüm dolaşırdı
(9) Sevgili Peygamberimiz örnek aile reisi idi
Hanımlarına ve çocuklarına karşı görevlerini en iyi şekilde yerine getirirdi
O’nun evi örnek bir evdi hanesinde her zaman burcu burcu mutluluk kokardı
Aile fertlerine karşı gayet şefkatli ve merhametli idi
Nitekim Hz
Peygamber’e Medine hayatı boyunca on yıl hizmet eden ve O’nun aile hayatını en iyi bilenlerden biri olan Enes
b
Mâlik (R
A
) şöyle der: "Aile fertlerine karşı Hz
Muhammed’den daha şefkatlisini görmedim"
(10)
Peygamber Efendimiz kadınlara karşı güzel davranılmasını emrederdi
Bir hadislerinde: "Sizin en hayırlınız kadınlarına
karşı iyi davranınızdır
" (11) buyurmuşlardır
Kendisi de hanımlarına karşı gayet güzel ve nâzik davranırdı
Sevgi ve şefkat duyguları O’nun bütün varlığını kaplamıştı
Muhtaç bir kimse gördü mü içi sızlardı
Onu kendi nefsine ve
ailesine tercih ederdi
Her muhtaç olanı gözetip ihtiyacını karşılamaya çalıştığından evinde birikmiş saklanmış bir şey
bulunmazdı
İsteyene verirdi
Evinde yoksa ödünç alıp verir muhtaçları boş çevirmezdi
Vefat ettiği zaman zırhı bir
yahûdide rehin olarak bulunuyordu
O son derece tevâzu sahibiydi
Hizmetçisiyle yemek yer onlarla oturup sohbet ederdi
Gelen misafirlerine kendisi hizmet
ederdi
Habeş kralı tarafından bir heyet gönderilmişti
Onlara bizzat hizmet etmeye başladığını gören ashâbı:
-Ey Allah’ın Rasulü siz bırakın biz hizmet edelim dediler
O şu cevabı verdi: "Bunlar bizim ashabımıza ikram ettiler
İlk
muhâcirleri hoş karşıladılar
Ben onlara bunun karşılığını bizzat vermek isterim
" O işte böyle vefâlı idi
Ve herkesi de
daima hayırla anardı
Beşeriyetin şefkat ve merhamete daha muhtaç olan sınıfına yoksullara zavallılara karşı kalbi son derece yumuşaktı
Onların kırık ve mahzun gönüllerini almayı en büyük fazilet bilirdi
Hele mâsûm yavrucukları küçük çocukları dâima sever
okşardı
Kızlarının çocukları namaz kılarken üstüne tırmanırlar O bunlara bir şey demezdi
Onun sevgisi yalnız insanları kucaklayan bir sevgi değildi
Bu hudutsuz sevgi hayvanları bile şefkatından mahrum
bırakmıyordu
O hayvanlara bütün canlılara karşı son derece şefkatliydi
İçeri girmek için kapısında seslenen bir kediye
kapısını kendi eliyle açıp onu içeri alırdı
Hastalığa yakalanmış bir horozun tedâvisiyle canla başla uğraşmıştı
Atını
kendisi tımarlayıp okşardı
Susuz kalmış bir köpeğe ayakkabıyla kuyudan su çekip veren kimseyi Cennet’le müjdelemişti
Bir kediyi aç bırakan kadının bu yüzden azâba dûçâr olacağını bildirmişti
Bitki ve ağaç sevgisini ehemmiyetle tavsiye
ederdi
Susuz kalmış bir ağacı sulayan kimseye Yüce Allah’ın ecir ve mükâfat vereceğini haber vermiştir
Her can taşıyana
şefkat ne güzel bir şeydir
İşte bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz bilumum âlemleri kucaklayan
bir sevgi ve şefkatle insanlığa yepyeni bir ders vermiştir
Yeni bir medeniyet ruhu getirmiştir
Ve O âlemlere rahmet olarak
gönderildiğini bilfiil isbât etmiştir
O’nun tebliğ ettiği İslâm Dini’nin nurları insanlığın yolunu aydınlatan bir meş’ale hâlinde
dünyanın her tarafına saçılmıştır
(12)
O asla kaba ve ufku dar değildi
O’nun gönlü hep iyilik için çarpardı
Taif’te uğradığı ağır hakaretlerden sonra sığındığı
bir üzüm bağında "Ya Rabbi beni kime emânet ediyorsun?" diye hayatının en dokunaklı duasını yaptığında; "Eğer
isterse o insanların üzerine dağları yıkabileceğini" söyleyen Cebrail’e; yaşlı gözlerle şöyle demişti: "Hayır!
Ben bunu
istemem
Bunun yerine Allah onların sulbünden sadece Allah’a ibâdet eden ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayan bir nesil
çıkarabilir
Ben Rabbimden onu isterim
" (13)
O hep güler yüzlü idi
Karşısındakine daima güven telkin ederdi
Meşhur yahudî âlimi Abdullah b
Selâm O’nun mübârek
yüzünü gördüğünde; "Bu yüz yalancı yüzü olamaz" diyerek müslüman olmuştu
Bir müminin din kardeşini güler yüzle
karşılamasını dahi ibâdet ve hayır telâkki etmiştir
(14)
O son derece doğru sözlü ve güvenilir biriydi
Daha Peygamber olmadan "el-Emin" ünvanını almıştı
Müşrikler O’na
inanmadıkları halde O’nun doğruluğunu bildikleri için en kıymetli şeylerini O’na emânet ederlerdi
O da Mekke’den hicret
ederken bu emanetleri sâhiplerine vermek üzere Hz
Ali’yi geride bırakmıştı
Düşmanın şâhitliği şahitliklerin en makbulüdür denir
Hz
Peygamber’e bütün ömrü boyunca düşmanlıktan geri kalmayan Ebû
Cehil O’nun doğruluğunu itiraf etmekten kendini alamamış ve şöyle demiştir: "Biz sana asla yalancı demiyoruz
Çünkü senin
ne kadar doğru sözlü ve güvenilir olduğunu biliyoruz
Fakat biz; Allah’tan getirdiğin âyetleri inkâr ediyoruz
" Bunun üzerine
Yüce Allah; "
O’nlar seni yalanlayamıyorlar fakat o zâlimler Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar
" (15) âyetini indirmişti
İşte bu vasıflarıyla O dost ve düşman herkesin sevgi ve güvenini kazanmıştı
Hz
Hamza (R
A
)ın ciğerlerini söküp
boynuna gerdanlık yapan Ebû Süfyan’ın karısı Hind’in şu sözleri ne kadar mânidârdır
"Ey Muhammed!
Bugüne kadar
yeryüzünde en çok nefret ettiğim yer senin yanındı
Fakat bugün yeryüzünde en çok sevdiğim yer senin yanında olmaktır
(16)
Hz
Peygamber’in örnek alınması gereken yönlerinden biri de O’nun insana verdiği değerdir
O’nun çok büyük bir dikkatle
koruduğu yegane varlık insandı
O her şeyi insan için insanın mutluluğu için yapardı
Bunun içindir ki O savaşa düşmanı
imha etmek için değil onları ihyâ etmek hidâyete ulaştırmak için giderdi
Önce psikolojik savaşlarla düşmanı yıpratır
mukavemet gücünü kırar sonra da kan dökmeden teslim alırdı
Çünkü O aynı zamanda "Rahmet Peygamberi" idi
(17)
O’nun harp esirlerine karşı tutumu ise ayrı bir güzellik arzeder
Bedir’de esir alınan Ebû Aziz daha sonra esâret günlerini
şöyle anlatır: "Müslümanlar bana öyle iyi davranıyorlardı ki bundan utanç duyuyordum
Yemek zamanı gelince bütün
ekmek ve katıklarını bana verirler kendileri su ve hurma ile yetinirlerdi
Doğru dürüst elbiseleri yoktu ama en iyi elbiselerini
bana verirlerdi
Çünkü Peygamber onlara esirlere iyi muamele edilmesini emretmişti
İnsanlık 14 asırdan bu yana hayli mesafe katetti
Düşüncesi kültürü medeniyeti son derece gelişti
Ama Hz
Peygamberin
koyduğu esasların ve yaşadığı hayatın bir örneğini henüz vücuda getiremedi
O’nun esirlere yaptığı insânî muâmele ile
günümüz siyasî ve askerî güçlerinin hem de birçok uluslar arası antlaşmalara rağmen onlara yaptığı muâmeleyi mukayese
edersek Hz
Peygamber’in insanî yönü ile günümüzde hümanist geçinenlerin insanlığı arasındaki farkı açık bir şekilde
görmek mümkündür
Günümüzde esirlere yürekler ürperten işkenceler yapılır kolkemik kırılırken Hz
Muhammed
Uhud’da aldığı 6
000 esiri karşılıksız serbest bırakıyor üstelik herbirine birer de elbiselik veriyordu
O savaşta bile haddi aşmamayı kimseye zulmetmemeyi çocuklara yaşlılara ve kadınlara asla dokunmamayı düşmana ait
dahi olsa hayvanları telef etmemeyi meyveli ağaçları kesmemeyi emreden bir Rahmet Peygamberi idi
O’nun savaşı bile imhâ
değil ihyâ gayesini taşırdı
O savaşı bile rahmete dönüştüren bir Allah elçisiydi
Bunun içindir ki O her yönüyle insanlığın
en büyük mürşidi ve insanca hayatın ideal örneğidir
(18)
Hz
Peygamber hem fakirler için ve hem de zenginler için çok güzel bir örnektir
O fakirliği hiçbir zaman isyan sebebi görmez
hele hele başkasının malına ve hakkına tecâvüz için asla bir gerekçe saymazdı
Bu itibârla O’nun durumu fakirler için güzel
bir örnek teşkil eder
Hz
Peygamber aynı zamanda zenginler için de eşsiz bir örnektir
O hayatında bir defa olsun "Yok" ve "Hayır" dememiştir
(19) Yokluğuna rağmen bulup buluşturur eline geçen her şeyi muhtaçlara dağıtırdı
Şöyle buyururdu: "Fakirleri arayınız
onları görüp gözetiniz
Zira siz ancak fakirler sayesinde yardım görüyor ve rızıklandırılıyorsunuz" (20)
Beşerî münasebetlerinden ve hayatının çeşitli yönlerinden kısa çizgiler sunduğumuz Hz
Peygamber’in hayatı etraflı bir
şekilde incelendiğinde görülecektir ki O herkes için en mükemmel rehber en güvenilir örnektir
Hangi işin ehli olursa olsun her
insan O’nun hayatında kendisi için mükemmel örnekler bulacaktır
Tarih boyunca pek çok insanlar gelip geçmiştir
Ama onların çeşitli sahalardaki büyüklüklerine rağmen mutlaka bir tarafları
eksiktir
Büyüklüklerine rağmen çoğu kere zâlim ahlâksız ve adâletsiz olabilmişlerdir
İşte hiçbir sahada küçülmeyen eksiği
kusuru bulunmayan ve bütün müsbet vasıfları ile insanî kıymetleri şahsında toplayan yegane insan Hz
Muhammed
(s
a
s
)’dir
Şâir ne güzel söyler:
"Hiçbir göz senden güzelini görmedi
Hiçbir kadın senden mükemmelini doğurmadı
Sen her türlü kusurdan uzak yaratıldın
Sanki sen kendin nasıl istedi isen öyle yaratıldın
" (21)
(1) Ahmed b
Hanbel Müsned II
469-481
(2) Buhari; Nikâh 45; Müslim Birr 28
(3) Doç
Dr
Kemal Sandıkçı; Hz
Peygamber’in Örnek Şahsiyeti (1990 Yılı Kutlu Doğum Haftasında Sunduğu Tebliği)
T
D
V
Yayını Ankara 1992
(4) Cami’u-l-Usûl C
11Sh
249
(5) Buhârî Edeb 18; Müslim Fedâil 65
(6) Buhârî Edeb 18; Müslim Fedâil 65
(7) A
H
Berki O
Keskioğlu Hz
Muhammed ve Hayatı D
İ
B
Yayını Ankara 1972 Sh
330
(8) Doç
Dr
Hüseyin Algül; Âlemlere Rahmet Hz
Muhammed T
D
V
Yayını
Ankara 1994 S:198
(9) Berki Keskioğlu; a
g
e
Sh
192
(10) Müslim Fedâil 63; Ahmed b
Hanbel; Müsned III 112
(11) Ahmed b
Hanbel; Müsned III 472
(12) Berki Keskioğlu a
g
e
Sh
193
(13) Buhârî Bed’ul-Halk 7; Müslim Cihâd III
(14) Tirmizî Birr 36
(15) En’am; 6Ğ33
(16) Buharî Menâkıbu’l-Ensar 23
(17) Müslim Fedâil 26
(18) Sandıkçı; a
g
e
tebliğ
(19) Buharî Edeb 39
(20) Buhârî Cihad 76; Ebû Dâvûd Cihad 70
(21) Sandıkçı a
g
e
tebliğ
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul