09-08-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Efendimizin Şakaları
Peygamber Efendimizin Şakaları
Peygamber Efendimizin Şakaları
Hz Muhammed'in Şakaları
Peygamber Efendimizin Şakaları
Bir keresinde Abbas bin Mirdâs isimli şâir kendisine verilen ganimet malını az bularak Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e hitâben sitemkâr bir şiir söylemişti Efendimiz bu haberi duyunca onu çağırdı ve:
“– Senin dilini keseceğim” Sana onun dilini kesmeni emrettiğimde kendisine bir elbise ver!” diye tenbih etmişti Sonra da:
“– Ey Bilâl haydi götür şunu, kes dilini!” buyurdu Bilâl Abbâs'ın elini tutup götürürken Abbâs:
– Ya Resûlallâh! Dilimi mi kesecek, ey Muhâcirler dilimi mi kesecek, ey Ensâr dilimi mi kesecek, diye çığlık atmaya başladı Bilâl ise Abbas'ı çekip götürmeye devam ediyordu Abbas feryadı çoğaltınca Bilâl:
– Sus! Bir elbise vererek Resûlullah seni susturmamı emretti, dedi Neticede Bilâl-i Habeşî, sakinleşen Abbâs'a fazladan bir elbise daha verdi (İbn-i Sa'd, IV, 273)
Safça bir adam bir gün Resûlullâh'tan binmek için bir hayvan istemişti Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
“– Peki, seni bir dişi deve yavrusuna bindirelim ” buyurdu Adam ise hayretle:
– Yâ Resûlallâh! Ben dişi deve yavrusunu ne yapayım, o beni nasıl taşır, diyerek şaşkınlığını ifâde edince Lâtifler Lâtifi Efendimiz:
“– Devenin küçüğü de büyüğü de muhakkak bir dişi deveden doğmamış mıdır?”
diye latîfede bulundu (Tirmizî, Birr, 57)
Bir defâsında da ihtiyar kadının birisi Peygamberimiz'e gelerek:
– Yâ Resûlallâh! Cennete girmem için Allâh'a dua et! der Efendimiz ise:
“– Cennete yaşlı kadınlar giremez! ” diye mukâbelede bulunur
Verilen cevabın nüktesini anlayamayan kadıncağız üzülür ve ağlamaya başlar Bunun üzerine Âlemlere Rahmet Efendimiz durumu ona şöyle açıklar:
“– Yaşlı kadınlar cennete o hâlleriyle değil, genç ve güzel olarak girerler Zîra Allâh Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'de:
«Biz (cennete giren kadınları) defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları eşlerine düşkün ve yaşıt bâkireler kılmışızdır » (el-Vâkıa 56/35-38) buyuruyor ” (Heysemî, X, 419; Tirmizî, Şemâil , s 91-92)
|
|
|