Konu
:
Çocuklar İçin Dini Hikayeler - Çocuklara Dini Hikayeler - Dini Hikayeler
Yalnız Mesajı Göster
Çocuklar İçin Dini Hikayeler - Çocuklara Dini Hikayeler - Dini Hikayeler
09-08-2012
#
5
Prof. Dr. Sinsi
Çocuklar İçin Dini Hikayeler - Çocuklara Dini Hikayeler - Dini Hikayeler
Çilek ve Mezarlık
Meryem Aybike SİNAN
Bahar tüm güzelliğiyle usulca sızıvermişti minicik yüreğine
Tabiatı çok seviyordu
Baharla birlikte
bahçelere adeta yüce yaradanın nuru iniyor gibiydi
Nereye baksa efsunkar bir fırçanın izlerini görüyordu
Kendisinde sonsuzluk duygusu uyandıran masmavi gökyüzüne baktı
İçine sebebini bilmediği derin bir huzur yerleşiverdi
Gökyüzü Allah'ın eviydi ona göre
Sabahın erken saatleriydi
Güneş bitişik bahçelerin üzerine yeni inmişti
Bitişik bahçeyi ayıran çite sarılmış mavi
pembe sarmaşıklara baktı
Nasıl da taptaze açmışlardı
Öğlene kadar gözlerini yuman bu narin çiçekleri çok seviyordu
İşlerini ne çok seviyorlardı
Her gün yeni baştan sağalmak ve sonra can çekişmek
Yüce Yaradanın emirlerini ne güzel dinliyorlardı
Niçin yaratıldıklarının alabildiğine farkındaydılar
Hayatın ta kalbine inivermişlerdi
Öylesine sevimli
öylesine büyülü
Merve
içinin titrediğini hissetti
Her şeye bu güzelliği bağışlayan
kendisine de bunu görmesi için güzel bakışlar bahşetmişti
Bahçedeki zambaklar
hercai menekşeler
sarı yaban gülleri
kırmızı Isparta gülleri
kadifeler yüzüne gülüyor gibiydiler
Onlara tek tek dokunmak
onları okşayıp sevmek geçiyordu içinden
Güzellikleriyle bahçeyi cennetten bir köşeye döndürmüşlerdi
Topraktan fışkıran çiğdeme
nevruza baktı
Toprağın bağrında Allah'ı her an tespih eden bin bir çiçek
bin bir böcek ne güzel bir uyum içindeydiler
Dalıp geden Merve
annesinin sesi ile daldığı düşüncelerinden sıyrıldı
Eve doğru yürüdü
Annesi kızındaki bu garip değişikliği anlamakta güçlük çekiyordu
Henüz sekiz yaşında olmasına rağmen durmadan okuyor
araştırıyor durmadan soruyordu
Gülsüm Hanım
gülümseyerek:
-Hadi yavrum
giyin teyzenlere gidiyoruz
Yeni gelinlerini göreceksin
Bak o da gelmiş
-İstanbul'dan mı anne?
-Evet kızım
Orada uslu uslu oturursun değil mi? Öyle sağa sola dönen
ortalığı karıştıran çocukları teyzen sevmiyor
biliyorsun?
-Tamam anne
Çok uslu olacağım
Çabucak hazırlanıp yola koyulmuşlardı bile
Zaten Esma Teyzesinin evi iki sokak ötedeydi
Mezarlığı geçtikten sonra evleri çıkacaktı karşılarına
Mezarlığı ne zaman görse yüreğine derin bir sızı çöküverirdi
Sevdiği bir çok insanın orada yatıyor olması hüzün verici olsa da mezarlıklar eskisi gibi ürkütmüyordu
Dedesi
mezarlıklarla ilgili ne güzel şeyler anlatmıştı kendisine
Teyzesi
kendisini sıkıca kucakladıktan sonra bir köşeye büzüşüvermişti
Annesini mahcup etmeyecekti
Bir süre oturduğu yerden kalkmadı
Ancak yeni gelini merak ediyordu
Açık kapıdan kafasını uzatıverdi
Süslenmiş
güzelce döşenmiş
genişçe bir misafir odasıydı burası
Gelin Hanım
önüne konan çeşitli bahar meyvelerinden yiyordu
Neler vardı neler
Vişne
kiraz
yenidünya
çilek
erik
Öyle güzel görünüyorlardı ki
Çilekleri çok seviyordu
Gözleri takılıp kalmıştı
İçini çekti
Boğazı gıdıklanıyordu
Nasıl da pespembe
kokulu parlak çileklerdi öyle
Çok değil
bir tane uzatsa nasıl sevinecekti
Ama gelin Hanım
oralı olmuyordu bile
Küçük Merve
öylesine içerlemişti ki
Oysa annesi yemek yediklerinde küçük bir kedi bile baksa mutlaka onun da önüne aynı yiyecekten kor
Yüce Allah'ın adını anar
günah
ağzı var dili yok hayvancağızın
derdi
Bu geline kimsecikler bir şeyler öğretmemiş miydi yoksa
Annesi kimseye bir şey uzatmamış mıydı? İyilik nedir
tok gözlü olmak nedir bilmiyor muydu? Küçük Merve
çileklere dalıp gitmişti
Gülsüm hanım
olanları hüzünle seyrediyordu
Küçük kızının çileğe nasıl düşkün olduğunu da biliyordu
Daha fazla dayanamadı ve:
-Hadi kızım Merve
sen yavaş yavaş eve git
Ben arkandan geliyorum yavrum
dedi
Küçük kız
yutkunarak yola çıktı
Ancak aklı
o canlı ve güzel kokulu çileklere takılmıştı
Kendi büyüdüğünde böyle bir şey yapmayacaktı
İşte yine mezarlık görünmüştü
Yine telaşlanmıştı
Aslında korkmuyordu mezarlıklardan
Dedesi "ahirete açılan kapı "demişti mezarlıklar için
Hem oralarda ne kadar tanıdığı vardı
Onlara her geçtiğinde mutlaka bir fatiha okumalısın diyordu dedesi
Küçük kız durdu ve küçücük avuçlarını açtı
Dilinin döndüğünce dedesinin öğrettiği Fatiha'yı okudu
Dua bitip de ellerini yüzüne sürerken gözleri bir noktaya takıldı
Oracıkta
Mezarlık duvarının üzerinde bir avuç taptaze çilek duruyordu
Küçük kız sevincinden düşünemedi bile
Avuçladığı çileklerden yemeğe koyuldu
Hayretle olup biteni seyreden Gülsüm Hanım hüngür hüngür ağlıyordu
Bir taraftan kızına:
-Canım yavrum
baharı andıran bu aydınlık yüreğin hiç bozulmasın emi
hiç bozulmasın
Yüce Allah'ım çocukları çok çok ama çok seviyor
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul