İşkence Hakkında Genel Bilgi - İşkence Türleri - İşkence Yöntemleri
Cenevre Sözleşmeleri
Dört Cenevre Sözleşmesi, düşman eline düşen kişilere koruma bahşeder Bu sözleşmeler savaşı geleneksel haliyle, üniformalı insanların yine üniformalı ve kimliği açıkça belirgin düşmanlarla, sınırları açıkça belirli alanlarda çatıştıkları haliyle tasavvur eder Bu nedenle insanları iki farklı gruba ayırırlar: savaşçılar, ve olmayanlar (siviller) Varlıkları hukukî söylemde ima edilen, ancak kendilerine karşı takınılacak tavır sözleşmelerde işlenmeyen bir üçüncü grup daha vardır Bunlar yasadışı savaşçılardır; mesela casuslar, paralı askerler ve savaş kanunlarını -örneğin beyaz bayrak sallamasına rağmen düşmana ateş açarak- çiğneyen diğer savaşçılar Savaşçılara ve sivillere sağlam bir koruma bahşedilirken, yasadışı savaşçılara daha düşük seviyeli bir koruma sağlanır
Üçüncü (CSIII) ve Dördüncü (CSIV) Cenevre Sözleşmeleri, çatışma kurbanlarına yönelik muamele ile en ilgili olanlardır Benzer şekilde ifadelendirilmiş 3 maddelerinde iki sözleşme de belirtir ki, "uluslararası olmayan silahlı çatışmalar"da "silahlarını bırakan silahlı kuvvetler mensupları da dahil olmak üzere, husumette etkin bir şekilde rol almayan kişilerebütün hallerde insanca muamele edilecektir" ve hiçbir şekilde "kişiye ve yaşama karşı şiddet, özellikle de her tür cinayet, sakatlama, zalimane muamele ve işkence" veya "kişisel onura karşı hakaret, özellikle de aşağılayıcı ve küçümseyici davranış" olmamalıdır
CSIV bir uluslararası silahlı çatışma içinde bulunan çoğu sivili kapsar ve bunlara genellikle "Korunmuş Kişiler" der (böyle kabul edilmeyenler için hemen bundan sonraki muafiyetler bölümüne bakınız) Madde 32'de korunmuş kişiler, "cinayet, işkence, fiziksel cezalandırma, sakatlama, tıbbî ve bilimsel deneylereayrıca ister sivillerce ister askerî yetkililerce uygulansın, diğer herhangi bir zulüm aracına" karşı korunma hakkına sahiptirler
CSIII bir uluslararası silahlı çatışmada esir düşenlere yönelik muameleleri kapsar Bilhassa madde 17 şunu belirtir: "Savaş esirleri üzerinde, hangi türde olursa olsun onlardan bilgi alabilmek adına ne fiziksel ya da ruhsal işkence, ne de başka herhangi bir baskı aracı kullanılabilir Konuşmayı reddeden savaş esirleri tehdit, hakaret veya herhangi türden bir sakıncalı muameleye maruz bırakılmamalıdır" CSIII'teki Savaş Esirlerinin durumu hakkında, CSIV'teki "Korunmuş Kişiler"inkinden çok daha az muafiyet durumu vardır Kişi, bir uluslararası silahlı çatışmada düşman savaşçısı ise otomatikman CSIII'ün korumasına sahip olur ve yasadışı savaşçı olmadığı sürece bir Savaş Esiri olarak kabul edilir
Belirtildiği gibi, yasadışı savaşçılar CS altında daha az korumaya sahiptirler Yasadışı savaşçı olup olmadıklarına dair bir şüphe durumunda "bir ehil mahkemece durumlarına karar verilene kadar" bir Savaş Esiri olarak muamele görürler (CSIII madde 5) Dikkat edilmelidir ki ehil mahkeme kavramı tanımlanmamıştır ve tarafsızlığa dair bir gereklilik de şart koşulmamıştır Eğer mahkeme yasadışı savaşçı olduklarına hükmederse, CSIV hükmü altındaki bir "Korunmuş Kişi" olarak kabul edilmezler Yine de buna rağmen CSIV tarafından bahşedilen belli bir korunmaya sahiptirler ve "kendilerine insanca davranılmalı ve bir savaş suçları davası durumunda, mevcut Sözleşmede belirtilen adil ve düzenli bir muhakeme hakkından yoksun bırakılmamalıdırlar" (CSIV madde 5)
Dördüncü Cenevre Sözleşmesi Muafiyetleri [değiştir]
Dördüncü Cenevre Sözleşmesi (CSIV) çok önemli bir muafiyet getirmektedir:
"Şayet ihtilâfa dahil bir Taraf kendi toprağında işbu Sözleşme ile himaye gören bir şahsın ferdî olarak devlet emniyetine zarar verecek faaliyette bulunduğundan haklı olarak şüphe etmek için ciddî sebeplere sahip olursa veya bu faaliyette bulunduğu sabit olursa bu şahıs, tatbik edildiği takdirde devletin emniyetine zarar getireceğinden işbu Sözleşme'nin bahşettiği hak ve imtiyazlar üzerinde hiçbir iddiada bulunamazMamafih, bu hallerin her birinde, yukarki bentlerde zikredilen şahıslara insanî muamele yapılacak[tır]" (4 CS madde 5) 4 CS ile korunmayan başka iki grup daha vardır:[*]Sözleşmeye bağlı olmayan bir Devletin vatandaşları Sözleşme tarafından korunmazlar[*]Savaşan bir devletin topraklarında bulunan, tarafsız bir devletin vatandaşları ile savaş-ortağı bir devletin vatandaşları, eline düştükleri devlet nezdinde kendi devletlerinin normal bir siyasî temsilciliği bulunduğu müddetçe, himaye görecek şahıslar olarak telakki edilmezler (madde 4) Neredeyse hemen her devletin diğer devletler nezdinde diplomatik bir tanınmışlığı bulunduğundan, çoğu tarafsız devletin vatandaşları, bir savaş bölgesinde iseler 4 Cenevre Sözleşmesi'nden hiçbir koruma bekleme hakkına sahip değillerdir ABD'nin Teröre Karşı Savaş 'ı gibi bir çatışmada birçok yasadışı savaşçı, ya uyruklarından dolayı bu onlara esirgendiğinden (aşağı bölümlere bakınız), ya çok tehlikeli bulunmaları nedeniyle Madde 5 uygulamaya sokulabildiğinden ya da yasal savaşçı teriminin sözlük anlamına uymadıklarından (bir Taraf'ın silahlı kuvvetlerine mensup değillerdir, üniformaları yoktur, "uzak mesafeden ayırt edilebilecek sabit bir işaret" taşımazlar), Cenevre Sözleşmelerince bahşedilen korumadan yoksun bırakılmıştır
|