Prof. Dr. Sinsi
|
Domuz Gribi Nedir?Domuz Gribi Nasıl Bulaşır?Domuz Gribi Belirtileri Nelerdir Hakkında
Domuz gribinin belirtileri neler?
Uzmanlar, hızla yayılan domuz gribinin belirtilerini, nasıl bulaştığını ve tedavi olanaklarını açıkladı
Domuz gribinin en önemli belirtilerinin üşüme ve titremeyle nükseden 38 derecenin üzerine çıkan yüksek ateş, göz çukurlarında da hissedilen şiddetli baş ağrısı, ileri derecede kas ve eklem ağrıları, bitkinlik şeklinde sıralanırken, soğuk algınlığından farklı olarak belirtilerin yavaş yavaş değil, birdenbire ortaya çıktığı ve daha fazla ateşlenmeye yol açtığı bildirildi
Meksika'dan kaynaklanan domuz gribinin Amerika kıtasının ardından, dünyanın çeşitli yerlerindeki ve bu arada Avrupa'daki bazı ülkelerde de görülmesi, ''hastalık Türkiye'ye de sıçrar mı'' sorusunu gündeme getirdi
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof Dr Münir Büke, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastalığın nasıl bulaştığını, belirtilerini ve korunma yollarını anlattı
Prof Dr Büke, domuzların en önemli özelliğinin, kendi virüslerinin yanında insan ve kuş gribi virüslerini de barındırabilmesi olduğunu, bu rekombinasyonla yeni bir virüs oluştuğunu, insanların daha önce benzer bir virüsle karşılaşıp direnç kazanmadıkları için bu virüsün dünyada büyük bir tehlike oluşturduğunu ifade etti
Şu an için Türkiye'de herhangi bir tehlikenin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Prof Dr Büke, şunları dile getirdi:
''Eğer mayıs ayını atlatabilirsek, o zaman Türkiye için tehlike geçecek veya az bir zayiatla atlatılacaktır Çünkü virüs enfeksiyonları kuzey yarım kürede eylül-ekim aylarından başlayarak mayıs ayı sonuna kadar ön plana çıkıyor Virüsler ılıman, soğuk ve rutubetli ortamlarda daha fazla dayanıyor Mayıs ayından sonra havalar iyice ısınacak; virüs güneş ışınlarının bol olduğu ortamlarda yaşayamayacağı için mekanik yollar dışındaki bulaşma koşulları önemli ölçüde azalacak ''
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ
Prof Dr Büke, virüsün 2 ile 4 gün arasında kuluçka döneminin olduğunu, bu sürede herhangi bir belirtisinin gözlenmeyeceğini ifade ederek, ''mesela hava alanlarında hastalığa yönelik kontroller yapılıyor Güzel bir uygulama, ama ilk 4 gün hiçbir belirti göstermediği unutulmamalı Şüpheli kişileri en azından 3-4 gün gözlem altında tutmakta yarar var'' diye konuştu
Hastalığın 4 temel belirtisinin olduğunu dile getiren Prof Dr Büke, bu belirtileri şöyle sıraladı:
''En önemli özelliği, üşüme ve titremeyle nükseden 38 derecenin üzerine çıkan yüksek ateş Diğer belirtileri göz çukurlarında da hissedilen şiddetli baş ağrısı, ileri derecede kas ve eklem ağrıları, son olarak da bitkinlik Bu arada öksürük ve burun tıkanıklığı da görülebilir Bu belirtiler kuluçka döneminden hemen sonra yavaş yavaş değil, birdenbire başlar
Soğuk algınlığıyla karıştırmamak gerekiyor Soğuk algınlığı yavaş yavaş gelişir, ateş çok yüksek değildir, burun akıntısı ön plandadır Kas ve eklem ağrıları olsa bile ileri derecede bitkinlik görülmez ''
NASIL BULAŞIYOR?
Prof Dr Münir Büke, hastalığın en yaygın olarak solunum yollarıyla bulaştığına dikkati çekti
Hasta insanların öksürük ve aksırığıyla havaya birçok damlacık saçıldığını, konuşurken 200-300, öksürürken 4 bin damlacığın havaya karıştığını kaydeden Prof Dr Büke, ''virüsü taşıyan kişi öksürüp hapşırırsa, 4 metreye kadar hiç temas etmeseniz bile size bulaşabiliyor Havaya saçılan partiküller havada uzunca bir süre kalabiliyor ve bunların solunmasıyla solunum yoluyla kişiye geçiyor'' şeklinde konuştu
Bunun dışında öksürük ve hapşırık sırasında mikrobun göz mukozasına yerleşerek de hastalığın bulaştığını belirten Prof Dr Büke, ''yine eller, yakın temas çok önemli Bu nedenle hasta kişilerin mutlaka izole edilmesi, toplu bulunulan yerlerden uzak durması, maske takması lazım Mutlaka sık sık ellerin yıkanması gerekiyor'' dedi
Okullar, sinemalar, ulaşım araçları gibi topluca bulunulan yerlerde riskin daha fazla olduğuna işaret eden Prof Dr Büke, ''bütün vatandaşlarımız sık sık el ve yüz yıkamayı bu dönemde daha fazla önemsemeli Öpüşmeye, tokalaşmaya biraz ara vermeliyiz Hastalık bulaştırma bilinciyle, hastaların, öksüren kişilerin maske takması, öksürüp aksırırken mendil kullanmanın alışkanlık haline getirilmesi lazım'' diye konuştu
Prof Dr Büke, Türkiye'de gerekli önlemlerin olabildiğince alındığını, Sağlık Bakanlığının bu konuda ''uyanık'' davrandığını söyledi
HASTALIĞIN TEDAVİSİ MÜMKÜN
Domuz gribine yakalanan kişilerin tedavisinin mümkün olup olmadığının sorulması üzerine, Münir Büke şunları anlattı:
''Bereket; kuş gribi virüsleri dışında tedavisi var Virüsü almış kişilerde ilk 36 saat içinde tamiflu veya muadili ilaç 5 gün süreyle sabah akşam kullanılabilir, ya da hastalığın görüldüğü yerlerde bulunulduğunda, koruyucu ilaçlar alınabilir Ama bunlar ithal olduğu için pahalı ilaçlar, herkesin kullanmasına imkan yok 65 yaş üzerindekilere, kalp akciğer rahatsızlığı, astımı olanlara, romatizmal hastalıklar nedeniyle kortizon kullananlara, kanser tedavisi görenlere, küçük çocuklara öncelik tanımalıyız ''
Gribe yol açan virüslerin sürekli değişkenlik gösterdiğini, domuz gribindeki gibi genetik değişkenlikler gösterdiğinde ortaya yepyeni bir virüsün çıktığını dile getiren Prof Dr Büke, bu yüzden koruyucu antikorların bulunmadığını, yani şu an için aşısının geliştirilemediğini ifade etti
'YÜKSEK ATEŞ, VİRÜSLERİN ÖLÜMÜNE YOL AÇIYOR'
Prof Dr Büke, hastalıkla birlikte ortaya çıkan yüksek ateşi düşürmeye çalışmamak gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''65 yaş üzerindeki kalp akciğer rahatsızlığı olan kişilerde, küçük çocuklarda, hamile kadınlarda ateşi düşürelim Ama sağlıklı olup grip olanlarda ateşi düşürmememiz lazım Ateş insana rahatsızlık veriyor, metabolizmayı hızlandırıyor, kalp atışlarını artırıyor, ama bunun yanında virüslerin ölümüne yol açıyor ve vücudun direncinde önemli işlev görüyor, bir çeşit savunma mekanizması gibi işliyor Vücut 41 dereceye kadar dayanır, 4 saat kadar 42 dereceye dayanır Mesela ben grip olduğumda ateşimi daha da yükseltirim ve 5-6 saat içinde bu iş biter Eskilerin hastayı ''terletme'' metodunun mantığı da budur zaten
Bu nedenle parasetamol dediğimiz ateş düşürücüleri kullanmamak gerekiyor, ateş düşürülecekse fiziki yöntemleri kullanmak daha iyi Çünkü parasetamol içeren ilaçlar virüslere karşı antikor oluşumunu engelliyor ve virüslerin çoğalmasını sağlayarak hastalığın tedavi sürecinin uzamasına yol açıyor ''
|