Yalnız Mesajı Göster

Sabunun Tarihsel Gelişimi - Sabunun Özellikleri - Sabun Hakkında Bilgi

Eski 09-08-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sabunun Tarihsel Gelişimi - Sabunun Özellikleri - Sabun Hakkında Bilgi



Sabunun 5000 Yıllık Tarihi






Efsane

Eski Roma'da hayvanların kurban edildiği SAPO Dağı'nda biriken hayvan kül ve yağları, yağan yağmurla Tiber nehri'ne karışır Tiber Nehri'nin sularına karışan yağ, killi çamur ve küller köpüklü bir karışım oluştururlar Bu karışım, bugün kullandığımız sabunun ilk doğal şeklidir ve "SABUN" Tiber Nehrinde adını bulur
Gerçek

İlk sabunun Romalılar tarafından bulunduğuna dair efsanenin aksine, ilk sabun türü MÖ 3000 yıllarında kullanılmaya başlanmış ve sabun tarifleri MÖ 2500 yılına ait Sümer Yazıtlarında ortaya çıkmıştır Bu tariflerde; su içine katılan odun külünün kaynatılması ve bu sırada içine yağ karıştırılarak yavaş yavaş eritilmesi ile bir tür sabun elde edildiği anlatılmaktadır Ancak elde ettikleri maddenin sabun olarak tanımlanması veya bilinmesi ancak Romalılar döneminde mümkün olmuştur Bu da, MÖ 1000 yıllarına karşılık gelmektedir Pompei'nin kalıntıları arasında bulunan bir sabun imalathanesi ve kalıp sabunlar, sabunun Romalılara atfedilmesinin en büyük sebeplerinden biridir Burada, tabii ki banyo kültürünün Romalılarda başlamış olması ve ilk Roma hamamının MÖ 312 yılında inşa edilmesi de diğer etkenlerden birkaçı Ancak sabunun kişisel temizlik için kullanımına MS 200 yıllarından itibaren rastlanmaktadır Sabun, sabun olmadan önce, süt, kum, bazı yağlar ve çeşitli bitki yaprakları temizlik amacıyla kullanılmaktaydı

Hipokrat gibi döneminin önemli fizikçilerden biri olarak gösterilen Galen (MS130-200) sabunu ilk olarak temizlik ve tedavi maksatlarıyla kullanım aracı olarak tanımladı

Roma İmparatorluğunun yıkılması ve karanlık çağın başlamasıyla, insan vücuduyla ilgili her madde gibi, sabun kullanımı da şeytan işi olarak tanımlandı Karanlık çağ sonunda kişisel temizliğe yönelik sabun kullanımı unutulmuştu Unutulan sabun ile birlikte hastalıklar, salgınlar ve ölüm bütün Avrupa'yı sardı

Sabunun tekrar kullanımı 8nci yüzyılda İtalya ve İspanya, ardından 13ncü yüzyılda Fransa ve sonrasında İngiltere'de ortaya çıktı

MS 1500 yıllarına gelindiğinde Avrupa'da pekçok yerde sabun üretilmekteydi Ancak üretilen bu sabunların içindeki maddeler yöresel farklılıklar göstermekteydi Örneğin güney Avrupa'da bitkisel yağlar, kuzey Avrupa'da ise hayvansal yağlar kullanılmaktaydı Koloni dönemi Amerika'sında sabunun ana maddesi olan Sodyum Hidroksit muadili maddeler, dibinde delikleri olan bir fıçı içinde odun külü ve suyun karıştırılması ile elde ediliyordu Sabun için gerekli yağ ise çiftlik hayvanlarından elde ediliyordu

İlk dönemlerde elde edilen sabun, vücut temizliği için kullanımından ziyade, çok sert olması nedeniyle daha çok çamaşır temizliği maksadıyla kullanılmıştır Sabunun banyo için kullanımı ve üretimi Avrupa'da 18 Yüzyıl, Amerika'da ise 19 Yüzyılda ortaya çıkmıştır

Sabunun yaygın olarak kullanılmaya başlanması ile, önce odun külü ihtiyacı sonucunda ağaç kıyımı da tehlikeli boyutlara ulaşmıştı Bu dönemde yapılan araştırmalar 1790 yılında sonuç verdi ve Fransız bilim adamı Nicholas Leblanc'ın yeni buluşu ile tuz, alkaliye çevrilerek odun külünün yerini aldı 1791 yılında Alkali patenti Nicholas Leblanc tarafından alındı 19Yüzyılın ortalarına kadar kullanılan bu metot ucuz ve kolay bir yol olmakla birlikte, ortaya çıkan bazı zararlı kimyasallar çevre kirliliğine neden oluyordu Daha iyi bir sabun formülü 1811 yılında Augustin Jean Fresenel tarafından bulundu

1900'lu yıllara kadar yayılan Fresenel metodu günümüzde de kısmen kullanılmaktadır Bu yıllardan itibaren sabun kişisel hijyenin vazgeçilmez unsuru olarak kabul gördü ve yayıldı

Günümüzde kullanıldığı şekliye sabun üretimine yönelik ilk kitap, Otto Tachenius tarafından Hippocrates Chimicus (1666) adlı eserinde anlatılmıştır Kendi döneminde kabul görmeyen açıklamaları, Michel Eugene Chevreul tarafından 1816 yılında yapılan çalışmalar sonucunda kanıtlanmıştır

Şaşırtıcı olmakla birlikte, günümüzde mevcut büyük sabun üreticilerinin pek çoğu 1800'lü yılların sonunda ortaya çıkan metodlara bağlı üretim gerçekleştirmektedir Piyasada mevcut pek çok sabun türünde hayvansal yağlar kullanılmaktadır Üzerinde bitkisel olarak belirtilmediği sürece, tüm sabunların hayvansal yağlardan yapıldığı düşünülebilir

Kimya alanındaki gelişmeler ve fabrikasyon sürecinde sabunun imaline yönelik olarak çok yol katedilmiş olmasına rağmen temelde sabun tarifi pek fazla değişiklik göstermemiştir

pH (potentia hidrogenii)
"pH", 'hidrojen iyonları konsantrasyonu' anlamına gelen Latince "potentia hidrogenii" teriminin kısaltmasıdır pH değeri, asitlerle bazları ayırdetmek ve kuvvetlerini ölçmek için bir ölçüdür Su içeren herşeyin bir pH değeri vardır ve elektronik aletlerle veya endikatörlerle belirlenebilir PH skalası, 0'dan 14'e uzanır ve tam orta değer 7, yani 'nötral'dir Su, nötr (pH 7) değere sahiptir
Alkali sabun çözeltileri, baziktir ve pH değeri 7'nin üzerindedir Bunun tersi, sirke, laktik asit veya karbonik asit gibi asidik çözeltiler, bu skalada 0 ile 7 arasında değerler alır

Cilt yüzeyindeki hidrolipid film tabakası da su içerdiğinden, cildimizin pH değeri de ölçülebilir 100 yıldır cildin hafif asidik olduğu bilinir Modern metodlar cildin ortalama pH değeri 55'a sahip olduğunu ortaya çıkarmışlardır Bu değer, ciltte bulunan asidik maddeler (ter, sebum ve cilt hücreleri) tarafından üretilmiştir Cildin asidik özelliğinin işlevi, "koruyucu asit örtü" terimiyle açıklanmıştır
Görevi, cildi zararlı mikroorganizmalardan ve çevrenin zararlı etkilerine karşı korumak, böylece cildi enfeksiyon, alerji, tahriş ve kuruluğa karşı korumaktır Buna ek olarak, bozulmamış asit örtüsü doğal deodorant etkisi gösterir Vücut kokusuna neden olan, terin içeriğindeki maddelerin bakteriler tarafından parçalanması engellenir
Bu yüzden, cilt bakımı ve temizliğindeki en önemli beklenti koruyucu asit örtüsünün mutlaka devam ettirilmesidir
Sabun ve Yağlar

Hangi yağ, hangi cilt için uygundur?
Aşağıda belirtilen yağlara ait özellikler genel olarak ifade edilmiştir Eğer allerjik bir bünyeye sahipseniz veya aşağıdaki yağlardan herhangi birine karşı hassasiyetinizi ölçmek istiyorsanız basit bir allerji testi yaptırabilirsiniz
Genel olarak pekçok yağ, masaj sırasında cilde direkt olarak uygulanmaz Örneğin masaj için avakado yağı hazırlamak isteniyorsa, avakado yağı %10'u geçmeyecek bir oranda diğer taşıyıcı bir yağ (zeytinyağı, vb) ile karıştırılacaktır

Avakado : Kuru cilt tipi için uygundur A, B, D, E vitaminlerini içerir
Ayçiçeği yağı : Nemlendirici ve besleyicidir
Bal : Kuru ciltler için önerilir
Bergamot : Yağlı ciltler için iyi gelir, Hassas ciltler dikkat etmelidir
Biberiye : Derinden temizlik sağlar, mikrop kırıcı özelliği vardır
Buğday : Yıpranmış cildi besler E vitamini açısından zengindir A, D vitaminleri, protein ve mineraller içerir
Gül : Tüm cilt tipleri için uygundur Yumuşatıcı ve rahatlatıcıdır
Havuç : Tüm cilt tipi için uygundur Özellikle yüz temizliği için idealdir Beta-Carotene, A, B, C, D, E vitamini açısından zengindir
Hindistancevizi : Cildi besler
Hint yağı : Cildi besler
Jojoba : Tüm cilt tipleri için uygundur A vitamini açısından zengindir
Kayısı : Tüm cilt tipleri için uygundur Özellikle yüz temizliği için idealdir Akneleri temizler A vitamini ve mineraller içerir
Keten yağı : Yüz bakımında parlatıcı olarak kullanılır
Kil : Ölü derileri temizler
Lavanta : Hassas veya yağlı ciltler için uygundur Akne tedavisinde kullanılır
Limon : Yağlı ciltler için uygundur Hassas ciltler dikkat etmelidir
Menekşe : Hafif mikrop kırıcıdır Hassas ciltler dikkat etmelidir
Mısır Yağı : Yüksek miktarda E vitamini içerir
Nane : Hassas ciltler dikkat etmelidir
Papatya : Hassas ciltler için uygundur Yumaşatıcı ve rahatlatıcıdır Akne tedavisinde kullanılır
Portakal : Kuru cildi besler, çok iyi bir cilt toniğidir Kokusu ferahlatıcıdır
Susam yağı : Cildi besler E vitamini, protein, mineral ve amino asitler içerir
Tarçın : Hassas ciltler dikkatli kullanmalıdır
Tatlı Badem : Tüm cilt tipleri için uygundur Protein, vitamin ve mineraller açısından zengindir
Yasemin : Kuru ciltler için uygundur
Zencefil : Hassas ciltler dikkatli kullanmalıdır
Zeytinyağı : Cildi besler

Alıntı Yaparak Cevapla