09-07-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Aşk .
Sen yok, ben yok, her şey sen 
'Binlerce kelime arasında yazdığım tek kadın ismi sensin  '
'Kahve yapmanın sanat olduğunu öğrendim
Elimin yazmaya gitmediği kelimelerimin olduğunu keşfettim
Oysa vadem dolduğunda gözlerinde ölmek istemiştim
Tek bunu diledim'
Bir kadının ismine ilk kez yazarken, okuduğunda o güzel gözlerini kirletmek pahasına yazdıklarımı her sabaha karşı gönderirken
Vardığım anda yoksun, dünyayı güldüren gülümsemen yok Adımlarının izlerinde kaldırım taşlarına baktığımda ışık da yok
Sen yok, ben yok, her şey sen  Sen derken oldukça ciddiyim
Başıma gelen tam da bu işte
Yokluğun yoksunluk, lanet bir boşluk
Ötesi yok 
Genç bir kızın ansızın kaybolan babasının yazdığı eski mektupları bulmasıyla başlayan hikâye, kızın mektuplardaki aşkın izini sürmesiyle devam eder Genç kız, mektuplarda tanımadığı babasını değil âşık bir adamı bulacaktır Karakterleri isimsiz olan öyküde yazar, yaşadığı bir aşktan yola çıkarak, o günün 20 yıl sonraki yansımasını, edebiyat dünyasında denenmemiş bir kurguda anlatıyor
Siyah bantlarla kapatılan cümleler, okuyucuyu hayal gücünü sınırlamadan kitabın içine çekiyor Okur, kendi aşk anlayışıyla, yaklaşımıyla ve yaşanmışlıklarıyla cümlelere eşlik ediyor
Aşk neydi ?
Bir şeyin kısaltması 
Şiddetli kalp ağrısı 
Değişken ruh hali 
Bir hastalık 
Bir tutku 
Bir vazgeçemeyiş 
Aşk tanımsızdı ve çok özeldi İşte aşka duyulan o sonsuz saygının hatırına 'Bir Aşk'ın mektuplarının bir kısmı saklı kalmalıydı 
(Tanıtım Bülteninden)
|
|
|