Prof. Dr. Sinsi
|
Alemdağda Var Bir Yılan (Sait Faik Abasıyanık)
Alemdağda Var Bir Yılan
(Sait Faik Abasıyanık)
Kitabın Adı : Alemdağda Var Bir Yılan
Kitabın Yazarı : Sait Faik ABASIYANIK
Yayınevi ve Adresi : Varlık Yayınevi,Ankara Caddesi,İstanbul
Basım Yılı : 1957
Kitabın Konusu
Bir kişinin hayata bakışı,hayalleri ve düşleri
ALEMDAĞDA VAR BİR YILAN
Biz insanların çoğu zaman kendimizi yalnız,boşlukta hissettiğimiz anlar vardır İşte bu anlarda hayata bakış açımız da değişir Her olaya,herşeye kötü tarafından bakarız Yarısına kadar dolu olan bardağı,yarısı niye boş diye kendimize dert ederiz İşte hikayemizin kahramanı da kendini hep böyle hisseden biri Bir de biz bu adamın İstanbul’da yaşadığını kabul edersek bakın bu adamın düştüğü bataklığa Ama bu insanın da yaşaması,mutlu olması gerekiyor İstanbul’da mutlu olamıyorsa hayal gücü de yok demiyoruz Kendisine yaşanacak,mutluluğu bulacağı bir yer kuruyor Buranın adı da Alemdağ Linklerimizi üyelerimiz görebilir Uslanmam üyeliği için tıklayın , Linklerimizi üyelerimiz görebilir Uslanmam üyeliği için tıklayın , Linklerimizi üyelerimiz görebilir Uslanmam üyeliği için tıklayın , Linklerimizi üyelerimiz görebilir Uslanmam üyeliği için tıklayın , Linklerimizi üyelerimiz görebilir Uslanmam üyeliği için tıklayın
PANCO’NUN RÜYASI
Öyle bir adam ki Panco;miskin,bıkkın,hayatta ulaşmak istediği bir amacı olmayan fakat bir kızı seven genç bir sima iş bulursa sağda solda elektrikçilik yapıyor,hala annesi babasıyla yaşıyor Çoğu zaman hayatını babasının verdiği üç beş kuruşla kumar oynayıp kazanarak sürdürüyor Bir gün rüyasında sevdiğinin yanında birini görüyor,şaşırıyor,hemen yanlarına gidiyor,bir de baksın ki sevgilisinin yanındaki kendisi,gözleriyle iletişim kurmak istiyor,rüyasındaki kendisi onu tersliyor Sabah uyandığında hala onu düşünüyor ve gülüyordu,onu seviyordu,sevdiğinin de onu sevdiğini anlamıştı Artık hayat daha güzeldi
HİŞT HİŞT!…
Hişt,Hişt! Bu sesi herkes duyar,özellikle bahar geldiğinde öyle bir sestir ki;dağlardan kuşlardan,denizden,insandan,hayvandan,attan,böce kt en,çiçekten gelir Bu ses geldiğinde dünyaya can gelir,hayat şenlenir Bu ses geldikten sonra yaşar çiçekler,böcekler,insanoğulları Bazen biz de çıkartırız bu sesi çünkü biz de yaşarız bu hayatı
Kitabın Anafikri
Yaşadığımız olaylar ne kadar kötü olursa olsun yaşama iyi tarafından bakmak yine bizim elimizde
Kitaptaki Olaylar ve Şahısların Değerlendirilmesi
Kitaptaki olayların çoğu hayalidir Yazarın İstanbul’u ve halkı tanıtması için olaylar yaratılmıştır Yazar İstanbul sokaklarında dolaşırken halkın içinden insanlarla muhatap olur Barlara gider,içer Bir de dostu vardır,adı Panco Yaşamından bıkmış,kumarbaz,babasının verdiği parayla geçinen bir delikanlıdır Bir de sevdiği vardır,vakit ve para buldukça aşkının şerefine içer Olayların etrafında dönen kahramanımız her zaman kendini yalnız hisseden,her olaya kötü tarafından yaklaşan,yalnızlığın yarattığı hayalperest bir kişidir
Bir de balıkçımız vardır;en yakın dostu bir martıdır Bu martı onun uğurudur Balıkların yerini bu martı gösteriri Ama günün birinde martı ölüverir Balıkçının bir tahtası eksik olsa da yüreği sevgi doludur
Kitap Hakkında Düşünceler
Bu kitapta bir kişinin olaylara, kişilere kısaca hayata bakış açısı işleniyor Kitapta olaydan çok çevre ve düşüncelere,yazarın değerlendirmelerine yer verilmişir Böyle bir kitabı okumak çevremizdeki bazı insanların düşünceleri,hayata bakışları hakkında bilgi edinmemizi sağlar Belki de hayata bakış açımızı değişterebilir Fakat, olumsuz bir kitap İnsanı yalnızlığa ve karanlığa itiyor Doğru dersi almak bizim elimizde Okunan hiçbir kitap bizden hiç birşey eksiltmez
Yazar Hakkında Bilgi
Sait Faik ABASIYANIK(1906-1954)
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önde gelen öykücülerindendir Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Sait Faik Adapazarı’nda doğdu Kurtuluş Savaşı sonrasında İstanbul’a yerleşti 1928’de İstanbul Üniversitesi’nde Türkoloji öğrenimine başladı;ama üç yıl sonra öğrenimini yarım bırakarak üniversiteden ayrıldı Bir süre de,ekonomi öğrenimi görmek için gittiği İsviçre ve Fransa’da yaşadı Babasının geri çağırması üzerine yükseköğrenimini yarıda bırakarak 1933’te yurda döndü İlk röportajları Haber gazetesinde yayımlandı Bu arada Varlık,Ağaç,Ses,Yeni Ses,Yaprak ve Yenilik gibi dergilerde öyküleri yayımlanıyordu Sait Faik’in bu dönem öykülerinde çocukluk ve gençlik yıllarının izlenimleri öne çıkar Daha sonraki yıllarda insanların yaşam koşullarını ve insanlığın çelişkilerini işledi
1946 yılında siroz hastalığına yakalanan ve bu hastalıkla birlikte gelen sürekli ölüm düşüncesi,böyle bir yaşamın yarattığı bezginlik ve mutluluk arasındaki çalkantılar Sait Faik’in son dönem öykülerini büyük ölçüde etkiledi 1954’te Burgazada’daki köşkünde ölen Sait Faik’in ,1955 yılında annesi tarafından adına bir öykü ödülü konuldu Bazı eserleri ise şunlardır:Mahkeme Kapısı,İhtiyar ve Talebe,Gauther Cambazhanesi,Sarnıç,Medarı Maişet Motoru(bu kitap sıkıyönetim tarafından toplatıldı),Lüzumsuz Adam,Mahalle Kahvesi,Havada Bulut,Son Kuşlar,Alemdağda Var Bir Yılan,Şimdi Sevişme Vakti,Kayıp Aranıyor
|