Konu
:
Git... Harf Harf Tümcemden...
Yalnız Mesajı Göster
Git... Harf Harf Tümcemden...
09-07-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Git... Harf Harf Tümcemden...
Bitti…
Bitmeliydi belki…
Parçalanmış hayatlarımız bütün kalmış bir hayali kabullenemezdi
Mutluluğa kurulabilecek ütopyalar için ruhumuzda beslediğimiz tebessümler ölüm tehlikesi olan tellerde asılı kalmıştı
Bir hayat izdüşümünde son viyadükte kaybetmiştik birbirimizi
Şimdi bulan yok bizi… Birbirimize kayıp olmak hayatta var olma oyunumuzdu demek ki
Sen gitmeliydin
Bense; gitme demekten öteye gitmemeliydim
Öyle ya gitsem de dinlemezdin
Kullanılmamış tüm gülücüklerini bana bağışlıyor şimdi dünya
Sense; ömründeki tüm gitmeler için “elveda”lar topluyorsun azığına
Gitme diyenleri dinlememek içinse çığlıklar yerleştiriyorsun kulaklarına
Oysa ben; azığında duran “elveda”lardan bihaber düşeyazmıştım tek heceye
Sonra düş’e yazmıştım her yolun sonunda sana düşüşlerimi
Hüzne çalan bir sonbahar vaktinde eski kitapların arasında biriktirdiğim bir yığın küflenmiş yalnızlığımla yineliyorum seni
Sonra; içimin deruni çöl gecesinden sesleniyorum sana: ‘bana susacak kadar ben konuşacak kadar sen lazım’ diyorum
????:
Sen olmuyorsun ben “sus” kalıyorum…
Suskunluğum tahrip olup harflere dönüşüyor
Ve ben sana dair kurduğum tüm cümleleri mahya yapıp yüreğime asıyorum
İçimdeki özneliğin devam ediyor
Hayatımda bu kadar önemliyken önemsiz bir edat’a dönüşmenden korkuyorum
Bu yürek mizanseni bir monologdan oluşuyor; diyaloğu hiç olmayacak biliyorum
Ve sen sandığım tüm hayallerini içimin hayat akordu bozulmamış yanlarına saklıyorum
Sonra gitarımın tellerine satıyorum acılarımı
Acıya bulanan tellerime vurdukça parçalıyorum parmaklarımı
Geceler titrek elerime bulaşıyor her sabah
Giden “ay”a satır uçlarında kalmış bir satırdan diğerine düşememiş hasretlerimi teslim ediyorum
Gelen “güneş”e yüzü hüzne bakan şarkılar besteliyorum
Bir çığlıktan uyanıp diğer bir çığlığa gözlerimi yumuyorum
Ve sen sandığım bütün hayallerini içimin hayat akordu bozulmamış yanlarımda saklıyorum
????:
Doğru yolundan şaşıyorum nefes almanın
Bir yerde veresiye olmayan ölümler çıkıyor karşıma bir hüznümle bir damla gözyaşıma alıyorum hepsini
Birini ölüyorum
Sonra bir nefes daha alıyorum can sıkıcı bir senfoni tadında
Sonra ikinciyi ölüyorum
Ölmeyi bile beceremiyorum
Ruhumun dallarında yedi veren acıyla günler eskitiyorum
Dünlerime tuz basıyorum yanına yarınları hapsederek
Ne seni bulabiliyorum bu zifiri karanlıkta ne de kendimi
Tüm sevgim kulağına fısıldanmış bir masaldı belki
İçimde kapan kıyamete ensemde vurulan düşmana ve avuçlarımda biriken nefretime inat aaaaaaamalıydım hislerimi
Sana adanmış; ama benden ötesi olmamış fırtınalı bir yolculuktu bu
Haniydi mutlu olamama değecek yâr?
Yokluğuna var olmayı denedim durdum
“ünlem” dedin korktum “virgül” dedin konuştum “nokta” dedin sustum “ayraç” dedin ve kayboldun
İsmimi isminden ayıran işareti sen buldun
Bense; yine yokluğunda var olmayı denedim durum
Kırılmak üzere olan bir kalemle kızıldan siyaha çalan bir günde sana şiirler kurdum
Bir hayat izdüşümünde son viyadükte birbirimizi kaybetmişliğimizi bulunmazlığımızı hayat denilen iki çığlık arası bir nefesten ibaret olan oyunun acı sahnesi saydım
İçimi bu denli yakmaya sen yanlarımdan başladım…
Şimdi hangi rakamı versem sonucu sen çıkar? Hangi seni versem sonunda mutluluk yüzüme bakar? Yok bu işlem ancak eşitsizliğe yol açar
İsmin baştan sona ağlamaklı bir ömre bedel… Kayıpsın bana benli her şeye belki de en başta kendine… Kayıbız birbirimize
İçimin derinlerinden; koca okyanusları aşıp gelmiş tüm harfleri hayata devirip kalbime ansızın düşüvermiş bir “mim” oldun
Öyle bir “mim” ki; “elif” i silmiş “be” yi yutmuş “te” yi unutmuş “se” yi uyutmuş… Kendini bir tek “mim” de bulmuş
Şimdi yüreğimdeki “mim” in göz kapaklarıma düşüyor
İntiharına ramak kalan tümceler yakıyor beni
Ben ki kaç nefesimi asmıştım idam sehpasında
Son dileği hep sendi nefeslerimin
Ve ben son dileği gerçekleşmemiş hayata prangalı bir mahkûm
Gökten yıldızlar yağıyor üstüme
Birini tutsam diğeri kaçıyor
Payımıza düşenlerden payıma düşenleri alıyorum
Yoksun … Yok oluyorum…
Yalnızlığımı demliyorum sensizlikte
Sesimin yamaçlarına ağıtlar yaslanıyor
Yoksun desem de hep varsın bende
Kalemden ve kelamdan çıkan sözler sana
Yeteri kadar yaktın bendeki ‘od’u
Hadi git harf harf tümcemden kalma satırlarımda
Kayıplığımız tüm cümlelerimi süpürüp gitsin
Bende “ben”den başka “sen” olmasın
‘Lâl’liği armağan edeyim kalemime
Hadi git harf harf… Kalma bende…
Sen de böyle cayardın demek ki çıktığın yoldan
Oysa aynı giyotin altında aynı ritimde soluklayacaktık ölümü
Aynı başlangıca uyanıp aynı sona göz yumacaktık
Şimdi ise;
Yok(oluyor)sun… Yok(oluyor)um… Yok(oluyor)uz…
Tüm notaları yarım bıraktık kulaklarımızda
Yarım sözler yarım şarkılar yarım şiirler… Başlığı sana teslim edilmiş olan bir yazı bendeki sonunu ayrılığın imzaladığı
Şimdi hangi yaşam içine sığdırabilir ki beni sensiz? Sensiz askıda kalmaz mı soluklar?
Kara kalemimden damlayan kara senmişsin meğer
Ben hep seni çizmek için uğraşmışım yıllarca ve o çizemediğim hem de silmeye kıyamadığım eksik yüz seninkiymiş
Ben senle sevdim aslında beyazıma sadece siyahı çizmeyi
Tüm renklerimi kayıplığımızda demli bir çay gibi yuttum
Yüzümde git gide derinleşen hüzün çizgileriyleydi kavgam
Her savaşta yenik düşmüşlüğüm onlaraydı
Tüm gülücüklerim sende asılı kaldı
Ceplerime doldurduğum hasretle yürüyorum şimdi yolları
Ayağım iflah olmaz yalnızlıklara takılıyor
Bizi bulmak adına kendimden vazgeçtim sanırken dönüp baktığımda ardımda kalan ben değil hayat oluyor
Acı mayasıyla yoğrulmuş dünler çalıntı yarınlar ve tam yüreğinden kurşunlanan bir ömrün portresi kara kalem satırlar…
Günün gecesine çeyrek var
Kalemiminse; günaydınlığına “bir” var
Tüm satırlarım hala uyanmamışken hadi git harf harf tümcemden
Pimi çekilmiş bir başkaldırıda yıkıldı umuttan yaptığım kaleler
Ateşten bir gömlek giydim; yıldızlar yağdı üstüme
Duvarıma astığım saniyeler düşüyor ellerime
Özgürlük beyaz güvercinlerin bile payına düşmüyor şimdilerde
Yazıyorum
Her mısra bir ölüme teslim bundan böyle… “Az gittim uz gittim…” masallarına kanmayacak kadar yürüdüm hayat yolunda
Harabe kentleri buldu hep duraklarım
Darağacına astım feryatlarımı
Neye hüküm giymişse zaman geçit vermiyor anılara
Kurduğum tüm teselli cümlelerini gözyaşlarıma sunuyorum
Düşlerim çınlıyor
Söylesene bana sevmek hangi düşten artakalan bir ıstırap? Bir çift ağıtla gidebilir miyim yarınlara? Adım adım içine yürümeye çalıştığım sevda neden açmadı ki mührünü bana?
…
Şimdi gün için gece kalem için sabah
Hala gerçeğimde yok; ama satırlarımda gizli ismin
Sana yol almaktan yorulmuş son nidamı savuruyorum göğüme;
HADİ GİT HARF HARF TÜMCEMDEN… KALMA BENDE…
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul