09-07-2012
|
#8
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hayatı İzleyenler Değil Yaşayanlar İçin Anektotlar
Herkes aslında yalnızdır  
Ve anlaşılmak ister, ama hiçbir zaman bir başkasını tümüyle anlayamayız  
Ve hepimiz bizi çok sevene bile bir parça yabancı kalırız  
  
Acımasız olanlar güçsüzlerdir  
Sevecenlik yalnızca güçlülerden beklenebilir  
Korkuyu bilmeyenler gerçekte yürekli değildir  
Çünkü yüreklilik, düşlenebilene karşı koyma gücüdür  
  
İnsanları çocukmuş gibi görürseniz  
Onları daha iyi anlayabilirsiniz  
Ne denli yaşlı ya da etkileyici olurlarsa olsunlar  
Çünkü çoğumuz hiçbir zaman büyümeyiz  
Yalnızca boyumuz uzar  
  
Mutluluğa ancak beynimizi ve yüreğimizi gücümüz yettiğince
etkinleştirdiğimizde ulaşırız  
Hayatın gayesi önemli olmaktır  Saygın olmak  Sevmiş olmak  
Bir şeyi savunmak  
Boşuna yaşamamış olmaktır   
Büyümemiz için bize gereken gerçekliktir,
İnsan erdemini ya da kötülüğünü aşan bir bütünlük  
Bilgiye, kendimizi bilmeye ihtiyacımız var  
Kendimizi ve gölgemizi görmemiz gerekir  
Çünkü gölgemizle yüzleşebiliriz; böylece belki de büyüdüğümüzde,
güçlenip toplum içinde sorumlu yetişkinler olduğumuzda, dünyada yapılan kötülükler, katlanmak zorunda olduğumuz adaletsizlikler, azap ve acı karşısında çaresizlikle teslim olmaya, ya da gördüklerimizi inkar etmeye daha az eğilimli oluruz 
yüreklice düşün  
gir bu yola seve seve  
  
iyi yaşamayı sonraya bırakan kimse;
yolunda bir ırmakla karşılaşıp da
akıp geçmesini bekleyen köylüye benzer  
  
oysa ırmak,
hiç durmadan akıp gidecektir  
(  Ursula K Guin)
|
|
|