09-07-2012
|
#10
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hayatı İzleyenler Değil Yaşayanlar İçin Anektotlar
Zenginlik bize ne iyilik eder, ne de kötülük:
Her ikisi için de malzeme verir bize  
Ondan daha güçlü olan ruhumuz malzemeyi dilediği gibi evirir, çevirir ve kullanır;
mutlu ya da mutsuz oluşunun tek nedeni ve sorumlusu kendisidir  
  
Dış varlığımız tadını rengini iç varlığımızdan alır;
nasıl ki giysilerimiz bizi kendi sıcaklıklarıyla değil bizim sıcaklığımızla ısıtırlar:
Onu koruyup beslemektir yalnız görevleri  
Onları soğuk bir bedene giydirirseniz, soğukluğu korur ve beslerler:
Kar ve buz öyle saklanır  
  
Hiçbir şey kendiliğinden ne o kadar üzücüdür, ne de zor  
Bizim gevşekliğimiz, güçsüzlüğümüzdür ona bu niteliği veren  
Büyük ve yüksek şeyleri görebilmek için onlara göre bir ruhumuz olması gerekir;
yoksa kendi çamurumuzu görürüz onlarda  
Doğru bir kürek suda eğri görünür
Önemli olan bir şeyin görülmesi değildir yalnız, nasıl görüldüğü de önemlidir  
  
Biz güzellikleri yalnız sivri, şişkin, süslü püslü olarak seviyoruz  
Saf ve sade olanlar kolayca kaçıyor bizim kaba gözlerimizden  
Öylelerinin ince ve saklı bir yanları var  
İnsanın pussuz, yıkanmış, arınmış bir bakışı olmalı ki;
o gizli ışıltıyı görebilsin  
Biz saflığı budalalıkla eş anlamda kullanıp
kınamıyor muyuz? 
- Montaigne -
|
|
|