05-12-2007
|
#4
|
Ergenekon
|
Toplumun temel ayrışması, “modern değerlerin ne ölçüde kabul edildiğine göre şekillenen, siyasal değil sosyo-psikolojik bir ayrışma”dır Bu nedenle ortada gerçekte değil sadece görünürde(sanal) bir siyasal kutuplaşma var
Toplum içinde adı konmamış bir hiyerarşinin ortaya çıkmasıyla, tüm dünyada uygulanan, farkı öne çıkartan kimlik siyasetlerini de göz ardı etmemek gerek Etnik ve mezhepsel ayrılıklar, insanların yaşanan kargaşada kimliklerini bulabilecekleri rehberler gibi algılandı zamanla Bu hızlı değişim, beraberinde değerler kargaşasına da zemin hazırladı ve nihayetinde mevcut değerlere can havliyle tutunan gruplar ortaya çıktı
Bireyin kitle içerisindeki değişimi, heyecanların, duyguların büyümesi ve aklın, düşüncenin gerilemesinde somutlaşır Fertlerin bir araya gelmesiyle oluşan kitlenin düşünce ve duyguları ise zamanla bir tarafa yönelir Adeta tek bir varlığa dönüşen kitlelerde geçici ve pek açık özellikler gösteren ‘kolektif bilinç’ler oluşur Kitleleri bir araya getiren en önemli sistemlerden biri tabii ki demokrasi Bu, beraberinde kolektif bilince de zemin hazırlıyor
Yetersiz demokrasi tarifi ve anlayışı, sadece halkta değil siyasetçiler başta olmak üzere, aydın, bürokrat kesiminde de mevcut Sonucu ise görünen o ki ağır faturalara neden oluyor Başa gelen tüm kötülüklerin faturası demokrasiye çıkarılınca, darbecileri alkışlama gafletinde dahi bulunulabiliyor Bir diğer hata da toplumsal psikolojimizdeki farklılıkları, siyasal bir kutuplaşma gibi görmekten kaynaklanıyor, bu da yine hatalı demokrasi anlayışımızdan besleniyor
ANLAMSIZ BİR ‘YOK OLMA KORKUSU’ ile parçalara bölünen halk, zamanla birbirinin tehdidi haline dönüşüyor Yıllara dayanan sorunsuz ortak yaşam tecrübeleri bir kenara bırakılarak farklı sıfatlar altında kısa sürede birbirinin düşmanı oluyor bu topluluklar Akla ister istemez belirli bir kesimin toplumun farklı kesimleri üzerinden korku siyaseti güttüğü fikri geliyor “Elbette toplumumuz kendi doğal ve olağan hal ve seyri içinde, yaşanan bu alt-üst oluşla baş etmeye çalışıyor; ama birileri de kendi emellerine göre ortalığı karıştırıyor ” Pekâlâ, birbiriyle anlaşabilecek, eninde sonunda dostça bir arada yaşamanın yolunu bulabilecek ve zaten bugüne kadar bunu tecrübe etmiş olan insanlar, birbirlerine karşı tehditmiş, biri diğerini ortadan kaldıracakmış gibi göstererek, ‘öteki’leştirilerek fesat tohumları ekiliyor “İnsanların gelecekleriyle ilgili kaygı duymaları ve endişelenmeleri anlaşılabilir bir durumdur; ama ‘yok olma korkusu’nun yaratılması, kesinlikle birilerinin marifetidir Toplumun kutuplara ayrılmasından menfaati olanlar, insanımızın psikolojisi üzerinde zar atmaktan çekinmezler ”
|
|
|