Yalnız Mesajı Göster

İnsan Genom Projesinin Sonuçları

Eski 09-06-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsan Genom Projesinin Sonuçları



Evrimcilerin "Evrim Mekanizması" Dedikleri Mutasyon,
DNA'YI TAHRİP EDİYOR Evrimciler DNA'nın ilk olarak nasıl ortaya çıktığı konusuna kesinlikle bir açıklama getiremezlerken, DNA konusunda çıkmaza girdikleri önemli bir nokta daha vardır Balıklar, sürüngenler, kuşlar, insanlar nasıl olup da, farklı DNA'lara, farklı bilgilere sahip olabilmişlerdir?

Evrim teorisi, bu soruya cevap olarak, DNA'daki bilgilerin zaman içinde gerçekleşen tesadüflerle arttığını ve çeşitlendiğini ileri sürerler Sözünü ettikleri tesadüfler "mutasyon"lardır Mutasyon DNA'da radyasyon ya da kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen değişikliklerdir Bazen bir radyoaktif ışınım DNA zincirine isabet eder ve oradaki bir veya birkaç basamağı tahrip eder ya da yerini değiştirir Evrimcilere göre, canlılar, tek bir DNA'nın bu mutasyonlar (yani kazalar) sonucunda farklılaşması ile bugünkü mükemmel hallerine ulaşmışlardır

Bu iddianın akıl dışı olduğunu göstermek için, DNA'yı yine bir kitaba benzetelim DNA'nın bir kitapta olduğu gibi yanyana dizilmiş harflerden oluştuğunu söylemiştik Mutasyonlar, bu kitabın yazılımı sırasında meydana gelen harf hatalarına benzerler İsterseniz bu konuda bir deney yapalım Kalın bir dünya tarihi kitabının baştan sona bilgisayara yazılmasını isteyelim Bu iş yapılırken de bir kaç kez dizgiye müdahale edelim ve dizgiyi yapan kişiye tuşlardan birine gözü kapalı ve rastgele basmasını söyleyelim Bu şekilde yazılmış olan harf hatalı metni, bir başkasına verip yine aynı şeyi yaptıralım Bu yöntemle, her seferinde metne rastgele birkaç harf hatası ekleyerek, kitabı birkaç bin kez baştan aşağı yazdıralım

Acaba tarih kitabı bu yöntemle gelişir mi? Örneğin daha önce kitapta var olmayan "Eski Çin Tarihi" gibi bir bölüm oluşabilir mi?

Elbette ki kitaba eklediğimiz harf hataları kitabı geliştirmez, aksine tahrip eder, anlamını bozar Hatalı kopyalama işlemini ne kadar artırırsak, o kadar bozuk bir kitap elde ederiz

Ama evrim teorisinin iddiası, "harf hatalarının bir kitabı geliştirdiği" yönündedir Evrime göre DNA'da meydana gelen mutasyonlar (hatalar) birikerek tesadüfen faydalı sonuçlara yol açmış, örneğin canlılara göz, kulak, kanat, el gibi kusursuz organları; düşünmek, öğrenmek, mantık yürütmek gibi şuur gerektiren özellikleri kazandırmıştır

Kuşkusuz bu iddia, biraz önce söz ettiğimiz, bir dünya tarihi kitabına harf hatalarının birikmesi sonucu "Eski Çin Tarihi" bölümü eklenmesinden bile daha akıldışıdır (Kaldı ki doğada, hata yapan dizgici örneğinde olduğu gibi düzenli olarak mutasyonlar meydana getiren bir mekanizma yoktur Doğadaki mutasyonlar bir kitabın yazımı sırasında meydana gelebilecek harf hatalarından çok daha nadir oluşurlar)

Zaten bugün mutasyonların insan DNA'sı üzerinde tahribat oluşturduğu açıkça bilinmektedir Dikkat edilirse, İnsan Genomu Projesi'nin açıklanmasıyla birlikte, insan genlerinde kalıtsal hastalıklar olduğu, bu hastalıkların gen mühendisliği ile tedavi edilebileceği belirtilmiştir Bu genetik hastalıkların tek sebebi ise, Darwinistlerin "evrim mekanizması" dedikleri mutasyondur! Yani Darwinizm'e göre canlıları geliştirmesi gereken mutasyonlar, gerçekte başta çeşitli kanser türleri olmak üzere çok sayıda hastalığa sebep olmaktadır ve bu da bilimsel olarak ispatlanmıştır Bu durum, Darwinistlerin "evrim mekanizması" sandıkları mutasyonların, sadece, kusursuz olarak yaratılmış olan insan genlerini zamanla bozduğunu, dejenere ettiğini göstermektedir

Evrim teorisinin canlılığın kökeni hakkında getirmeye çalıştığı her türlü "açıklama" işte bu denli akıl ve bilim dışı iddialardır Bu gerçeği kabul eden açık sözlü otoritelerden biri, Fransız Bilimler Akademisi'nin eski başkanı olan ünlü Fransız zoolog Pierre Grassé'dir Grassé de bir evimcidir, ancak Darwinist teorinin canlılığı açıklayamadığını savunmakta ve Darwinizm'in temelini oluşturan "tesadüf" mantığı hakkında şunları söylemektedir:

"Şanslı mutasyonların havyanların ve bitkilerin ihtiyaçlarının karşılanmasını sağladığına inanmak, gerçekten çok zordur Ama Darwinizm bundan fazlasını da ister: Tek bir bitki, tek bir havyan, binlerce ve binlerce tam olması gerektiği şekilde faydalı tesadüflere maruz kalmalıdır Yani mucizeler sıradan bir kural haline gelmeli, inanılmaz derecede düşük olasılıklara sahip olaylar kolaylıkla gerçekleşmelidir Hayal kurmayı yasaklayan bir kanun yoktur, ama bilim bu işin içine dahil edilmemelidir" (Pierre-P Grassé, Evolution of Living Organisms, New York: Academic Press, 1977, s 103)

Gerçekten de, cansız maddelerin kendi kendine bir araya gelip DNA gibi muhteşem sistemlere sahip canlıları oluşturduğunu iddia eden evrim teorisi, bilime ve akla tamamen aykırı olan bir hayalciliktir Tüm bunlar bizi apaçık bir sonuca götürür Yaşamın bir planı (DNA) olduğuna ve tüm canlılar bu plana göre yapıldıklarına göre, açıktır ki bu planı ortaya çıkaran üstün bir Yaratıcı vardır Yani tüm canlılar, sonsuz bir güç ve akıl sahibi olan Allah tarafından yaratılmışlardır Allah Kuran'da bu gerçeği şöyle bildirmiştir:

O Allah ki, yaratandır, kusursuzca varedendir, şekil ve suret verendir En güzel isimler O'nundur Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir O, Aziz, Hakim'dir (Haşr Suresi, 24)

İnsanların bugün teknolojinin imkanlarını kullanarak başardıkları ise, Allah'ın insan DNA'sında tecelli eden ilminden bir parçayı olsun anlayabilmek için çalışmaktan ibarettir

İnsan Genomu Projesi Hakkında Darwinist-Materyalist Yanılgılar
İnsan Genomu Projesi'nde gelinen son noktanın açıklanması ile, Türkiye'de bazı yayın organları, evrim teorisinin içinde bulunduğu çıkmazın daha fazla ortaya çıkmaması için, yanıltıcı mesajlar yayınlamaya ve halkı yanlış bilgilendirmeye başladılar

Darwinist-materyalist basının, en çok gündeme getirdiği ve farklı slogan ve başlıklarla ifade ettiği konu ise, gen haritasının keşfinin Allah'ın yarattığı kadere karşı gelinebileceğini gösterdiği iddiasıdır Bu, ülkemizde belirli kesimlerce öne sürülen çok büyük bir yanılgı ve aldatmacadır Son zamanlarda gazete sayfalarında yer alan ve televizyon programlarına kadar taşınan başlıklar, sinsice yapılan bir telkin görüntüsü vermektedir: "İnsan artık kaderine yenilmeyecek" gibi mesajların insanın gen haritası hakkındaki bilgilerle birlikte insanlara sunuluyor olması büyük bir hatadır Çünkü, gerçekte, insanın gen haritasının çıkarılmasının, insanın kaderinin akışı ile kesinlikle bir bağlantısı yoktur

Kaderin Akışı Değiştirilemez
Kader, Allah'ın geçmiş ve gelecek tüm olayları tek bir an olarak bilmesidir İnsanların önemli bir bölümü, Allah'ın henüz yaşanmamış olayları önceden nasıl bildiği konusunu, yani kader gerçeğini anlayamazlar Oysa insanın henüz karşılaşmadığı bir olay kendisi açısından yaşanmamış bir olaydır Allah ise zamana ve mekanı bağlı değildir; zaten zamanı ve mekanı yaratan Kendisi'dir Bu nedenle Allah için geçmiş, gelecek ve şu an hepsi birdir ve hepsi olup bitmiştir

Her insan ve her olay için bu durum geçerlidir Örneğin Allah her insanı belli bir ömür ile yaratmıştır ve her insanın ölüm anı Allah katında yer, zaman ve şekil olarak bellidir Eğer gelecekte bir gün, bir insanın ömrü genlerine yapılan doğru müdahalelerle uzatılırsa, bu olay bu insanın kaderini yendiği anl***** gelmez Bunun anlamı şudur: Allah bu insanı uzun bir ömürle yaratmıştır ve gen haritasının çıkartılmış olmasını bu insanın ömrünün uzun olmasına vesile etmiştir Gen haritasının bulunması da, o insanın o dönemde yaşaması da, yine o insanın ömrünün tıbbi imkanlarla uzatılması da onun kaderindedir; tümü Allah katında daha o insan dünyaya gelmeden önce bellidir

Aynı şekilde bu proje çerçevesinde yapılan buluşlar neticesinde ölümcül bir hastalığı tedavi edilen bir insan, yine kaderini değiştirmemiştir Çünkü bu insanın kaderinde, bu hastalıktan bu projenin vesilesi ile kurtulmak vardır Sonuçta, insanın gen haritasının çıkartılmış olması ve insanoğlunun genetik programa müdahalesinin olabilecek olması, Allah'ın yarattığı kadere karşı gelmek demek değildir Aksine, bu şekilde insanlık Allah'ın kendileri için yarattığı gelişmeleri izlemekte, Allah'ın yarattığı bilgiyi keşfetmekte ve kullanmaktadır Eğer bir insan bu bilimsel gelişmeler sayesinde 120 sene yaşarsa, bu Allah'ın onun için önceden takdir ettiği bir yaştır, onun için ömrü bu kadar uzun olur

Kısacası "kaderimi yendim", "kaderimi değiştirdim", "kadere müdahale ettim" gibi ifadeler, kader gerçeğini bilmemenin getirdiği cehaletten kaynaklanmaktadır Ve bir insanın bu ifadeleri kullanması da onun kaderinde önceden belirlenmiş; bu cümleyi nerede, ne zaman, hangi şartlar altında kullanacağı dahi Allah katında tesbit edilmiştir

İnsanı veya Herhangi Bir Canlıyı Kopyalamak Onu Yaratmak Değildir
Bazı yayın organlarında ise, genetik biliminin ilerlemesi ile insanın da kopyalanabileceği ve böylece insanın insan yaratabileceği ileri sürülmüştür Bu da son derece çarpık ve gerçeklerden uzak bir mantıktır Çünkü yaratmak, bir şeyi yoktan var etmektir ve bu fiil sadece Allah'a mahsustur Genetik bilginin kopyalanmasıyla, bir canlının aynısından oluşturulması ise bu canlının yaratılması manasına gelmez Çünkü, insan veya başka bir canlı kopyalanırken, bir canlının hücreleri alınmakta ve kopyalanmaktadır Ancak hiç bir zaman, cansız maddeden bir tek canlı hücre oluşturulamamış, bunun yakınına bile yaklaşılamamıştır Bu konuda yapılan çalışmalar sonuçsuz kaldığı ve kalacağı da belli olduğu için durdurulmuştur

Sonuç olarak, insanın genetik yapısının keşfedilmesi insanın kaderine karşı gelişini gösteren bir olay değildir, olamaz da Her olay, her konuşma ve her gelişme, Allah katında çok önceden belli bir kader üzerinde belirlenmiştir Buna bilimsel gelişmeler ve bu gelişmelerin insan hayatına getireceği yenilikler de dahildir Allah herşeyden haberdar olan ve herşeyi bilgisiyle sarıp kuşatandır Küçük büyük her türlü olayın, Allah'ınbilgisi dahilinde gerçekleştiği gerçeği ise Kuran'da şöyle haber verilir:

Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur'an'dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın (Yunus Suresi, 61)

Alıntı Yaparak Cevapla