Konu
:
Nevrotik Ve Psikotik Rahatsızlıklar
Yalnız Mesajı Göster
Nevrotik Ve Psikotik Rahatsızlıklar
09-06-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Nevrotik Ve Psikotik Rahatsızlıklar
Bir çoğumuz nevroz ve psikoz kavramını duymuşuzdur
Ancak bu kavamların ne anlama geldiğini ve ne tür etkilerinin olduğunu tam anlamıyla ayırt edemiyoruz
Nevroz toplumsal tavır ve davranışları tutukluyan ve kişide ruhen hasta olduğu bilinciyle birlikte bulunan ruhsal bir hastalıktır
Nevrozlarda Kişilik derinden sarsılmasada günlük yaşamda verimsizlik iletişim kopuklukları psikosomatik belirtiler ön plandadır
Nevrozlar psikozlar kadar ağır değildir
Ancak davranış ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemektedir
Nevroz kavrami oldukça eski bir kavram olup genis bir hastalik grubunu kapsar
Bu kavram günlük pratik kullanimda halen yer almakla birlikte siniflandirmalarda yer almamakta ancak bu baslik altinda incelenen hastaliklar siniflandirmalarda yerini korumaktadir
Nevrozlar temel olarak anksiyete (bunalti) ve buna eslik eden somatik belirtilerle seyreden bireyin gerçekle baglantisinin kopmadigi kisilik bütünlügünün korundugu hastaliga içgörünün kaybolmadigi psikozlara göre rölatif olarak daha az agir olan bozukluklardir
NEVROZLAR
BUNALTI NEVROZU
Bunaltı sürekli olabildiği gibi yoğun biçimde nöbet nöbet de gelebilir
Bunaltı nöbeti geçiren bir kimse belirsiz bir korku içindedir
İçi daralır sık sık solur soğuk soğuk terler döker göğüs sıkışır boğazında lokma kalmış gibi bir tıkanma duyar çarpıntısı vardır
Çocuklukta yaşanan bunaltının en önemli nedenlerinden biri ana-babadan ayrılma ana-babayı yitirme durumlarıdır
FOBİK NEVROZ
Saçma abartılmış ve gerçeğe uymayan korkulara fobi adı verilir
Korku benliğin sağlıklı bir tepkisidir
Kişiyi tehlikelere karşı uyarır ve önlem almasını korunma yolları aramasını sağlar
Fobik kişi benliği tehliaaae sokmayan durum ve nesneler karşısında korkuya ve paniğe kapılır
Köpekten korkan bir kimse bir yavru köpek yanından geçse bile dizinin bağı çözülebilir
dokunmak ya da kucağına almak ise paniğe kapılabilir
HİSTERİK NEVROZ
Hasta hiçbir organik bozukluğu olmadığı halde birden bacaklarının tutmadığından ellerini kollarını oynatamadığından yakınır
Sanki birden felç olmuş gibidir
Ancak sinirlerde ve kaslarda bir bozukluk yoktur
Gündüz kolunu-bacağını oynatamayan hasta uykudayken serbestçe oynatır
OBSESİF-KOMPULSİF NEVROZ
Kişi düşüncesinin saçma olduğunu bilir
Ama bunaltı çekmekten kendini alıkoyamaz
Aklından kovmaya çalışır ama başaramaz
Örneğin bir anne yeni doğan çocuğu ile ilgili olarak aklından geçen ‘Ya çocuğumu boğarsam
Ya elimdeki bıçağı çocuğuma saplarsam’ gibi düşünceden çok büyük sıkıntı duyar
DEPRESİF NEVROZ
Depresyon genel bir çöküntü durumudur
Depresyona giren bir kişi yaşama sevincini yitirir
Sürekli üzgün
kederli isteksiz ve yorgundur
Günlük işler ona büyük bir yük gibi gelir
Yaptığı işten tat almaz
Gülmeyi unutmuş gibidir
Canı konuşmak istemez
PSİKOZLAR
Psikoz düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri terimidir
Psikoz genelde ağır psikiyatrik vakalar için kullanılır
Bu tür vakalarda kişinin gerçeği algılama yeteneğinin kaybolması halisünasyonlar ve düşünce bozuklukları belirgin olarak görülür
Psikoz adı verilen ruhsal bozukluğun değişik türleri var
Bunlardan başlıcaları şöyle sıralanabilir:
1
Şizofreni: Halk arasında en iyi bilinen psikoz türüdür
Genellikle genç yaşlarda başlar
Tuhaf düşünceler hayaller ve kişinin kulağına boşluktan sesler gelmesi sık görülen belirtilerdir
Bazı tiplerinde kişi garip bir pozisyonda heykel gibi saatlerce durabilir ya da anlamsız ve amaçsız bir hareketlilik gösterebilir
2
Paranoya: Aşırı şüpheciliğin hakim olduğu bir ruhsal bozukluktur
Daha ileri yaşlarda ortaya çıkar
Kişi eşinin kendisini aldattığını ya da yakınlarının onu öldürmeye çalıştıklarını ileri sürebilir
Yaşamını bu gerçek dışı düşüncelere göre düzenlemeye başlar
İşi gücü bırakıp bütün gün eşini takip edebilir
Evdekiler tarafından zehirlenmemek için sürekli dışarıda yemek yer ya da yemeklerini kendisi pişirir
Gerçek dışı tehlikelerden korunmak için silah taşımaya başlayabilir
Bazı hastalar haksızlığa uğradıkları inancıyla sürekli dava açarak yıllarca mahkemelere gidip gelirler
3
Kısa psikoz: Şizofreni ve paranoya genellikle yıllarca hatta yaşam boyu sürebilen ruhsal bozukluklar
Bazı psikozlar ise aniden başlayıp bir kaç hafta içinde düzelebiliyor
Genellikle ağır hakarete uğrama aldatılma ırzına geçilme işkence görme gibi yıkıcı bir olaydan sonra gelişen bu tür psikozların seyri şizofreni ve paranoyaya göre çok daha iyi
4
Paylaşılmış psikoz: Bu bozuklukta aslında psikotik olmayan bir kişinin psikotik bir kişinin düşüncelerini paylaşması söz konusu
Hasta olan kişinin gerçek dışı inanç ve düşünceleri diğer aile üyeleri tarafından da gerçek olarak kabul edilmeye başlanıyor
Örneğin komşusunun evlerine elektronik aygıtlar yerleştirdiğini ve bu yolla evlerini dinlediğini düşünen şizofrenik bir hastanın eşi de aslında hasta olmadığı halde giderek kocasının fikirlerini benimsemeye başlıyor
Psikozun Mantığı
Nasıl oluyor da bir insan kendini Napolyon ya da Sezar zannedebiliyor? Ya da Tanrının televizyon spikerleri aracılığıyla kendisine mesajlar gönderdiğine inanabiliyor? Kendi halinde bir adamın peygamberliğini ilan etmesine yol açan nasıl bir düşünce sistemidir? Hangi mantık oyunları kişinin CIA tarafından takip edildiğine ve evine dinleme cihazları yerleştirildiğine inanmasına neden oluyor?
Bu tür tuhaf düşüncelerin kaynağında öncelikle şiddetli bir istek yer alıyor
Kişi önemli bir devlet adamı bir dini lider büyük bir sanatçı ya da sporcu olduğuna inanmak istiyor
Ancak bu tür istekler yalnızca akıl hastalarına özgü değil
Hepimizin gerçekleşmesi olanaksız hayallerimiz var
Hastaları ayırt eden özellik onların bu hayalleri gerçek zannetmelerine izin veren bir düşünce sistemine sahip olmaları
Hayallerin gerçek zannedilmesine izin veren mantığın üç temel özelliği var
Bunlardan ilki yalnızca bir ortak yanı olan iki nesnenin aynı kabul edilebilmesi
Örneğin bu sistemle düşünen birisi için 'Başbakan gözlüklü ben de gözlüklüyüm öyleyse ben de başbakanım' diye akıl yürütmek olanaklı
Ya da 'Peygamberin sakalı vardı eğer sakal uzatırsam ben de peygamber olabilirim' düşüncesi akla uygun bulunabilir
Yine aynı mantık sistemiyle yeni tanıştığı birisini göz rengi aynı olduğu için annesi olarak kabul edebilir
Ya da tam tersine annesinin bakışlarını televizyonda izlediği uzaylı yaratığınkine benzeterek onun uzaydan geldiğini iddia edebilir
Psikoza izin veren mantığın ikinci özelliği doğa ve toplum kurallarına göre işleyen süreçlerin kişisel güç ve niyetlere dayandırılarak açıklanması
Örneğin psikotik bir hasta Bengaldeş'teki sel felaketine Kobe depremine ya da uzay mekiği kazasına kendisinin neden olduğunu ileri sürebilir
İçindeki kötü düşüncelerin ya da birisine yönelik nefret duygusunun bu olaylara yol açtığına inanabilir
Psikotik mantığın üçüncü özelliği önce yargıya varıp sonra kanıt toplanması
Örneğin kişi Cumhurbaşkanının ona önemli bir mesaj iletmeye çalıştığı yargısına sahiptir
Televizyonun karşısına geçip haberleri izlemeye başlar
Bu noktadan sonra artık tüm olup bitenleri kafasındaki yargıyı doğrulayan birer işaret olarak görmeye hazırdır
Onun şapkasını sallaması kameraya doğru bir bakışı ya da konuşurken bir an duraklaması hep kendisine mesaj iletme çabasının açık belirtileri olarak kabul edilir
Psikotik mantığın özellikleri aslında bize hiç yabancı değil
Onu düşlerden ve küçük çocukların düşüncelerinden tanıyoruz
İlkel insanların düşüncesine egemen olan da yine aynı mantık
Bu mantık sağlıklı erişkin insanda bilinçdışında bastırılmış olarak bekliyor ve bazı kişilerde psikozla birlikte yeniden ortaya çıkıyor
Ruhsal Tedavi
Ruhsal tedavi (Psikoterapi) ruhsal bozuklukları konuşma yoluyla düzeltmeyi ve iyileştirmeyi amaçlayan tedavi biçimidir
En yoğun tedavi biçimi Psikanaliz’dir
Bu tedavide hasta divana uzanarak değil hekimle yüzyüze konuşarak tedavi edilir
Hastanın beklentileriyle hekimin amaçları çelişiyor tedavi süreci verimli olmaz
İyi bir arkadaşla dertleşme sorunlarını paylaşma ve dayanışma bir ölçüde ruhsal tedavidir
Hekimin hastasını tanımasından daha önemlisi hastanın kendi kendini tanımasıdır
Hastanın yardım almaya istekli ve işbirliğine yatkın olması ruhsal tedavide ön koşuldur
Hekimlikte hastanın isteğine karşın tedavi uygulanamaz
Gençlerle ruhsal tedavi sürdürülürken ana-babalarla düzenli ya da belli aralıklarla görüşmeler yapmak gerekir
Genç ana-babası arasında kalırsa tedavinin etkisi olmaz
Örneğin tutucu bir aileden gelen bir genci daha bağımsız davranmaya yöneltmek gençle ana-babanın daha çok çatışmasına yol açar
Böyle bir durumda tedavi son bulur
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Psikiyatrist Doç
Dr
Levent METE
Prof
Dr
Atalay YÖRÜKOĞLU GENÇLİK ÇAĞI RUH SAĞLIĞI VE RUHSAL SORUNLAR
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul