Konu
:
Benim Çocugum Uyusturucu Almaz Demeyin .
Yalnız Mesajı Göster
Benim Çocugum Uyusturucu Almaz Demeyin .
09-06-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Benim Çocugum Uyusturucu Almaz Demeyin .
Deneyimli psikiyatr Kültegin Ögel ve sosyal projeleriyle tanınan Nur Onur anne ve babalara rehberlik edecek iki kitapla madde bağımlılığı konusunun önemini gündemden düşürmemeye çalışıyor
Yakın zamanda çevrenizdeki “öteki” lerin hayatta kalma mücadelesine bakma en azından bunu düşünme fırsatınız oldu mu ? Özellikle de içinde yaşadığımız yüzyıl çocuklarının sorunlarını kendi çocuğunuzmuş gibi sahiplendiniz mi?
İş güç
hayat memat işleri ya da oğlun kızın müsamereleri derken “öteki”nin sorunları kapımızı çalmaz sanırız
Oysa hayat dolu çocuklarımızı bekleyen öyle bir tehlike var ki küçük bedenli
koca yürekli
her an gözleri nemlenebilen bir kadını tüm Türkiyeli anneler adına bir korku almış bile
Nur Onur’dan bahsediyorum
Medyadan tanıdığımız Nur Onur
madde bağımlılığına savaş açmış uzman bir isim olan Kültegin Ögel ile hazırladığı İş Bankası 99 sayfada serisi için söyleşi kitaplarıyla anne ve babalara rehber olmayı hedefliyor
Nur Hanım yapımcı
sunucu
yazar
yönetmen kimliği bir kenara tek kişilik bir iletişim ajansı gibi çalışarak çocuklar için sosyal projeler tasarlıyor
Bugüne kadar televizyoncu kimliğinizin yanı sıra çocuklar için ortaya koyduğunuz sosyal projelerle adınızı duyurdunuz
Şimdi ise Doç
Dr
Kültegin Ögel ile birlikte madde bağımlılığı konulu iki kitap hazırladınız
Nerden doğdu bu birliktelik?
Aslında şöyle oldu
ben Türkiye’de eksikliğini hissettiğim tüp bebek yaptıran anne adaylarının sorunları hakkında hazırladığım bir çalışmayı İş Bankası Yayınlarına bir süre önce sunmuştum
Onlar da madde bağımlılığı konusunda uzman bir bilim adamıyla İş Bankası Yayınları 99 Sayfada serisi için bir çalışma hazırlamayı önerdi
Böylece deneyimli psikiyatr Kültegin Ögel ile “
Uyuşturucu ve Gençlik
”
“
Alkol Bağımlılığı
” adlı söyleşi tarzında iki rehber kitap kaleme aldık
Kültegin Bey gerçekten konuya yıllarına vermiş bir isim
ÇEMATEM adlı merkezde bağımlı çocuk ve gençlerle sürdürdüğü tedavi yöntemleriyle onların tekrar yaşama kazandırılması için çaba sarf ediyor
Kültegin Bey çocukları yakından gözlemleyip uyuşturucu sorununun kökünü kazımaya çalışıyor
Bağımlılık konusunun önemine binaen
tek kitapta ele almak yerine ayrı ayrı kitaplarla alkol
uyuşturucu ve daha sonra yayına çıkacak sigara konusu üzerine bir çalışma hazırladık
Bu kitaplar can alıcı sorulardan oluştu ve sonunda benim bile inanamadığım cevaplar bulduk
Amacımız anne babaları alkol ve uyuşturucu bağımlılığı konusunda nasıl bir tutum
davranış sergilemesi
bağımlılığa nasıl yaklaşması gerektiği
çözüm önerileri ve problemin başlangıcını fark etmesi konusunda her konuya ışık tutmaya çalışan bir çalışma hazırlamaktı
Sigara konusu da bugünlerde çıkmayı bekliyor
Kitapta yer alan ilgi çekici konular nelerdir?
Hangi gençlerin daha çok uyuşturucu bağımlısı olabileceği
ne tür davranış bozuklukları sergileyeceği
ailenin takınacağı tutum ve sonrasında tedavi yöntemlerini Uyuşturucu ve Gençlik kitabında dikkat çeken başlıklar olarak belirledik
Alkol bağımlılığının tanımı nasıl tehlikeli bir boyuta ulaştığı ve çocukların alkolle ilişkisini Alkol bağımlılığı kitabında ele aldık
Ebeveynleri her yönden bilgilendirmeye çalıştık
Uyuşturucunun tarihçesinden tutun çeşitlerine dünyada dolaşım kanallarına kadar detaylı bir bilgi sunumu var
Kültegin Beyle çalıştığınız süre içinde bağımlılık hakkında bilmediğiniz ve sizi çok şaşırtan şeyler var mıydı?
Öncelikle ailenin çocuğa yaklaşımı konusunda göstermesi gereken tavırlar beni en çok çeken konulardı
Sert mi yoksa daha yumuşak mı yaklaşılmalı? Nasıl yardımcı olunması gerektiği konusunda hocanın önerileri beni çok etkiledi
Bir parti ortamından tutun çocuğunuzun size yalan söylediği noktaya kadar her alana ışık tutan cevaplar aldım
Bunlar ben ve her ebevenyn için hayati önemdeydi
Çünkü ergenlik döneminin çok aşağılara indiği bir çağda yaşıyoruz
Artık sekiz yaşında cinsel gelişimin tamamlandığını
kötü teknolojinin
endüstrinin insanlığa armağan ettiği fast food beslenmenin ve bu çeşit uyaranların çoğalmasıyla da uyuşturucunun bir gencin hayatına dolaysız şekilde girebileceğini gördüm
Geçtiğimiz yaz bitirdiğimiz bu kitaplar gündemin rüzgarı değil
Kitabın basıldığı tarihlerde bir genç kızımızı aşırı doz uyuşturucudan kaybettik ama bu durumu tanıtım amaçlı kullanmayı reddettik
Çünkü zaten böyle bir konu her anne babanın gündeminden düşmemesi gereken bir sorun
Artık ilköğretim yaşındaki çocukların bile kolaylıkla edinebildiği
uyuşturucu kullanımını tetikleyen şeyler nelerdir?
Madde bağımlılığını tetikleyen pek çok neden var tabi
Mesela arkadaş ortamı
kabullenme
benimsenme tutkusu
reddedilmeme dürtüsü büyük etken oynuyor
Bir genç ortaokul ya da üniversite çağında olsun sigara içilen bir ortamda bulunuyorsa o grubun etki alanından kaçma şansı azalıyor
Sırf reddedilmemek adına bile sigara
ot ya da alkol kullanmak zorunda kalabiliyor
Bu zorunluluklardan çocuğu korumada en büyük görev aileye düşüyor
Aile nasıl bir önlem alabilir?
Aile bence işin kilit noktası
Bazı durumlarda aile bile çocuğu böylesine korkunç bir batağa sürükleyebiliyor
Daha bebeklik çağlarında farklı olmanın ya da "hayır" diyebilmenin kötü bir şey olmadığını öğreterek çocuğuna özgüven aşılamalıdır
Bu davranış şekli zararlı maddelere bulaşma riskini bir nebze olsun azaltacaktır
Hayır demek çok mu zor ? Ailelerde de "Benim çocuğuma birşey olmaz" kanısı hakim zaten
Kesinlikle her anne babanın çocuğu risk altında
Oysa ne oluyorsa meraktan oluyor
Bir kere deneme tutkusu arkadaş baskısıyla birleşince kötü sonuçlara yol açıyor
Herkes için çocuğu çok önemli ve masumdur
Siz 6 yaşında bir kız çocuğuna sahipsiniz
Siz de onun için endişeleniyor musunuz?
Tabi ki
Böyle bir şey başıma gelirse ne yaparım diyorum
Eşimle de konuşuyoruz
onun bile gözleri doluyor
Gerçekten hayali bile o kadar korkutucu ki
Çocuk kapıdan çıktıktan sonra kontrolsüz bir dünyaya açılıyor
Uyuşturucuya karşı özendirici her davranıştan onları uzak tutmalıyız
Özellikle medyadan
Siz de televizyoncusunuz ama medyanın bağımlılığını kışkırttığını mı düşünüyorsunuz?
Medyaya büyük sorumluluk düşüyor
Korkunç bir mesaj bombardımanı altındayız
Kendim 18 yıldır bu işin içinde olduğum halde bunu söylüyorum
Sinemayla da uğraşıyorum
Bilinç altına seslenen mesajları kim inkar edebilir? Şimdi ekranlarda sigaralar kapatılıyor değil mi? Onlar zannediyor musunuz ki etkili oluyor? Benim daha çok dikkatimi çekiyor
Hatta bazı kanallar çiçek deseniyle kapatıyor
Yeşil çiçek sarı çiçek
Bosna ya da Irak savaşını dehşet içinde izledik
4
Kuvvet medya kitleleri dilediği yöne çekmede çok avantajlı konumda
Böyle basit rötuşlarla "yapma" denilince daha mı özendirici oluyor?
Hollywood' da aktörlere atlet giydirilmesi atlet firmasının küçük bir oyunuydu
Medyanın kamuoyunu etkileme hususunda büyük rol oynadığını düşünüyorum
Peki bir genç bir kez madde kullandığında artık o artık potansiyel bir bağımlı adayı mıdır?
Hem öyledir hem de değildir
Çünkü bir kere denemekle bir şey olmazla başlıyor
%40-50 oranındaki rakamlar bunu gösteriyor
Ben kontrollüyüm demek yanlış
Beni en şaşırtan şeyse doktorların ve uyuşturucu departmanlarındaki emniyet mensuplarının da uyuşturucu kullanmasıydı
Neden? Çünkü bana bir şey olmaz kanısı hataya çıkarılan davetiye
Kana bir kere girdimi o zehiri hep isteyeceksiniz
Merak kediyi öldürüyor!
Bağımlıların genel özellikleri var mı? Aile ilk olarak nasıl fark eder? Belki gözden kaçan en ufak bir nokta hayati öneme sahip olabilir
Kültegin Hocam kitapta çok net bir şekilde açıklıyor ben haddime düşmeyerek söyleyeceğim belki
Anne babalar çocuklarını gözlemle anlayabilirler
Aşırı neşe yani manik depresif haller ya da aşırı bitkinlik
içe çekilme
yalnızlaşma
hayattan zevk almama
aile olma kavramından uzaklaşma
ani değişimler
renk kaçması
kızgınlık
bıkkınlık pek çok klinik gösterge var
Ama en önemli şey değişim
Ufacık bir değişim bile gözlenmeli
Utanıp sıkılmadan bir uzmana başvurmalı
Çünkü en çok karşılaşılan sorun "kabullenmeme" meselesi
Bu durum sorunu daha çözülmez kılıyor
Çevre baskısı ağır geliyor
“Biz bu sorunu yaşadık başımıza geldi ama biz ailece bunun üstesinden geliriz” diyebilen aileler bu bataktan kurtulabiliyor
Türkiye’de bağımlı gençlere yönelik belli rakamlar var mı ? Çok duyulmuyor bunlar
Evet var ve üstü kapatılıyor çünkü %60-70'leri geçmiş durumda
Anadolu’nun en ücra köşesinden tutun şehir kültürüne kadar yaygınlaşabiliyor
Mesela kadınlardan uzak olduğu kanısı yanlıştır
Bu batak maalesef ki her yerde
Gençler şehirli olmanın
pek çok imkana kolayca ulaşabilmenin bedelini mi ödüyor ?
Maalesef
Özellikle üniversitelerde gençlerin bu batağa çok kolay saplanabiliyor
Hollanda örneği var kitapta
Belirli noktalarda uyuşturucu satışı serbest
Şunu söylemek istiyorum
Üstü kapatılarak soruna bir çözüm bulunamaz
Gençlerin yoğun olarak bulunduğu okullar
eğlence yerleri gibi mekanlarda özellikle haplara ulaşmak çok kolay
Küçücük kızlar bağımlısı olduğu maddeye ulaşmak için bedenlerini satar duruma geldi
Özgürlük kavramını yanlış algılıyoruz
Geniş aileden çekirdek aileye ve sonrasında yok olan aileler
Bu sorunun belki de tek çözüm yolu birlikte hareket edebilmekte
Artık sorunun toplumsal bir mesele olduğunu anlamamız gerekiyor
Devletin bu misyonu üstlenip ciddi projelerle harekete geçmesi gerekiyor
Bireylere düşen görevler var mı?
Ben elimden geldiğince gördüğüm eksiklik ya da hataları düzeltmeye çalışıyorum
Mesela kızımın okulunda izlediği çizgi filmde bile sakıncası olan bir şey görürsem gidip yetkilileri uyarıyorum
Çünkü o okulda bir sürü öğrenci bundan etkilenecek
Herkes bunu yaparsa sadece kendi değil tüm çevrelerindeki çocuklara da sahip çıkmış olurlar
Gerektiğinde bizim tepkilerimiz toplumsal düzeyde olmalıdır
Çılgın
manyak bir dünya düzeni içerisinde bir karınca misali var olmaya çalışan aciz insanoğluyuz
Bu kaos ortamında bilinç düzeyimizi biraz daha yükseltmeliyiz
Sizin bu konuda sosyal bir çalışmanız var mı?
Evet hazırda beklettiğim bir projem var fakat kimden destek alacağım konusunda net bir fikir oluşturmadım
Mart ayında hayata geçecek yine çocuklar için bir sosyal projeye son şeklini veriyoruz
Arkasından bir tane daha gelecek
Para için yapmıyorum bunları
Çocuklar için bir şeyler yapmanın değeri zaten ölçülemez
Sosyal projeler üzerinde de uzmanlaşmak istiyorum
Her şeyi tamamen kendim hazırlıyorum
Dersimi iyi çalışıyorum
Bu benim için asla bir kayıp değil hem bilinçlenip hem bilgilendiriyorum
Özellikle de çocuklarla ilgili gözden kaçan her şeye dikkat çekmek istiyorum
1992 yılından beri TV dünyasının içindesiniz
Yaptığınız işlere baktığımda uzun bir liste ve bir o kadar geniş bir yelpazede çalışmalarınız olmuş
Kültür sanat
sağlık
gezi
tarih
moda
marka gibi pek çok alanda programlarda yapımcı
yönetmen ya da sunuculuk görevleri üstlenmişsiniz
Bununla kalmayıp kamuoyunda ses getiren katılımcı sosyal projeler hayata geçirmişsiniz Sizi bu kadar disipliner olmaya iten güç nedir?
Ben hayatı bisiklete binmeye benzetiyorum daha önce de söylemiştim
Çok hızlı gidip bir anda durursan tökezler ve düşersin ama belirli bir dengede ve ivmede giderseniz her yerde yol alırsınız yokuşta çıkarken de inerken de… Onun için hayat hakikaten bisiklete binmeye benzer
Sabah kalktığınızda etrafınızda pek çok olay cereyan eder
Sosyolojik
psikolojik
fizyolojik değişmeler akıp gider
Mesela ben yaptığım çalışmalar dolayısıyla adım moda ile sıklıkla anılmakta fakat ben bu kadar kısır bir beyin değilim ki
1260 gr kadın beyni
1360 gr erkek beyni ama zeka beynin miktarında değil kıvrımında
Ne kadar kıvrımlıysa o kadar zeki olduğunu söyler bilim adamları
Ben zeki olduğumu da iddia etmiyorum
Ama hala beynimizin kapasitesinin %1-2’sini kullanıyorsak yapılabilecek pek çok şey var demektir
Sanırım sadece spor programı yapmamışsınız
Evet ama aslında lisanslı voleybolcuyum
El ve ayaklarım bu nedenle büyüktür
Sizden bahsedelim biraz da genç yaşınıza rağmen hayatınıza pek çok şey sığdırmışsınız
TRT’ de 100 bölümlük bir belgesel çektiniz ve daha üniversite öğrencisiydiniz
18 yıldır bu işin içindeyim
92 de TRT’den para almaya başladım yani bir buçuk yıl stajyerken üç yıl sonunda kadrom olmadığı için istisna aktiyle yönetmen oldum
Mucize gibiydi hala unutmam Ankara oluruyla alınan 77 A maddesi diye bir maddeydi
Bu ülaaai var eden insanların yoktan var etme mücadelesini
kıtlık yıllarını anlatan bir belgeseli Cumhuriyete Kanat Gerenler’i 100 bölüme kadar çektik
Bütün kişiliğimin kimliğimin gelişmesinde etkili oldu
Bir asfalt makinesini Türkiye’ye getiren Asfaltçı Asım’dan ilaç fabrikası kurucusu Süleyman Ferit Eczacıbaşı’na ya da Sami Şekere ya da matematikçi Cahit Ark’a kadar bu ülkenin değerlerinin hikayelerini anlattık
Elektriğin boşa akmaması gerektiğini
musluklara dikkat edilmesi zorunluluğunu
Milli Mücadele dönemi ve sonrası kıtlık yıllarını görünce anladım
Artık istem dışı olarak bu konularda daha hassasım
Kızım bile musluktan fazla su akıtınca Afrikalı çocukların suyunun biteceğine inanıyor
Çocuklara yönelik hassas tutumunuz kızınızın doğumuyla mı oluştu?
Tabi anne olmak bambaşka bir şey dünyaya yeni bir pencere açmak
hayatı başka algılamak yani bir damladan nasıl bir mucize yaratıldığını görmek demek
Çünkü bu sadece kendi var olduğumuz dünyada değil o dünyanın boyutunu ve çemberini genişleterek bütün evreni düşünerek yapmamız gereken bir eylem
Yaptığımız her işin sahibi değil sadece parçasıyız
Onları ben yaptım diyemiyorum bir ekip işi ve ruhu
Projelerin ortaya çıkarılması ve formatların yaratılması konusunda çok katkım oluyor çünkü hayatı oyun gibi algılıyorum
Bu nedenle işi öğrenebileceğim mızıkçılık yapmayacağım aaaif alabileceğim bir alan seçiyorum
Faydası olması gerektiğine de inanıyorum bir moda programı bile yapsam yaşam ve ölüm arasındaki giyinik dönemi ele alıyorum
Boş bir şekilde sen bunu giy sen şunu giy
bu sene bunlar tüketilmeli gibi bir yaklaşımım yok
Çok fazla alanda çalışmalarınız var zaten ama gerçekten neden moda ? Biz genelde modayı gelir düzeyi yüksek bir kesimin tabulaştırdığı bir alan olarak görürüz
Herkes öyle zanneder ama durum çok farklı
Dini sembollerden tutun krallıklara kadar giyim ayrışma noktasıdır
İşaretler sistemidir burada mesajlar gizlidir
Kim olduğunuzu ne olduğunuzu dahil olduğunuz sınıfı düşünceyi giysilerinizle takılarınızla belli edersiniz dövmelerin şapkaların yüzüklerin hepsinin bir anlamı vardır
Kralın giysisinin rengi bile bir ifade şeklidir
Şu bilinmeli ki örtünmek ve giyinmek aynı şey değildir
Sanayi Devriminden sonra örtünmek giyinmeye dönüşmüştür
Yoksa ilkel insanla başlar
Hikayedeki Adem ile Havva’ya kadar gidersek bir yaprakla başlar
Bu serüven çok farklılaşarak günümüze taşınmış sanayi makinaları kullanılmaya başlanınca da bir aaaaya dönüşüyor
dev çarklar dönüyor
Bunun üzerinden İngiltere kaynaklı dev pazarlar oluşuyor bunu önce fark eden Avrupa ülkeleri tabi işin kaymağını yiyor
Ama bizdeki bindallılara üç eteklere baktığımız da Osmanlı’da da zengin bir görsel şölen ve kültür olduğunu görüyoruz
Dolayısıyla giyim sadece bugün ki basit anlamıyla “Bu sezon bunları giy
bu sene trenchcoat moda
çizmenin uzunu kısası” değil
Bu bir tarz
Ben 18 yaşımda da ufak oynamalarla bu tarz giyinirdim
Evet şapkanız çok hoş…
Teşekkürler
Şapkaları çok severim
Moda konusunda Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan Moda bulaşıcıdır adlı bir kitabınız da var
Üstelik sadece ana başlıklarına bakınca akademik bir çalışma gibi duruyor
Evet çok doğru bu kitap için tam 4 yıl çalıştım
Üstelik itiraf ediyorum sırf kıskançlığımdan yazdığım bir kitaptı
Paris Moda Haftası’nda Erkan Özerman
Barbaros Şansalla birlikte defile sonrası sohbet ettiğimiz bir İtalyan “Biz dünyaya marka satıyoruz hanımefendinin bile çantası ayakkabısı hiç değilse bir aksesuarı İtalyan malıdır” demişti
Gizlememe rağmen çantamın devrilmesi ve içinden İtalyan malı gözlüklerimin çıkmasıyla çok utanmıştım
Çünkü İtalyan adam övünmekte haklıydı
Dünyaya marka satıyordu ve bende o markanın parçası olmuştum
Benimseme duygusu muydu sizde ki?
Güvenilirlik
zorunluluk gibi nedenlerle almıştım bende ama zaten bunlar da marka olmanın koşuluydu
Sonra gelip kafa yordum adam haklıydı
Biz de hammadde var teknik alt yapı var niçin dünya çapında markalarımız yok? Bunun üzerine Marka adlı reel sektörün buluşma noktası bir program hazırlamaya koyuldum
Otomotiv
gıda
temizlik malzemeleri akla gelebilecek tüm alanlarda marka olamamamızın nedenlerini çözüm yollarını aramaya koyulduk
temel sorunlara eğildik
Hayata geçirdiğiniz sosyal projelere de bakınca Türkiye’nin sorunlarını kendinize dert edinmiş görünüyorsunuz
Gerçekten küçükken de hep dua ederdim
Eğer savaşlar bitecekse beni al derdim Allah’a…
Tekrar çocuklara dönelim isterseniz
Neden sizde herkes gibi programlarınızı yapıp bolca paralar kazanmak gibi --bizim de alışkın olduğumuz –bir tutum sergilemiyor da zaman ve enerjinizi sosyal yönlü projelere harcıyorsunuz?
Dünyada her şeyin para olmadığını biliyorum
36 yaşındayım Sorsanız cüzdanımdaki paradan bile haberim yoktur
İşletmelerden projelerim için destek istediğimde para almayacağımı öğrendiklerinde çok şaşırıyorlar
Bunu niçin söylüyorum? Hayattaki hareket noktamda para öncüm olmadı
Para kazandım kazanıyorum ama hazırladığım işler para amaçlı değil para zaten gelir
Önemli olan üretebilmektir
Şuan beklettiğim 49 tane patentli projem var
Onları nadasa bırakıp uygun zamanın gelmesini bekliyorum
Tıpkı ibadet yapan inançlı insanlar gibi düzenli şekilde işler üretip gece geç saatlere kadar oturup yeni şeyler üretmeye çalışıyorum
Sosyal projelere gelince özellikle çocuğum olunca artık bütün herkesin çocuğunu kendimin gibi görmeye başladım
İnsanlara kızamaz oldum karşınızdaki aşağılık bir patron olsa da onu doğuran ananın dokuz ay neler çektiğini onu plasentayla beslediğini dünyaya getirince katil olacağını bilse bile merhametle kucaklayacağını düşünüyorum
Böyle olunca insanlara kızamaz oldum çünkü artık onları çocuk yüzleriyle görüyorum
O zaman bir şeyler yapmak gerektiğine inandım
Peki siz bir şeyler yapmaya kalkıştığınızda çevrenizde maddi manevi karşılığını bulmakta zorlanıyor musunuz? Ünlü modacılara bebekler yaptırdınız
pahalı takı tasarımları sundunuz
kitaplar yazdınız… Başka neler var?
Çok şanslıyım çok güzel dostlarım var
Hayatın bana kötülük yaptığını düşünmüyorum
Çünkü Allah kimseyi cezalandırmak için bu dünyaya göndermedi
Herkes kendi yolculuğunu cüzi irade içinde belirliyor ve ben o cüzi iradem içinde külli iradenin bana sunduğu güzellikleri yaşıyorum
Karşıma hep güzel insanlar
işler kapılar açılıyor
Öncelikle kendi tasarımcı arkadaşlarımla yola çıktık
Samimi olduklarını
beni kırmayacacaklarını bildiğim için onları kendi çocukluklarına davet ettim
Hepiniz çocukken bir bebekle oynadınız dedim evet dediler ve onlara hayallerindeki bebeği yaptırdım
Cemil İPEKÇİ bir Rebeca yaptı
Yıldırım Mayluk yüzü olmayan bir gelin yaptı
Barbaros Şansal günümüzü anlatan ikonik bir gönderme yapan bir bebek yaptı
Herkes kendini anlattı
Bunlar Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı yararına Okmeydanı’nda bulunan LÖSEV Hastanesine labotaruvar birimi yapılmasına katkı sağlamak içindi
Esma Sultan Yalısında bir gece düzenlendi
Bebeklerin en küçüğü 6 bin TL olmak üzere 21 tasarımcının desteği ile milyon dolarlara ulaşmasa da bilet satışları ve "Bir Varmış Bir Yokmuş Herkes Çocukmuş" adlı kitabımın tüm geliriyle bir fayda sağlandı
En önemlisi bir kıvılcım çıkarmaktı
çünkü sonrasında projeler sevindirici seviyede arttı
Ardından başka projeler geldi
Şimdi ise Dilek Sabancı ile birlikte başka bir çalışmaya yoğunlaştık
Amacımız sadece var olandan olmayana bir köprü kurmak
Lösemili çocuklar için düzenlediğiniz gecede Sibel Turnagöl’ün jartiyeri ve Yavuz Selim portresindeki küpe basında geniş yer almıştı
Maalesef
Ama bakın ben hiç cevap vermiyorum bunlara çünkü benim amacım magazinel olmak sansasyon yaratmak değil ben işimi yapıp yoluma devam etme taraftarıyım
Onun jartiyerini göstermesi kendi etik sorunu
Geceyi sunan bendim ve benim kıyafetim yerleri süpürüyordu
Ben bir çok program yaptım ama bakın beni tanımıyorsunuz
çünkü ben sizin dikkatinizi çekecek kadar absürt değilmişim
Bu iyi mi kötü mü diye tartışırsanız bence iyi çünkü ben istediğim yere giderim pazara gider minibüse de binerim herkes kendi işine bakar
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul